OSMAN KİBAR

 

Hizmet Ediyoruz, Yazan Suat Ballar, Yayınlayan İstanbul Yıldız Lions Kulübü, 1990. Bu kitap 778 sayfa ve dünden bugüne Lions Kulüplerinin -uluslararası ve ulusal - tarihçesini, isim isim anlatıyor. Bu kitaptaki bilgilere zaman zaman değineceğim. Şimdi bir örnek olarak İzmir’i vereyim.

İzmir Lions Kulübü 1964’te kurulmuş. Kurucuları arasındaki bazı tanıdık isimleri yazayım.
Osman Kibar, Melih Gürsoy, Rahim Kibar, Haluk Uluğ (Kurucu Başkan) Şevket Beşe, Mahmut Birsel, Naim Karaosman, Hayri Yorgancıoğlu

Kibar soyadının neden alındığını da yazayım bu arada. Selanikte Sabetaycıların bir adı da Kibar, Sabetaycıların iddiasına göre Kibar İnsanlar Sabetaycı oluyormuş. Belediye eski Başkanı Asfalt Osman da Selanikli ve Işık Lisesi mezunu olarak soyadı buradan geliyor.

1974 tarihinde bu kez Alsancak Lions Kulübü kuruluyor. Kurucularından bazı isimler : Dinç Bilgin, Demir Savaşçın, Necdet Bükey, Ragıp Şamlı, Pekcan Göle

Demir Savaşçın
www.mason.org.tr sitesinin de sahibi olan Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar’ın başındaki kişi yani maşrık-ı azam. Demir Savaşçın aynı zamanda gazeteci Can Ataklı’nın eşinin ağabeyi.

1976 ‘da İzmir’de Lionsların alt örgütü genç yaştakilerin üye olduğu "yavru aslanlar" olan Leo Kulüp kuruluyor ve kurucularının adları verilmiş; Örgütleyen Başkan olarak da şu iisim veriliyor : Berkhan Savaşçın.

Dişi Aslanlar boş durur mu onlar da Lioness olarak örgütlenmişler ve İzmir’deki ilk Lioness Kulübü 1976’da kurulmuş. Kurucu üyelerinden daha sonra bahsedeceğiz ama en çarpıcı olan isim şöyle geçiyor :
Örgütleyen Başkan : Ayla Selışık Tamar

Ayla Selışık Tamar’dan, İlhami Soysal’ın Mason MİT Müşavirleri diye söylediği isimler bahsinde daha önce söz etmiştik ve şöyle demiştik :
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ziya SELIŞIK (1900 - 1966)   Selahattin Selışık
Harp Okulu mezunudur. 1926 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nde göreve başlamış, çeşitli kademelerde hizmet verdikten sonra 1938 tarihinden itibaren Milli Emniyet Hizmeti Reisliği'nde görev almıştır. Teşkilat içerisinde yükselerek görevini sürdürmüş 03.06.1960-17.01.1961 tarihleri arasında ilk kez, 29.08.1964-14.07.1965 tarihleri arasında ise ikinci kez Hizmet Reisliği yapmıştır. Yaş haddinden emekli olmuş ve 1966 yılında vefat etmiştir.
(
http://www.mit.gov.tr/must-biyog15.html)
Ne güzel isim, ismi de soyismi de ışık. Bol bol ışık var. Işıklı bir isim neonlar halt etmiş yanında.

Ayla Selışık Tamar, İzmirlilerin yakından tanıdığı bir isim. 1994’te DSP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı idi. Zengin bir avukat, kocası da avukat. Dinç Bilgin’in sahibi olduğu Yeni tv’nin (İsmi Yeni Asır gazetesinde geliyor) yıldızlarından. Laikliğin yılmaz savaşçısı, irticanın baş belası. Ayla ne demek ? TDK Sözlüğüne başvuralım : Ayla is. 1. Ayın ve kimi yıldızların dolayındaki ışık çevresi, ay ağılı, hale.
2. Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi.

Ne güzel, ışığı ne çok seviyorlar ailecek. Tıpkı, Sabetay Sevi’nin izlediği Luria Kabalası’na inananlar gibi. Onlar da, Tanrının ışık olarak geldiğini söylüyorlar. Bu ışıkları taşıyamayan kapların kırıldığına inanıyorlar. Tıpkı Işık Lisesi kurucuları gibi.
Tamar, Ansiklopedi (Büyük Larousse) Gürcistan Kraliçesi diyor. Ancak biraz daha araştırınca görülüyor ki Yahudi Tarihi için çok önemli bir isim Tamar. David Ameleh’in kızı, Yeuda’nın gelini.

