28.11.2000 , N.Z.
İlginç bir yaklaşım.
Sitene baktım da oldukça saçmalamışsın. Elinden gelse zencileri bile Türk yapçan. Kültürlerimiz bir demişsin, Allahaşkına sölesene Türklerle Çerkeslerin hangi kültürleri birbirine benzio.. Hangi yemekleri birbirine benzio... MÜZİK , YAŞAYIŞ, ÖRF ADET .....?
YAZIDAN Bİ BÖLÜM: "Meselâ Hayri Ersoy-Aysun Kamacı tarafından yazılmış olan ÇERKES TARİHİ adlı kitapta, ABAZALAR, ADİGELER, UBIHLAR, ÇEÇENLER, DAĞISTANLILAR, OSETİNLER, KARAÇAYLAR, BALKARLAR hep ÇERKES gibi gösteriliyor!.. Hattâ aynı kitapta GÜRCÜLER ve LAZLAR da ele alınarak bağlantı kurmaya çalışılıyor."
Çerkesler kendilerine ADİGE derler..12 grup vardı böyle,şu yukarda saydıklarından zaten KARAÇAY ve BALKARLAR zaten Türktür..Diğerleride ADİGE grubuna girmezler... gürcülerle lazları nerden buldun anlamadım yaa. sen bi yerde çerkeslerle Türkleri ayırmışsın biyerde çerkeslerin atalarıda Türklere dayanır demişsin.Karar mı veremedin , yoksa artık kafan kelime uyduramaz mı oldu.?
Sen sadece Türkiyedemi çerkes var zannediosun.İsrail de Ürdün de Amerika'da Suriye 'de ...dünyanın bir çok yerine dağılmışlardır.Bu ülkelerde de çerkeslere özel haklar tanınır..İsrail de Ürdünde mecliste temsilcileri vardır.Yine israil de kadınların askere gitme zorunlulukları olduğu halde çerkes kadınlarına böyle biz zorunluluk getirilmemiştir..Ürdün de Çerkeslere senin anlayamayacağın kadar önem verilir...Bu adamlarda çerkseleri Türk olarak görmüolar efendiii.Çünkü tarih böyle safsataların geçersizliğini belgelerle bizlere sunuor.
Bu farklılıkları içinize sindirin birazz. LAFA BAK : ^^Kişi TÜRK SOYU'ndan, ÇERKES BOYU'ndan olabilir.... Onun Cerkes olması, tâ baştan beri anlattığımız gibi, onu TÜRKLÜK'ten çıkarmaz^^^ HAHHAAAAA ALLAHA ŞÜKÜR KANIM BİR ÇERKES (KABARDEY KANI) TÜRKLÜKLE DE ALAKAM YOK..bu ülkede yaşıorum bu ülkeye borçlarımıda ödüorum fakat ne anavatanımı unutuorum nede geçmişimi , bir çerkes olduumu.BİRİ DEDİYDİ YAWF UNUTTUM bir kişinin bennemutlu türkim deme hakkı kadar ne mutlu çerkesim ne mutlu kürtüm deme hakkıda vardır...
AL SANA BİDE KRONOLOJİ GÖNDERİOM OKU AMA BAK İİMİİ.. hadi byesss...neyseki yalanlar gerçeklerin varlığını değiştirmiyorr.Buda beni sefindiren bişiii...
CEVAP:
Hemen belirtelim, bu kardeşimizin mektubunu, sadece TÜRKÇE
nette bozulan karakterleri düzelterek, aynen yayınladık. İfade tarzı kendine aittir.
İkincisi, gönderdiği KRONOLOJİ'yi de
ÇERKESLER sayfasına olduğu gibi
koyduk. Henüz üzerinde bir çalışma yapmadık. Ama elbette söyliyeceğimiz bir
kaç husus var.
Her ülkede o MİLLET'in, içinde yaşadığı coğrafî bölgelere bağlı olarak değişik
yemekleri, değişik müziği, değişik ağzı, dolayısiyle nisbeten değişik bir kültürü vardır.
Bu gerçek, avuçiçi kadar bir ülke olan HOLANDA için dahi geçerlidir. Siz bir yabancı
olarak farketmezsiniz ama, Holandalılar "falanca bölgenin insanının kendilerinden
farklı âdetleri olduğunu, hatta huylarının bile değişik olduğunu" söylerler. Ben orada
iken bana öyle demişlerdi...
