SHABBATAY ZEVI VE SABBATAIST HAREKET Dr. Hakki Açikalin Denebilir ki, bu konu artik kabak tadi verdi, yazildi, çizildi ve hattâ biktirdi. Hakli olabilirsiniz fakat bana göre Shabbataizm ideolojisinin ve Shabbataist
hareketin önemi abartilacak derecede
O kadar ki, Dünyanin hemen bütün Kabbalistleri ve Talmud uzmanlari, gerek konusmalarinda, gerek eserlerinde gerekse de makâlelerinde Shabbataizmin dalyanina mutlaka takilir ve kolay
kolay da kurtulamazlar. Shabbataizmi dogru temelde çözümleyen, birçok bilinmezi de kavrayabilecektir. Burada Shabbataizmi enine boyuna ele alarak Müslüman halkimizin ufkunu biraz daha genisletmeye çalisacagiz.
Shabbataist hareket, (Süleyman) Mâbedin yikilisindan ve Bar Kokhba isyânindan [yahudi tarihinin en büyük direnis hareketi olarak kabul edilen bu gerilla hareketi
Roma karsisinda yenilgiyle sonuçlanmis ve bu yenilgi yahudilerin yaklasik 2000 yil boyunca anavatanlarindan tard edilip dagilmalarina yol açmistir] sonra yahudi Mesihlik tarihinin en önemli ve en genis hareketidir ve hem
Yahudi, hem Hristiyan ve hattâ Islâm âleminde çok önemli ve sarsici etkiler birakmistir. Böylesi mühim bir hareketi derinlemesine ele almamak IBDA baglilari için bir eksiklik olur. Bu hareketin bu denli yayginlasmasinin ardindaki etkenler muhtelif olmakla birlikte, özellikle surgunde (Diaspora) yasayan yahudilerin, gerek siyâsî gerekse de mânevî
bir tahlis (Lîtrosis-Redemption-Kurtulus-Halas) arayisi ki bu, yahudi gelenegiyle ilgili bir durumdur. Bu arayis yahudilik fikriyatinda büyük bir etkiye sahibtir. Bu nedenle, Mesihlik hareketleri-faaliyetleri bu mümbit alanda (zihinlerde) büyük ölçüde yeserme firsati
bulmustur. Subhesizdir ki, 1665 yilinda ortaya çikan bu harekete soluk veren hususî nedenler ve sartlar da mevcuttur. 1648 yilinda, Polonya ve Rusyada yasanan anti-semit (yahudi karsiti) hareket dalgasi Askenaz yahudileri derinden etkiledi ve ciddi altüstoluslarin yasanmasina yol
açti. 1655teki Rusya-Isveç harbi sirasinda da yahudilere karsi büyük bir saldiri süreci yasandi. Özellikle Polonya ve Rusya yahudileri bu dönemde bir Mesih arayisina girdiler. Sabbataist hareketin ortaya çikis ve yayginlasmasinda temel ve baglayici faktör dinî tabiatlidir ve 16. Yyda Safedden mütevellit bir ruhî yenilenme vetiresi,
yahudiligin dinî dünyalarinda derin bir metamorfoza (baskalasim) baglidir. Bu belirleyici (kritik) dönemeçte, yahudi hayatinda Kabbala ileriye dönük ve baglayici bir rol ustlendi. Safedde ortaya çikan yeni Kabbala, Mesih
fikrini ön plana çikariyordu. Mesihlik fikri dinamik ve yeni bir unsur olarak, tümleyici bir konumda yahudi mistisizmine giris yapiyorlardi. Lurianik Kabbalada ibâdet uygulamalariyla ve dualarla Mesihlik söylemi arasinda
kurulan iliski nisbeten daha dardir. Yahudi itikâdinda, Yardilisin ilk ânindan beri Mevcudat sürgündedir ve yerli yerinde olmayan esyâyi hakikî yerine koymak (iâde etmek) yahudiligin misyonudur. Öyle
ki, Tarih ve Kader Kâinatin vahdetini temsil ederler. Uluhiyyetin kivilcimlari her tarafa dagilmistir, ayni Ilk Âdemin (Adam Qadmon: Âdemler Âdemi) ruhunun her yana yayilmasi gibi. Fakat, bunlar Kötülügün Kudreti olan
Kelippah tarfindan hapsedilmislerdir ve özgürlestirilmelidirler. Bu kurtulusher defâsinda, nihaî bir eylemle noktalanamamis ama uzun vâdede ardisik eylemlerle gerçeklesecektir. Kabbalistlerin "Tikkun" (Düzenleme, yenileme-restorasyon) dedikleri sey ayni zamanda Âheng"i yakalama süreci olarak da kabul edilir. Âheng,
yahudiligin temel degeridir. Mesih tarafindan ilân edilecek olan kurtulus hâli nihaî dömin isâretidir. Ulus efsânesi, siyâsî hürriyet gibi seküler kavramlar, kozmik bir dille ve örüntüyle bu sekilde ifâde edilir [Burada, mevcut
Israil topraklari degil, vâdedilen-promised Eretz (Büyük) Izrael kastedilmektedir]. Bunun kökleri de, Kâinatin Sirlarinda saklidir. Bu baglamda, Mesih fikrinin geleneksel siyâsî ve millî muhtevâsi ile yeni ruhî ve mistik
açilim arasinda ortaya çikabilecek çeliski ve çatisma da önlenmis olmaktadir. Kabbalist ilâhiyat konusunda hassas olan yahudiler-ki, çogunlugu olustururlar-faaliyetlerini "Tikkun Âlemi"nin (paradigmasinin) gelisi
dogrultusunda teksif ediyorlar, buna bagli olarak çok disiplinli bir hayat sürüyorlardi [Kabbalistlerde zikir ileri derecede önemlidir]. Bu Mesihçilik, her zaman, uzak bir gelecegi hedefleyen mücerret bir umut degildi. Lurianist anlayista Yahudi tarihinin kesinkes bir hakikati olan, Kurtulusun
süreklilik arzettigi fikri hâkimdi. Yeni anlayisa göre ise, nihaî evre gelip çatmisti. Sabbataizm, Yemen ve Pers ülkesinden baska, Bati Anadoluda (Izmir, Bursa, Edirne, Istanbul), Kuzey Afrikada, Balkanlarda, Italyada ve
Dogu Avrupada (Polonya, Litvanya, Romanya) devâsa bir hareket alani bulurken, Lurianizmin ön açiciligi inkâr edemez. Ancak, onun altinda kalmayip bilakis gelisir. Amsterdam, Livorno ve Selânik gibi, yahudilerin nisbeten
rahat (daha hür) olduklari yerlerde hizla yükselip kök saldi. Bu ideolojinin merkezinde bulunan sahsin hayati da ilginçliklerle doludur. Yahudi tarihinde mühim rolleri olan bütün sahislardan daha ayrintili bir biyografiye
sahiptir. Sabbatay Zevi, 9 Av 1626 tarihinde [Av (Ab) ayi Yahudi takviminde, Temmuzla Agustos arasina denk gelen bir ay olup. 9 Ab (Tisa bAb) Mâbedin yikilis tarihi ve Mesihin gelecegine inanilan tarihi ifâde eder]. Babasi
Mordehay Zevi, Mora (Moria-Peloponisos) yarimadasindan Patra veya Pirgos kökenlidir. Ispanya göçmeni (Sefarad) yahudilerden olan Mordehayin lâkabi Karamentestir. Gençliginde Izmire yerlesen Mordehay önceleri Kümes hayvanlari
ticâreti yapar, bilâhare Hollandali ve Ingiliz büyük tüccarlarin acentaligini üstlenir. Zevi, Zvi veyi Sevi Ibrânîce Geyik anlamina geliyor. Bu ismin Bask çingeneleri arasinda yaygin olusunun sebebi meçhuldür. Sevi ailesi
Izmirin en zengin ailelerinden biridir. Sabbatayin kardesleri Êliyah ve Yasef de büyük tüccarlardir. Sabbatay egitimini Isaac de Albadan daha sonra da Izmirin ünlü rabbilerinden Yasef Escapadan alir, 18 yasinda haham olur.
