-- Y. F. Almanya , 19.10.2013
Sizin bu konudaki yazılarınızı arkadaşlarımla paylaşmak isterdim.
CEVAP:
Maalesef ne Twitter'da, ne Facebook'ta sayfamız yok. O yüzden bu arkadaştan da, bizi sürekli Twitter'e davet eden ORKUN arkadaştan da özür diliyoruz. Forumlarla da bir ilişkimiz yok. Bir tek bu sitemiz var. Yazılarımızı alıp kendiniz sayfanıza koyabilirsiniz. Ama değiştirmeden, anlamı değiştirecek şekilde kısaltma yapmadan.
-- N.G. , 21.10.2013
Subject:Ufak bir sorum olacak, şimdiden teşekkürler
Sayın Türkkan,
Hâlâ siteniz için faaliyettemisiniz merak ediyorum. Emekleriniz için teşekkür etmek istiyorum. Okuyucu mektuplarından gördüğüm kadarıyla tam bir Türksünüz. Mantıklı ve sonsuz derecede sabırlı. Yüksek algılama gücünüzden olsa gerek. Okuyucu cevaplarınızdan birinde demişsiniz ki artık Kâzim Mirşan'in tezini benimseyip, Turk boylarının Asya kökenli olduğunu kabul ediyorsunuz. Yani dünyaya Nuh'un torunları olarak yayılmamışız. Şimdi eski savınıza göre merak ettiğim şey şudur: Yasef'in soyundan geliyor isek Yasef babasıyla hangi dilde konuştu? Ya da Nuh oğullarına nece konuştu? Gunes-dil projesine gore Türkçe kök-dil olarak gelisimini Nuh anlatışının hangi safhasında gerçeklestirdi? Belki Tufanda butun ırklar yok olunca; bu ırklar dünyada tekrar varolsunlar diye Nuh oğullarına ırkları tekrar yaşatma misyonumu yükledi? Eğer ırklar tekrar yaşatılacaksaydı Tufan neden yapıldı? Bilmiyorum bunlar saçma sorularmı ama kendime sorup cevabını şuanki bilgilerimle cevaplayamadım. Bu konuda bilginiz yoksada herhangi bir fikir yada yorumunuz olabilirmi? Cevabınız için Şimdiden teşekkürler. Bir şey daha söylemek istiyorum ama Türkiyedeki aşırı demokratlar duymasınlar kızarlar bana... Turk tanımına bir şeyde ben ekleyeyim. Anlatılan ve yazılanları okuyup, mantığını kuramayanların Turk olma ihtimali oldukça zayıftır. Bugüne kadar beynini mantık ve algılamaya açmış bir Ermeni yada Kürt gormedim. Olanlarınsa aslının Türk olduğuna eminim. Bunlara Rum, Arap ve Yahudileride eklememek eksiklik olur. Ingilterede, dil ogrenmek için bulunduğum sınıfın ilk gününde, kendimizi tanıtırken Türk olduğumu duyan bir Ermeninin herkesin ortasında 'you are my enemy' diyebilecek kadar aptal olunabileceğini hâlâ anlayamıyorum. Yada kendi komşu koyleri arasında bile dil birliği yokken, her bir aşiret reisinin mutlak hükümleri sürüyorken, bu insanların nasıl ve neşekilde birlik oluşturup kendi parlementer sistemlerini kuracaklarını asla düşünemiyorum. Aşiret reislerinin hükümranlık savaşında, kurban olacaklarını göremeyecek kadar mantıksız olabilmeğe imkân varmıdır anlayamıyorum. Neyse sayenizde anlayabildiklerimin oranı artıyor, sağlıcakla kalın...
CEVAP:
Bu değerli hanım kardeşimi kutlamak istiyorum. Hem bilgili, hem ilgili. Her şeyi çok dikkatli bir şekilde okumuş, özümsemiş. Çelişki gibi görünenlere hemen kafası takılmış, sormuş. Sorular hiç te saçma değil. Son derece mantıklı ve zekice. Çok duygulandım. Sağolsun, varolsun. Cevap geciktiği için de özür dilerim.
Şimdi herkes kabul eder ki, insanın yaradılışı, Tufan, ilk medeniyetler, dillerin ortaya çıkışı, ve TÜRKLER'in atasının ilk nerede yaşadığı, kim olduğunu kesin tespit etmek, şu an için mümkün değil! Bu konuda dinî kıssalar, efsâneler, ve bazı bulgular var, o kadar.
Meselâ dil ve konuşma konusunda dinler bunun bir "ilham" olduğunu söylüyor. Güneş-Dil teorisi ilkel insanın kısa sesler çıkararak konuşmaya başladığını belirtiyor. Biz de dedik ki, her ikisi de mantıklı, ikisi de doğru. Elimizde inançtan başka bir delil yok ki.
TÜRKLER konusu da öyle. Yafes'in soyundan olup, Orta Asya'ya göç etmiş olabilirler. Bu onları 40-45.000 önceye götürür. Dolayısiyle de TUFAN 40-45.000 yıl önce meydana gelmiş diye kabul etmek gerekir. Veya Orta Asya'da bir proto-TÜRK boyu vardır. Yafes soyu ile karışır, TÜRK meydana gelir. Bilemem ki! Benim demek istediğim, ister Anadolu'dan gitsin, ister Orta Asya'da ortaya çıkmış olsun, 40.000 yıl öncesine uzanan bir TÜRK tarihi var.
Aynı şekilde NUH ve oğulları hangi dille konuştu, bilemem ki. Ama hem din kitaplarına göre, hem de Güneş-Dil teorisine göre insanların dili birdi, sonradan ayrıştı. TÜRKÇE bu en eski dile bağlanabildiğine göre, mutlaka o dilden birşeyler aldı, birşeyler verdi.