Aynı şey TÜRKİYE için de geçerlidir. KARADENİZ insanı, AKDENİZ
insanından, DOĞU insanından, GÜNEYDOĞU insanından, TRAKYA insanından,
EGE insanından farklıdır. Bunların her biri de birbirinden farklıdır. Yemekleri, müziği,
düğün, cenâze âdetleri farklıdır. Bazen iki yakın köy insanında, bir ova diğer dağ köyü
olması hasebiyle, alışkanlıklarında büyük farklar görülür. Bu yüzden KAFKASYA'dan
göçüp gelmiş TÜRK boyu Çerkesler'in ANADOLU TÜRKÜ'nden farklı âdetleri,
farklı müziği olması kadar tabii bir şey olamaz!.. Dostumuz bu farkı Çerkesler'in
TÜRK olmadığı şeklinde gösteriyor.
Peki, 5-6000 km. uzaktaki ve tarih açısından bizden 1000-1200 yıl kopuk
TUVALAR'ın, Amerika kızılderililerininkine benzer âdetleri ile, tamamen farklı
müzik ve kültürü ile, bugün hiç anlıyamadığmız dili ile kendileri TÜRK saymalarını
nasıl izah ediyor?
Hep söylüyoruz... TÜRK, diğer milletlerin tâbi olduğu kıstaslar ile
değerlendirilemiyecek bir IRK'tır. Diğer milletlerle kıyaslanamıyacak kadar eski bir tarihe
sahiptirler, çok daha büyük bir sahaya yayılmışlar, başka hiç bir millette olmayan bir
biçimde diğer ırklar ile karışmışlardır. Ama temel özellikleri saklı kalmıştır. Dış
görünüşe, kullanılan müzik âletine bakarak karar vermek insanı yanlışa götürür.
Kaldı ki, Çerkesler bir KAFKAS halkıdır. Yemeklerinin ANADOLU TÜRKLERİ'ne
benzemediğini kabul etsek bile, başka bir KAFKAS halkı olan ve TÜRK olduğundan
şüphe duyulmayan AZERİLER'in yemeğine de mi benzemez? Ya KARAÇAYLAR'ınkine,
BALKARLAR'ınkine, DAĞISTANLILAR'inkine de mi benzemez? Müziği, kıyâfeti
onlarınkine benzemez mi? Âdetleri, örfü benzemez mi?
Peki, bu kadar benzemez de, neden Çerkesler başları derde girince
kaçıp, diğer pek çok TÜRK boyu gibi TÜRKİYE'ye gelir yerleşir? Rusya
niye onları Polonya'ya, Romanya'ya değil de; TÜRKİYE'ye yollar?
Çünkü artniyetli Batılı bilim adamları hariç, Ruslar da, Araplar da,
hatta Avrupalılar da Çerkesleri TÜRK sayar!
Dostumuz Ürdün'de Çerkeslerin yaşadığını söylemiş... Tesadüfen
geçenlerde bir Ürdünlü Arap ile konuşuyordum. Konu Çeçenistan'a geldi,
Çeçen ve Çerkesler'den söz edildi. Bize o bölgeden çok göçmen
geldiğini söylediğim zaman, "Bu gayet tabii," dedi, "çünkü onlar
TÜRK!"
İsrail'de Çerkesler'e özel haklar tanınmış, Çerkes kadınlar
askere alınmıyormuş... İsrail bir YAHUDİ DEVLETİ'dir. Sadece Yahudileri
"has vatandaş" sayar. Dostumuz, böyle bir uygulamanın "hak" değil,
"ayırım" olduğunu farketmiyor!.. Kadınları askere almadığı gibi,
Çerkesler'i devlet kurumlarına da almazlar!..
Ürdün'de, Lübnan'da,
Suriye'de Çerkes olması son derece tabiidir, 100 yıl önce o ülkelerin hepsi
OSMANLI DEVLETİ'ne aitti, yani TÜRKİYE idi!.. 1800'lerde göç eden Çerkesler
o dönemdeki muazzam OSMANLI TÜRKİYESİ'nin istedikleri her tarafına yayılmışlardır.
Emperyalizmin OSMANLI TÜRKİYESİ'ni parçalamasından sonra
Batılılar'ın güdümünde kurulan uyduruk devletlerde, TÜRKİYE
CUMHURİYETİ gibi homojen ve üniter bir yapıda oluşmamıştır. Batılılar kendi
hegemonyalılarını sürdürebilmek için her türlü azınlığa birbiriyle çatışmalarını
sağlıyacak "haklar" sağlamıştır. Meselâ Lübnan parlamentosu Hıristiyan Arap ve
Müslüman Araplar'ın farklı sayıda katılımıyla oluşur. Bu yüzden yıllar süren
çatışmalar Beyrut'u mahvetmiştir...