Çok derin bir Talmud ve Kabbalah bilgisi olan Sabbatay Zevinin yaninda diger hahamlar ve âlimler silik birer figür olarak kalirlar. Bazi kaynaklara göre 15 yasindan
itibâren münzevî bir hayata baslar ve hocalarinin telkinlerini reddeder. Bu dönemde Sefer ha-Kanah, Sefer ha-Peliah ve Zohar gibi temel kaynaklar üzerinde yogunlasir. Zaman içinde bazi mevzularin yanlis tefsir edildigini iddia
ederek bu konularda içtihadlarda bulunur. Bu tutumlari yahudi âlimleri Maasim Zarim (Garip-çelisik eylemler) olarak degerlendirildi. Zevi, Allahin Tetragram (Y-H-W-H) ismini sürekli zikir hâline getirdi ve yine gelenekçi
çevrelerin büyük tepkisini aldi zira bu zikir Rabbinik Kanunlar tarafindan yasaklanmistir. [Özellikle günümüz Sabbatologlari onun keskin bir siklotimi eski adiyla Psikoz-Manyak Depressif (PMD) hastasi olarak
degerlendirmektedirler. Yani agirlikli olarak depresyon ve bu depresyon süreçlerinin arasinda manik çikislarla karakterize bir klinik tablo. Sabbataizm ideologlari ise bunun ladinî bir degerlendirme olarak derinlikli
olmadigini, bahsi geçen evrelerin bir cezbe hâli oldugunu ve bu hâlin mani olarak izah edilemeyecegini söylerler. Illumination-Aydinlanma olarak da adlandirilan bu hâl daha sonralari Illuminati-Aydinlananlar isimli
Masonik organizasyonu da isim teskil edecektir] Zevinin ilk olarak Mesihligini dile getirmesi 1648 yilina rastlar fakat bu pek etkili olmaz. 1645-50 yillari 2 kere evlendi ve bosandi. Bu dönemde çevresindekilere
"Imâninin Allahindan ve Allahin Sirlariindan bahsetmeye basladi. Yine Sefer Sefirot (10 sayi, ilke) arasinda özellikle Tiferetin (Allahin Güzelligi) çok önemli oldugunu belirtiyordu. Ama, en önemlisi konusmalarinda
sürekli vurgu yaptigi ve üzerinde durdugu Elohei Yizrael (Isarailin Ilâhi) mefhumunu mistik bir isâret olarak kullanmasiydi. Bu konusmalarin neticesinde Izmirden tardedildi. Zevinin bundan sonraki (1654ten sonra) hayati Selânikle Edirne arasinda geçti ve hatiri sayilir bir cemaat gücüne ulasir. 1658de Istanbula geldi ve burada 9 ay
kadar kaldi. Orada ünlü Kabbalist David Habillo ile dost oldu ve Kabbala üzerine yogun degerlendirmeler yaptilar. Bu vetirede Zevi yavas yavas Yahudi itikadini zorlamaya baslar ve cezbe hâllerinden birinde söyle der:
"Yasaklanmis olana izin verdim". Bu, Yahudi akaidi açisindan apaçik bir küfür (Vlasfimîa-Blasphème) ve sirkti. Istanbuldan da tardedildi, tekrar Izmire geldi ve orada 1662 yilina kadar kaldi. 1662de Rodos ve Kahire
üzerinden Kudüse gitti. 1663te-bir iddiaya göre bazi Rabbilerin tavsiyesiyle-Misira (Kahireye) gitti ve 1665 Nisanina kadar burada Misir Musevî Cemaati lideri Rafael Yasef Çelebinin yaninda kaldi. Çelebi, Zeviye ciddi
bir destek verdi ve bu destek önemliydi. 31 Mart 1664te, Polonya kökenli bir Italyan Askenaz yahudisi olan Sarahla evlendi. Gazzeden gelen bir haber Sabbataist hareketin reel baslangiç tarihi olarak kabul edilir. Gelen haberler yanlis olarak Gazzede yeni bir Mesihin ortaya çiktigi
yönündeydi ve bu Mesih her isteyene ruhunun ihtiyaci olan özgün sekli (Protomorfos-Tikkun sekli) veriyordu. Gazzeli Nathanin kudreti üzerine üretilen binbir rivâyet dalga dalga yayildikça Zevinin sikintisi artti ve nihâyet
Gazzeye dogru yola çiêôi. 1665 Nisaninin ortalarinda Gazzeye ulasti. Gariptir, Nathan 1665 Subatinda istiâreye yatmis ve Zevinin Mesih oldugunu görmüstü. Bu nedenle, Zeviyle Nathanin karsilasmasi, Hz. Isa ile Hz.
Yahyanin karsilasmasina benzetildi. Zevi ve Nathan, Kudüs ve Hebrona gittiler ve Yeni Paradigmayi tartistilar. Gazzeye geri döndüler ve bir iddiaya göre, Savuot kutlamalari idrâk ettikleri sirada Nathan cezbeye girdi (transa geçti) ve orada bulunan cemaate [Savuot
(Pendikostôs-50. Yil, 50de bir mânâsina), erken yaz kutlamalaridir. Tarihî mânâda, Allahin 10 Emiri Savuot Gününde Sina daginda Hz. Musaya verdigine inanilir. Mânevî anlamda, Misirdan kurtulusun ancak Torahin Sinada
Zuhuruyla (Apokalipsis-Revelation-Meydana çikma, ortaya çikma, örtünün kalkmasi) hitam bulacagi kabul edilir. Ziraî mânâda, son hububat hasadini ve ilk meyvelerin ortaya çikisini ifâde etmektedir]. Zevinin Ars Ricâlindeki
yerini açikladi. Bir diger iddiaya göre ise, Nathan, Abraham le Hasside atfedilen gizli bir metin elde etti. Burada Hassid, Zeviyi Izraelin Kurtaricisi ilân ediyordu. 17 Sivan (Mayis-Haziran arasina denk gelen bir ay, 31
Mayis 1665te) günü Gazzede, cemaatinin önünde-ki, aralarinda rabbi Yakob Najara da vardi-Mesihlikini güçlü bir biçimde dile getirdi. (Yakob Najaranin babasi ünlü sair Izrael Najaradir). Daha sonralarinin Zevi,
sakirdleriyle beraber Lübnan Daglarinda bir süre inzivaya çekildigi rivâyet edilir. Bu gelismelerden sonra Zevinin nâmi basta Filistin olmak üzere bütün Ortadoguda yürümeye basladi. Bu, bazi mühim isimleri Zeviye karsi muhalefet bayragi açmasina
yol açti, bunlarin arasinda Abraham Amigo, Yakob Hagiz (Nathanin mürsidi), Samuel Garmizon, ünlü Kabbalist Yakob Zemah ve David ben Ârî de vardi. Gelenek geregi Zevinin Kudüsü 7 kere tavaf etmesi gerekiyordu ve o da bunu
yapti. Zevi, Nathana artik büyük kitlelerin kalblerini fethetme zamaninin geldigini ve örgütleme asamasina gelindigini belirtti. Bu ifâdeler Sabbataizmin örgütlü yayilma
vetiresinin baslangicina isâret eder. Dünyanin her tarafindan insanlar Mesihin yanina akmaya basladilar. Ayni dönemde Zevi-Nathan ikilisi sok bir fetvayla 17 Temmuz orucunun iptâl edildigini açikladilar fakat kitlelerde
kaydadeger bir tepki olmadi bilakis bunu Mesihlik misyonuyla izah ettiler. Zevinin ismi bazi ilâhilere (psalmôs-psalme) girdi. Bütün bu gelismeler Diasporaya misliyle ulasti. Mektuplarda, kayip 12 Israil kabilesinin ortaya
çiktigindan ve mucizeler gösteren bir "Allah Adamini tâkib ettiklerinden bahsediliyordu. Bazi mektuplarda, Zevinin Mekkeyi fethetmek üzere oldugu ve Islâma karsi yahudiligin zafer kazandigi yazildi. Bir diger mektupta,
12 kabilenin Sahra çölünde bulustugunu ve buradan Vâdedilmis Topraklari (Arz-i Mevud) kurtarmak için harekete geçeceginden, bir baskasinda ise Pers ülkesinde büyük bir hareketin basladigindan sözediliyordu. Nathan, Rafaele
gönderdigi mektupta, Zevinin En Büyük Balikçiyi (Hz. Isayi kastediyor) dogrulama kudreti oldugunu, bu dünyanin en dogru insani oldugunu, dünyayi büyük felâketlerle cezalandirabilecegini, onun siddete basvurmaksizin Osmanli
sultaninin tacini alip sultani hizmetkâr yapacagini, 4-5 yil içinde Sambatyon nehrine geri dönüp kayip kabileleri kurtaracagini ve Hz. Musanin 13 yasindaki kizi Rebecca ile evlenecegini belirtir ve Zeviden menkul bazi dualari
ekler. Bu mektubun bir nüshâsi da Avrupaya gönderilir ve Mesihin 1665 yilinin sonunda gelecegi propagandasi da güçlü bir biçimde yayilir. Zevinin isminin bizzat zikredildigi ilk metinler Avrupaya 1665 yilinin Ekim ayinda ulasir. 2 ay içinde daha detayli ve efsânevî metinler Italyayi, Polonyayi,
Hollandayi ve Rusyayi sarsmaya baslar. Zevi, 20 Temmuz 1665-12 Agustos 1665 tarihleri arasinda Halepte kaldi ve bazi Yahudi liderleriyle görüstü, oradan Izmire geçti ve kardesi Êliyahin yanina gitti. Eylülde Halepte Zevi
lehinde büyük nümâyisler meydana geldi. Göstericiler arasinda her zümreden insana rastlanmasi devleti de endiselendiriyordu. Hele, Kudüsün en karizmatik rabbilerinin basinda gelen Moiz Galantenin de Halepe kadar gelip Zevi
lehinde tavir almasi devlet açisindan çok mânidârdi zira Galante devlete yakin duran biriydi. Zevinin Izmire gelisiyle beraber burada da ortam isindi. Yalnizca yahudiler degil, Ingilizler, Hollandalilar ve Italyanlar da Sabbataist harekete destek verdiler.