Biliyorsunuz, Prof.Dr. Yasin Aktay adında biri çıkıp "TÜRK yok," dedi... Hiç bir sağduyulu insan milliyetinden vazgeçmez. Aynı kişi "Kürt, yok, Ermeni yok," diyor mu? E, o küçücük topluluklar varken, dünyanın dört bir yanına yayılmış koskoca TÜRK MİLLETİ nasıl yok olur?.. Hiç akıl kârı mı?.. O yüzden birisi TÜRKLÜK aleyhine konuşuyorsa, adı ne kadar TÜRK adı olsa, ne kadar müslüman görünse, o adamın sütü bozuktur, kanı bozuktur, TÜRK değildir! Aslında bu vatanda yeri yoktur, ama müsamahamızdan varlığını nankörce sürdürmektedir. Bu vatana gönülden bağlı şarkıcı Fedon, aktör Kenan Pars, yazar Levon Dabağyan, işadamı Üzeyir Garih bizdendir, Yasin Aktay değildir. Ayrıca Ermeni, Rum, Yahudi olup ta, kendini TÜRK adı, müslüman görünüşü altında gizleyenler çoktur. Onları yazdıklarından, söylediklerinden hemen tanırsınız.
O zavallı Ermeni öğrenciye gelince, "You are not my enemy. You are not our enemy. The Armenian Patriarc lives not in Armenia, but in Turkey. There are 50.000 Armenians working in Turkey and sending money to their needy families in Armenia. So why should we be enemies?" diyebilirdiniz. Belki uyanırdı.
Selam ve sevgiler.
-- S.K. , 14.11.2013
Makalenizi okudum ve yazdıklarıniz doğruyla ilişkilendirilemez kürtler türklerden 200 yıl önce islamiyeti kabul etmiştir ve Hz Ibrahimin soyundan gelirler.en başta said nursi kürt asıllı bi düşünürdür.yorum butonu bırakın bi dahakine ki haddinizi daha rahat bildirebilsinler.
CEVAP:
Kürtler'in anavatanı İran dağları olduğu için, doğrudur, Kürtler TÜRKLER'den önce İSLÂMİYET'i kabul etmişlerdir. Çünkü İran, TÜRKİSTAN'dan önce Araplar tarafından fethedilmiştir. Yalnız Hz. İbrahim'in soyundan geldiklerini nereden çıkardığınızı anlayamadım... Şeref Han tarafından 1597 tarihinde Farsça olarak kaleme alınmış olan "Şerefnâme"de, yazar döner dolaşır, Kürtler'i Oğuz Han'a bağlar.
Yorum butonumuz yok, ama gördüğünüz gibi yüzlerce okurun mektubunun olduğu bir sayfamız var. Yorumlarınızı oraya yazabilirsiniz, sayfa belirterek. Herkes öyle yapıyor.
-- M.S. , 30.11.2013
Iyi günler,
Selamün aleyküm hocam önce size teşekkürü bir borç bilirim sizin yazılarınızdan çok faydalandım ve yayınladım herkes ulaşsın faydalansın diye yazılarınızın devam etmesi umuduyla başarılar dilerim
Saygılarımla
CEVAP:
Teşekkür ederiz., İmkân buldukça devam ediyoruz.
-- Y. K. , 21.12.2013
Subject: Ya bize guryalar derler ve ben kendimi bildim bileli Kürt olduğumu biliyorum
karsın digor ilçesi bacalı köyünde doğdum ve köyün tamamı kürtçe konuşur bana bu konuda
yardımcı olursanız sevinirim teşekkürler yakşamlar
CEVAP:
Bu konuda söyliyebileceğim bir şey yok. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun TÜRKİYE'deki tüm aşiretleri kapsayan 6 ciltlik eserini tavsiye ederim. Mutlaka orada bir şeyler bulursunuz.
-- T.T. , 31.12.2013
Sayın TAHİR TÜRKKAN
Yazılarınızdan Kazım MİRŞAN’a ulaşamadığınızı okudum.
Hocayı çok iyi anladığınızı yazılarınızdan okuyorum.
Çalışmalarınızdan dolayı sizi kutlarım.
Çalışmalırınıza bende katkı sağlamak isterim.
Hocanın Tel = 0 252 377 51 31 Türkbükü BODRUM.
Kazım Mirşan DVD hazırlamış ve meraklılarına ulaştırmaya çalışmıştım,eger sizde
yoksa kargo adresini bildirirseniz size yollamak isterim.
Bu mail elinize geçermi bilmiyorum.
Selam ve saygılarımla
TURGAY TÜFEKÇİOĞLU
0 532 27 28 089
0 224 586 52 01
0 216 658 79 49
CEVAP:
Teşekkür ederiz. DVD biz var. Büyük araştırmacı Kâzım Mirşan'ın eserlerine ulaşmak isteyenler için adresini ve telefon numaranızı verdik.
-- O,İ,Ü. , 9.1.2014
Subject: BAŞARI
MERHABA GEÇEN GÜN ARAŞTIRMAM DA SİZİN SAYFANIZDAN YARARLANDIM TAMAMINI OKUDUM VE HARİKA BİLGİLER ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM BÖYLESİNE BİLGİ PAYLAŞIMI IÇIN VE BU ÇALIŞMALARINIZIN DEVAMINI DA GETİRİN LÜTFEN BENDE BÖYLE BİR ÇALIŞMAYA BAŞLADIM
CEVAP:
Teşekkür eder, başarılar dileriz.
-- H.B.K. , 11.1.2014
Subject: KAR-DA-KA ve Kurti
Hocam merhaba, nasılsınız? Sizden bir ricam olacaktı, M.Ö. 2000li senelere ait Sümer eşik taşlarında KAR-DA-KA kelimesinin geçtiği Sümer eşik taşı parçanın fotoğrafını ve Asur kitabelerinde KURTİE kelimesinin geçtiği kitabedeki bölümün fotoğrafını nasıl bulabilirim? Selamlar.