İstanbul Sevi’den bir alıntıyla yazıya son verelim :
İbranicede sadece sessiz harflerin sayisal güçleri vardir ve kelimeler sadece sessiz harfle yazilir. Bu bakimdan sessiz harfleri aynı fakat aralarına farklı sesli harfler yerlestirilmiş isimler Gemetria’ları aynı olacağından dolayı kullanilabilir. Isimlerin yazilislarinda kullanilan harflere bazi örnekler:

Karol = KRL = caf+resh+lamed.
Nur, Ner = NR= nun+resh
Damar, Demir = DMR = Dalet+mem+resh
Tamar, Tamur, Tomor, Timur, Temir = TMR = tet+mem+resh
Tarmur, Tarmar = TRMR = tet+resh+mem+resh
Yosef, Yusuf = YSF
Bilgin, Bilgen = BLGN
Barakat, Bereket = BRKT
Rifat, Rafet = RFT
Kemal, Kamil = KML
Güney, Günöy, Gönöy= GNY

Rodos adasında Yahudiler’e ait üç mezar taşı;


Miriam Tamar
  Belusia Tamar
  Signori Tamor
 

Resimleri görmek için tıklayınız


GOKYUZU  ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ahmet Mithat ve Bağlar     Osman Nihad Akın (1905-1959) Bestekâr, Ahmet Mithat’ın torunu

Murat Belge, bir söyleşide kendisini "Sosyalist Ahmet Mithat" olarak nitelendiriyordu. Belge, her konuda yazan aydın tipine örnek olarak, "hace-i evvel" konumundaki paralellikten dolayı böyle diyordu.

Ahmet Mithat, Burak Onaran’ın "Ahmet Mithat Efendi" başlıklı makalesinde "kırk beygir gücündeki yazı makinesi" lakabıyla anılıyor. ( Tanzimat ve Meşrutiyetin Birikimi, İletişim yayınları 2001) Basılı 223 kitabı bulunan birisi için bu lakap garip değil. Ahmet Mithat, modernleşme sürecinde, öğrenmek kadar öğretmeye de meraklı birisi olarak, pozitivizmin yeni din ilan ettiği bilimin, aydınları önüne kattığı rüzgarları eserken kozmografya üzerinde dahi yazmış. Ahmet Mithat’ın "sorunsalı" Batılılaşılırken, nasıl davranacağını bilmeyen, tarihin hızlandiğı bir dönemde gelenek ile modern arasında sıkışan halka nasıl Batılılaşacağını anlatmak, yol göstermek ve "en hakiki mürşit" olan bilimle, İslamiyetin yaşadığı gerilimde yazılarıyla halkı "eğitmektir".

Mithat ismi, kendisini himayesine alan, Bağdat’a vali olarak atandığı zaman da yanına alan Mithat Paşa tarafından verilmiş. Mezar taşına yazılan Nigar Hanım’ın şu dizeleri çok şey anlatır :

Gayretindir sevdiren Fazl-ı ulumu ümmete
Verzeşindir anlatan sevdayı sayı milette

Cahil medya, Aziz Nesin’in vasiyetinin Beşir Fuat’ın vasiyetinin aynısı olduğunu anlamamıştı. Aziz Nesin, ilk pozitivist olarak anılan Beşir Fuat’tan bu yana bir geleneği sürdürüyordu. O Beşir Fuat ki, bileklerini kestikten sonra neler hissettiğini son ana kadar yazan kişidir ve son mektubunu da Ahmet Mithat Efendi’ye "Ey Hakim" başlığıyla yazacak kadar onu önemser.