Batılılar "lâik devlet" konusunda da
o ülkelerde pek ısrarcı olmamışlardır.
Şimdi Orta Doğu'daki bu emperyalist amaçlı oluşumu örnek gösterip,
TÜRKİYE'deki Çerkesler için de benzer "haklar" talep etmek doğru olur mu?
Yine belirtelim ki, bir Çerkes'in Kabartay-Çerkes özerk bölgesinde "Sen
Kabartay'sın, ben Çerkes'im" deme hakkı vardır. Ama nasıl Amerika'da yaşıyan
bir Çerkes'in "ben Amerikalı değilim, Çerkes'im" deme hakkı yoksa, TÜRKİYE'de
yoktur!.. Ancak "Ben Çerkes asıllı TÜRK'üm" diyebilir!.. TÜRK kelimesi bu ülkenin
vatandaşı olduğunu belirler!.. "TÜRK değilim" dedi mi kendini bu ülkenin vatandaşı
saymıyor demektir! Bu, "Ben MUĞLALI'yım, TÜRK değilim" demek kadar saçma olur.
Neye şaşıyorum, biliyor musunuz?.. Biz, kendi diyarında rahat yaşayamayıp kaçan
veya sürülen bütün boylara, ve bu arada bu kardeşimize de aramızda yaşama imkânı
tanımışız, onu kendimizden saymışız, "Sen bizdensin" demişiz... bütün
bunlara rağmen, o, "ben sizdenim," demiyor!..
Bu nankörlük değil de, nedir? Çok şükür ki, böyle düşünenler az!..
Kaldı ki, biz, sitede ÇERKESLER'in de TÜRK soyundan olduğunu
kanıtlıyacağız!..
28.11.2000 , F.U.
Beyler,
Sunduğunuz argümanlar gerçekten de bilimsel, ve Devlet İstatistik
Enstitüsü'nün verileri. Bu verilere itiraz edilemez.
Ama bence bir şeyi karıştırıyorsunuz. DİE sizin de belirttiğiniz gibi nüfus
sayımlarında insanlara konuştukları dilleri sordu, ana dillerini. Doğal
olarak dillerini bilenlerin sayısı sizlerin de belirttiği nedenlerle (Kentleşme ve
eğitim) ve bizlerin de çok iyi bildiği nedenlerle (anadil konuşma yasakları, genel
anlamda yasaklar ve baskılar) artmamış, tersine azalmıştır.
Siz bence Türkiye'deki Kürtlerin, Çerkeslerin, Lazların ya da Abazaların
nüfusu konusunda bir ŞEY'i ispatlamaya çalışmadan önce, eğer kendine güvenen
bir Türkiye Cumhuriyeti devletinin olmasını istiyorsak nüfus sayımında
"ORİJİNİNİZ NEDİR? HANGİ MİLLİYETTENSİNİZ?" sorularının yöneltilmesini
savunmalısınız. Aksi takdirde nüfus sayımında anadil üzerine sorulan
soruların yanıtlarından yola çıkarak "Çerkesler şu kadar, Kürtler de bu
kadar" deyip işin içinden çıkamazsınız. Çıkarsanız da yanılırsınız, kendi
kendinizi aldatmış olursunuz.
Bir diğer mesele de şu: Bu ülkede hepimizi birleştirecek
tek motif, vatandaş olmak, yurtsever olmaktır.
Beni bu ülkeye bağlayan neden ne Türkçe, ne de Türklük. Ben kendi
dilimi (Çerkesçe'yi) konuşarak da Türk olmadan da bu memleketi seviyorum ve
burada yaşamaktan da çok mutluyum. ŞİMDİ KENDİ DİLİMİ KONUŞAMADIĞIM
HALDE bendeki Çerkes olma bilincini ortadan kaldırabildiniz mi? Hayır. O halde
tüm etnik grupları asimile etme saplantısında ve mojorite histerisinden bence
vazgeçin. Bu ülkede birlikte yaşamanın tek koşulu var:
DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLÜK...
Eğer ırka dayalı bir ülke, ulus-devlet hayaliniz hâlâ devam ediyorsa bir an
önce vazgeçin. Avrupa'da resmi dilleri konuşmayan tam 40 milyon insan var, ve
Avrupa Birliği bu dillerin korunması için çalışma üstüne çalışma yapıyor.