CEVAP:
Bilsem, ben de alıp siteye koyacağım.
-- H.B.K. , 12.1.2014
Subject: SAİD-İ KÜRDİ TÜRKÇÜ MÜYDÜ?
Değerli Türk İlim adamımız Tahir Türkkan,
Bediüzzaman Said-i Nursi'yi ve onun yazdığı 'Risale-i Nur Külliyatı'nı bilirsiniz.
Bazı PKK taraftarı Kürtçüler, Saidi Nursi'nin isminin Said-i Kürdi olduğunu ve onun yazdığı Risale-i Nur Külliyatı'nin Said-i Kürdi öldüğünde 'TC' tarafından tahrife uğradığını, Risale-i Nur Külliyatı'nda çok yerlerin değiştirildiğini, her yerde söyler yazar ifade ederler.
Ve asıl Risale-i Nur Külliyatı'nın yani tahrife uğramamış Risale-i Nur yayınının 'TENVİR Neşriyat' (diğer ismi Med-Zehra Yayıncılık) yayını olduğunu söylerler.
Ben de araştırmak için Risale-i Nur Külliyatı'nı Tenvir (Med Zehra) yayınlarından satın aldım. Yani 'TC eli değmemiş' ve Kürtçülerin tavsiye ettiği yayını aldım.
'ŞUALAR' isimli eser önümde,2007 basım Tenvir Neşriyat,Beşinci Şua'nın son paragrafı sf. 460'da şu cümleler var :
"Garipdir, hem çok garibdir. Yediyüz sene müddetinde İslamiyetin ve Kur'an'ın elinde şeref-şiar, barika-asa bir elmas kılınç olan Türk milletini ve Türkçülüğü, muvakkaten İslamiyetin bir kısım şearine karşı istimal etmeğe çalışır. Fakat muvaffak olmaz, geri çekilir. (...)"
Bediüzzaman Said-i Kürdi, yukarıda bir parçasını yazdığımız beşinci şuanın ilgili bölümünde bir konu hakkında yorumunu ifade ediyor. Ancak söylediği sözlerin can alıcı kısmı , mısra aralarında saklıdır : "Yediyüz sene müddetinde İslamiyetin ve Kur'an'ın elinde şeref-şiar, barika-asa bir elmas kılınç olan Türk milletini ve Türkçülüğü, ....."
Yani Bediüzzaman Saidi Kürdi, Türk Milletinin ve Türkçülüğün , Kuran'ın elinde elmas kılınç olduğunu ifade ediyor. Bu ifade,Kürtçülerin Risale-i Nur'undan alınmadır.
Kürtçülerin bu konu üzerinde kafa yormaları ve 'Said-i Kürdi düşmanı Türkçüler'in de bu konuda biraz araştırma yapmaları gerekmektedir.
Siz bu konuda bize neler aktarabilirsiniz? Selamün Aleyküm.
CEVAP:
Said-i Kürdî bir dönem kürtçülük yapmış, sonra gerçeği farkedip şöyle demiştir:
- "Allah-u Zülcelâl Hazretleri Kur'an-ı Kerim'de "Öyle bir kavim getireceğim ki, onlar Allah'ı severler, Allah da onları sever," buyurmuştur. Bu kavmin 1000 yıldan beri Âlem-i İslam'ın bayraktarlığını yapan TÜRK MİLLETİ olduğunu anladım. Bir akılsız kürt kavmiyetçisinin peşinden gitmem! Bu milleti TÜRKLER idare etmiştir. Bundan sonra da yine onlar idare edecektir." (Necmettin Şahiner, Bediüzzaman Said-i Nursî)
Said-i Kürdî müritleri tarafından evliya kabul edilir. Hiç yanlış yaptığı düşünülmez. Ama o, haddini aşıp gelecek için kehanetlerde bulunmuştur. Onun için Said'in yazdıklarında bir hata çıktı mı, kitabını basanlar hemen o kısmı yayından çıkarırlar.
Yani onun kitaplarına TC'nin değil, müritlerinin, yandaşlarının eli değmektedir.
-- H.B.K. , 20.1.2014
Subject: KAZIM MİRŞAN HANGİ DİLDE YAZIYOR ?
Selamun Aleyküm değerli Tahir bey, yaz tatili Kazım Mirşan ile telefonda görüşüp eserlerinin tamamını satın aldım. Fakat o kitapları evime çekilip de okumaya çalıştığımda, o kitaplardan hiçbirşey anlayamadım, anlamıyorum. Neden bu kadar anlaşılmaz o kitaplar?
İkinci olarak , dünyanın ilk dili prototürkçe, tamga şeklinden bugünkü harf şekline nasıl küçülerek gelebiliyor, tamga kendi başına manası olan işaret, harfin kendi başına taşıdığı mana yok, harfler birleşerek kelimeleri oluşturuyor. Allah aşkına , zaten tamgalarda kelime anlamı yok muydu, neden diller bir geri bir ileri tarzda gelişebiliyor, yani kendi başına anlamı olan tamga , nasıl oluyorsa küçüle küçüle anlamsız 'HARF' şeklini alıyor, sonra harfler yeni baştan kelimeleri oluşturarak anlamlı hale geliyorlar. Bu nokta Güneş Dil Teorisine zarar vermeyebilir ama 'TAMGA'lı Prototürkçe dilinin tarihin ilk dili olduğu (arkeolojik olarak ispat edilmiş ise de) tezine zarar vermez mi?
Çok teşekkür ederim.