Murat Belge’nin bahsetmediği ama bizce benzeşen bir özellikleri daha var ki, o da, yazarlığın dışında iyi esnaf olmalarıdır. " A. Mithat, Carter Findley’in de ifade ettiği gibi ‘Osmanlı matbuat kapitalizmin doğuşunun simgesidir’ ve gerçekten de esnaftır. Gazete patronluğunu bıraktıktan sonra, Sırmakeş sularını satın alıp İstanbul’a su getirip satmış; Beykoz’da satın aldığı çiftlikte Avrupa’dan getirtiği kuluçka makinesi ile ‘modern’ anlamda tavukçuluk yapmıştır" (ibid. s.174) .
Ahmet Mithat ile bugün akraba bir gazeteci, yazar var : Refik Erduran. Refik Erduran’ın annesinin babası Mustafa Refik Bey, Mülkiye’yi bitirdikten sonra okul müdürlükleri yapmış, Resimli İstanbul dergisini çıkarmış. Salacak’ta bir yalıda oturuyor ve Ekmekçizadelerin kızıyla evlenmiş. Ahmet Mithat Efendi, Mustafa Refik Bey’in dayısı.

Muallim Naci (1850-1893) Şair yazar, Ahmet Mithat Efendi’nin damadı. Muallim Naci Divanyolu 1. Ada’da gömülü.
Refik Erduran’ın babası Avukat Hüsamettin Erduran. Annesi ise Refika Erduran. Refik Erduran’ın kızkardeşi Leyla Hanım,
Abel Turnier’le evlenmiş.

Refik Erduran ilk evliliğini Melda (Kalyoncu) Hanımla yapmış. Melda Hanım Kemal Tahir Vakfı Başkanı. Nazım Hikmet’in babası Hikmet Bey, Ressam Celile Hanım’dan sonra Cavide Hanım’la evlenir ve bu evlilikten doğan Melda Hanım’ın bir de ikiz kardeşi vardır, hiç bahsedilmeyen, onun ismi de Metin.
Melda Hanım ve Metin Bey, Nazım Hikmet’in baba bir anne ayrı kardeşleridir. Melda Hanım’ın annesi Cavide Hanım’ın kızkardeşinin ismi de Macide, Macide Hanım’ın oğlu da çok ünlü : Turgut Sunalp. Yani Melda Hanım’la, Turgut Sunalp teyze çocukları.
Melda Hanım, Refik Erduran’ın ilk eşidir. Refik Erduran’ın ikinci eşi de Gazeteci Leyla Umar’dır. Turgut Sunalp, Kore’de, rütbesinin tutmamasına rağmen kendisiyle aynı çadırda kalan Refik Erduran’ın, Kore’ye komunistlerle savaşmak için gönüllü olarak geldiğini söylüyor (Bkz. Emin Çölaşan, Kırk Kişiyiz Birbirimizi Biliriz).
Turgut Sunalp’in eşinin ismi Suzan; Suzan bilinen anlamları dışında ayrıca İbranicede zambak demek. Turgut Sunalp’in babası Abdullah Bey, defterdar imiş.

İzmir üzerine kitaplar yazan Melih Gürsoy’un eşi, Kenan Evren’in eşi Sekine Hanım ile aynı aileden geliyor. Teyzesinin kızı Şahap (Şehabettin Şefkati) Kocatopçu ile evli. Eniştesinin kızkardeşi Suzan Hanım da Turgut Sunalp ile evlenmiş. Suzan Hanım’ın kızlık soyadı da Noyan’mış. Melih Gürsoy’un kızı Müge Gürsoy Sökmen de Metis’in sahibi. Aksiyon’da yazan A. Cemal Kalyoncu (soyadı da Melda Hanım’la aynı) Sabetaycıların reklamını üstlenmiş durumda ve bu özelliği sayesinde bilmeden bize de rehber oldu. Leyla Umar’la yaptığı röportaj da çok öğreticiydi ve oradan öğreniyorduk ki, Leyla Umar’ın babası Kazım Taşkent’in yöneticilerinden.

