|
1672 yılına kadar, modern matematik hakkında çok
az şey biliniyordu. Yirmi altı yaşına gelince, Paris'te
fizikçi Christian Huygens'e (1629 -1695) rastladı.
Saatler kuramı ve ışığın dalga kuramının kurucusu
olan Huygens aynı zamanda iyi bir matematikçiydi.
Leibniz'e sarkaç üzerinde yaptığı çalışmaları gösterdi.
Huygens'in kendisine dersler vermesini istedi ve onun bu
isteği Huygens tarafından kabul edildi. Doğuştan
bir matematikçi olan Leibniz'in dehası, Huygens'in
verdiği dersler altında parlamaya başladı. 1673
yılının ocak ayından Mart ayına kadar İngiltere'ye
yaptığı seyahatler süresince derslere ara verildi.
İngiliz matematikçilerinin bazılarına yaptığı
çalışmaları gösterdi. Böylece onlarla tanıştı.
Leibniz, Londra'da kaldığı süre içinde Royal
Society'nin toplantılarına katıldı. Orada,
kendisinin yaptığı hesap makinesini ve diğer
keşiflerini sundu. 1673 yılında Royal Society'nin
ilk yabancı üyesi oldu. Buna karşın, Newton da,
1700 yılında Paris'teki İlimler Akademisinin ilk
yabancı üyesi seçildi. Londra'ya dönünce, Huygens
ona matematik çalışmalarına devam etmesini
öğütledi; 1675 yılında diferansiyel hesabın
bazı basit formüllerini çıkarmış, yine kendi
sözüne göre, temel teoremi keşfetmişti. Fakat
bu teorem ancak 11 Temmuz 1677 yılından önce
yayınlanmadı. Newton da eserini Leibniz'in eseri
yayınlandıktan sonra yayınladı. Leibniz, 1682
yılında kurduğu ve baş yazarlığını yaptığı Acta
Eruditorum'da imzasız yazdığı bir yazı ile
Newton'un sert bir eleştirisini yapınca kıyametler
koptu ve aralarındaki tartışma ciddi boyutlara
ulaştı. 1677 ile 1704 yılları arasında, Leibniz'in
yaptığı çalışmalar tüm Avrupa'da yayıldı.
Özellikle, İsviçre'li Jacques ve Jean Bernoulli'nin
bu matematiğin yayılmasında çok fazla yararları
oldu. Halbuki, İngiliz'ler Newton'un çalışmalarını
devam ettirmediler. Bu nedenle de İngiltere'den
uzun yıllar matematikçi çıkmadı.
Leibniz'in son kırk yılı, aşağı yukarı Brunswick ailesine
hizmetle geçti. Bu aile için bir arşivci, soylarını çıkaran
bir tarihçi olarak çalışıyordu. Efendilerinin çıkarları için
eski evrakları çıkarıyor ve yerine göre de ustaca tarihi
gerçekleri saptırmak için silinti ve kazıntı bile
yapıyordu. 1687 ile 1690 yılları arasında tarihi
araştırmalar yapmak amacıyla tüm Almanya'yı,
Avusturya'yı ve İtalya'yı gezdi.
İtalya'da bulunduğu sırada Roma'yı ziyaret etti.
Papa tarafından Vatikan'ın kütüphanecilik görevini
almaya davet edildi. Koşullardan ilki Katolik olması
ile ilgili olduğundan, bu görevi Leibniz kabul
etmeyerek geri çevirdi. Bir ara Katoliklerle
Protestanları barıştırmak için 1683 yılında
Hannover'de toplanıldı. Fakat bir barış sağlanamadı.
Leibniz'in bu ve bundan sonraki barıştırma ve
birleştirme çalışmaları da sonuç vermedi. 1688
yılında Katoliklerle Protestanlar arasında
İngiltere'de kanlı çarpışmalar oldu. Her iki
tarafın karşılıklı suçlamaları ve kötülemeleri
altında bu mezhep kavgaları sürüp gitti. Bu
kavgalardan zarar gören birçok matematikçi de vardır.
Leibniz'in uğraştığı konuların tam bir
listesini vermek olanaksızdır. İktisat,
filoloji, devletler hukuku, maden ocakları
yapımı, teoloji, sayısız akademinin kurulması
ve geliştirilmesi gibi her şeye el atmıştır.
Onun en az başarılı olduğu saha mekanik ve
fizikti. En önemli eserleri içinde birçok
akademiyi kurması ve onları çalıştırması sayılabilir.
Altmış sekiz yaşına doğru iyice Çöktü. Eski
zekası kalmadı. Sanki bir gölge haline gelmişti.
Hastaydı. Çok çabuk ihtiyarlıyordu. Tüm
hayatınca prenslere hizmet etmiş olan Leibniz,
bu hizmetlerin karşılığını görüyordu.
Tartışmalardan bıkmış ve kendisi de çökmüştü.
Daha önce hizmetini yürüttüğü George Louis,
onu kabul etmiyor ve Hannover kütüphanesine
gidip ünlü Brunswick ailesinin yanına dönmesini
öğütlüyordu. Üç yüz yıllık bir tarih zamanını
inceledikten sonra bu tarihi 1005 yılından
öteye götüremedi. Tarihte diplomatça bazı
değiştirmeler de yapmıştır. Bu da onun
saygınlığına biraz gölge düşürmüştür.
Leibniz'in bu el yazmalarını da tam olarak
inceleyecek kimse çıkmamıştır.
Bu kadar çok yönlü olan Leibniz, yetmiş
yaşına gelince, 14 Kasım 1716 günü Hannover'de
öldü. Bizde, matematiğe yaptığı sayısız
hizmetleriyle yaşamaktadır.
|
|
|
|