Hoşçakalın.
CEVAP:
Bu kardeşimizin işaret ettiği çok önemli bir nokta var, ve biz bu
fırsatı maalesef beceriksiz yöneticilerimiz yüzünden kaçırdık.
Kaçan fırsat, gerçek istatistikî bilgilerin 2000 yılı nüfus sayımında elde
edilmesi idi. Sadece DİLLER ve KÖKENLER açısından değil; GELİR açısından
MESLEK açısından, EĞİTİM açısından, SAĞLIK problemleri açısından, velhasıl
pek çok açıdan geleceğe ışık tutacak sorular sorulabilirdi. Maalesef hiç biri yoktu.
Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir husus var... Kişiye kökeni
sorulduğunda "Laz, Kürt , Çerkes" gibi cevaplar ile yetinilmemeli, hangi
boydan, hangi kabileden, hangi oymaktan geldiği, ne zaman geldiği, hangi
ülkenin hangi bölgesinden geldiği de kaydedilmeliydi!.. ANADİL değil;
ANASINDAN öğrendiği DİL sorulmalı, ve öyle "Kürtçe, Çerkesçe" deyip
geçilmemeli idi. "Kürtçe" diye cevap verene, "hangi ağız?" diye sorulmalıydı.
Bunun içinde sayım memurunun elinde
GOİCHİ KUJİMA
'nın Türkiye'de
tesbit ettiği ağızların listesi bulunmalı, gerekirse hane halkına yardımcı
olunmalı idi. Bu dili nerede (evde, akrabalar, komşular arasında, sokakta)
kullandığı da sorulmalı idi.
Böylece TÜRKİYE'deki tüm göçmenlerin listesi, ne zaman geldikleri,
hangi yörelerde meskûn oldukları, hangi ağzı konuştukları kesin rakama çok
yakın olarak öğrenilebilirdi!
Ayrıca son zamanlarda "Kürtçe Televizyon" yayını için gerekçe gösterilen
"doğudaki insanların %80'i Türkçe bilmiyor" iddiasının saçmalığı da ortaya
çıkardı.
Nüfus sayımı rakamları yok ama, bazı anket rakamları var ve son derece
enteresan... Meselâ, KONDA şinketi tarafından 1993'de İstanbul'da yapılan
bir araştırmada, ayırımcıların tabiri ile ne anası, ne babası TÜRK
olmayan (yani meselâ ana Kürt, baba Laz) kişilere "Kendini ne olarak
hissediyorsun?" diye sorulmuş. Cevap: %91,11 TÜRK, %4.32 müslüman,
Kürt-Zaza-Arap-Çerkes %4,49, diğer %1,08.... Bir başka araştırma
Kürt asıllıların etkili olduğu Diyarbakır Dicle Üniversitesi tarafından
yine bu üniversitelerin öğrencileri tarafından yapılmıştır. Bu araştırmaya
göre, anadili TÜRKÇE olmayanların (yani Kırmançi, Zazaki, Arapça
konuşanların, ki bunların toplamı ankete katılanların %67'sini teşkil
ediyor) sadece %9'u kendini TÜRKLÜK dışında bir kimlikle (Kürt, Zaza,
Arap, Süryani) olarak tanımlamıştır. En enteresanı anadili Kürtçe
(Kırmanç) olan Tekrar belirtelim ki, bizim TÜRKİYE'de yaşıyanların boy ve soy olarak
kökünü, kökenini reddetme, yok sayma gibi bir tavrımız yok!.. Onların
kullandığı ağzı da yok sayma gibi bir niyetimiz yok!..
Tam tersine, bu belirttiğimiz şekilde demografik istatistikler sağlanamadığı
için konunun ve sayının abartıldığı düşüncesindeyiz. Yani, böyle bir sayımı,
biz sizden çok isteriz!
Öte yandan, biz okullarda 15 yıl öğrenim görüp te, ülkemizde yaşılyan
insanların kökünü, kökenini, tarihini okulda öğrenememekten de şikâyetçiyiz!..
Eğer bu hususlarda gerçek ve sağlıklı bir eğitim verilmiş olsaydı, ortalıkta
ecnebilerin hazırlayıp ülkemize yaydığı yalan yanlış bilgiler karşımıza
"gerçek"miş gibi çıkmazdı.