Refik Erduran, Nazım Hikmet’ motorla kaçıran kişidir ve o esnada da Nazım’ın baba bir anne ayrı kızkardeşiyle evlidir. Nazım’ı motorla kaçırırken, dayısının oğlu Amiral Münci İlhan da Boğaz Komutanıdır.
GOKYUZU
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazar Erduran'a şok dava: Kızınla evlenemezsin!
Boşandığı eşinin kızıyla evlenen yazar Refik Erduran hakkında 'kızıyla evlenemeyeceği' gerekçesiyle dava açıldı; evlilik tehlikede..
Yaşadığı 'farklı' evlilikle gündeme gelen gazeteci yazar Refik Erduran, üçüncü eşi Sevim Tülay Güngör'den 1997'de boşandı. Bir yıl sonra eski eşinin kızı, Boğaziçi Üniversitesi mezunu Pınar Kayıhan'la evlendi. Erduran'ın eski eşi kayınvalidesi, üvey kızı da eşi oldu. Çiftin önce bir erkek, ardından biri kız, diğeri erkek ikiz çocukları dünyaya
geldi. 74 yaşındaki gazeteci ile eşi arasında 36 yaş fark bulunuyor.
Erduran'ın tepkisi: Çiftin evliliği basına yansıdı, çok konuşuldu. Gazetelerdeki haberi okuyanlar arasında Denizli Barosu avukatlarından Mümtaz Sami Özok da vardı. Özok, evliliğin Medeni Kanun'a göre aykırı olduğunu fark etti. Hemen savcılığa suç duyurusunda bulundu. İstanbul Kadıköy Savcılığı, incelemenin ardından, yapılan nikahın başından beri geçersiz sayılarak iptalini istedi. Çünkü kanuna göre, çiftler boşandıktan sonra birbirlerinin çocuklarıyla evlenemez. Çiftlerin hısımları birbirlerinin hısımı sayılıyor. Üvey evlat da bu kapsama giriyor. Bu evlilikler geçersiz kabul ediliyor. Tebligatı alan Refik Erduran olaya şu sözlerle tepki gösterdi: 'Böyle bir madde Medeni Kanun'da değil, olsa olsa 'yabani kanunlar'da olur. Ben de başka bir devlete başvurur nikahımı orada yaparım.'
'Görevimi yaptım' Savcılığa şikayette bulunan avukat Özok ise görevini yaptığını söyledi. Özok, 'Bir hukukçu olarak başvuruyu sadece ben yaptım. Bu çok üzücü. Bu ve benzeri konularda hukukçular daha duyarlı olmalı' diye konuştu. Savcı davayı açtı. Bundan sonra Refik ve Pınar Erduran çiftinin evliliğiyle ilgili son sözü mahkeme verecek. Kaynak: Star
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
EKREM ALİCAN

Ekrem Alican ismi bugün fazla hatırlanmayabilir ama bir dönemin siyasetinde önemli bir isim. Larousse’un, Ekrem Alican maddesini özetleyelim.
Adapazarı 1916 doğumlu, Mülkiye mezunu, devlet adına London School of Economics’e okumaya gönderilmiş. Adapazarı’nda çiftçilik yaparken 1950’de DP’den milletvekili olmuş. Hürriyet Partisi’nin kurucularından. 27 Mayıs sonrası kurulan Birinci Gürsel Hükümeti’nde Maliye Bakanı olmuş. 1961’de Sakarya Milletvekili olmuş ve YTP’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olmuş. 1965’te bir daha Sakarya Milletvekili seçilmiş ve sonra da bankacılık yapmış.
Şişli Terakki 1933-1934 Mezunu Ali Ekrem Alicanoğlu, 1332 Adapazarı doğumlu, baba adı Yusuf.
Şişli Terakki 1974-1975 mezunu Yusuf Alican, 1958 Ankara doğumlu, baba adı Ali Ekrem.
GOKYUZU
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Şişli Terakki Mezunu İki İsim

Yakında sürpriz, çok meşhur isimler yazacağım. Bu arada bu iki ismi de yazayım dedim.
-Meral Abasıyanık, 1937 doğumlu, 1954 Mezunu, Adapazarı doğumlu, baba adı Ahmet Faik. Şair ve Yazar Sait Faik Abasıyanık da Adapazarı doğumlu.
-Rifat Mürseloğlu , 1937 mezunu, 1915 Antakya doğumlu, baba adı Ahmet Cevdet.
"Hasan Celal Güzel’in dayısı Ali İhsan Göğüş’tür. Kıbrıs Türktür Cemiyeti, 6-7 Eylül tezgahında baş rolü oynuyor ve yakıp yıkmalarda ve öncesinde görevini yapıyordu. Bu cemiyetin tanınmış üç üyesi A. Emin Yalman, Orhan Birgit ve Ali İhsan Göğüş’tü. Orhan Birgit ve Ali İhsan Göğüş, uzun yıllar CHP’nin ağır topları oldular. Bu ikili daha önce de birlikteydiler zaten. Gazeteci Zeynep Göğüş’ün (Dinç Bilgin’in yeni Yüzyıl’ını ve Yeni Binyıl’ını çıkaran Okay Gönensin’in eşidir) de babası. Ali İhsan Göğüş’ün bir diğer akrabası da Hatay’ın ilk Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen. Tayfur Sökmen’in oğlu Murat Sökmenoğlu bugün MHP’den TBMM Başkanvekilliği yapıyor. Sökmen Ailesi (ki aile lakapları Sökmenoğlu falan değildir, bu soyad sonradan hiç bir bağ olmadan alınmış; lakapları Mürseloğulları’dır) Hatay’a sonradan gelen ve pek çok araziyi üstüne yolsuzlukla geçiren bir mütegallibe yönetici. CHP’den Turizm Bakanlığı da yapan Göğüş’e bir diğer yakın akraba da MHP’li Alpaslan Pehlivanlı.
Gökyüzü
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Numune-i Terakki Mezunu Üç Ünlü İsim