CEVAP:
Şimdi biz 1000 yıl önce Asya'daki soydaşlarımızdan kopmuşuz. Bırakın Proto Türkler'i, bugünkü Asya Türkleri ile karşılaşınca, onları anlamakta zorluk çekiyoruz.
Kâzım Mirşan Proto Türkler'in kâinata, dine bakışını 3.000-15.000 yıl öncesine giderek anlatmaya çalışıyor. Bu yüzden kavraması zor.
Tamgaların elbette bir kelime anlamı var. Birleşince ortaya cümleler çıkıyor, bir şeyler anlatıyor. Ama bugün bir mânâ taşımayan harfler ile geçmişten çok daha fazla kelime ile meramımızı daha iyi anlatabiliyoruz. Yani harfler anlamlarını kaybetti, ama bir araya gelerek daha fazla anlamı olan kelime yazabiliyor. Bu da bir gelişmedir.
-- B. K. , 27.1.2014
Subject: Doğu Anadolu'nun Türklüğü Yazısı
Merhabalar;
Doğu Anadolu'nun Türklüğü ve Kürtçe Bir Dil Mi ? yazılarınızı okudum. Daha iyi bir bilgi için hangi kaynaklardan yararlandığınızı öğrenebilir miyim ? Teşekkürler.
CEVAP:
Doğrudan kitap adı ve sayfa numarasını ancak belirli yerlerde veriyoruz. Ama hangi kitaplardan yararlandığımız koskoca bir
"KAYNAK" sayfamızda belirtilmiş. Biraz araştırsanız, en azından tahmin edebilirsiniz.-- H.B.K. , 14.3.2014
Subject: KURAN'IN TARİHSEL GEÇERLİLİĞİ
CEVAP:
KUR'an yazınız alındı. Konu itibariyle bu siteye ait olmadığı için siteye çıkarılmadı.
Uygun başka bir sayfada değerlendirilecektir.
Selamlar.
-- Kurd Mahmudov , 27.3.2014
Ya ulan kendinizin yazdığınıza kendiniz bile inanmıyorsunuz. Başdan ayga safsata,
-- Kurd Mahmudov , 27.3.2014
Türkleri dünya halklarının en büyüyü olarak görmek isteyiniz, ve olmayan kültürün var olarak göstermeye çalışsanızda yemezler. Bu safsatalara iyi cevab veririm de, yeri yok. Dünya iyi biliyor sizin tarihnizi. Küçük sual vereyim sana. Türkler o kadar kültürlü bi millet ise neden orta asyada bitane olsun kaleleri yok, neden çin sedini çinliler yapdı. Türkler diyil? Çinliler çin sedini yapdılar ki, türk barbarlarında koruna bilsinler diye.
CEVAP:
TÜRKLER'i dünya halklarının en büyüklerinden gören biz değiliz, bizden önce Batılı bilim adamları var!..
TÜRKLER'in ORTA ASYA'da nasıl varolduğunu görmek için SEMENKAND'a, BUHARA'ya gitmek lâzım. Gittin mi?..
-- E.E. , 9.4.2014
Subject: SAM HAM VE YAFES'İN KIZ ÇOCUKLARI
Merhabalar.. Biliyorsunuz ki Tufandan sonra İnsanlık Nuh a.s'ın 3 oğlu Sam,Ham ve Yafes'in soyundan türemiştir. Sam Ham ve Yafes'in erkek çocuklarının olduğunu biliyoruz Peki bunların kız çocukları olmuş mudur ? Olmuşsa Kaçar tane olmuştur? Bu konu hakkında İslami Tarih kaynaklarında, Tevrat ve İncilde bilgiler var mı ?
CEVAP:
Anadolu'da bir âdet vardır, adama sorarsın, "kaç çocuğun var? diye... "Dört," der. "Kaçı kız, kaçı oğlan?" diye sorarsın, "Dördü de oğlan, iki de kız var," der... Yani, başka aileye gideceği için kızları saymazlar... Tevrat'ta da Hz. NUH'un kızlarının adı geçmiyor. Ama elbette ki, onun da kız çocukları olmuştur. Kızlar olmasa nesil nasıl sürer ki?..
-- Kozmoz , 11.4.2014
Subject: Uzaylılar, Etrüskler ve Atilla
Sayın Tahir Türkkan,
Kâzım Mirşan, Haluk Tarcan ve Turgay Tüfekçioğlu gibi "tarihçi" geçinenlerin gerçek bilimsel bilgi üretmediğini aşağıdaki iletilerden anlayabilirsiniz.
Gerçek tarih bilgisini, ancak tüm bilimler birlikte çalışarak üretebilirler. Kişilerin ürettikleri bilgiler doğru olsa bile, bütünsellikten yoksundur.
Bu nedenle, ulu önder Atatürk'ün "Türk Tarihinin Ana Hatları" kitabında verilen bilgiler tüm bilimlerin birlikte çalışarak ürettikleri ve en gerçekçi olan bilgilerdir. "Turk_Tarihinin_Ana_Hatlari.pdf" dosyası artık Rapidshare'de yoktur, ancak aşağıdaki linklerden indirilebilir.
www.dahili.tv/Belge_Dokuman/turk-tarihinin-ana-hatlari.pdf
http://www.scribd.com/doc/92055715/Turk-Tarihinin-Ana-Hatlar%C4%B1
http://www.mediafire.com/file/1z1asn3yhidwen9/Turk_Tarihinin_Ana_Hatlari.pdf
Güncellenmiş olan "TurkTarihininAnaHatlari-Guncel.pdf" dosyası da aşağıdaki linklerden indirilebilir.
http://dahili.tv/Belge_Dokuman/turk-tarihinin-ana-hatlari-guncel.pdf
http://www.mediafire.com/download/5d5azguud59651q/TurkTarihininAnaHatlari-Guncel.pdf
Bu linkleri sitenizde yayınlayabilirsiniz.