Zevi sabah dualarini kitleyle birlikte yapiyordu ve sesinin güzelligi ve müzikalitesi insanlari derinden etkiliyordu. Duadan sonra fakirlere sadaka dagitiyor, gece 12de denize giriyor ve bunu insanlara tavsiye ediyor ve
kitleyle birlikte deniz duasi yapiyordu. Moiz Galante ve Daniel Pinto da Izmire gelip Zeviye destek verdiler. Hanukah haftasinda (25 Kislevde baslar. Kislev Kasimla Aralik arasina denk düsen bir aydir) gerçeklesen bu
ziyârette, Zevi çok tartismali fetvalar verdi. Meselâ, yasaklanmis olmasina ragmen Yagli gidalar yedi ve bunu halka önerdi. Mümin Çogunlukla (Sabbataistler), Sapkin Azinlik (diger yahudiler) arasinda kapanmaz bir uçurum
olustu öyle ki, Maaminim (Müminler) ve Koferim (Kâfirler) kavramlari tamâmen Zevi taraftarlari ve karsitlarini ifâde etmeye basladi. Zevi baglilari hiçbir ilâhiyat rezervi koymuyorlardi, ona vahy geldigi konusunda en ufak
bir sübheleri yoktu. Baslarini Hayyan Penanin çektigi Zevi karsiti yahudilerin oturdugu Portekiz mahallesi Zevi taraftarlari tarafindan defalarca basildi ve yagmalandi. Zevi bunlari, Tevratta zikredilen kirli ve sadik
olmayan hayvanlarla kiyasladi. Zevi, Yusufoglu Mesihin (Isa Mesihin), Davud]un oglunun gelisinden sonra olacagini, Davudun oglunun Abraham Zalman oldugunu ve Zalmanin 1648deki Rusyadaki olaylar sirasinda sehid düstügünü
ve onu müteâkiben Mesihin geldigini söyledi. Söylevlerini yahudi halk sarkilariyla da süsleyen Zevi, Kabbala ebcedine göre 15 Sivan 5426 (18 Haziran 1666) tarihinin Kurtulus Günü oldugunu açikladi. Söylevlerinde kadinlara da
siklikla yer veren Zevi, Hepiniz Havvanin kötülügünden arinacaksiniz" mesajini veriyordu. Kitle artik bilinçli ve örgütlüydü ve istikâmet Istanbuldu. Tam bu sirada garip bir fetvayla 10 Tevet (28 Aralik) orucunu
yasakladi. Bu fetvaya siddetle karsi çikan ünlü Kabbalist rabbi Salomon Algazi, kitlenin yogun tepkisi karsisinda Izmiri terkedip Manisaya kaçti. Yine bir diger rabbi Aaron Lapapa da Izmiri terketti. Bilâhare, Osmanli
sultaninin ismi, çok ince bir yöntemle (oyun) resmî mektuplardan ve vaazlardan çikarildi. Bunun yerine-devleti huylandirmama bâbinda-Amirah kavrami kullanilmaya baslandi. Amirah kelimes Emir anlamini tasimasina ragmen
asil olarak, Adonaynu Malkenu Yarum Hodo" cümlesinin bas harflerinden olusan bir yapma kelimeydi ve cümle, "Efendimiz ve Melikimiz Onun Yerdeki hazretleridir" anlamini tasiyordu yani sultanla, emirle hiçbir
ilgisi olmayan bilakis Efendi-kral olarak Zeviyi taniyordu. Amir; Alef-Mem-Yod-Res-Hes: 259, Mesih: Mem-Sameh-Yod-Hes: 118 (59x2), Mehdi; Mem-Heh-Daled-Yod: 59. Zevi yeni bir siyâsî manevrayla Izmirde peygamber soyundan gelen 150 kisi bulundugunu, bunlarin arasinda kendi esi ve muhaliflerinden birinin kizinin da oldugunu
iddia etti ve muhaliflerinin agzina bir parmak bal çaldi. Bu çikistan sonra sayisiz insan, rüyâlarinda Zeviyi Bir tahtta turur vaziyette gördüklerini söylediler. Bu arada günlük okunan ilâhiler arasindaki 21 no.lu ilâhide
Zevinin ismi de zikredilmeye baslandi. Istanbula gelisinden önce Bursanin ünlü rabbilerinden Moiz Suriel, Zohar kitabinda Zevinin gizemlerinin yeraldigini ve bunu ilham yoluyla kendisine ulastigini öne
sürdü. Bu açiklamayla Zevinin karizmasi biraz daha artti. Bu olup bitenler Istanbul hükümetini huzursuz etti ve ziyâreti engellemeye çalisti. Zevi karsitlari, Hristiyanlar ve bazi Müslümanlar yollara dökülerek onu Seytanin
oglu ve Büyük Zindik ilân ettiler. Buna mukâbil Zevi taraftarlari da Istanbula gelisinden evvel sehirde ortaya çikan büyük bir sel felâketinin onun mucizesi olarak degerlendirdi. Istanbul hahambasiligi ise Zevinin iddialarini reddeder ve onu bir heretik" (sapkin) olarak ilân eder. Sinagoglara girmesini yasaklar. Sevinin, bu karara
cevabi çarpicidir, kendisini Süleymanin ruhu, Davudun nesli Yasefin oglu" ve "Sahlar sahi Süleyman" gibi sifatlarla tanitmaya baslar. Dönemin sadrazami Köprülüzâde (Kuprili) Fazil Ahmet Pasanin talimatiyla Zevi, Istanbula girisinde tutuklandi (6 Subat 1666) ancak bu gelisme Zevinin ününü daha da
arttirdi. Sabbataistlerin elinde bulunan Istanbul ticâreti durma noktasina geldi. Zevi 9 Subat tarihinde baskanligini Köprülünün yaptigi divana çikarildi. Ilginç olan, bu döneme ait hiçbir Osmanli arsiv belgesinin olmamasi,
sanki bu olay hiç gerçeklesmemis gibi. Yabanci kaynaklarda da çeliskiler var. Yalniz, ortak bir görüs olarak, Köprülünün Zevinin karizmasindan etkilendigi biliniyor. Istanbulda kisa süreli bir tutuklulugun sonrasinda önemli
siyâsî suçlularin kaldigi Gelibolu kalesine [Kumkale-Avidos beldesi] gönderildi. Nakil, Paskalya arefesi olan 19 Nisanda gerçeklesti (Bu tarih, Zevinin istegiydi ve baglilarina bir mesajdi). Onun Gelibolu kalesine gelisiyle
birlikte, Sabbataistler arasinda kalenin ismi Migdal Oz (Mukavim Kale) olarak anilmaya baslandi. Ancak bir sonuç alinamadi zira sayisiz ziyâretçi Seviyi Kumkalede ziyâret eder ve öte yandan Avrupanin ve Ortadogunun her yerinden resmî ya da gayriresmî
yollardan Osmanli devletine onun serbest birakilmasi yönünde talepler gelmeye basladi. Osmanli önce onu, ilmî yöntemlerle vazgeçirmeye çalisti. Birçok Yahudi ulemâ getirtilip Zeviyle tartistirildi ve fikriyâtinin yahudi
inançlarina uymadigi anlatilmaya çalisildi ancak Zevi, bütün bu bilim adamlarini bosa düsürdü ve ünü daha da artti. 17 Temmuzu tâkib eden hafta içinde, aralarinda Polonyanin rabbi otoritesi olan Rabbi David ha-Levi Lvovayin