Kimyacı M. Emin Derviş Paşa (1817-1878) Feriköy’de gömülen Suat Derviş’in dedesi. Müşir (Mareşal) Maarif Nazırı; Tülay German’ın eşi Erdem Buri’nin büyük dedesi. Suphi Paşa ve H. Suphi Tanrıöver ailenin diğer üyeleri, Divanyolu 3. Ada’ya gömülmüş. Suphi Ziya Özbekkan (1887-1966), Bestekâr, Hamdullah Suphi’nin yeğeni
Hamdullah Suphi Tanrıöver, Maarif Nazırı Abdüllatif Suphi Paşa’nın oğlu, Samipaşazade Sezai’nin de yeğeni. Samipaşazade Sezai de yazılarımızda geçmişti ve şöyle yazmıştık :
M. Sabri Paşa (?- 1879) : Cihan Seraskeri, Müşir, Tophane Nazırı, Ticaret Nazırı, Vali
Abdurrahman Sami Paşa : İlk Maarif Nazırı (1857-1860) Maliye Nazırı A. Suphi Paşa ile yazar Sami Paşazade Sezai’nin babası. Divanyolu 3. Ada’ya gömülmüş.

Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1920 yılında Sabetaycıların ve masonların kalelerinden Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (o zamanki adıyla Matbuat ve Neşriyat Umum Müdürlüğü) yapmış.
(
http://www.byegm.gov.tr/BASIN-YAYIN/genelmudur.htm)
H. S. Tanrıöver ünlü Türkçülerden birisi olarak Türk Ocaklarının da kurucusu ve bu yüzden ülkücüler kendisini çok seviyor. Hamdullah Suphi Tanrıöver milletvekilliği, bakanlık, elçilik, yazarlık, yayıncılık da yapmış ve İstiklal Marşı için yarışma açtıran kişi aynı zamanda.

İkinci ünlü Numune-i Terakki mezunu Ressam Avni Lifij. Avni Lifij’in hayatının anlatıldığı web sitesinden Lifij’in daha sonra Yahudilerin okulu olan Alyans (Alliance) Okuluna da devam ettiğini öğreniyoruz. Avni Lifij’in ismi de daha önce dolaylı olarak, Zincirlikuyu A Adası’na gömülü ünlülerden bahderken şöyle geçmişti : Nejat Şirel Heykeltraş, Mustafa Kemal’in çoğu heykelini yapan kişi, Güzel sanatlar Akademisi Müdürü, Ressam Avni Lifij’in kayınbiraderi
Üçüncü Numune-i Terakkili ünlü Cahit Sıtkı Tarancı ve onun ismi de "ister istemez" yazılarımızda, Yaşar Holding ve Ziya Gökalp bahsinde geçmişti : "Ünlü boya markası DYO’nun açılımı Durmuş Yaşar Oğulları’dır. Durmuş Yaşar, bugünün Yaşar Holding’inin kurucusu. Durmuş Yaşar, Rodos’ta doğmuş ve ticarete orada başlayıp, sonra yerleştiği İzmi’de devam etmiş. Yaşar Holding’in atılımın yapmasında Tuborg ve Pınar Süt’ün epey payı var; bugün hemen her sektörde pek çok şirketi olan dev bir holding. Yaşar Hollding , KSK’nin de her şeyi durumunda. Şimdi Aksiyon Dergisin’nden, Yasemin Pirinçcioğlu’nun röportajından bir bir alıntı yapalım ve bağları görelim