---- Original Message -----
Dünyanın en "gerçekçi bilimsel" çalışmalarıyla Türk tarihini "aydınlatan" beyler, aşağıdaki soruları neden yanıtsız bırakıyorlar acaba ?
M.Ö. 280 yıllarında tarihten silinen Etrüskler nasıl oluyor da M.S. 453 yılında ölen Hun Hakanı Atilla'nın bıraktıklarını araştırıyor ve yazılarını okuyorlar ?
Etrüsklerin ruhları mı Atilla'yı araştırıyor, Atilla'yı araştıran Etrüsklerin ruhlarından "vahiy" mi geliyor Kazım Mirşan'a ? Kazım Mirşan Etrüsklerin ruhlarıyla iletişim mi yapıyor ?
Bu sorularada "bilimsel" yanıtlar bekliyorum. Yukarıdaki soruları sormama neden olan aşağıdaki linkte bulunan Kâzım Mirşan'ın çalışmalarıyla ilgili bilgilerdir.
http://groups.yahoo.com/group/b_c_n/message/1439
"Bilimsel" çalışmalar yaptığını öne süren beyefendiler, aşağıdaki soruya bilimsel bir yanıt bekliyorum.
Sayın Kâzım Mirşan,
İnternette yayınlanan 2023 adlı aylık dergide 28-11-2001 tarihinde sizinle yapılan bir söyleşi var. Söyleşide 16 bin yıl önce Avusturalya'ya uzaylıların indiğini, Kimberley'de bir mağaraya resim yaptıklarını ve kız çocularını dünyada bırakarak ayrıldıklarını belirtmişsiniz (aşağıdaki linkte).
http://www.2023.gen.tr/agustos2001/soylesi2.html
Bu uzaylıların varlığını nasıl kanıtlıyorsunuz ?
Saygılarımla,
Hakan Yiğit
From: turgaytuf@gmail.com
Sent: 12/19/12 12:46 AM
To: Kozmoz
Subject: Re: Uzayl?lar
Sayın Hakan YİĞİT Bey
>Öncelikle Erken Türk Tarihi konuları ile ilgili çalışmalar yapan Kâzım MİRŞAN konusunda soru sormanıza mennun oldum. Kâzım Mirşan'ın 2001 yılında yapılan şöyleşisinde Avustralya Kimberley'de Bradshaw yazıtları ve Güney Amerikada bulunan taş üzerindeki kaya resimleri konusunda yorumlarını neye dayandırdığını soruyorsunuz. Sayın Hakan Bey Avustralya KİMBERLEY de 1891 de George BRADSHAW tarafından bulunan kaya resimleri arkaloji ilminin en ilgi çeken resimleridir. Bilim dünyası Avustralya ya 65.000 yıl önce ilk insanın ayak basdığını ve bu insanların 16 yüzyılda Hollandalılar tarafından Avustralyanın keşfi ile Oberjinler olarak adlandırıldıklarını kabul eder. Oberjinler 16.yüzyılda Hollandalılar tarafından keşfedildiklerinde en ilkel toplayıcı topluluktu ve tarım toplumu bile henüz olamamışlardı. Bu yerli halkın büyük bir bölümünün en ilkel şartlarda yaşamaları 1950 li yıllara kadar sürmüştür. Bradshaw magara kaya resimleri bulunduktan sonra batılı ilim çevrelerince ne zaman yazıldıkları konusu incelenmiş ve 16.000 yıl önce yapıldıkları bilimsel olarak tesbit olunmuştur. Sayın Hakan Bey buraya kadar özetlediğim konu ilgili özet bilgileri internet kullanan birisi olarak kolayca doğrulayabilirsiniz.
Gelelim sizin sorunuza : Resimlerin yaşı konusu Kâzım MİRSAN'IN iddiası degildir o batılı bilim çevrelerinin tesbitidir. Söz konusu resimlerde siyah derili olan Oberjinlerin cevrelerinde hiç beyaz derili insan yokken bunun aksine beyaz derili ve uzay elbisesine benzer giyinmiş insan resimleri gibi ilkel insanın hayal dünyasının çok dışında farklı farklı yorumlanacak çok degişik resimler vardır. Bu resimlerden biriside söz konusu dergideki resimdir. Oberjinlerin kültür yapılarının çok dışında olan bu resimler birçok bilim adamı tarafından yıllardır yorumlanmaktadır Tabiki kimse kesin olarak bilimsel bir iddiada bulunmuyor, Kâzım Mirşan'da yorumda bulunuyor. Kâzım MİRŞAN'IN bilimsel iddiaları kitaplarındadır. Bu iddialarını siz dahil herkezle tartışmak isterim. Kâzım MİRŞAN bugün 93 yaşında ve tüm arzusu hayatta iken Erken Türk Tarihi konusundaki iddia ve tesbitlerinin tartışılmasıdır. Bende bu konuda son 15 yıldır Kâzım MİRŞAN'IN yayındayım sadece ona yardım etmeye çalışıyorum.
Sayın Hakan Bey bugün milyonlarca ve her biri tonlarca ağırlığındaki taş buloklardan meydana gelen Mısır Pramitlerinin nasıl yapıldığı konusunda birçok teori vardır ama halen izah edilemeyen birçok soruda ortadadır. Keops Pramidi her biri 2,5 Ton ağırlığındaki 2.300.000 Adet taş buloktan yapılmıştır.Toplam agırlığı 5,5 Milyon Ton dur ve 20 yılda bundan 4.567 yıl önce yapılmıştır, bu bilimsel veriler göre de 2,5 dakika da bir taş bulok yerine konmalı!!! Gelin siz şimdi bunun bilimsel açıklamasını yapın!!! Bilim ne demek ben Makina Mühendisi , Kâzım MİRŞAN'DA İnşaat Mühendisi olarak biliyoruz. Kâzım MİRŞAN gibi her çalışmasını muhakkak bir belgeye dayandıran, çalışmalarının tamamı okuduğu yazıtlara temellendiren bir araştırmacıya neden bu kadar önyarğılı yaklaşıyoruz ? Mesela siz Hakan Bey 2001 deki 2023 dergisindeki söyleşi oldukça uzun ve içeriğinde çok önemli mesajlar var, Etrüskçenin okunmasından Sanskritçe diline ve Yunancaya kadar…. Bu konulardaki görüşlere bakışınız nedir? Sayın Hakan Bey biz Kâzım MİRŞAN'IN yayınlanmış 50 kadar kitabı varken bir dergide yaptıgı söyleşiyi irdeliyoruz. Hocanın kitapları ortada ve içlerinde Türk Tarihini ilgilendiren onlarça iddia var. Ama siz Kâzım MİRŞAN'IN hangi kitabını okudunuz bilemiyorum.
Sayın Hakan Bey sizi tanımıyorum ama içimdeki bir his sizin Türk Tarihi ile samimi ilgilenen birisi olduğunuzu söylüyor. Size Kâzım Hocanın benim bastırdığım bazı kitapları ile onun konularında benim yazdıklarımı ulaştırmak isterim , kargo adresinizi yollarsanız kitapları size ulaştırırım.
Saygılarımla
Turgay TÜFEKÇİOĞLU
Turgayt@zeytursan.com.tr
From: Kozmoz
Date: 19 Aralık 2012 Çarşamba 17:47
To: turgaytuf@gmail.com
Subject: Uzaylılar, Etrüskler ve Atilla
Sayın Turgay Tüfekçioğlu,
Yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim.
Ben yaklaşık 10 yıldır Türk tarihi ile yakından ilgilenmeye başladım. Gerçek uzmanlık alanım elektronik iletişim (telekomünikasyon) mühendisliğidir.
Öncelikle Türk tarihi araştırmalarına özgü birtakım gerçeklerin altını çizmek gerekir. Bildiğiniz gibi tarih bilimi geçmişle ilgili en doğru bilgilere başlıca arkeoloji, antropoloji, dil bilimi, etimoloji, yer ve konum bilimleri, doğa bilimleri ve öteki bilimler tüm bilimlerle birlikte çalışarak ulaşır. Tüm bilim alanlarını ilgilendiren bu kadar geniş kapsamlı konularda en doğru bilgiler, Kazım Mirşan'ın yaptığı gibi bireysel uğraşıların ötesinde ancak tüm bilim alanlarının en yetkin bilim insanlarından oluşan bir bilim kurulunun yaptığı çalışmalarla elde edilebilir. Tarih bilimiyle ilgili en doğru bilgilere ancak böyle ulaşılabileceğini ulu önderimiz Atatürk bizlere uygulamalı olarak yaptığı çalışmalarla göstermiştir. Ancak, Atatürk'ün ölümünden sonra Türk tarihi alanındaki çalışmalar Türkiye Cumhuriyeti devletinin gündeminden çıkarılmıştır, bu alanda sonuçsuz kişisel çalışmalar dönemi başlamııştır ve bu süreç günümüzde de sürmektedir.
Dolayısıyla, tarih konusunda akıl ve bilimle doğru bilgiye ulaşılacağına göre, yalnızca Kâzım Mirşan'ın çalışmaları değil, bu konuda çalışan tüm araştırmacı ve bilim adamlarının çalışmaları bilimsel disiplin içinde bir bilim kurulunca ele alınmalı ve bilimsel olarak bir sonuca ulaştırılmalıdır. Bu yapılmadığı süece yalnızca Kazım Mirşan'ın çalışmaları değil, bireysel olan tüm öteki çalışmalar da kuramsal olmaktan öteye geçemez.
Kâzım Mirşan'ın çalışmaları akademik çevrelerde görmezden gelindikten sonra, bu durumda izlenmesi gereken yol Kâzım Mirşan'ın araştırma çalışmalarının kurumsallaştırılması olmalıydı. Bir vakıfla birlikte bir eğitim ve araştırma kurumu oluşturulmalı ve çalışmalar bu kurum altında yapılmalıydı. Böylece, bir yandan bilim dünyasıyla kaynaşmanın önündeki engeller ortadan kalkabilirdi ve öbür yandan Kâzım Mirşan' ın yaptığı çalışmaların benimsetilmesi daha kolay olurdu. Ayrıca, bu konuda verilecek eğitimlerle gelir de sağlanırdı.
Bunları yapmadan Kâzım Mirşan yalnızca kitap yayınlamayla ve doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış "16 bin yıl önce Avustralya'ya uzaylılar geldi", "Koeps piramidi yapılırken her 2,5 dakidada bir 2,5 ton ağırlığında taşın konduğu" veya "Eski çağda yaşayan Etrüsklerin orta çağda yaşayan Atilla'nın yazıtlarını okumaları" gibi bilimsellikten uzak varsayımlar öne sürerse, o zaman ne bilimsellik kalır, ne de akıl ve bilimle davrananlarca önemsenir. Bütün bunlar söylenceden öteye geçemez !
Atatürk neden büyük insandır ? Her bilimsel kurama kuşkuyla yaklaştığı ve kesin doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanana kadar gerçek olarak benimsemediği için !
Beynimizde şöyle bir canlandırma yapalım, yalnızca Kazım Mirşan'ın "uzaylıların dünyaya geldiği" söylencesi "bilimsel" bir kuram olarak Atatürk'e iletilseydi, ne ölçüde önemserdi dersiniz ?
Saygılarımla,
Hakan Yiğit
From: turgaytuf@gmail.com
Sent: 12/19/12 06:46 PM
To: Kozmoz
Subject: Re: Uzaylılar, Etrüskler ve Atilla
Sayın Hakan YİĞİT
İletinize teşekkür ederim. Samimi bir Türk Tarihi arştırmacısı olduğunuz tahminimin doğru çıkmasında son derece memnun oldum. Sayın İsmail Dogan'ın Agustos 2002 de yazdığı yazıdan yeni haberim oldu bu konuyu etraflıca açıklayacağım. Kâzım Mirşan'ın Etrüsklere Atilanın yazıtlarını okutması gibi bir konu söz konusu bile degildir. Koeps pramidi konusunda verdiğim bilgiler ansiklopedi bilgileridir Kazım Hoca'nın bu konuda söylediği bir şey yoktur günahını almayalım. Avustralya yazıtlarının 16.000 yaşında oldugunu iddia eden de batılı bilim insanlarıdır. Sayın Hakan Bey ben bu güne kadar Kâzım MİRŞAN kadar bilimsel kuşkuya sahip bir başka insan tanımadım. Sizde kendi kitaplarından aracısız hocayı tanıyınca bana hak vereceğinizi umarım. Kargo adresinizi lütfederseniz size hocanın kitaplarından yollamak istediğimi bildirmiştim.
Selam ve saygılarımla
Turgay TÜFEKÇİOĞLU
CEVAP:
Her zaman yaptığımız gibi, noktasına virgülüne dokunmadan gelen bu mektubu da yayımladık. Sadece kolay anlaşılsın diye mektupları tarih sırasına göre dizdik. Maksadımız fikirler çarpışsın, gerçekler ortaya çıksın.
Herkes bilir ki, beşer şaşar... Dünyada yanılmayan insan yoktur. Hele tarih gibi belgelerin ve bulguların yorumuna dayanan, her yeni bulgu ile (meselâ GÖBEKLİ TEPE ile) değişen bir bilim dalında, yanılmalar olması kaçınılmazdır.
Mühim olan, kim, hangi konuda yanılmış, onun tesbitidir.
Öte yandan bilim adamlarının gözlemlerine dayanarak yaptıkları değerlendirmeler bir delil buluncaya, ispat edinceye kadar hipotezdir, teoridir. Ona da inanmak veya inanmamak kişiye kalmış bir tercih hakkıdır. Uzaylılar, pramitler ve hatta insanın ortaya çıkışı konusunda söylenenler hep birer teoridir.
-- S. s. , 3.5.2014
Subject: Şu güzel sayfanızı
Şu güzel sayfanızı ve ve bilgileriniz belgesel haline getirecek bir proje olsa ne kıymetli olur ama doyum olmaz inşAllah
CEVAP:
Belgesel haline getirmek TRT'nin, Kültür Bakanlığı'nın, Millî Eğitim Bakanlığı'nın ve diğer televizyon kanallarının görevi... Aslında yapılan çok güzel belgeseller var, TÜRK DİYARLARI üzerine... Bazılarını da yabancı kanallar belgesel yapmış, "Altın Elbiseli Adam" gibi...
-- O.R.K. , 8.5.2014
Subject: SelamÜn aleykÜm
Efendim Ben Erzincan İlahiyat Fakültesinde okuyorum .Angelfire sitesinde geçen yazınızdan olan onbinlerin Ricati adlı Ksenepon'un yazısının ne zaman ve hangi tarihte yazdığını gönderebilir misiz? Lisans bitirme tezinde Sümela Manastırı Hakkında Fenomenoloji İnceleme yapıyorum ve oradan alıntı yapmam gerekliydi de Tahir Türkkan,Tarih Notları,2010 yazdım :) Memleketi yazmadımda lutfen yazar mısınız bu adrese gönderebilir misiniz ?
CEVAP:
Şimdi neyi sorduğunu anlayamadım. Benim yazıyı ne zaman yazdığımı mı soruyorsun, Ksenephon'un ne zaman yazdığını mı? Ksenephon M.ö. 400'de yazmış olmalı. Benim yazım ise 2008'de falan tamamlanmış olmalı.
-- alinh.vntl , 12.5.2014
Subject: Em Ái Linh Du l?ch HNT G?i Anh/ Ch? Tour Du L?ch d?p hè nam 2014 giá
h?p d?
CÔNG TY L? HÀNH HANOITOURIST g?i t?i Anh / Ch? V?i mong mu?n dem l?i cho Quy Khách nh?ng chuy?n du l?ch th?t vui, kh?e, b? ích, m?i l?, s?ng khoái. Vì v?y s? m?nh c?a công ty chúng tôi là giúp ngu?i lao d?ng u?c bình d?ng trong vi?c hu?ng th? các d?ch v? xã h?i. V?i ch?t lu?ng cùng d?ch v? h?p ly, nh?ng khó khan v? tài chính s? không là tr? ng?i l?n c?a Quy khách. Chúng tôi cam k?t“N? l?c h?t mình v?i khách hàng”v?i kh?u hi?u:“D?ch v? chuyên nghi?p - giá c? ph?i chang - n? cu?i s?ng khoái”. S? d?ng d?ch v? và s?n ph?m c?a CÔNG TY L? HÀNH HANOITOURIST. Quy khách s? du?c hài lòng, ung y.
Xin c?m on Quy khách hàng dã cùng d?ng hành v?i chúng tôi trong xuyên su?t các nam! Chúc Quy khách có nhi?u s?c kh?e và thành công! CÔNG TY L? HÀNH HANOITOURIST
CEVAP:
Biz bu yazıyı sökemedik. Okuyup anlayan varsa, lütfen bize bildirsin. Biz de mektup sahibine cevap verelim.
-- M.Ö. , Maşallah , 13.5.2014
Subject: X
CEVAP:
Size de maşaallah... Yazıda başka bir şey yoktu.
-- K.Ç. , 19.5.2014
Subject:LinkedIn'de bağlantı kurma daveti
Sizi LinkedIn'deki profesyonel ağıma eklemek istiyorum.
K.Ç. LinkedIn'de sizinle bağlantı kurmak istiyor. Bu daveti nasıl yanıtlamak istersiniz?
K. Ç. adlı kullanıcıyı tanıdığınızı doğrulayın
CEVAP:
Bir kaç davet gönderen bu kardeşimize teşekkür ederiz. Ancak biz "sosyal medya" diye bilinen sayfalarda, forumlarda bulunmuyor, makale altlarına yazı yazmıyoruz. Kusura bakmasın.
-- S.D. , 2.6.2014
Subject:yazınıza cevaben
Sitenizdedi yazınızı zevk ile okudum.Ancak üzüntü duyduğum şu ki mevcut durumun tam anlaşılamaması ve duygusal bir hüküm verilmesidir.Çerkesler hiçbir zaman Osmanlı olmaktan ve Osmanlı hakimiyetinden rahatsız olmamış,her fırsatta Osmanlı tarafında hareket etmiştir.1864 sürgünün den sonrada tüm savaş hareketlerinde en önde vazifesini ifa etmiştir.Kafkasyadan zorla sürülmek Çerkeslerin halen içlerinde sindiremedikleri bir travmadır.Kafkasya lehinde yapılan tüm hareketlerin temelinde bu acı yatar.Oradaki vatana bozulmadan kendini korumuş ve tek parça halinde dönmek yatar.Ancak Türklük adına bakıldığında bu bütünlük aleyhinde bir hareketmiş gibi görünür,ancak öyle değil. Tüm bu çalışmaların etnik parçalanma şekline dönüşmesi için Rus devleti tarafından Türkiye aleyhinde herzaman kullanılmış ve canlı tutulmaya çalışılmıştır.Bu ayrışma güçlendikçe Çerkesler iki devletten de kopmuş güçsüz bir varlık haline gelecektir.Türkiye cumhuriyeti Çerkeslerin bu talepleri haklı görüp Kafkasya üzerinde hakları oldugunu desteklemelidir.Bunun güçlü bir hedef olması herzaman Ruslara karşı kullanılabilecek bir silahtır.Çerkes’ler kendilerine bu konuda Dünya üzerinde samimiyetle yardım edebilecek tek devletin Türkiye olduğunu bilmektedirler.Ancak önde gelen kuruluşlara sızdırılmış kominist yapılanmalar bu yardımın zorlaşması için elerinden geleni yapmışlardır.Türk milleti nasıl ki cumhuriyet tarihinde Anadolu çocukları tarafından yönetilmemişse çerkeslerde bundan paylarını almışlardır.Gerçek safiyane ve islami taraflarını gösterememişler ,öne çıkan ve azınlıkta olan sol ve rus yanlısı tüm tasvip edilmeyen hareketleri yapmışlardır.Ancak son Ak parti hükümeti döneminde Çerkeslerde sağ ve birleştirici gerçek güçler yavaş yavaş ağırlıklarını koymaya başladılar.İletişim araçlarının bu beyaz çerkesler den daha fazla kullanılmaya başlaması bilginin yaygınlaşması ve bu olumsuz unsarların bozucu etkilerini ortadan kaldırmaktadır.İslam birliğinin gelecekte Türkiye önderliğinde eskiden olduğu gibi kurulacağından şüphemiz yoktur.Biz gerçek müslüman Çerkesler bunu hep böyle hissetmişlerdir.Kuzey kafkasyada oluşan küçük İslami topluluklar İngilizler tarafından desteklenip Ruslara karşı kullanılmaktadır.Bu guruplar hem mülslümanlığa,hem Ruslara , hem Çerkesler’e ve hemde Türkler’e zarar vermektedirler.Bu zararın ortaya çıkmasının sebebi Türkiye nin gerçekten Kafkasyada güçlü hamleler yapamamasından kaynaklanmaktadır. İşte bu hamlelerin yerine gelmemesi için illegal örgütler kullanılarak birtakım girişimler sergilenmekte ve Türkiye’nin dışarı ile ilgisi kesilmek istenmektedir.Gerçek osmanlı evlatlarının da bizim dilimizin ayrılığına ve Kafkasyadaki emellerimizin güçlülüğüne takılmamaları ve desteklemeleri gerektiğini düşünüyor ve Osmanlı’nin dirilişini hasretle bekliyoruz.Şunu unutmayalımki Dünyada gerçekte iki millet vardır ki Müslümanlar kardeştir,Kafirler tek millettir.(tüm bu görüşler şahsıma ait olup herhangi bir zümre veya kuruluş adına değildir)
CEVAP:
ÇERKESLER asil, yiğit, cesur bir boydur. Hiç bir zaman kendimizden ayırmayız. KAFKASYA'daki anavatanları bizce bir TÜRK diyarıdır. ÇERKESLER'e ait olduğunu her zaman savunur, oraya hasret duymalarını son derece tabii görürüz. Sadece ÇERKESLER'i değil; Rusya Federasyonu içindeki bütün kardeşlerimizi böyle değerlendiririz.
Bu açıdan hiç şüpheniz olmasın!
-- H. S. , 9.7.2014
Subject: BU ADRESE SORUM VAR
Hâlâ bu hesabi kullanıyorsanız size bir site deki yazı hakkında bir şey sormak istiyorum. (Site Başlığı: Hz İbrahim ve Türkler)
CEVAP:
Hazır mektup atmışken, soraydın ya sorunu, be kardeşim!