Bizim gerçeklerden korkumuz yok!.. Bu kardeşimizin dediği gibi, asıl
vurgulamak istediğimiz husus, bu ülkede yaşıyan herkesin TÜRKİYE
CUMHURİYETİ vatandaşı olduğudur!.. Biz her vatandaşı bu açıdan TÜRK
sayıyoruz. Bu devletin kuruluşundaki temel esastır!.. Her vatandaşın imtiyazsız,
sınıfsız olarak bir TÜRK sayılıp, aynı haklara ve sorumluluklara sahip olmasıdır.
Yalnız şu "anadan gelme dili konuşma" yasağından bahsedip durmayın!
Kim şimdiye kadar evinde, komşusuyla, arkadaşıyla Çerkesçe konuşmuş
diye ceza görmüş ki? Kim onun bunun karşısına dikilip Çerkesçe konuşanı
susturmuş ki?.. TÜRKÇE mecburiyeti sadece resmî yazışma ve
konuşmalardadır. Dilekçe verirken, elbette TÜRKÇE vereceksin!.. Kabartay-Çerkes
bölgesinde Rusça vermek mecburiyetinde değil misin?.. Ürdün'de, İsrail'de,
Amerika'da, Fransa'da yaşıyan Çerkesler o ülkenin dilinde vermek zorunda
değil mi?.. Bunun tartışması olur mu? Yoksa arkadaşın kullandığı "demokrasi"
azınlığın çoğunluğa tahakkümü anlamına mı geliyor?..
Avrupa'da 40 dil üzerinde çalışma yapılıyormuş!.. Haklısın!.. Ama ne
var ki, TÜRKİYE'de maalesef TÜRKÇE bile üzerinde çalışma yapılmıyor.
Çalışma yapmak ne kelime, yapılan çalışmaları bile kaale alan yok. Daha
GOİCHİ KUJİMA
'nın çalışmasını Bakanlar Kurulu bile bilmiyor da,
"Kürtçe yayın yapalım" diye tutturmuş gidiyor!
Biz sadece Çerkesçe üzerine değil; ANADOLU'daki 85 AĞIZ üzerine
çalışma yapılması taraftarıyız. Hem de öyle çalışma ki, tarih öncesine uzana!..
Ama nerde?.. KÂZIM MİRŞAN'ın çalışmalarını bile bir HALÛK TARCAN, bir
de biz dile getirdik!.. Nice zaman sonra her ikisi de televizyona, hatta Ceviz
Kabuğu programına çıktı da, TÜRKİYE onları tanıdı!.. Araştırma, çalışma bizim gibi amatör tarih meraklılarına
kaldı!..
Özgürlük ise son derece saçma bir talep!.. Çerkesler, neyi senin-benim kadar
serbestçe yapamıyor ki, "özgürlük" talebinde bulunuyor?.. Eğer özgürlük, bu
arkadaşın lugatında "aklına eseni yapmak" anlamına geliyorsa, böyle bir hak
kimseye tanınmamış ki, sana tanınsın!.. Toplum içinde yaşarken, radyonu bile
istediğin kadar yüksek sesle çalamazsın!.. Özgürlüğün (ki aslında burada
serbestlik demek gerekir, hürriyet değil!.. Allah hiç bir Ulus'a, hiç bir soy'a,boy'a
hürriyetini
kaybettirmesin!) ancak başkasını rahatsız etmediğin sürece vardır. Beni
rahatsız edersen, benim özgürlüğümü kısıtlamış olursun!.. Şimdi söyle be
kardeşim, neyin özgür değil, neyin serbest değil??? Sanma ki, ben Düzce'de,
Adapazarı'ndaki Çerkesler'i bilmem, tanımam!.. Hepsinin hali vakti ANADOLU'nun
gariban bölgelerinde yaşıyan diğer TÜRKLER'den çok daha iyidir!..
29.11.2000 , U.T.
Sayın T. Türkkan,
Kafkas kültürü ve Karaçay-Malkar Türkleri konusunda hazırladığım sitemin
adresini bilgilerinize sunuyorum. Saygılarımla.
Adres :
KARAÇAYLAR VE MALKARLAR
CEVAP:
Teşekkür ederiz. Değerlendireceğiz.
6.12.2000 , M.U.
kürtler hakkındaki görüşlerine katılıyorum... ve kürtçe
yayına hayır...