oglunun da bulundugu bir Rabbiler heyeti Zeviyi ziyâret etti. Zevinin karizmasi ve birikimi onlari derinden etkiledi ve çogu onun üstünlügünü kabul ettiler. Bu gelismelerden sonra yahudi inancinda 17 Temmuz orucu günü,
"Zevinin ruhunun yeniden dogus günü, 9 Ab günü ise Zevinin fizikî dogum günü" olarak kabul edildi. Herkes onun hapsedilmesinin sembolik bir durum oldugunu düsünüyor ve Nathanin Kabbalistik bir tâbir olarak
kullandigi, Ejderler üzerine bir eser" ifâdesine itibar ediyorlardi. Nathan bu degerlendirmesinde, Mesihin ruhunun yaradilis zamanindan kendisinin bedenlenme (Ênanthropisis-Incarnation) dönemine kadarki dilim içindeki
Kötülügün Kuvvetlerine (Kelippot) karsi verdigi savastaki metafizik biyografisinin Sabbatay Zevi özelindeki psikolojisini anlatiyordu yani Gelibolu, bedenlenmenin prova mahallerinden biriydi. Ayni dönemde Yemende bu
mevzuyu isleyen Gei Hizzayon (Tefeül Vâdisi) isimli bir eser kaleme alindi. Sabbataist hareketin bu kadar yayginlasmasinin ardindaki temel faktörler sunlardir; 1-Mesihlik çagrisi Mukaddes cografyadan geliyordu. Mukaddes topraklar saf ruhaniyyetin merkeziydi. Aksi hâlde böyle bir mesajin, Yemen, Iran veya Kürdistan gibi
ülkelerde büyük bir saygi uyandirmasi mümkün olamazdi. Eger bu mesaj Polonya, Rusya veya Italyadan gelseydi hiçbir etkisi olmaz, gülünüp geçilirdi. 2-Vahyin yenilenmesi ve Gazzeli Nathan figürü, disiplinli dinî hayat Zevinin, kitle bilincindeki sekillenisini netlestirdi. 3-Geleneksel ve Folklorik kiyâmet inancinin, Zevi tarafindan iyi islenmesi. Eski eskatolojik (uhrevî) kabuller muhafaza edilmek kaydiyla birçok yeni unsurun bu
zihniyete entegre edilmesi. Nathanin metinlerinde kullandigi geleneksel-mitolojik terminoloji (sembolizm) kitleleri hayli etkiliyordu. 4-Nedâmete (Metamêlia-Repentance) çagri belirleyici bir rol oynuyordu. Kim Mesihin pismanlik çagrisini reddedebilirdi? Her yahudi, bu çagriyi kalblerini yikamak için
bir firsat olarak algiladi. 5-Kurtulus fikrinin Ütopist yahudiler üzerinde uyandirdigi heyecan. Ayrica hareketin millî karakteri iç çeliskileri de gizliyordu. Amsterdamda ünlü okkültist (gizemci) ve esoterist (Batinci, içrekçi) Peter Serrarius, Zevinin mesih oldugu fikrini ve propagandasini Avrupanin birçok yerine
yaydi. [Yeri gelmisken söylemekte yarar var, Amsterdamin mevcut belediye baskani John Joël Kohen ve öncekiler Sabbataisttirler]. Bu propaganda karsisinda Avrupa yahudiligi ciddi bir muhalefet ortaya koymadi. Ayni dönemde
Nathanin el yazmalari Amsterdam, Frankfurt, Hamburg, Prag, Venedik gibi yerlerde yaygin olarak okunuyordu. Bu arada, karin içinde çiplak yatmak, kendini kamçilatmak, dikenlerin üzerinde oturmak gibi ritüeller de gelismeye baslamisti. Kadinlar ve çocuklara pazartesi ve
persembe günleri, erkeklere ise haftada 3-4 gün oruç ibâdeti konuldu. Birçok asil ve tüccar da evlerini ve diger mülklerini satip Filistine gitmeye, fakirleri de beraberlerinde götürmeye basladilar. Yeni bir dönemdi bu; artik
mektuplara ve bazi kitaplara. Kralligin ve peygamberligin 1. Yili biçiminde tarih düsülüyordu. Iran yahudiligi tarafindan da ilgiyle karsilanan Zevinin mesihligi burada resmen tescil edilmis ve bunun üzerine Iran yahudileri devlete vergi vermeyeceklerini ve
devlet hizmetlerinde çalismayacaklarini, itaat edecekleri tek devletin Mesihin kuracagi Yahudi Devleti oldugunu ilân etmislerdir. Italyanin en saygideger Kabbalisti Moiz Zacuto da Sabbataist harekete destek verdigini açikladi. Amsterdamin en zengin yahudisi Abraham Pereira hareketin Bati
Avrupadaki en önemli finansörü oldu. Polonyada hareket o kadar gelisti ki, 1666 yilinin Mayis baslarinda Kral Sabbataistlerin toplanti ve gösteri yapmalarini yasakladi. Zevinin kâtibi Samuel Primo mektuplari öylesine edebî
ve sanatsal bir dille kaleme aliyordu ki, âdeta Zevinin ruhuydu. Zevi bu metinleri, Allahin ilk oglu, Izrael Babaniz, Torahin Sözlüsü" gibi müstearlarla imzaliyordu. Bilâhare, "Ilâhiniz-Efendiniz Sabbatay
Zevi biçiminde imzalamaya basladi. Bu imza nedeniyle Moiz Galantenin hareketten ayrildigi biliniyor. Dönmelik kavrami literatüre, 17. Yüzyildaki bazi gelismelerden itibâren girmeye basladi. Osmanlinin çesitli sehirlerinde ve özellikle de Selânikte müslüman isimleri
ve kisvesi altinda yasayan gizli yahudilere-sözde-Islâma döndükleri gerekçesiyle dönme denmeye baslamistir. O dönemlerde daha ziyâde avdetî" kavrami kullaniliyordu. Ihtida (Apostasis) vetiresi; Kaderin yine bir cilve yapti; Polonyali bir kabbalist olan Nehemiah ha-Kohen 3 Eylülde Zeviyi ziyârete geldi ve 3 gün onun yaninda kaldi. Bu zyâretle ilgili
veriler çeliskilidir. Kimilerine göre, Nehemiah, Zevinin faaliyetleriyle eski Kabbala metinlerinin Mesihlik anlayisi arasinda dogru bir iliski olmadigini iddia etti. Bir diger görüse göre ise, Nehemiahin kendisi de mesihlik
iddiasindaydi ve Zeviyi tartmaya gelmisti. Fakat çok ilginç bir sey oldu ve kalede bulundugu sirada, herkesin önünde Nehemiah Müslüman oldugunu açikladi, götürüldügü Edirnede ise, Zeviyi, Mesihlik konusunu sürekli gündemde
tutarak devletin içindeki filosemit (yahudisever) kligi öne çikarmayi hedefledigini iddia etti. Bu gelismeler karsisinda Sabbataistlerin tezi ise, Nehemiahin devlet tarafindan angaje edilen bir sahis (ajan) oldugu ve
Sabbataist hareketi sabote etmek için getirildigi biçimindeydi. Bu tezi dogrular biçimde Nehemiah, Polonyaya döndükten sonra tekrar yahudilige döndü ve Zeviye karsi gelistirdigi tavrin hatali oldugunu çevresindekilere
söyledi. Bunun üzerine Zevi, 15 Eylül günü Edirneye getirildi ve padisah 4. Mehmedin kafes ardindan izledigi çok genis kapsamli bir sorgulamaya tâbî tutuldu. Sorgulamada,