" Bugün VİP Turizm Genel Müdürü olan ve turizm alanında birçok ilklere imza atan bir anne ile babanın çocuğu olan Yasemin Pirinçcioğlu, bu sorunun peşine takıldığında önce şeceresini çıkarır: … Diyarbakırlı toprak ağası Ali Ağa'nın oğlu, 1. ve 2. Meclis üyesi, 1922—25 arasında Bayındırlık Bakanlığı yapmış Fevzi Pirinçcioğlu'nun (aile pirinç ektiği için bu soyadını almıştır) torunu olan Yasemin Pirinçcioğlu'nun babası da Ali Fethi Bey'dir. Ziya Gökalp, Süleyman Nazif ve Cahit Sıtkı Tarancı (halasının oğlu) ile kuzen olan Arif Fevzi Pirinçcioğlu'nun Çerkez eşi Nazime Hanım'dan, Ali Fethi ile birlikte yedi çocuğu gelir dünyaya. Çocuklarından Vefik Pirinçcioğlu, 12 ve 13. dönem Diyarbakır ve Kahramanmaraş milletvekilliğinin yanında, 1963—64'teki İnönü kabinesinde de devlet bakanlığı görevi üstlenir. Hiç evlenmeyen Vefik, Nedim, Nezihe, Remziye (Fikri Alpay ile evlenir), Hikmet (o da yine TBMM'nin ilk üyelerinden Mazhar Germen'in büyükelçi Şefik Fenmen ile Yüksel dışındaki çocuğu Türkan Hanım'la evlenir. PR yapan Nilgün Pirinçcioğlu çiftin oğlu dışındaki diğer çocuğudur.) ve Kadriye (Kadriye Hanım da Ticaret Bakanlığı yapmış Vedat Dicleli ile evlidir. Gaye ve Sina adında iki çocukları vardır.) Hanım'dan sonra doğan Yasemin Hanım'ın da babası Ali Fethi Bey, dolayısıyla kardeşlerin en küçüğüdür. "

Röportaj yapılan Yasemin Pirinçcioğlu’nun dedesi Arif Fevzi Pirinçcioğlu’nun babası ile Ziya Gökalp’in annesi kardeş. Arif Fevzi Bey, Ziya Gökalp’in dayısının oğlu. Anlatıma göre, Arif Fevzi’nin babasının kız kardeşlerinden, diğer üç kız kardeşten olan çocukların birisi Cahit Sıtkı Tarancı, diğeri Ziya Gökalp ve Süleyman Nazif. Demek ki, Cahit Sıtkı, Süleyman Nazif ve Ziya Gökalp üçü teyze çocukları. Anlatımdan çıkan sonuç bu . Sizin söylediğiniz Pirinçzade Züleyha Hanım yani Ziya Gökalp’in annesi ile Arif Fevzi Pirinçcioğlu değil Arif Fevzi Bey’in babası kardeş.
Yasemin Pirinçcioğlu’nun annesinin, geçenlerde ölen Halide Edip’in asistanı da olan Hayrunisa İnci Hanım, teyzesi Selçuk Yaşar’ın annesi. Yani, Hayrunisa İnci Hanım’la, Selçuk Yaşar teyze çocukları.
Hiç evlenmeyen miletvekili ve bakan olan Vefik Bey (Yasemin’in amcası), Varlık Vergisi’nin uygulamadaki başı olan kişi. Yasemin Hanım’ın annesi Hayrunisa İnci Hanım, baba tarafından Gelenbevi Ailesi’nden. Yani Nazım Hikmet’in, Sabahattin Ali ’nin de mensubu olduğu aile.

Ziya Gökalp, İttihat ve Terakki’nin Diyarbakır Şubesi’ni kuranlardan birisi, İttihat ve Terakki’nin 1909’da Selanik’te yapılan kongresine üye olarak katılmış ve 1910’da da Cemiyet’in Selanik’teki İdadi’sinde sosyoloji dersleri veriyor. (Kaynak : Cumhuriyet’e Devreden Düşünce Mirası - Tanzimat ve Meşrutiyet’in Birikimi, İletişim Yayınları, 2001)
Gökalp soyadı Sabetaycıların Levi yani Türkçe anlamı Kalp, Bağlı olan kabilesinden gelenlerin bunu - bu anlamları bilenlerin anlaması için ve aileye de kendi soyunu unutturmamak için- aldıkları bir soyad.
Ziya Gökalp, Divanyolu 8. Ada’ya gömülmüş.
GOKYUZU                                                                                            
  BAZI KÖŞE YAZILARI