CEVAP:
Desteğinize teşekkürler. Yine SESAR'ın 2000 yılında yaptığı
bir araştırmaya göre, Güneydoğu dışındaki Kürtler'in %94'ünün
sadece TÜRKÇE yayın yapan kanalları izledikleri, bunların %77,2'sinin
de "Kürtçe yayını bölge için yararlı bulmadıkları" tesbit edilmiştir.
(Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı). Ayrıca Boşnak kökenliler
de "Ne demek Boşnakça yayın? Bölücülük mü yapıyorsunuz?" diye
itiraz etmişlerdir. Demek ki, Türkçe dışında
bir dille Türkiye'de yayın yapmanın bir anlamı yok.
8.12.2000 , Murat
Sonuna kadar arkanızdayım.... Ve size hakaret edenlere cevabım var...
TÜRKİYE anayasasının değiştirilmez maddesi resmi dilin TÜRKÇE olmasıdır...
ve her TÜRK vatandaşı buna uymak zorundadır... karşı birşey düşünen varsa
mail atsın. Ve Konfüçyus şöyle demiş: "bir devleti kurmaya önce dilden başlayın..."
Anlayan anlamıştır herhalde. Dil birliği milli birlik demektir... Bu böyle
biline...
Kürtler; Ermeni, Arap ve İran kökenlidirler... İran'da 4 dil konuşuluyor,
kürtlerde oraya gitsin dedelerinin yanına. İran 5 dil konuşur.. Bu kadar basit...
Biz kürtleri zorla tutmuyoruz burda..
Varsa zıt düşünen bi baba yiğit mailleşelim.
Cevap:
Bu dostumuzun notu Ziyaretçi Defteri'nden alınma. Desteğine teşekkürler.
Bazı Kürt aşiretlerinin Arap, bazılarının Fars, bazılarının da
Ermeni asıllı olduğu doğrudur.
Ancak biz bölücülük yapanlar haricinde herkesi;
kendini "kürt" bilip te bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur
duyanları bağrımıza basmak istiyoruz.
Onların başka kavimler ile karışmalarından, dağda göçebe
yaşamalarından
dolayı meydana gelmiş olan farklılıkların önemli
olmadığına inanıyoruz. Onları TÜRK kabul ediyoruz!..
Biz kabul ediyoruz da, onlar gene de kendilerini ayırırlarsa,
yapacak bir şey yok!.. Tercih gerçekten kendilerine ait... Bizle
olmak istemiyorlarsa, gidip kendilerine başka bir yer bulsunlar!..
Ama oturdukları toprak bizim!.. Onu alıp götüremezler!. Ancak
bavullarıyla gidebilirler!
7.12.2000 , Cem
Kürtçe yayına karşı olmanızı anlamıyorum.. Eğer kürtçe TÜRKÇE'nin farklı
bir ağzı ise (bu sizin iddianız) neden bu dilin (veya herneyse) kullanılmasından
rahatsız oluyorsunuz?
CEVAP:
Sebep son derece basit... Bu yayının amacı "bölücülük" te ondan!.. Biz
insanların kendi aralarında kendi ağızları ile konuşmalarına karşı değiliz.
Piyasada sürü sepet satılan "kürtçe" kasetleri alıp dinlemelerine de karşı
değiliz. Ama yayın bir ülkede ortak kültür ve haberleşme içindir. Yaşadığı ülkenin
insanları ile aynı haberi aynı dilde dinlemekten daha
tabii ne olabilir?.. Aynı belgeseli, aynı dille seyretmekten daha güzel ne olabilir?..
Şimdi eğer sayısı 50'ye varan kürtçe ağızlardan birini seçer de, bir
haberi veya belgeseli o dille yayınlarsanız, hem o insanları aynı ülke içindeki
diğer insanlardan koparmış olursunuz, hem de yayın yapmadığınız ağızları
kullananlara haksızlık etmiş olursunuz. İşte bu yüzden TÜRKİYE'de
TÜRKÇE'den başka dilde yayın ve eğitim yapılmasına karşıyız!..
Hemen ekliyelim ki, buna son zamanlarda Batı hayranlığı
sonucu artan "yabancı dilde eğitim" de dahil!.. Yani
TÜRKİYE'de İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca da
eğitim yapılamaz!.. Bu diller öğretilir ama EĞİTİM aracı
olarak okullarda kullanılamaz!.. Bu konuda Oktay Sinanoğlu'nun çok
değerli kitapları ile, Attila İlhan'ın makalelerini ve Cumartesi
günleri saat 20:00'de TRT-2'de yer alan konuşmalarını tavsiye ederiz.