Edirne kaymakami Mustafa Pasa, Seyh-ül Islâm Minkârîzâde Yahya Efendi, Ulemâdan Seyh Vanîzâde Mehmet Efendi, Hekimbasi Hayatîzâde Mustafa Feyzî (esas ismi Mose ben Rafael olan bir yahudidir) hazir bulundular. Sorgulama sirasinda Sabbetay kendisine atfedilen suçlari reddetti. Sorgulama sonucunda Islâma geçmek ile idam arasinda tercihe tâbî tutuldu. Bunun üzerine Müslüman
olmayi kabul eder ve Mehmed Aziz Efendi adini aldi. Ayrica kendisine 150 akçe maas baglanip Kapicibasilikla taltif edilir. Bazi kaynaklarda ismi Sabbatay Levi" olarak da geçmektedir. Zevi, yine kazançli çikmistir zira artik saraya rahatlikla girebilmekte, beklemedigi düzeyde taltif
görmekte öte yandan da sehirdeki yahudileri örgütleme faaliyetine devam etmekte bunu da, diger yahudileri de hidâyete erdirme adina yaptigini belirtmektedir. Artik önü tamamen açilmistir. Ziyâretçileri bu sefer Edirneye akin
etmeye basladilar. Özellikle Kudüs, Iran ve Bagdat yahudileri ona çok ilgi gösteriyorlardi. Bir kismi ise geri dönmüyorlardi. Havralarda da vaaz vermesine izin verilmisti. Bütün bunlar bize Osmanli devlet bürokrasisi içinde
yahudi sizmalarinin ne denli geliskin oldugunu göstermesi açisindan önemli ipuçlari veriyor. Aksi hâlde bir gayrimüslimin bu kadar açik ve pervasiz eylemliligine göz yumulmasinin ve hattâ ona maas baglanmasinin izah
edilebilecek bir tarafi yoktur. Gelinen noktada ciddi bir sessizlik süreci basladi. Bir grup Sabbataist imânlarindan hiçbir sübhe duymadilar ve Zevinin Mesih olduguna inanmaya devam ettiler, az
sayidaki bir grup ise, bir yanilsama içinde olduklarini, iç tecrübelerine ve kanaatlerine mukâbil düsman bir dis tecrübenin ortaya çiktigini kabul ettiler. Zeviye bagli kalanlar Zevinin eyleminin dogru oldugunu, bunun çok zor bir süreçten basariyla çikmak olarak izah edilmesi gerektigini savunurlar, haklidirlar da zira
Zevi asla ihtida etmemistir bilakis bunu siyâsî bir avantaja dönüstürmüstür. Kendini mesih ilân eden bir Musevînin Islâmi gönülden kabul etmesi mümkün degildir. Yeni yahudi politikasi hem Avrupada, hem Istanbulda hem de
Ortadoguda süreci uyutmak biçiminde gelisti. Özellikle rabbilikler tam bir Resmî Sükunete daldi. Bu sessizlik döneminde Gazzeli Nathan önemli bir rol üstlendi ve Apostasisin (Ihtida) teolojik izahini yapti ve yeri geldiginde bunun mesru bir savunma vasitasi
olabilecegini ortaya koydu ve bu, Sabbataistleri rahatlatti. Büyük bir toplulukla Zeviyi ziyâret etmek için Gazzeden yola çikti fakat bu Istanbul rabbiligi bu ziyâreti engellemeye çalisti. Nathan Izmire geldi ve ihtidanin
konjonktürel olarak dogru ve gerekli oldugu propagandasini yapmaya basladi. Ona göre, Zevinin bu eylemi misyonun nihaî ve en zor bölümünü olusturuyordu ve nefsinin olumsuzlugu (kelippah) fethetmesi gerekiyordu. Iste bu nedenle
Islâma geçmisti. Bu ihtida tamâmen seklîydi. Ihtidanin agirligini ancak ve ancak bir Mesih veya bir aziz kaldirabilirdi. Mühtedî Mesih (Messie Apostat); Mesru Kurtarici paradoksu ve trajedisi Gazzeli Nathanin maharetli ellerinde Sabbataist ilâhiyata ve günümüze kadar devam edecek bir ideolojinin temellerine dönüstü.
Bu mühtedî mesih meselesi yillarca yahudi ilâhiyatçilarinin, Talmudçularin ve Kabbalistlerin en temel mevzularindan biri hâline geldi. Eski Ahid kahramanlarinin öyküleri, Aggadahin (Aggadot Sel Dofi) hayret veren
hikâyeleri, Zohardaki gizemli bölümler, Mesihin skandal tavrini tefsir (eksigisis) için degerlendirildi. Bu kisiler kendi aralarinda, birbirlerini tanimlamak için Ibranîce Maaminim" (Müminler) ve "Haberim" (Ortaklar) ya da "Baale Milhamah"
(Mücahidler) kavramlarini kullaniyorlardi. Edirne ve havalisinde ise bu dönmelere "Sazanikos" veya "Sazanaki" adlari veriliyordu ki bu kelimeler Yunanca Küçük sazan baliklari, sazanciklar anlamlarina
gelmektedir. Böyle denmesinin iki nedeni oldugu söylenmekte: Birincisi, Dönmnelerinin toplanti yerlerinin daha dogrusu mâbedlerinin Edirnedeki balik pazari mevkiîne yakin olmasi. Ikincisi ve daha kuvvetli olan ihtimal ise
dönmeligin kurucusu olan Sabbatay Zvinin (Sabbatay Sevi), yahudilerin kurtuluslarinin ve refahlarinin Hud (Balik) burcu altinda vâkî olacagi biçimindeki kehânetidir. Buna istinâden biraz da alayci bir biçimde, sazanikos lakâbi
takilmistir. Sabbataistlerin Dönme-Avdetî olarak hareket kabiliyetleri daha genislemisti. Kisveleri itibariyla müslüman olduklari için kimse onlara birsey söyleyemiyordu.
Sabbataizmin teorisyen düzeyine gelen ilk öncüleri saray hekimleriydi: Guidon Daniel Izrael ve Bonafoux (Ben Avi). Bunlarin yanisira Berekyah ben Yakob. Bir süre Zevi, Edirneden Istanbula gelir. Bunun gönderilme mi yoksa
iradî olarak gelme mi oldugu konusunda kesin bir görüs yoktur ama muhtemelen kendi istegiyle gelir ve Kuruçesme semtine yerlesir. Burada örgütleme faaliyetlerine devam eder. Genelde Zohar ve Kabbalah egitimi verir. Bu hareketin
ideolojik-politik bir hareket oldugu ve TCnin kurulusunda, M.Kemalin egitiminde, Ittihat-Terakkinin örgütlenmesinde en üst düzeyde belirleyici oldugu kesindir. Örnegin TCnin mevcut disisleri bakani Ismail Cem Ipekçi,
Sabbetaizmin en belli basli örneklerinden sadece biridir. Zevi, daha sonra Kagithaneye yerlesir ve örgütlemesini orada sürdürür. Bilâhare 1672de yeniden tutuklandi ve Ocak 1673te Arnavutluka gider (bazilarina göre sürgün
edilir) ve Ülkün (Dulcigo, Alkun) sehrine yerlesir. 1674te karisi Sarah öldü, bunun üzerine Estherle (Yosebed) evlendi. Esther, Zevinin müridlerinden ve Selânikin saygin rabbilerinden Yasef Filosofosun kiziydi.
Zeviye göre, Izraelin Ilâhi, Ein-Softa (Heryerde mevcut olan Sonsuz Allah-Ebediyet) birinci temel sebeb degil, Sefirah Tiferette mukîm olan (içinde bulunan)
ikinci sebebti. Yani Izraelin Ilahi, Tiferet (Allahin Güzelligi) ilkesi üzerinden (vasitasiyla) zuhur ediyordu. Sabbataizm felsefesinin en önemli iki ayriligi sunlardir; 1-Izraelin Ilâhiyla birinci (temel) sebebi birbirlerinden ayirmasi. Yaradilis üzerinde yalnizca Izraelin Ilâhinin tasarrufu vardir ve fakat birinci sebebin
Yaradilista hiçbir tasarrufu yoktur. Izraelin Ilâhinin mevcudiyetinin kabulü Zimzum hareketi çerçevesindedir. Bu yaklasim Orthodoks Yahudilik tarafindan büyük bir tepki almis ve heretik (sapkin) olarak tanimlanmistir.
2-Bu ayrimsama tamâmen Gnostisizmin (Bilinircilik) ifâdesidir. Ikinci yüzyilin, Allahi, Gizli-Hakikî Allah olarak kabul eden Gnostik düsünce yahudilerin ilâhini
ikinci sirada tutarken Zevi, Nathan ve Cardoso, Kiymetler Hiyerarsisini degistiriyor, Izraelin Ilâhini Hakikî Ilâh telakki ediyor, birinci sebebi ise hiç mesâbesine indiriyordu. Zevinin dikte ettirdigi bilinen Raza di Meheimanuta (Hakikî Imanin Sirri) isimli eserde bir tür Kabbalistik Üçleme ortaya konmaktadir: 1-Attika Kadisa (Aziz
Ihtiyar), 2-Malka Kadisa (Aziz-Mukaddes Melik= Izraelin Ilâhi), 3-Sekhinah ilkesi. Daha sonralari Nathan, Sefer Beriah (Yaradilis Kitabi) isimli eserinde, bu kompozisyonu bazi degisikliklerle netlestirdi. Zevi, 17 Eylül 1676da, Büyük Tevbe gününde öldü. Nathan, bu günü Arsa Yükselis olarak niteledi. Bu bir Apotheosis (Déification-Ilâhlastirma) teorisiydi.
Nathan 11 Ocak 1680de Üsküpte (Makedonya) öldü. Ölümünden 1 yil kadar sonra, ögrencilerinden Izrael Hazzan de Castoria, Zevi ve Nathanin teorisini tahkim eden detayli bir serh yazdi. Sabbataist Kabbalah üzerine; Zevi genelde metaforik (igreti-mecâzî) bir dil kullanirdi. Bu nedenle Nathan, Lurianik Kabbalahnin yeni bir versiyonu ile Mesihin rolü hakkindaki bazi orijinal
anlayislari birlestirmesi açisindan oldukça karmasik (sofistike) bir sistemin ortaya koyucusu olarak kabul edilir. Nathan, Lurianik Kabbalahdaki Zimzum teorisini kabul eder fakat, Ilâhlik telakkisine çok daha derin ve yeni bir boyut ilâve eder. Baslangiç veya Ein-Softa iki tür
Nur-Isik veya tecelli mevcuttur. Bunlara Sifat diyenler de vardir. Meselâ Baruh Spinozanin bahsettigi Fikirli Nur-Isik ve Fikirsiz Nur-Isik. Birincisi; Yaradilis Perspektifi içinde yönlendirilmis olan herseyi hâvîdir.
Fakat Ein-Sofun sonsuz zenginligi içinde Yaradilisa mütemayil olmayan kuvvetler ve prensipler de mevcuttur ki, tek hakikat olduklari gibi kalmalari ve olduklari yerde durmalaridir. Onlar, Yaradilisa dogru yönlenme türündeki
bütün fikirlerden âzâde olmak ölçüsü içinde Fikirsizdirler. Bir Kosmos olusturmak (ortaya koymak) için üretilen Zimzum hareketi, ancak ve ancak Fikirli Isikin önünde, fikrini gerçeklestirme, onu ilkel (ilk) Uzaya
(Tehiru) yansitma ve orada Yaradilisin yapilarini (unsurlarini) yükseltme firsati belirir. Fakat, bu Isik geri çekildiginde, Uzayda geriye Fikirsiz Isik kalir ki, onun Yaradilisa hiçbir katkisi-katilimi yoktur ve
hattâ-tabiati geregi-yaratici her türlü degisime karsidir. Yaradilis diyalektigi içinde bu Fikirsiz Isik düsman ve tahripkâr bir kudret hâline gelir ve Kötülügün Kudreti (Kelippah) adlandirilir. En son tahlilde, bu
Fikirsiz Isik da menseini, Ilahin Yaratici olmayan Nurundan alir. Sekil ve Madde ikiligi (duality) yeni bir kiliga bürünür; her ikisi de Ein-Softa kurulurlar (temellenirler). Fikirsiz Isik kendi basina kötü degildir
ancak kötü kisvesine bürünür zira Ein-Sof olmayan (disnda kalan) bütün mevcudata ziddir ve Fikirli Isik tarafindan üretilen yapilari bir biçimde tahrib eder. Zimzumdan sonra bazi Fikirli Isik kalintilariyla karisan ve
Fikirsiz Isikla dolu (kapli) Tehiru Golem olarak adlandirilir ve Sekilsiz Ilkel Madde anlamina gelir. Yaradilis Vetiresinin bütünü iki Isik arasindaki diyalektik eylemlilikle olusur (devinir), diger bir deyisle; Ein-Sof
varligindan köken alan bir diyalektik isler. Zimzumdan sonra, Fikirli Isik yeniden ve isinsal olarak Uzaya yayilir (dagilir). Ilkel Uzayin sâdece üst yarisina hulul eder, Fikirsiz Isiki asagiya iter ve
onu dönüstürür ve kendi orijinal dünyasini insâ eder. Ama Tehirunun alt yarisina ulasamaz. Torahin kudreti sâyesinde gerçeklesmesi gereken Tikkun (Kozmik Restorasyon) teorisi ve Lurianik Ontoloji (Varlikbilim) önermeleri
Tehirunun üst yarisinda gerçeklesmektedir. Tehirunun alt yarisi Mesihin gelisine kadar kaotik ve amorf (sekilsiz) görünümünü muhafaza edecek, ancak ve yalnizca Mesih Fikirli Isiki buraya hulul ettirmek suretilye onu düzene
koyacaktir (mükemmellestirecektir). Zohar kitabinda Sitra Ahra adiyla anilan (Öte taraf, Öte Yan) Seytânî Kudretler, Ein-Sofun diger tarafindan (diger yüz) baska bir sey degillerdir. Nathan, daha henüz Ein-Sofun isinin bile içine hulul etmedigi Tehiru vetireleri hakkinda yeni bir teori gelistirdi. Bu süreçler, Fikirli Isik kalintilariyla,
Golem Kuvvetlerinin karsilikli etkilesimiyle (interaction) tahrik edilmislerdir (harekete geçmislerdir). Bunlar, Torah ve Kozmik Yaziyi olusturacak olan ilk harf konfigürasyonlarinin (Seklî parçalarin uyarlanmasi) olusumunu
belirleyen modelleri ürettiler. Ancak ve ancak, isinin Tehiruya hululünden sonra, çok üst düzey bir evrede, ilk Yaradilisin (Ars-i Âlânin yaradilisi-Maaseh Beresit) eseri olarak isimlendirilen bu ilk yapilar bilâhare
nisbeten daha maddî (somut) yapilara dönüstüler (Maaseh Merkavah). Netice itibâriyla bütün süreçler iki Isikin diyalektigine uyarlanmislardir. Bu Yaradilis anlayisinda, Mesihlik tâ bastan beri temel bir rol oynar. Mesihin ruhu, Tehirunun alt yarisina gönderilmistir. Mesihin ruhu, Tehirunun içinde bulunan
Fikirli Isik kivilcimlarinin bir bölümünü olusturmak suretiyle ya da bir biçimde Kelippotlar tarafindan yerlestirilmis olarak bu Zamanin baslangicindan bu yana Kelippotlar alaninda bulunmaktadir (mahpustur). Fikirsiz Isik
akimlari tarafindan sarilan (etrafi örülen) ve onun hükmü altina giren bu Ruh, dünyanin baslangicindan beri özgürlesmek ve büyük misyonunu gerçeklestirmek, tarifi imkânsiz acilar içinde mücâdelesini yürütmektedir: Tehirunun
alt bölümünü Fikirli Isikin hululüne açmak ve Kurtulusu ve Tikkunu Kelippotlara ulastirmak. Onlarin nihaî dönüsümü ile birlikte, Ein-Sofun iki yüzü arasindaki Vahdet ve Ütopik Denge gerçeklestirilmis olacaktir. Mesih,
Tikkun vetiresinde yer alan bütün ruhlardan temel olarak farklidir. Gerçekte, kendisine bagli ruhlar ve Fikirli Isikin kudreti tarafindan kullanilan mistik enstruman olan Torah otoritesinin öznesi olma durumu disina
çikmadi. Mutlak bir biçimde yeni bir seyi, tarihî veya kozmik sürgün durumunu idâre eden kanunlara boyun egmeyen bir otoriteyi temsil eder. Kendi öz yasasina göre davranir. Bu kanun dünyanin Ütopik Kanunu olmalidir. Bu ruhun
iptidâî tarihi ve hususî misyonu, Kelippah zindanindan kurtarildiktan sonra, kendi tavrini izah edecektir. Böylelikle Nathan, Zevinin antinomik (sistem karsiti) davranislarini (cezbe, inziva vs) ve ihtidasini izah etmeye çalisiyordu. Zevinin Arnavutluk, Nathanin Makedonya, Atina ve Kastorya yolculuklarini anlamak zor degildir. Arnavutluk, Bektasiligin ve dönmeligin sürekli hükmü altinda bulunan
bir ülkedir. AEP (Arnavutluk Emek Partisi) in kuruculari arasinda birçok dönme ve Bektasî bulunmakta olup sosyalist lider Enver Hoca da Bektasî bir aileden gelmektedir. Iste bu süreç Kemalizm-Bektasîlik-Dönmelik+Neo Mevlevîlik
çizgisinin olusmasina ve özellikle de Balkanlar alaninda beslenmesine ve nihâyet semirerek gelismesine, daha sonra da devletlesmesine yol açmistir. Bu nedenden ötürüdür ki, TC devletinin ideolojik profilini çikarirken en önemli
ayagin bu çizgi oldugunu hiç bir zaman unutmamak ve buradan hareketle çözümlemelere ulasmak olmazsa olmaz kosuldur. Cografî yayilim ve gelisim alani olarak bu çizgi, Arnavutluk-Makedonya-Selânik-Bati Trakya hattindan geçer.
Ittihat Terakkinin, Jön Türklerin, Kemalizmin, Balkan Bektasîliginin ve dönmeligin ortak yeserme ve serpilme alanlari buralardir. Bütün bunlarin tarihî aktörü ve ideolojik altyapisi da Sabbataizmdir. Sabbetayin ölüm haberinin yayilmasindan kisa bir süre sonra Mesih göge çekildi" söylentileri halk arasinda yayilmaya baslar. Bu söylentiyi karisi Esther,
karisinin babasi Yasef Filosofos ve Nathanin yaymis olmasi ihtimali çok güçlüdür. Bunun üzerine Sabbataistler, halk onun karisi Aysenin (Esther) etrafinda Selânikte toplanir. Kimilerine göre, Ayse, Zevinin gerçek karisi
degil ruhanî esidir. Kimilerine göre ise hem ruhanî hem fizikî anlamda Ayse, Zevinin esidir. Ayse ilginç bir iddiayla ortaya çikar. Buna göre, kendi öz kardesi Yakob ayni zamanda Zevinin ogludur ve bu çocuk 12 yasinda olarak
dogmustur. Yakob ayni zamanda, Zevinin manevî yoldan ve Ayseden edindigi ogludur. Yani, Yakob hem Aysenin erkek kardesi hem de Zevînin Ayseden olan manevî ogludur. Ayse, oglunun, Zevinin Lâhut" âleminden
"Nâsut" alemine intikali oldugunu ve Zeviyi temsil ettigini (Zevinin incarnationu-bedenlenisi) söyler ve onu Mesih ilân eder. Sabbataycilar, Yakoba ispanyolca sevgili anlamina gelen Querido" adini taktilar.
Hahambasilik ise bu tarikatin mensuplarini Koferim" (Kâfirler) olarak tanimlar afaroz etti. Selânikte bulunan Sabbetaycilarin evleri arasinda gizli geçitler bulunmustur. Bunun nedeni bir baskin oldugu takdirde kolaylikla bir evden digerine rahatlikla
geçilebilmesi ve yakalanma riskinin ortadan kaldirilmasidir. Sabbataist âyinler genellikle yesil isik altinda yapilir ve ibâdete Sabbetay Zevinin adiyla baslanir (Onun adina besmele çekilir). Ibâdet yerlerine Kal"
(Kahal) adi verilmektedir. Âyini, Payyetan" adi verilen yahudi ulemâsindan biri yönetir. Vaazlari ise Abbetdin" denen sahislar verir. Âyin, Sabbetayin ruhuna okunan dualarla sona erer. Sabbetaycilar üç sinifa ayrilmakadirlar. 1-Ilk imân etmis olanlarin soyundan gelenler. Bunlara Izmirliler" adi verilir. 2-Yakoba baglanmis olanlar ki, bunlara Yakubî" denir. 3-Sabbetaizmin ulularindan Osman Bevvab (Kapici Osman, Othman Pyloros veya Baba Osman Aga-Baruhiah Russo) in baglilari ki, bunlara Kuniosos" denmektedir.
Bir diger siniflamaya göre ise (Danon siniflamasi): 1-Baslarina özel bir sarik saran Sabbataistler: Bunlara Tarpuslular" adi verilir. 2-Ucu sivri bir pabuç giyen Sabbataycilar: Bunlara Kavalyeler" (Cavalieros) denir. 3-Kisa ve basik burunlular Honiosos". 1689 tarihinde, örgütte bir iç hesaplasma yasandigi ve önderligini Mustafa Çelebi (gerçek adi David ben Levi) isminde bir sahsin Yakoba karsi bayrak açarak cemaatten
ayrildigi beraberinde de birçok Sabbataisti götürdügü biliniyor. Bir baska zümre ise, Zevinin ölümünden 9 ay sonra Abdurrahman Efendi adindaki bir kisinin sulbünden dünyaya gelen Osman isminde bir çocugun vücudunda
Sabbatayin bedenlendigini, esas Mesihin Yakob degil ve fakat Osman isimli bu çocuk oldugunu iddia ederek ortaya çikti. Bu çocuk daha sonralari Osman Bevvab (Baba Osman Aga, Kapici Osman, Othman Pyloros) olarak anilan efsanevî
Sabbataist lider olacaktir. Osman Aga grubu içinde de, 1725lerden itibâren bir kliklesme ve bunu müteâkip bir ayrisma yasanir. Osmanin ölümünden sonra, Ibrahim Aga adinda bir sahis kendini
Mesih ilân eder ve Sabbatayin kendisinde vücutlandigini ileri sürer ve beraberindeki bir grup Sabbatayciyla birlikte Osmancilardan ayrildi. Osmancilar daha ziyâde ticarete dönük faaliyetlerde bulunmaya basladilar ve iktidarin yolunu parada gördürler. Yakubîler ise, felsefî ve dinî hayata dalmislardi ve
kapali bir yasam sürüyorlardi. Sabbataizmin ilkeleri: 1-Allah birdir ve Sabbetay Sevi onun resûlüdür. 2-Kâtil olma 3-yalanci sâhitlik yapma 4-cebire basvurma 5-hirsizlik yapma ve rüsvet alma 6-zinâ etme 7-müslümanlarla izdivaçtan çekin 8-hayir isle ve insanlara sefkatli yaklas 9-müslüman âdetlerine zâhiren riayet et 10-Hergün gizlice Mezmur (Zebur) oku. Bunlarin büyük bir kismi, Hz. Musanin 10 Emiriyle örtüsmektedir. Yani yahudi seriatinin belirleyici prensipleridir. Sabbataycilar, kendilerini hilkatin sebeb-i hikmeti olarak görürken diger insanlari (kavmleri) de hilkatin sonucu olarak algilarlar. Cennet sadece onlara ayrilmistir
digerleri ise iki cihanda onlarin kulu ve kölesi rolünü üstlenirler. Bu da yahudi ideolojisinin yapitaslarindan biridir. Yine onlara göre bir Müslümanin cennet ehli olabilmesi için 40 kere dünyaya gelmesi hiç günah islememis
olmasi gerekir. Sabbataizmin siniflarinin birer ruhanî lideri vardir ki, bunlar Nesl-i Serif (Serefli Nesiller, soylar) olarak adlandirilan ailelere mensupturlar. Bunlar cemaatin
iç islerinden sorumluydular. 19. yüzyila gelindiginde Selânikin ticarî, siyâsî ve kültürel yönetimi 3 büyük Sabbataist ailenin elindedir: Bunlar, aralarinda Selânik belediye baskani olan Hamdi
Bey (Hamdet Bey)in de mensubu bulundugu Hamidîler klani, Karakaslar klani ve Kapancilar klanidir. Hamidîler en radikal aile olup, tesettüre önem verirler ve yeniliklere kapali bir tutum alirlar. Diger iki aile ise daha liberal
ve yenilikçi görünmektedirler. Her üç aile de ticâret ve endüstri alanlarinda çok ileri gitmis olup bunun yanisira siyâset, hukuk, tip alanlarinda da öne çikmislardir. Valilikler, idâre memurluklari, müstesarliklar,
milletvekillikleri ve hattâ bakanliklar yavas yavas bunlarin eline geçmeye baslar. Akademisyenlik ve gazeticilik alanlari bunu izler. Özellikle 19. Yyin sonundan itibâren egitime el atarlar ve Selânikte birçok ilkokul ve iki
lise açarlar: Fevziye Mektebi ve Terakki Lisesi. Bunlar size yabanci gelmeyebilir. Dogrudur. Sisli Terakki Lisesi ve Fevziye Mektepleri Vakfi Isik Lisesi ile günümüzde insa edilen Koç Üniversitesi de Sabbataistlere aittir.
Ismail Cemin de mensup oldugu Ipekçi ailesi de Sabbataist bir aileye bagli bir alt-klandir. Karakaslar büyük klanina baglidirlar. Aile 1920lerde Türkiyeye gelmis
ve filmcilik ve fotografçilik alanlarinda tekellesmeye gitmistir. Milliyet gazetesi basyazarlarindan Abdi Ipekçi, ünlü modaci Cemil Ipekçi, isadami Mikail Ipekçi, Sabah gazetesi yazarlarindan Güngör Mengi ve Ruhat Mengi,
Milliyet, Hürriyet ve Posta gazetelerinin ve Kanal-D televizyonunun sahibi Aydin Dogan, Bülent Ecevitin karisi Rahsan (Rahel) Ecevit, Ekonomiden sorumlu devlet bakani Kemal Dervis (Bükey), Demir Bükey, devlet bakani Sükrü
Sînâ Gürel, Hürriyet gazetesinin kurucusu Sedat Simâvî, TCnin Belgrad eski büyükelçisi Mario Kohen, 500. Yil vakfi baskani Harry Ojalvo, Hürriyetin eski sahibi Erol Simâvî, Günaydin gazetesinin eski sahibi Haldun Simâvî,
Panda dondurmalarinin sahibi Vedat Behar, Milliyet gazetesi yazari Sami Kohen, Cumhuriyet gazetesi yazari Ali Sirmen, Hürriyet gazetesi yazari Vivette Canetti, 1995 yilinda öldürülen tefeci Nesim Malki ve ortagi Erol Erkohen,
ünlü isadami Yafes Öztürk, isadami Ebi Yaffe, Profilo Holding genel müdürü Nesim Levi, diplomat Onur Öymen, CHP eski genel baskani Altan Öymen, eski gazetecilerden ve yazarlardan Edip Emil Öymen, Örsan Öymen, gazeteci-yazar
Sabiha Sertel, Zekeriya Sertel, yazar Mario Levi, turizmci David Levante, müzayedeci Raffii Portakal, TÜSIAD üyelerinden Cem Boyner, Cem Hakko, Vitali Hakko, Cem Adler, Jeff Kamhi, Jack Kamhi, Alarko Holdingin sahipleri; Ishak
Alaton ve Üzeyir Garih, Izzet Garih, Tunç Tonger, Halil Bezmen, Fuat Bezmen, Leon Maraslioglu, Esin Maraslioglu, Rahmi Koç, Mustafa Koç, Moiz Behar, Cem Behar, Hayyam Garipoglu, isadami Niso Benhason, sanayici Eli Aciman,
Escort bilgisayarlarinin sahibi Ibrahim Özer, Ismail Karakas, Edirnede Ar ailesi, Yilmazer ailesi, Alp Yalman, Faruk Süren, tiyatro sanatçisi Nedim Saban (Dr. Stress), televizyon programcisi Irep Güner, sosyete fotografçisi
Erol Atar, yazar Ilgaz Zorlu, ünlü yazar Hâlide Edip Adivar, sarkici Nilüfer, Izel, Candan Erçetin, Rober Hatemo, Uzay Hepari, Sertab Erener, romanci Orhan Pamuk, Haldun Dormen, Erman Kunter ve daha birçok isim Sabbataisttir.
Türkiyenin en ünlü modacilarindan biri ve Ismail Cem Ipekçinin de yakin akrabasi olan Cemil Ipekçi, 2000 yilinda Aksiyon dergisinde yaptigi röportajda Sabbatayist
oldugunu kabul etmis, Ismail Cemin de Ipekçi ailesinin bir ferdi oldugunu belirtmis ve bundan da gurur duydugunu ifâde etmistir. Yine Sabbataist yazar Ilgaz Zorlu, "Evet, Ben de Selânikliyim" adli kitabinda Selânik
yahudilerini bütün boyutlariyla anlatir ve birçok isim verir. Millî gazete yazari ve ilâhiyatçi Mehmet Sevket Eygi, "Dönmelik" adli kitabinda Ipekçi ailesi basta olmak üzere Sabbatayizmi inceler. Milliyet gazetesi
eski basyazari ve 1979 yilinda öldürülen Abdî Ipekçinin kizi Nükhet Ipekçi Izet de, 2000 yilinda Kanal-7de katildigi Iskele-Sancak" programinda Ipekçi ailesinin yahudi kökenli bir aile oldugunu kabul etmistir.
Son tecritte; Bu mevzuu netlestirmeden Türkiye devlet ve siyâset paradigmasinin derinligine kavranmasi nâmümkündür. Düalist ve kendi ilâhindan bile kusku duyup ona alternatifler
arayan buzagici ve kelipotçu (seytanci-satanist) yahudilik bu vatani demirden-bankadan-parlamentodan-üniversiteden-sanattan-bilimden! aglarla örmüs olup Müslüman halkimizin zihnini mengeneye sikistirdi ve tedricen cenâze
marsimizi çaliyor, pabuçlarimizi ters giydirmeye devâm ediyorlar. Merhum Mustafa Sabri Efendinin dedigi gibi, Ümmet-i Muhammed uyumaya devâm ederse Köle pazarlarinda satildigina da sahid olacaktir. Vatan evlâdi unutmamalidir
ki, verdigi vergi, ödedigi borç ve yaptigi bagislar kendisinin katilleri olan Sabbataistlerin cebine gitmektedir. Sairin dedigi gibi, Celladimiza gülümserken resim çektirmek istemiyorsak gafletten uyanmak zorundayiz.
BIR SONRAKI SAYFA
|