Muhammet
Bin kere lanet olsun size, eşek kadar büyümüşsünüz, fakat hala insan
olamamışsınız. Yazıklar size, ne olur halinize, bu kafayla yeriniz avrupa değil,
mekka olması gerekiyor, güle güle...
Sizlerden nefret eden sempatizan...
CEVAP:
Tabii bu "sempatizan" kürt bölücü sempatizan... Hani şu hapishanelerde
kendi insanını diri diri yakan örgütlerin sempatizanlarından... Umarız
hapishanelerdeki "hayata dönüş harekâtı"ndan sonra biraz
olsun gözü açılmıştır.
Bu sitenin bir amacı da TÜRKLER'in dünyadaki konumunu belirtmek! Bunu
çeşitli vesilelerle "diğer TÜRK BOYLARI ile birlikte olmak" şeklinde açıkladık.
Bu yüzden biz "avrupacı" değiliz, hele TÜRK DEVLETİ'nin bağımsızlığından,
TÜRK MİLLETİ'nin kültüründen, şeref ve haysiyetinden vazgeçmesi anlamına
gelen "Avrupa Birliği" hayranı hiç değiliz!.. Son bir yıldaki gelişmeler gösterdi ki,
başımızdakiler TÜRK MİLLETİ istemediği halde Avrupa Birliği'ne girebilmek için
ne kadar büyük tavizlerde bulunurlarsa bulunsunlar, 2010 yılına kadar konunun
tartışılması bile bahis mevzuu değil!..
Bu yüzden deriz ki, artık uyanalım. Silkinip kendimize dönelim. Koskoca 10
milyon km. karelik AVRASYA ve 250 milyonluk TÜRK DÜNYASI bizi bekliyor!..
H.K. , 7.1.2001
SAYFANIZDAN DOLAYI BİR TÜRK MİLLİYETÇİSİ OLARAK ŞEREF
DUYDUM. SAYGILARIMLA...
CEVAP:
Sitemizdeki yazılarla ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz,
biz şeref duyduk.
C.K. , 12.1.2001
Sayın vatansever arkadaşım. Ben ÇERKEZİM. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve
İstanbulda oturuyorum.Yazdığınız yazıya sadece güldüm...ki içinde
bulunduğunuz durum içler acısı.Benim Türkiye ile Türklerle, Kürtlerle, Lazlarla vs..
azınlıklarla toprak babında bi sorunum yok ki. Dünya üzerinde yaşayan bütün
milletlere saygım var ama neden israr ediyorsunuz Çerkezlerin Türk olduğunu bunu
anlamış değilim. Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan
vs..size yetmiyor mu bunlar? Hani utanmasanız Adem baba da türktü diyeceksiniz. Size
tavsiyem bu saplantıdan kurtulmanız insanları Türk, Kürt vs...oldukları için değil, önce
Yaratan'dan ötürü sonra da yaptıkları faydalı işlerden dolayı sevin.
He unutmadan Ne
Mutlu Çerkezim Diyene! Bu son cümlede bi art niyet aramayın çünkü Yüce Allah sizi
Türk soyundan yarattıysa beni de Çerkez olarak yaratmış, başkalarını da
Kürt, Alman, Leh vs...Dolayısıyla aslımı inkar etmek demem Yüce Allahı inkar etmem
demektir..
Zaten insanların farklı renk ve ırklardan yaratılmasında insanlık alemi için çok
büyük imtihanlar vardır. Dileğim Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan değişik ırk ve
boylardan insanların
helal yoldan önce ülkemize sonra da tüm dünyaya fayda sağlayacak işler yapmasıdır.
Zaten ilerde insanlar kanımca ırk ve renk olarak diğil de dünya (gezegen) olarak
ayrılacaklar. Dolayısıyla biz de ve 6 milyar insan da kendilerine dünyalı diyecek.
CEVAP:
Bu okurumuzun bir "toprak meselesi" olmamasına sevindik. Kendini Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı saymasını, ülke için, insanlık için hizmet etmeyi ön plâna
çıkarmasını, ve bunlar kadar önemli olan "insanları yaptıkları faydalı işlere göre
değerlendirmeyi" esas almasını da memnuniyetle karşılıyoruz.
Yazılarımız okunursa, görülecektir ki, bizim üzerinde durduğumuz
hususlar da
bunlar. İnsanları sırf akraba diye, hemşehri diye, kendi etnik grubundan diye kayırmanın
yanlışlığını hep vurguladık. Bunları hep "bölücülük" olarak saydık.
Bir kere daha tekrarlıyalım ki, biz TÜRK kavramını üç ayrı anlamda kullanıyoruz.
Birincisi, ATATÜRK'ün "TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni kuran TÜRKİYE HALKI'na
TÜRK denir," tanımıdır. Hangi soydan, hangi boydan olursa olsun, TÜRKİYE
CUMHURİYETİ vatandaşı olan, T.C. nüfus kâğıdı taşıyan herkes bu anlamda
TÜRK'tür!.. "Ne mutlu TÜRK'üm, diyene!" sözü işte bu imtiyazı farketmiş olan
kişiye hitaptır. "Ne mutlu bu ülkenin vatandaşıyım, diyene" anlamına gelir. Çerkes
asıllı dostumuz, ikinci cümlesi ile, bu anlamda TÜRK olduğunu zaten kabul etmiş
oluyor, ama farkında değil!..
TÜRK kelimesinin ikinci anlamı "TÜRK MİLLETİ'ndendir" anlamına
gelir. Buna eski TURAN
diyârında yaşıyanlar, eski TÜRKİSTAN bölgesinde yaşıyanlar, ve gene TÜRKİYE'de
yaşıyanlar dahildir. DEVLET kuran halka MİLLET dendiği için, bütün devlet kurmuş
TÜRK boyları bu tanıma dahildir. Örnek gerekirse, OSMANLILAR, SELÇUKLULAR,
HUNLAR, İSKİTLER, vs… Dostumuz, bir kaç nesildir TÜRKİYE'de yaşamasından
dolayı, bu açıdan da TÜRK'tür. Ama kendi farkında değil!
Üçüncü olarak TÜRK, bir IRK'ı belirler... Devlet kurmuş olsun olmasın, aynı atadan
gelmeyi kasteder… Şimdi HZ. NUH'un oğlu YAFES'ten gelme açısından TÜRKLER
ile ÇERKESLER akrabadır… Buna itiraz etmesi mümkün değil, çünkü kendi
kaynaklarından verdik… BEYAZ olmak olarak alırsanız, ÇERKESLER ile TÜRKLER
arasında fark yoktur. Yaşanılan tarihî mekân açısından, KAFKASYALI olmak açısından
bakılırsa, yine ÇERKESLER ile TÜRKLER arasında fark yoktur, çünkü dostumuzun
TÜRK kabul ettiği AZERİLER (ve AHISKA TÜRKLERİ) aynı bölgeyi paylaşır!..
Üstelik ÇERKESLER ile TÜRKLER aynı dine mensuptur. Çerkesçe farklı bile
görünse, kullanılan kelimelerin %50'den fazlası ortaktır.
Öyleyse, Çerkes'i bizden ayrı kılan nedir, sorarız. Biz bulamadık, bulduysa,
bu dostumuz söylesin.
Kaldı ki, (yine defalarca belirttik) Hıristiyan GAGAUZLAR, MACARLAR,
hatta BULGARLAR bizimle aynı kökenden olduklarını kabul ediyorlar. Şamanist
TUVALAR, SAMOYETLER, hatta AMERİKA KIZILDERİLİLERİ, ve budist
MOĞOLLAR bizimle akraba, soydaş, ırkdaş olduğunu söylüyorlar.
Hal böyle iken, "ALLAH'ın insanları farklı yarattığını" öne sürüp, Çerkesler'i
TÜRKLER'den farklı göstermenin âlemi var mı? Ona bakarsanız, Çerkes boyu
içinde de farklı kabileler var. Farklı aileler var. Her ailede, beş parmağın beşinin de
"bir" olmadığı gibi, farklı kardeşler var. Bu farklılık, bir ailenin birlik olmasını,
bir kabilenin birlik olmasını önler mi? Önlemeli midir?.. Önlemez ise, Çerkes'le
TÜRK'ün birliğini niye önlesin?
Kaldı ki, dostumuz meseleye İSLAMİYET açısından yaklaşmış… İSLAMİYET'in
ÜMMET anlayışı içinde, özellikle aynı ülkede, aynı Devlet'e bağlı olarak yaşıyan
insanların kendilerine gereksiz farklılıklar bulmaları doğru olur mu?
Olmaz, hiç olmaz!..
İşte biz bunları anlatmaya çalışıyoruz.
%54,4'lük bölümün sadece %4'ü kendini Kürt olarak
ifade etmiştir. (Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı)