LOZAN ANTLAŞMASI - TAM METİN
LOZAN!... Ahhh Lozan!..
Hep zafer sandığımız, ancak Lord Curzon'un
başlangıçta vermeğe razı olduğundan fazlasını alamadığımız LOZAN!..
Elinde OSMANLI arşivinden bir tek sayfa belge bile olmayan, OSMANLI borçlarının miktarını
bile bilmeyen İSMET PAŞA'nın dımdızlak katıldığı LOZAN!..
KUZEY AFRİKA'dan, ARABİSTAN'dan, EGE ADALARI'ndan, KIBRIS'tan, BATI TRAKYA'dan
(hükümlerine göre) vazgeçtiğimiz LOZAN!..
Vaadedilen SÜLEYMANİYE bölgesini almayıp, MUSUL-KERKÜK'ü üyesi bile olmadığımız
CEMİYET-İ AKVAM kararlarına tevdi ederek kaybettiğimiz LOZAN!..
Bize MEİS adasını bırakan SEVR'in pek çok hükümlerini çaktırmadan satır aralarına sokuşturup ta,
MEİS'ten bile vazgeçen LOZAN!
Baştan sona TÜRKİYE için "taahhüd eder", "feragat eder", "kabul eder", "ilga-yı kat'isini tanıdığını beyan eder",
"vazgeçer" ifadelerinin yer aldığı, âdeta bir teslim belgesi olan LOZAN!..
ÇANAKKALE BOĞAZI'nı bile geri alamayıp, 1936 yılına kadar MONTRÖ Antlaşmasını beklememizi
gerektiren LOZAN!..
Altınlarımızdan, parasını ödediğimiz gemilerden, hatta Yunanlar'ın yakıp yıktığı ANADOLU için
tazminattan, ve de terkettiğimiz topraklardaki OSMANLI emval ve emlâkinden gavurlar lehine feragat
ettiğimiz LOZAN!..
Almanya , Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan'dan alacaklarımızdan dahi Düvel-i gavurlar
lehine vazgeçtiğimiz LOZAN!..
Yurtdışındaki yüzbinlerce ŞEHİTLERİMİZİN MEZARLARI için fazla bir şey yapmayan, ama İŞGÂLCİ
HIRİSTİYAN ASKERLER'in Çanakkale'deki MEZARLIKLARI iç in tam 14 maddesi olan, o mıntıkayı âdeta
İŞGÂLCİ DEVLETLER'e terkeden LOZAN!..
İŞGÂLCİLER'in sömürgelerinden getirdikleri MÜSLÜMAN ASKERLER MEZARLARI'nın esâmesinin
okunmadığı LOZAN!
TÜRKİYE'de kalan azınlıklara tam 8 madde ile çeşitli haklar tanıyan, terketmek zorunda kaldığımız müslüman
ahali için de aynı hakların tanınmasından (Yunanistan dışında) bahsetmeyen LOZAN!..
1. MECLİS'in onaylamayacağını bildiğimiz için, seçim yapıp
getirdiğimiz "yumuşak" 2. MECLİS milletvekillerine rağmen, âdeta zorla kabul edilen LOZAN!..
Ahhh LOZAN! Asla ZAFER olmayan; HEZİMET ve GAFLET olup olmadığı hep tartışılacak
olan LOZAN!
Bir taraftan,
Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya , Japonya , Yunanistan , Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven
Devleti,
Ve diğer taraftan, Türkiye,
1914 senesinden beri şarkın sükûnunu ihlâl eden hali harbe kat'î surette hatime vermek
arzu-yi mütekabil ile mütehassis olarak,
Ve kendi milletlerinin müşterek refah ve saadeti için elzem olan dostane ve ticarî münasebatı
beyinlerinde yeniden tesis etmek emelinde bulunarak,
Ve bu münasebatın Devletlerin istiklâl ve hâkimiyetine hürmet esasına müstenit olması vücubunu
mülâhaza ederek, bu hususta bir Muahede aktine karar vermişler ve murahhas olarak:
Haşmetlû Büyük Britanya ve İrlanda Kraliyeti Müttehidesi, Mavera-yı
ebhar Britanya arazisi Kıralı ve Hindistan İmparatoru Hazretleri:
Hazeratını tayin etmişlerdir.
Müşarüileyhin usulüne muvafık ve muteber görülen salâhiyetnamelerini
ibrazdan sonra atideki mevaddı kararlaştırmışlardır.
Siyasî Ahkâm
MADDE 1 — İşbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren bir taraftan
Britanya İmparatorluğu, Fransa, italya, Japonya, Yunanistan, Komanya, Sırp—Hırvat—Sloven
Devleti ve diğer taraftan Türkiye arasında ve kezalik Tarafeyn tebaaları beyninde hali
sulh sureti kafiyede tekrar teessüs edecektir.
Tarafeyn arasında münasebatı resmiye vücut bulacak ve Tarafeynin arazileri dahilinde siyasî
ve şehbenderî memurin, vaki olacak itilâfatı hususiyeye halel gelmeksizin, hukuk-u düvel esas-ü
umumiyesiyle tayin edilmiş olan muameleye mazhar olacaklardır.
1 . Araziye Mütaallik Ahkâm
MADDE 2 — Bahrisiyahtan Adalar denizine kadar Türkiye'nin hududu berveçhi zir tesbit
edilmiştir. (Merbut bir numaralı Haritaya müracaat ) :
Evvelâ — Bulgaristan ile: Rezvaya munsabından Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan'a
ait üç hududun Meriç üzerinde kâin nokta-i iltisakına kadar; Bulgaristan'm elyevm tahdit edilmiş olduğu
şekilde cenup hududu;
MADDE 3 — Bahrisefitten İran hududuna kadar Türkiye'nin hududu berveçhi zir tesbit edilmiştir
:
Evvelâ — Suriye ile: 20 teşrinevvel 1921 tarihinde aktolunan Fransa — Türkiye îtüâfnamesinin
8 inci maddesinde musarrah ve muayyen hudut;
Tayin olunan müddet zarfında iki Hükümet arasında itilâf husule gelemediği takdirde, ihtilâf
Cemiyeti Akvam Meclisine ârzolunacaktır.
Hatt-ı hudut hakkında ittihaz olunacak karara intizaren Türkiye ve Britanya Hükümetleri mukadderatı
kafiyesi bu karara muallâk olan arazinin halii hazırında her hangi bir tebeddül ikaına bais olacak mahiyette
hiç bir hareket-i askeriye veya sairede bulunmamağı mütekabilen taahhüt ederler.
MADDE 4 — İşbu Muahedenamede zikredilen hudutlar işbu Muahedenameye merbut 1/1000000
mikyasındaki haritalar üzerinde tersim edilmiştir. Muahedename metni ile haritalar arasında ihtilâf
vukuunda muahedename metni muteber olacaktır.
MADDE 5 — ikinci maddenin fıkra-i saniyesinde muharrer hududu arazi üzerinde çizmeğe bir tahtit-i
hudut Komisyonu memur edilecektir. Bu Komisyon her Devlet için birer murahhas olmak üzre Yunanistan
ve Türkiye murahhaslarından mezkûr Hükümetlerce bir Devlet-i salise tebaası
meyanından müntahap bir reisten terekküp edecektir.
Mezkûr Komisyon idarî hudutları ve mahallî menafi-i iktısadiyeyi mümkün olduğu kadar nazarı
dikkate alarak işbu Muahedenamedeki tarifatı en yakından takip etmeğe her hal ve kârda
cehd-ü gayret edecektir.
Komisyonun mukarreratı ekseriye-i âra ile ittihaz edilecek ve mukarrerat-ı mezkûre alâkadar
Taraflar için mecburiy-ül ifa olacaktır. Komisyonun masarifi alâkadar Taraflar canibinden mütesaviyen
deruhde edilecektir.
MADDE 6 — Bir nehir veya ırmağın sahillerile tayin olunmayıp ta mecralarile tayin edilen
hududa gelince işbu Muahedename'de tarifatında istimal edilen (Cours) mecra ve ( Chenal ) kanal
tabirleri bir taraftan seyr-ü sefere gayri müsait olan nehirlerde su mecrasının veyahut
başlıca kolunun, diğer taraftan seyr-ü sefere müsait olan nehirlerde
başlıca seyrü sefer kanalının mutavassıt hattı mânâsını ifade eder.
Maahaza hatt-ı hududun muhtemel olan tebeddülatında hatt-ı mezkûrun bu suretle tayin edilen
mecra veya kanalı mı takip edeceğini veyahut mezkûr mecra veya kanalın işbu Muahedename
mevki-i mer'iyete vaz'edildiği ande haiz bulunduğu vaziyette mi suret-i kat'iyede tayin edileceğini
tasrih etmek tahtit-i hudut Komisyonuna âit olacaktır.
İşbu Muahedede hilâfına bir hükûm olmadıkça, hudud-u bahriye, sahilden üç milden dun
mesafede kâin ada ve adacıkları ihtiva eder .
MADDE 7 — Alâkadar Devletler tahtit Komisyonuna vazifeleri için lâzımgelen her türlü
vesaiki , bilhassa hudud-u hazıra ve sabıkanın tahdidine müteallik zabıtnamelerin suret-i musaddakalarını,
mevcut büyük mikyastaki bütün haritaları, mesahaya müteallik malûmatı, tertip ve tanzim
edilip neşredilmemiş mesaha haritalarını ve hudut boyundaki nehirlerin yatak tebdil etmesi
hakkındaki malûmatı ita etmeği taalıhüt ederler. Türk memurini nezdinde bulunan haritalar, mesahaye
müteallik malûmat ve hatta neşredilmemiş haritalar işbu Muahedenin mevki-i icraya
vaz'ı anından itibaren müddet-i kasire-i mümküne zarfında Komisyon reisine dersaadette teslim
edilecektir.
Bundan maada alâkadar Devletler, Komisyona bütün vesaikin bilhassa plânlar ve kadastroların
ve tapu defterlerinin tevdii ve mezkûr Komisyonun talebi üzerine emlâk ve araziye ve iktisadî
cereyanlara dair bilcümle malûmatın ve izahat-ı lâzime-i sairenin
itası zımnında memurin-i mahalliyeye talimat vereceklerini taahihüt ederler.
MADDE 8 — Alâkadar Devletler, tahtit-i hudut komisyonuna vazifesinin ifası için lâzım olan
münakalât, mesken, amele ve malzemeye (direkler, hudut alâmetleri) müteallik muaveneti
gerek doğrudan doğruya ve gerekse memurin-i mahalliye vasıtasiyle ifa eylemeği taahhüt ederler,
Bilhassa Türkiye Hükümeti, icab-ı takdirinde, vazifesinin ifasından tahtit-i hudut Komisyonuna
muavenet etmeğe salih memurin-i fenniye ila etmeği taahhüt eylerler.
MADDE 9 — Alâkadar Devletler, Komisyon tarafından vaz' edilmiş olan nirengi noktalarını,
işaretlerini ve direk veya hudut işaretlerini hüsn-ü muhafaza etmeği taahhüt eylerler.
MADDE 10 — Hudut alâmetleri birbirinden gözle görülebilecek mesafelere vaz'olunacaklardır.
Bunlara numara vaz'edilecek, bulundukları mevkiler ve numaraları bir harita üzerinde işaret edilecektir.
MADDE 11 --- Tahtit-i hududa ait kat'î zabıtnameler ve merbutu haritalarla vesaik üç nüsha-i
asliye olarak tanzim olunacaklardır. Bunlardan ikisi hem hudut Devletler Hükümetlerine
tevdi edilecek ve üçüncü nüshası da işbu Muahedeye vaz'ı imza eyleyen Devletlere birer suret-i
musaddakasını tevdi edecek Fransa Cumhuriyeti Hükümetine irsal kılınacaktır.
MADDE 12 — İmroz ve Bozca adalariyle Tavşan adalarından gayri şarkî Bahrisefit adaları ve
bilhassa Limni, Semendirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adaları üzerinde Yunan hakimiyetine
dâir 17/30 mayıs 1913 tarihli Londra mııahedenamesinin beşinci ve 1/14 teşrinisani 1913
tarihli Atina Mııahedenamesinin on beşinci maddeleri ahkâmına tebaan 13 şubat 1914 tarihli
Londra Konferansında ittihaz edilip 13 şubat 1914 tarihinde Yunan Hükümetine tebliğ edilen
karar, işbu Muahedenamenin 1talya'nm hakimiyeti altına vaz'edilen ve on beşinci maddede mezkûr
olan adalara müteallik ahkâmı mahfuz kalmak şartiyle, teyit edilmiştir. Asya sahilinden üç milden
dun mesafede kâin adalar, işbu Muahedede hilâfına sarahat bulunmadıkça, Türkiye hâkimiyeti
altında kalacaklardır.
MADDE 13 — Sulhun muhafazasını temin zımnında Yunan Hükümeti Midilli, Sakız, Sisam
ve Nikarya adalarında atideki tedabire riayet etmeği taahhüt eyler:
Emtia — Mezkûr adalarda hiç bir üss-ü behrî, hiçbir istihkâm tesis ve inşa edilmeyecektir.
MADDE 14 — Türkiye hâkimiyeti altında kalan İmroz ve Bozca adaları idare-i mahalliye
ile eşhas ve emvalin himayesi hususunda gayri muslim ahali-i mahalliyeye her türlü
teminatı bahşeden anâsır-ı mahalliyeden mürekkep bir teşkilât-ı mahsusa-i idariyeye nail olacaktır.
Salif-üz zikir adalarda emniyet ve asayiş balâda mezkûr idare-i mahalliye marifetiyle ahali-i rnahaliye
meyanından alınan ve idare-i mahalliyenin emri tahtında bulunan bir heyet-i zabıta vasıtasile
temin edilecektir.
Rum ve Türk ahalinin mübadelesine dair Yunanistan ile Türkiye arasında aktedilmiş veya
aktedilecek ahkâm İmroz ve Bozca adaları ahalisine kabil-i tatbik olmayacaktır.
MADDE 15 — Türkiye zirde tadat olunan adalar üzerindeki bilcümle hukuk ve müstenidatından
İtalya lehine feragat eder:
MADDE 16 — Türkiye işbu Muahedede musarrah hudutlar haricinde kâin bilcümle arazi
üzerinde ve bu araziye müteallik ve kezalik işbu Muahede ile üzerlerinde kendi hakk-ı hâkimiyeti
tanınmış olan adalardan gayri cezireler üzerinde—ki bu arazi ve cezirelerin mukadderatı alâkadarlar
tarafından tayin edilmiş veya edilecektir— her ne mahiyette olursa olsun haiz olduğu
bilcümle hukuk ve müstenidatından feragat ettiğini beyan eyler. İşbu Maddenin ahkâmı mücaveret
münasebetile Türkiye ile hem hudut memleketler arasında takarrür etmiş veya edecek olan
ahkâm-ı hıısusiyeyi ihlâl etmez.
MADDE 17— Türkiyenin Mısır ve Sudan üzerindeki bütün
hukuk ve müstenidatından feragatinin hükmü 5 teşrinisani 1914 tarihinnden muteberdir.
MADDE 18— Mısır vergisiyle temin edilen Osmanlı istikrazlarına yani 1855, 1891, 1804 istikrazlarına
müteallik bilcümle taahhüdat ve mükellefiyattan Türkiye ibra olunmuştur. İşbu üç istikraz mürettebatı
için Mısır tarafından vaki olan tediyat-ı seneviye, elhaletühazihi Mısır Düyun-u Unıumiyesi müktesebatının
bir kısmını teşkil etmekte olduğundan, Düyun-u Umumiye-i Osmanyje'ye müteallik sair bilcümle
mükellefiyattan Mısır ibra olunmuştur.
MADDE 19 — Mısır Devletinin tanınmasından mütevellit mesail, alâkadar Devletler arasında
tayin edilecek şerait dairesinde muahharen takarrür edecek ahkâm ile halledilecek
ve Türkiye'den ayrılan araziye müteallik olan Muahedename ahkâmı Mısır Devletine tatbik
edilmeyecektir.
MADDE 20 — Türkiye, Britanya Hükümeti tarafından Kibrıs'ın 5 teşrinisani 1914 de ilân
olunan ilhakını tanıdığını beyan eder.
MADDE 21 — 5 teşrinisani 1914 tarihinde Kıbrıs adasında mütemekkin olan Türk tebaası
kanun-u mahallînin tayin ettiği şerait dairesinde İngiltere tabiiyetini iktisap ve bu yüzden Türk
tabiiyetini zayi edeceklerdir. Maahaza işbu Muahedenamenin mevkii mer'iyete vaz'ından itibaren
iki senelik bir müddet zarfında Türk tabiiyetini ihtiyar edebileceklerdir; bu takdirde hakk-ı
hıyarlarını istimal ettikleri tarihi takip eden on iki ay zarfında Kıbrıs adasını terketmeğe mecbur
olacaklardır.
İşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyet, vaz'ı tarihinde Kıbrıs adasında mütemekkin olup ta
kanun-u mahallînin tayin ettiği şerait dairesinde vukubulan müracaat üzerine tarih-i mezkûrda
İngiltere tabiiyetini ihraz etmiş veya etmek üzre bulunmuş olan Türk tebaası dahi bundan dolayı
Türk tabiiyetini zayi edeceklerdir.
Şurası mukarrerdir ki Kıbrıs Hükümeti, Türkiye Hükümeti'nin muvafakati olmaksızınTürk tabiyetinden
başka bir tabiiyet ihraz etmiş olan kimselere İngiltere tabiiyetini teffizden imtina etmek
salâhiyetini haiz olacaktır.
MADDE 22 — Türkiye, yirmiyedinci maddenin ahkâm-ı umumiyesine halel gelmemek şartile
18 teşrinievvel 1912 tarihli Lozan Muahedenamesi ve ona müteallik Senedat mucibince her ne
mahiyette olursa olsun Trablos-u Garp [Libya] üzerinde haiz olmuş olduğu kâffe-i hukuk ve imtiyazatın
ilga-yı kat'îsini tanıdığını beyan eder.
2. Ahkâm-ı Mahsusa
MADDE 23 — Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn, Boğazlar'ın usulüne dair bu günkü tarihle
münakit Mukavelename-i mahsusta beyan olunduğu veçhile Çanakkale boğazında, Marmara
denizinde ve Karadeniz boğazında bahıren ve hukuk-u havaiye ile gerek sulh ve gerek harp
zamanlarında serbesti-i mürur ve seyrisefain esasını tasdik ve beyan hususunda müttehittirler.
Mezkûr Mukavelename, buradaki Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn nazarında, işbu Muahedenamede
münderiç olduğu takdirde haiz olacağı hüküm ve kuvvetin aynini haiz olacaktır.
MADDE 24 — İşbu Muahedenamenin ikinci maddesinde tarif edilen hududun usulüne
müteallik ve bugünkü tarihle münakit Mukavelename-i mahsus buradaki Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn
nazarında, işbu Muahedenamede münderiç olduğu takdirde haiz bulunacağı hüküm ve
kuvvetin aynını haiz olacaktır .
MADDE 25 — Türkiye, kendisiyle yan yana harp etmiş olan Devletler ile diğer Düvel-i âkide
beyninde münakit Muahedat-ı sulhiye ve mukavelât-ı munzammenin tamami-i mer'iyetini tanımağı
ve eski Almanya imparatorluğu, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan arazisine dair ittihaz
olunmuş veya olunacak mukarreratı kabul etmeği ve böylece tayin edilen hudut dahilindeki
yeni Devletleri tanımağı taahhüt eder.
MADDE 26 — Türkiye şimdiden Almanya'nın, Avusturya'nın, Bulgaristan'ın, Yunanistan'ın,
Macaristan'ın, Lehistan'ın, Romanya'nın, Sırp—Hırvat—Sloven Devleti ile Çek—Slovakya
Devleti'nin hududunu, işbu hudut yirmi beşinci maddede işaret olunan Muahedeler veyahut
mütemmim bilcümle mukavelelerle tesbit edilmiş veya edilecek olduğu şekilde tasdik
ve kabul ettiğini beyan eder.
MADDE 27 —Türkiye Hükümeti veya Türkiye memurini tarafından Türkiye arazisi haricinde
işbu Muahedeye vazi-ül imza diğer Devletlerin taht-ı hâkimiyetinde veya himayesinde bulunan
arazi tebaası ile Türkiye'den ayrılan arazi tebaası üzerinde siyasî, teşriî veya idarî hususatta her
hangi bir sebebe müstenit olursa olsun hiç bir salâhiyet veya hakk-ı kaza istimal edilmeyecektir.
Şurası mukarrerdir ki memurin-i mezhebiye-i islâmiyenin vazaif-i diniyelerine halel iras edilmiş
değildir.
MADDE 28 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn Türkiye'de Kapitülâsyonların kâffe-i nokta-ı nazardan
tamamen ilgasını her biri kendisine taallûku cihetinden kabul ettiklerini beyan ederler.
MADDE 29 — Fransız tebaası Faslılar ve Tunuslular Türkiye'de diğer Fransız tebaasının tâbi olduğu
usulün her hususa aynına tâbi olacaklardır. Trablos-u Garp ve Bingazi ahalisi, Türkiye'de
diğer İtalyan tebaasının tâbi olduğu usulün her hususta aynına tâbi olacaklardır.
Bu maddenin ahkâmı aslen Tunuslu, Trablosugarpli ve Faslı olupta Türkiye'de yerleşmiş bulunanların
tâbiiyetleri hususunda bir hükmü tazammun etmez.
Mütekabilen Türk tebaası, Birinci ve ikinci fırkalardaki ahkâmdan ahalisinin müstefit
bulunduğu memleketlerde ve memleketlerin tâbi oldukları Fransa veya İtalya'daki usulün
aynından mütekabilen müstefit olacaklardır.
Birinci fırkadaki ahkâmdan ahalisi müstefit olan memleketlerden vürut eden veya o memleketlere
sevkolunan eşyanın Türkiye'de tâbi olacağı usul ile bilmukabele Türkiye'den vürut eden
veya Türkiye'ye sevkedilen eşyanın mezkûr memleketlerde tâbi
olacağı usul, Fransa Hükümeti ile Türkiye Hükümeti arasında bilitilâf tayin edilecektir.
Tâbiiyet
MADDE 30 —İşbu Muahedenâme ahkâmı mucibince Türkiye'den ayrılan arazide yerleşmiş
Türk tebaası bihakkin ve kavanin-i mahalliyece mevzu şerait dahilinde işbu arazinin intikal ettiği
Devletin tebaası olacaklardır.
MADDE 31 — 18 yaşını mütecaviz olup ta 30'uncu Madde ahkâmı mucibince Türk tabiiyetini
zâyi ve bihakkın yeni bir tâbiiyet iktisap eden eşhas işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete
vaz'ı tarihinden itibaren iki sene müddet zarfında Türk tâbiiyetini ihtiyar etmek salâhiyetini hâiz
olacaklardır.
MADDE 32 —İşbu Muahede itıameye tevfikan Türkiye'den ayrılan bir kısım arazide yerleşmiş
ve mezkûr arazideki ekseriyeti ahaliden ırk itibarile ayrı olan 18 yaşını mütecaviz eşhas,
işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren iki sene müddet zarfında ahalisinin ekseriyeti
kendisinin ırkına mensup olan Devletlerden birinin tabiiyetini, mezkûr Devletin muvafakati
şartiyle ihtiyar edebileceklerdir.
MADDE 33 — 31 ve 32'inci Maddeler ahkâmına tevfikan hakk-ı hiyarlannı istimal eden
eşhas, bunu takip eden on iki ay zarfında ikametgâhlarını, hakk-ı hiyarlannı lehine istimal
ettikleri Devlet arazisine nakle mecburdurlar. İşbu hakk-ı hiyarlannı istimalden
mukaddem mukim bulundukları diğer Devletin arazisinde mâlik oldukları emval-i gayrimenkuleyi
muhafaza etmekte serbest olacaklardır. İşbu eşhas her nevi emval-i
menkulelerini beraberlerinde götürebileceklerdir. Bundan dolayı kendilerine ne ihraç, ne
ithal için hiç bir harç veya resim tarh olunmayacaktır.
MADDE 34 — İşbu Muahede ahkâmı mucibince Türkiyeden ayrılan bir mahal ahali-i asliyesinden
olup 18 yaşını mütecaviz olan ve işbu Muahedenamenin mevki-i icraya vaz'ı anında memalik-i
ecnebiyede yerleşmiş bulunan Türk tabaası, Türkiye'den ayrılan memalikte icra-yı hükmeden
Hükümetler ile kendilerinin yerleşmiş bulundukları memleketlerin Hükümetleri arasında aktine lüzum
görülebilecek itilâfat kayd-ı itirazîsi tahtında, ahali-i asliyesinden bulundukları arazide mer'i
olan tabiiyeti iktisapta muhayyerdirler. Şu şartla ki, ırkları itibariyle bu arazi ahalisinin ekseriyetine
mensup olalar ve o arazide icra-yı hükmeden Hükümet te buna muvafakat ede. Bu
hakk-ı hiyar işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren iki sene müddet
zarfında istimal edilmelidir.
MADDE 35 — Düvel-i âkide, işbu Muahedenamede veya Almanya, Avusturya, Bulgaristan
veya Macaristan'la münakit Sulh Muahedenamelerinde veyahut Türkiye'den başka Düvel-i âkide-i
mezkûre ile veya onlardan biriyle Rusya beyninde veya kendi aralarında münakit bir Muahedenamede
beyan edilen ve alâkadarana, kendileri için iktisabı mümkün olan, her hangi bir başka tâbiiyeti ihraz
müsaadesini bahşeden hakk-ı hiyarın istimaline hiç bir veçhile mümanaat
göstermeyeceklerini taahhüt ederler.
MADDE 36 — İşbu fasıl ahkâmının tatbikine mütedair olan kâffe-i hususatta zat-üz zevç kadınlar
zevçlerinin ve on sekiz yaşından dun olan çocuklar da ebeveynlerinin tâbi oldukları
şeraite ittiba edeceklerdir.
Ekalliyetlerin Himayesi
MADDE 37 — Türkiye, 38'den 44'e kadar olan Maddelerde musarrah ahkâmın kavanin-i
asliye şeklinde tanınmasını ve hiç bir kanun, hiç bir nizam ve hiç bir muamele-i resmiyenin
bu ahkâma münafi veya muarız olmamasını ve hiç bir kanun , hiç bir nizam ve hiç bir
muamele-i resmiyetin ahkâm-ı mezkûreye ihrazı tefevvuk etmemesini taahhüt eder.
MADDE 38 — Türkiye Hükümeti, tevellüt, milliyet, lisan, ırk veya din tefrik etmeksizin
Türkiye ahalisinin kâffesine hayat ve hürriyetlerince himaye-i tamme ve kâmile bahşetmeği
taahhüt eder. Türkiye'nin bütün ahalisi intizam-ı âm ve adab-ı umumiye ile gayrikabil-i telif olmayan her
din, mezhep veya itikadın gerek umumî ve gerek hususî surette serbesti-i icrası hakkına malik
olacaklardır. Gayrimüslim ekalliyetler, bütün Türk tebaasına tatbik edilen ve Türkiye Hükümeti
tarafından müdafaa-i milliye veya intizam-ı âmmın muhafazası için memleketin her tarafında
veya bir kısmında ittihaz edilen tedabir mahfuz kalmak şartiyle serbesti-i seyrüsefer ve hicretten
tamamiyle istifade edeceklerdir.
MADDE 39 — Gayrimüslim akalliyetlere mensup Tüık tabaası, müslümanların istifade ettikleri
aynı hukuk-u medeniye ve siyasiyeden istifade edeceklerdir.
Türkiye'nin bütün ahalisi din tefrik edilmeksizin kanun nazarında müsavi olacaklardır.
Din, itikat veya mezhep farkı hiç bir Türk tebaasının hukuk-u medeniye ve siyasiyeden
istifadesine ve bilhassa hidemat-ı umumiyeye kabulüne, memuriyete ve meratibe nailiyetine
veya muhtelif mesaliki ve sanayii icra etmesine bir mania teşkil etmeyecektir.
Her hangi Türkiye tebaasınm gerek münasebat-ı hususiye veya ticariyede, gerek din, matbuat
veya her nevi neşriyat hususunda ve gerek içtımaat-ı umumiyede her hangi bir lisanı
serbestçe istimal etmesine karşı hiç bir kayıt vaz'edilmeyecektir.
Lisan-ı resmî mevcut olmakla beraber, Türkçe'den gayri lisan ile mütekellim bulunan Türk
tebaasına mehakim huzurunda kendi lisanlarını şifahî surette istimal edebilmeleri zımnında
teshilât-ı münasibe ibraz olunacaktır.
MADDE 40 — Gayrimüslim akalliyetlere mensup olan Türk tebaası hukukan ve filen diğer
Türk tebaaya tatbik edilen ayni muamele ve ayni teminattan müstefit olacaklar ve bilhassa,
masrafları kendilerine ait olmak üzre her türlü müessesat-ı hayriye, diniye veya içtimaiyeyi,
her türlü mektep ve sair müessesat-ı talim ve terbiyeyi tesis, idare ve murakabe etmek ve
buralarda kendi lisanlarını serbestçe istimal ve âyini dinilerini serbestçe icra etmek hususlarında
müsavi bir hakka malik bulunacaklardır.
MADDE 41 — Tedrisat-ı umumiye hususunda, Türkiye Hükümeti gayrimüslim tebaanın
mühim bir nisbet dahilinde mütemekkin oldukları şehirler ve kazalarda bu Türk tebaasının
çocuklarının iptidaî mekteplerde kendi lisanlariyle tahsil etmelerini temin zımmnda teshilât-ı münasibe
ibraz edecektir. Bu hüküm Türkiye Hükümetinin mezkûr mekteplerde Türk lisanının tedrisini
mecburî kılmasına mâni olmayacaktır. Gayrimüslim akalliyetlere mensup Türk tebaasının mühim
nisbette mevcut oldukları şehirlerde veya kazalarda Devlet bütçesi belediye veya sair bütçeler
tarafından terbiye , din veya emri hayır maksadiyle varidat-ı umumiyeden tahsis edilecek
mebaliğden istifade ve tahsisat ifrazı hususunda mezkûr ekalliyetler adilâne bir surette
hissement olacaklardır. Mebaliğ-ı mezkûre alâkadar nüessesatın sahib-i salâhiyet mümessillerine
tesviye edilecektir.
MADDE 42— Türkiye Hükümeti gayrimüslim akalliyetlerin hukuk-u aile veya ahkâm-ı şahsiyeleri
bahsinde bu mesailin mezkûr akalliyetlerin örf ve âdetlerinde hal ve fasledilmesine müsait her türlü
ahkâm vaz'ına muvafakat eder. İşbu ahkâm Türkiye Hükümeti ile alâkadar akalliyetlerden her
birinin müsavi miktarda mümessillerinden mürekkep hususî komisyonlar
tarafından tanzim olunacaktır, ihtilâf vukuunda Türkiye Hükümeti ile Cemiyet-i .Akvam Meclisi bilittifak
Avrupa hukukşinasları meyanından müntehap bir hakem alelhakem tayin edeceklerdir.
Türkiye Hükûmeti mezkûr akalliyetlere ait kiliselere, havralara, mezarlıklara ve sair müessesat-ı
diniyeye her türlü himayeyi bahşeylemeği taahhüt eder. Aynı akalliyetlerin hali hazırda
Türkiye'de mevcut olan evkafına ve müessesat-ı diniye ve hayriyelerine her türlü teshilât
ve müsaadat ita olunacak ve Türkiye Hükümeti yeni müessesat-ı diniye ve hayriye ihdası
için bu kabil sair müessesat-ı hususiyeye temin edilmiş olan teshilât-ı lâzimeden hiç birini
diriğ etmeyecektir.
MADDE 43 — Gayrimüslim ekalliyetlere mensup Türk tebaası, ahkâm-ı itikadiyelerine mugayir
veya dinî ayinlerini muhil her hangi bir muamelenin ifasına mecbur tutulmnayacakları gibi, hafta
tatilleri gününde mahkemelerde ispat-ı vücut etmekten veya her hangi bir muamele-i
kanuniye icrasından istinkâf ettiklerinden dolayı bunların hiç bir hakları sakıt olmayacaktır.
Maamafih bu hüküm, mezkûr Türk tebaasını intizam-ı âmmenin muhafazası için diğer her
hangi Türk tebaasına tahmil edilen mecburiyetlerden âzade kılmayacaktır.
MADDE 44 — Türkiye, işbu Faslın yukarıki maddelerin Türkiye'nin gayrimüslim akalliyetlerine
teallük ettiği mertebede mezkûr maddeler ahkâmının beynelmilel menfaati haiz taahhüdat
teşkil etmelerini ve Cemiyet-i Akvam'ın kefaleti altına vaz'edilmelerini kabul eyler.
İşbu ahkâm Cemiyet-i Akvam Meclisi'nin ekseriyetinin muvafakati olmaksızın tadil edilemeyeceklerdir.
Britanya imparatorluğu, Fransa, İtaİya ve Japonya, Cemiyet-i Akvam Meclisi ekseriyeti tarafından
işbu mevat hakkında usul-ü dairesinde kabul edilecek olan her türlü tadilâtı
reddetmemeği Muahede-i hazıra ile taahhüt eylerler.
Türkiye, Cemiyet-i Akvam Meclisi âzasından her birinin bu taahhüdattan her hangi birine
karşı vuku bulan tecavüzü veya tecavüz tehdidini Meclisin nazar-ı dikkatine arza salâhiyettar olacağı
ve Meclisin icabı hale göre münasip ve müessir telâkki edilecek bir suret-i hareket ittihaz
ve talimat ita edebileceğini kabul eder. Bundan başka Türkiye, işbu
maddelere mütedair hukuku veya filî mesailde Türkiye Hükûmetile vazi-ül imza diğer Devletlerden
her hangi biri veya Cemiyet-i Akvam Meclisi âzasından her hangi diğer bir Devlet
beyninde ihtilâf-ı efkâr vukua geldiği takdirde işbu ihtilâfın, Cemiyet-i Akvam Ahitnamesinin
14'üncü maddesi mefadına nazaran beynelmilel mahiyeti hâiz bir ihtilâf gibi telâkki edilmesini
kabul eder. Türkiye Hükümeti bu kabilden olan her hangi ihtilâfın, diğer taraf talep ettiği
takdirde Beynelmilel Adalet Mahkeme-i Daimesine tevdiini kabul eder. Mahkeme-i Daime'nin
kararı kabil-i istinaf olmayıp Cemiyet-i Akvam Ahitnamesinin on üçüncü Maddesi mucibince
verilmiş bir kararın kuvvet ve hükmünün aynını hâiz olacaktır.
MADDE 45 — İşbu Fasıl ahkâmı ile Tiirkiye'nin gayrimüslim akalliyetleri hakkında tanınan
hukuk, Yunanistan tarafından dahi kendi arazisinde bulunan müslüman akalliyet hakkında
tanınmıştır.
Mâlî Ahkâm
Düyun-u Umumiye-i Osmaniye
MADDE 46— İşbu Fasla merbut Cetvelde muharrer Düyun-u Umumiye-i Osmaniye işbu Fasılda
münderiç şerait dairesinde Türkiye ile 1912-1913 Balkan muharebeleri neticesinde lehlerine
Osmanlı İmparatorluğu'ndan arazi tefrik edilmiş olan Devletler ve işbu Muahedenin 12 ve 15'inci
Maddelerinde mevzuu bahis olan adaların ve işbu Maddenin son fıkrasında mezkûr arazinin
kendilerine ilhak olunduğu Devletler ve nihayet işbu Muahede mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan
ayrılan Asya arazisi üzerinde müceddeden teşekkül eden Devletler arasında taksim
edilecektir. Bundan maada balâda zikrolunan Devletlerin kâffesi 53'üncü Maddede gösterilen
tarihlerden itibaren işbu Fasılda münderiç şerait dairesinde Düyun-u Umumiye-i Osmaniye mürettebatına
ait mükellefiyat-ı seneviyeye dahi iştirak edeceklerdir. 53'üncü Maddede tesbit edilen
tarihlerden itibaren Türkiye diğer Devletlerin uhdesine tahmil edilen hısas-ı iştirakiyeden
hiç bir veçhile mes'ul tutulamayacaktır. 1 Ağustos 1914 tarihinde Osmanlı
hâkimiyeti altında olup Türkiye'nin işbu Muahedenamenin 2'inci Maddesinde tayin
edilen hudut haricinde bulunan Trakya arazisi, Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin taksimi hususunda
mezkûr Muahedename mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmış gibi telâkki edilecektir .
MADDE 47 —Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi, işbu Fasla merbut Cetvelin [A] Kısmında
münderiç istıkrazata ait olan ve alâkadar Devletlerden her birine isabet eden tekasit-i seneviyenin
miktarını işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren üç ay zarfında
50 ve 51'inci Maddelerde mevzu esasat üzerine tayin edecek ve mezkûr miktarı Düvel-i mezkfireye
tebliğ eyleyecektir.
Salif-üz zikir Devletler Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi'nin bu husustaki mesaisini takip
etmek üzre îstanbul'a murahhaslar göndermek salâhiyetini hâiz olacaklardır.
Düyun-u Umumiye Meclisi, Bulgaristan ile 27 teşrinisani 1919 tarihinde münakit Sulh
Muahedenamesinin 134'üncü Maddesinde zikrolunan vezaifi ifa edecektir. İşbu Maddede muharrer
esasatın tatbikına müteallik olarak alâkadar taraflar beyninde tehaddüs edebilecek olan bütün ihtilâfat,
birinci fikrada musarrah tebligatın ifasından sonra nihayet bir ay zarfında, Cemiyet-i Akvam
Meclisi'nden iradesi rica edilecek bir hakeme tevdi olunacak ve işbu hakem azamî üç
ay müddet zarfında kararını ita edecektir. Hakeme verilecek ücret, Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından
tayin ve diğer masarif-i tahkimiye ile beraber alâkadar taraflara tahmil edilecektir. Hakemin mukarreratı
kat'î olacaktır. Zikrolunan hakeme müracaat tekasit-i seneviyenin tediyesini tehir etmeyecektir.
MADDE 48— İşbu Fasla merbut Cetvelin [A] Kısmında gösterilen Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin
aralarında taksim edileceği Devletlerden Türkiye'den maadası, 47'inci Maddede mevzuu bahs olan
tekasit-i seneviyeden her birinin mütenazıran uhdesine isabet eden hisseler hakkında Madde-i mezkûre
mefadı mucibince kendilerine vuku bulacek tebligat gününden itibaren üç ay müddet
zarfında Düyun-u Umumiye Meclisi'ne kendi hisselerinin tediyesini temin için kâfi miktarda karşılık
[rehin] ita edeceklerdir. Balâda muharrer müddet zarfında mezkûr karşılıklar tesis olunmadığı
veyahut tesis olunan karşılıkların muvafık olup olmadığı hakkında ihtilâf zuhur ettiği takdirde işbu
Muahedenameye vazi-i imza herhangi bir Devlet tarafından Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne
müracaat edilebilecektir. Cemiyet-i Akvam Meclisi, karşılık olarak tahsis olunan varidatın
cibayetini,Türkiye'den maada aralarında Düyun-u Umumiye taksim edilecek olan Devletler
arazisinde mevcut beynelmilel teşkilât-ı maliyeye tevdi edebilecektir. Cemiyet-i Akvam Meclisi'nin
mukarreratı kat'î olacaktır.
MADDE 49 — Alâkadar Devletlerden her birine isabet eden tekasit-i seneviye miktarının, 47'inci
Madde ahkâmına tevfikan tayin-i kafisine tevessül olunduğu günden itibaren bir ay müddet
zarfında işbu Fasla merbut Cetvelin [A] işaretli Kısmında muayyen Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin
resülmali itibarîsinin tarzı taksimini tesbit etmek üzre Pariste bir komisyon içtima edecektir.
İşbu taksim, tekasit-i seneviyenin tevzii için kabul edilmiş olan nisbetlere göre ve istikraz
mukavelenamelerde işbu Faslın ahkâmı nazarı itibare alınarak yapılacaktır.
Birinci fıkrada muharrer Komisyon Türkiye Hükümeti'nin bir mümessili ile Düyun-u Umumiye i
Osmaniye Meclisi'nin bir mümessilinden ve Düyun-u Muvalıhade ile Rumeli demiryolu
tahvilâtından gayri düyunun bir mümessilinden ve alâkadar Devletlerden her birinin tayin edeceği
mümessilden müteşekkil olacaktır. Komisyonda itilâfa müncer olamayan kâffe-i mesail 47'inci
Maddenin [4] üncü fıkrasında muharrer hakeme tevdi edilecektir.
. Türkiye kendi hissesi için yeni esham ihracına karar verdiği takdirde Türkiye Hükümeti mümessili
ile Düyun-u Umumiye Meclisi mümessilinden ve Düyun-u Muvahhade ile Rumeli demiryolu
tahvilâtından gayri düyun mümessilinden mürekkep bir komite marifetiyle, evel beevel
Türkiye'ye müteallik olmak üzre, düyun resülmalinin taksim-i icra edilecektir. Müceddeden ihdas
edilecek esham Komisyona tevdi edilecek ve Komisyon, Türkiye'nin ibrasını ve diğer taraftan
Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'den uhdelerine birer hisse tahmil olunan diğer Devletlere karşı hâmillerin
hukukunu mübeyyin şerait dairesinde esham-ı mezkûrenin hâmillere itasını temin edecektir.
Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'den her Devletin hissesini temsilen ihraç edilecek esham Tarafeyn-i
Aliyeyn-i âkideyn arazisinde her türlü damga resminden veya işbu ihraçtan tevellüt edecek sair
rüsumdan muaf tutulacaktır Alâkadar Devletlerden her birine isabet eden mürettebat-ı seneviyenin
tediyesi, resülmali itibarîsinin taksimine müteallik işbu Maddede münderiç bulunan
ahkâmdan dolayı tehir edilemeyecektir.
MADDE 50 — 47'inci Maddede mezkûr mürettebat-ı seneviyenin ve 49'uncu Maddede
mevzu-u bahis olan Düyun-u Umumiye-i Osmaniye resülmal-i itibarîsinin taksimleri berveçh-i
ati vuku bulacaktır:
Evvelâ — 17 teşrinievel 1912 tarihinden evelki istikrazlar ile onlara ait mürettebat-ı seneviye,
1912/1913 Balkan harpleri neticesinde bulunmuş olduğu hal üzre, Osmanlı imparatorluğu ile
muharebat-ı mezkûre neticesinde Osmanlı Devleti'nden lehlerine arazi tefrik olunan Balkan
Hükümetleri ve işbu Muahedenin 12'inci ve 15'inci Maddelerinde mevzu-u bahis adaların
kendilerine ilhak olunduğu Devletler arasında taksim olunacak ve mezkûr muharebata hatime
veren Muahedelerin veya muahharen aktedilmiş Muahedatın mevki-i mer'iyete vazilarından
sonra vuku bulan arazi tehavvülâtı nazar-ı itibare alınacaktır.
Saniyen — Bu ilk taksimden sonra Devlet-i Osmaniye'nin uhdesinde kalan istıkrazat bakiyesi
ile onlara ait mürettebat-ı seneviye bakiyesine Devlet-i Osmaniye tarafından 17 teşrinievel
1912 tarihi ile 1 teşrinisani 1914 tarihi arasında aktolunan istıkrazat ve bunlara ait mürettebat-ı
seneviye ilâve olunmak suretile hâsıl olacak yekûn, Türkiye ve Asya'da yeni teşkil olunup işbu
Muahede mucibince Devlet-i Osmaniye'den lehlerine arazi tefrik edilen Devletler ve mezkûr Muahedenin
46'ıncı Maddesinin son fıkrasındaki arazi kendisine ilhak edilen Devlet arasında taksim olunacaktır.
Resülmalin taksimi işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinde her istikrazın resülmalinin
baliğ olduğu miktar üzerinden icra olunacaktır.
MADDE 51— 50'inci Maddede beyan olunan taksim neticesi olarak Düyun-u Umumiye-i
•Osmaniye mürettebat-ı seneviyesinden alâkadar her Devlete isabet eden hisse ber veçh-i ati
tayin olunacaktır:
Evvelâ — 50'inci Maddenin ikra-i ulâsında beyan edilen taksim için, evvelemirde 12'inci
ve 15'inci Maddelerde zikrolunan adalar ile Balkan harpleri neticesinde Osmanlı Devleti'nden
ayrılan arazinin mecmuuna isabet eyleyecek hisse miktarının takdirine tevessül olunacaktır.
İşbu hisse miktarı, 50'inci Maddenin birinci fıkrası ahkâmına tevfikan taksim olunacak takasit-i
seneviye yekûnuna nisbetle baliği, 1907 senesinde mevzu gümrük rüsum-u munzamması hasılatı
da dahil olduğu halde, [1910 —1911] ve [1911—1912] sene-i maliyeleri esnasında Osmanlı
Devleti'nin varidat-ı umumiyesi yekûn-u vasatîsi ile sali-üz zikir adalar ve arazi-i münfekkenin,
hirlikte olarak, varidat-ı umumiyesi yekûn-u vasatîsi arasındaki ayni nisbet dairesinde olacaktır.
Böylece tayin edilecek miktar, lehlerine balâdaki fıkrada mezkûr arazi ilhak edilen Devletler
arasında badehu taksim edilecek ve bu suretle mezkûr Devletlerden her birine isabet edecek
hissenin, beyinlerinde taksim edilecek yekûn-u umumîye nisbetle baliği bu Devletlerden her
birine ilhak edilen arazi varidat-ı vasatîsi ile Balkan harbi neticesinde Osmanlı Devleti'nden ayrılan
arazinin ve 12'inci ve 15'inci Maddelerde zikrolunan adaların mecmuunun [ 1910—1911 ] ve
[ 1911—1912 ] sene-i maliyeleri zarfındaki Saniyen — 46'ıncı Maddenin son fıkrasında zikrolunan arazi dahil olduğu halde işbu Muahede
mucibince Osmanlı Devleti'nden ayrılan araziye gelince, alâkadar her Devlete isabet eden hissenin,
50'inci Maddenin 2'inci fıkrası ahkâmına tevfikan taksim kılınacak tekasit-i seneviye
yekûn-u umumiyesine nisbetle miktarı [ 1910—1911] ve [ 1911 —1912 ] sene-i maliyeleri esnasında
[1907 senesinde mevzu gümrük rüsum-u munzamması hasılatı da dahil olduğu halde] Osmanlı
Devleti'nin vasatî varidat-ı umumiyesinden, birinci fıkrada zikrolunan arazi ve adalar hissesinin
badettenzil arazi-i münfekke vasatî varidatı arasında bulunacak miktara nisbetle ayıi nisbet
dairesinde olacaktır.
MADDE 52— İşbu Fasla merbut Cetvelin [B ] kısmında mezkûr avanslar Türkiye ile 46'inci
Maddede zikrolunan diğer Devletler arasında şerait-i atiye dairesinde taksim olunacaktır:
Evvelâ — Cetvelde musarrah olup 17 teşrinievel 1912 de mevcut bulunan avanslar hususunda,
işbu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinde tesviye olunmayan resülmali var ise işbu resülmal
ve kezalik 53'üncü Maddenin birinci fıkrasında zikredilen tarihlerden beri müterakim faizler ile tevarih-i
mezkûreden beri vuku bulan tediyat, 50'inci Maddenin birinci ve 51'inci Maddenin keza birinci fıkrasında
münderiç ahkâma tevfikan taksim olunacaktır.
Saniyen — İşbu ilk taksim neticesinde Osmanlı Devleti'ne isabet eden mebaliğ ve Cetvelde
musarrah olup Devlet-i mezkûre tarafından 17 teşrinievel 1912 tarihi ile 1 teşrinisani 1914 tarihi
arasında aktedilmiş bulunan avanslar ve işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinde
tesviye olunmayan resülmali var ise işbu resülmal, ve kezalik mart l920 tarihine kadar
müterakim faizler ile mezkûr tarihten beri vukubulan tediyat 50 inci Maddenin ikinci ve 51'inci
Maddenin ikinci fıkrasında münderiç ahkâma tevfikan taksim olunacaktır. Düyun-u Umumiye-i Osmaniye
Meclisi mezkûr avanslardan alâkadar Devletlerden her birine isabet eden hisse miktarını işbu
Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay müddet zarfında tayin ve bu miktarı mezkûr
Devletlere tebliğ eyleyecektir .
Türkiye'den maada Devletlere tahmil edilen mebaliğ, mezkûr Devletler tarafından Düyun-u Umumiye
Meclisi'ne tediye edilecek ve Düyun-u Umumiye Meclisi'nce de ya dayinlere tesviye edilecek
veyahut Türkiyenin, mezkûr Devletler hesabına gerek faiz ve gerek resülmal akçesi namile
tediye etmiş bulunduğu mebaliğ miktarına tekabül edinceye kadar Türkiye Hükümeti hesabına
irat kaydolunacaktır. Fıkra-i arifede icrası zikrolunan tediyat, işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete
vaz'ından itibaren müsavi beş taksit-i senevi ile ifa olunacaktır. Tediyat-ı mezkûrenin Osmanlı Devleti
dayinlerine ifa edilecek kısmı, avans mukavelâtında mukarrer faizleri ihtiva edecek ve Türkiye Hükümeti'ne
ait olan kısmı bilâ faiz eda olunacaktır.
MADDE 53 — Balkan muharebatı neticesinde lehlerine Osmanlı Devleti'nden arazi ayrılmış
olan Devletlerin borçlu olup işbu Fasla merbut Cetvelin [ A ] Kısmında münderiç bulunan Düyun-u
Umumiye-i Osmaniye istikrazatı tekasit-i seneviyesi, muusarrah arazinin Düvel-i mezkûreye
intikalini mübeyyin olan muahedelerin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren lâzım-üt tediye
olacaktır. 12 inci Maddede musarrah adalara gelince bunların taksit-i senevisi 1/14 teşrinisani
1913 tarihinden itibaren ve 15 inci Maddede mevzuu bahsolan adaların taksiti senevisi 17 teşrinievel
1912 tarihinden itibaren vacib-üt tediye olacaktır. İşbu Muahede mucibince Osmanlı
Devleti'nden fekkedilen Asya'daki arazi üzerinde yeni müteşekkil Devletlerin ve 46'ıncı
Maddenin son fıkrasında muharrer arazi kendisine ilhak edilen Devletin borçlu oldukları takasit-i
seneviye 1 mart 1920 tarihinden itibaren lâzım-üt tediye olacaktır.
MADDE 54 — işbu Fasla merbut Cetvelin [A] Kısmında tadat edilen 1911,1912 ve 1913 hazine
tahvilâtı, mukavelâtta tayin olunan tediye tarihlerinden itibaren on sene müddet zarfında mukarrer
faizlerile beraber tesviye olunacaktır.
MADDE 55 — Türkiye dahi dahil olduğu halde 46'ıncı maddede zikrolunan Devletler, işbu
Fasla merbut Cetvelin [A] Kısmında tasrih olunduğu veçhile Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'den
kendilerine isabet eden ve 53'üncü Maddede muayyen tarihlerden itibaren lâzim-üt tediye
olup tesviye edilmemiş bulunan tekasit-i seneviye miktarını Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi'ne
tediye edeceklerdir. Bu tediye işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren müsavi yirmi
taksit-i senevi ile ve bilâ faiz ifa edilecektir. Türkiye'den maada Devletler tarafından Düyun-u Umumiye
Meclisi'ne tediye olunan takasii seneviye idarei merkeziye tarafından Düvel-i mezkûre hesabına
Türkiye tarafından tediye edilmiş olan mebaliğ miktarına tekabül edinceye kadar Türkiye'nin
borçlu kalabileceği takasit-i mütedahileye mahsup edilecektir.
MADDE 56 — Badezin Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi idaresinde Alman, Avusturyalı
ve Macar hâmillerin murahhasları bulunmayacaktır.
MADDE 57 — Düyun-u Umumiye-i Osmaniye istikraz ve avanslarına ve karşılığı Mısır
vergisi ile temin edilmiş olan 1855,1891 ve 1894 Osmanlı istikrazlarına ait faiz kuponlarının
ibraz mühletleri ile salif-üz zikir istikrazlardan kurası çıkmış olan eshamın tahsil-i bedelâtı için
ibraz mühletleri, Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisinde, 29 teşrinievel 1914 tarihinden itibaren
işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından sonra üç ayın inkızasına kadar tecil edilmiş
addolunacaktır.
TABLOLAR için bakınız: Türk Tarih Kurumu sayfaları
Ahkâm-ı Muhtelife
MADDE 58 — Bir taraftan Türkiye, diğer taraftan [Yunanistan hariç olduğu halde] Düvel-i
saire-i âkide , Türkiye ile Düvel-i mezkûrenin ve kezalik [eşhas-ı hükmiye de dahil olduğu
halde] tebaalarının, 1 ağustos 1914 tarihi ile Muahede-i haziranın mevkii mer'iyete vaz'ı tarihi
beyninde güzeran olan müddet zarfında garek ef'al-i harbiyeden, gerek istimval, zabıt, sekvestro,
tasarruf veya müsadere tedabirinden münbais zayiat ve zarar ve ziyanlardan dolayı her türlü
metalib-i naktiyede bulunmaktan mütekabilen feragat ederler. Maamafih balâdaki hüküm,
işbu Muahedenin üçüncü Kısmında muharrer ahkâma [İktisadî ahkâm] halel vermeyecektir.
Almanya ile münakit 28 haziran 1919 tarihli Sulh Muahedenamesinin 259'uncu Maddesinin
fi] işaretli fıkrası ve Avusturya ile münakit 10 eylül 1919 tarihli Sulh Mııahedenamesinin 210 uncu
Maddesinin [l] işaretli fıkrası mucibince Almanya ve Avusturya tarafından devredilmiş
olan altın nukut üzerindeki her türlü hukukundan, Türkiye [Yunanistan müstesna olarak] diğer
âkit Devletler lehine feragat eder Birinci tertip Türk evrak-ı naktiyesi hakkında gerek 20
haziran 1331 [3 temmuz 1915] tarihli Mukavelename ile gerek mezkûr evrak-ı naktiyenin zahrında
muharrer metne nazaran Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi'ne tahmil edilmiş olan
bilcümle tediye mükellefiyatı fesholunmuştur. Kezalik Türkiye, Hükümet-i Osmaniye tarafından
İngiitere'ye sipariş olunup Britanya Hükümeti tarafından 1914 tarihinde vazıyet edilmiş olan harp
sefineleri için tediye kılınmış bulunan mebaliğm iadesini, ne Britanya Hükümeti'nden ve ne de
tebaalarından talep etmemeği kabul ve bundan dolayı her türlü metalibinden feragat eder.
MADDE 59 — Yunanistan harp kavaninine mugayir olarak Anadolu'da Yunan ordu veya idaresinin
ef'alinden mütevellit hasaratın tamiri mecburiyetini tanır. Diğer taraftan Türkiye, Yunanistan'ın
harbin temadisinden ve bunun netayicinden mütevellit vaziyet-i maliyesini nazar-ı dikkate
alarak tamirat hususunda Yunanistan Hükümeti'ne karşı her türlü mutalebattan suret-i kafiyede
feragat eder.
MADDE 60 — Gerek Balkan muharebeleri neticesinde ve gerek işbu Muahede ile lehlerine
Osmanlı İmparatorluğu'ndan arazi ayrılmış veya ayrılmakta olan Devletler Osmanlı İmparatorluğu'nun
işbu arazi üzerinde bulunan kâffe-i emval ve emlâkini meccanen iktisap edeceklerdir.
Şurası mukarrerdir ki 26 ağustos 132-4 [8 eylül 1908] ve 20 nisan 1325 [12 mayıs 1909] tarihli
iradelerin Hazine-i Hassa'dan Devlet'e naklini emrettikleri emval ve emlâk ve kezalik 30 teşrinievel
1918 de Hazine-i Hassa tarafından hidemat-ı umumiye menfaatine idare edilmekte bulunmuş
olan emval ve emlâk,
1 — 14 teşrinsani 1913 tarihli Atina Muahedesine merbut 2 numaralı hususî Protokol mucibince
Lâhey'de bir mahkeme-i hâkemiyeye tevdi olunacaktır. Bu Maddenin ahkâmı, Hazine-i Hassa namına
mukayyet olup veya onun tarafından idare edilip işbu Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında mevzu-u
bahsolmayan emval ve emlâkin mahiyet-i hukukiyesini tebdil etmeyecektir.
MADDE 61 —İşbu Muahede mucibince Türkiye'den gayri bir Devletin tebaası meyanına giren
ve mülkî ve askerî tekaüt ve mazuliyet ve eytam ve eramil maaşatından istifade edenler maaşlarından
dolayı Türkiye Hükümeti'ne karşı hiç bir talep dermeyan edemeyeceklerdir.
MADDE 62 — Almanya ile münakit 28 haziran 1919 tarihli Versay Sulh Muahedenamesi'nin
261'inci Maddesi ve 10 eylül 1919 tarihinde Avusturya ile ve 27 teşrinisani 1919 tarihinde
Bulgaristan ile ve 4 haziran 1920 tarihinde Macaristan ile münakit Sulh Muahedenamelerinin
mevadd-ı mütenazırası mucibince Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan Türkiye'den
alacaklı bulundukları bilcümle matlubatm devrini Türkiye kabul eyler.
Sair Düvel-i âkide bu husustan dolayı Türkiye zimmetine terettüp eden düyundan Türkiye'yi
ibra eylemeği kabul ederler. Türkiye'nin Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan'dan
alacağı olan matlubat dahi sair Düvel-i âkide lehine devrolunmuştur.
MADDE 63 —Harpten sonra Almanya'dan Tuıkıye'ye ihraç olunacak emtia bedelâtına mukabil
Almanya Hükümeti'nin Türkiye evrak-ı naktiyesini muayyen bir kambiyo fiatile kabul edeceğine dair
vaki olan taahhüdattan mezkûr Almanya Hükümeti'ni ibra eylediğini,Türkiye Hükümeti, sair Düvel-i
âkide ile bilittifak beyan eder.
İktisadî Ahkâm
MADDE 64 — Bu Kısımda «Düvel-i müttefika» tahririden maksat Türkiye'den maada Düvel-i
âkidedir. «Müttefikin tebaası » tabiri, Türkiye'nin gayri Düvel-i âkide tebaasından bulunan
veyahut Düvel-i mezkûreden birinin taht-ı himayesindeki bir Devlet veya arazi tebaasından
olan eşhas-ı hakikiye, şirekât, cemiyat ve müessesata şâmildir.
Kısmın «Müttefikin tebaasına» müteallik bulunan ahkâmı, Düvel-i müttefika tÂbiiyetini haiz
olmadıkları halde filen bu Devletler tarafından mazhar-ı himaye olmuş bulunmalarından dolayı
Memurin-i Osmaniye canibinden müttefikin tebaası gibi muamele görmüş ve bu yüzden zarara
dûçar olmuş olan eşhas hakkında da tatbik edilecektir.
Emval, Hukuk vc Menafi
MADDE 65 — 29 teşrinievel 1914 tarihinde Düvel-i müttefika tebaası olan eşhasa ait olup işbu
Muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinde Türk kalacak arazi üzerinde halen mevcut ve kabili
teşhis olan emval, hukuk ve menafi, bulundukları hal üzre, menlehülhaklarına derhal iade
olunacaktır. Bilmukabele, Türk tebaasına ait olup 29 teşrinievel 1914 tarihinde
Düvel-i müttefikanın hakimiyeti veya himayesi altında bulunan veyahut Balkan muharebelerini
müteakip Osmanlı İmparatorluğu'ndan fekkedilerek bu gün Düvel-i mezkûrenin taht-ı
hakimiyetinde bulunan arazi üzerinde halen mevcut ve kabil-i teşhis olan emval, hukuk ve
menafi de bulundukları hal üzre menlehülhaklarına derhal iade edilecektir. Kezalik bu
Muahede ile Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmış arazi üzerinde bulunup Türk tebaasına ait olan
ve Düvel-i müttefika memurini canibinden tasfiye edilmiş veya lâalettayin sair tedabir-i istisnaiyeye
tâbi kılınmış bulunan emval, hukuk ve menafi hakkında da ayni iade muamelesi de derhal yapılacaktır.
İşbu Muahede ile Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan bir toprakta kâin olup Osmanlı Hükümeti
tarafından tedabir-i fevkalâde-i harbiyeye tâbi tutulmuş olduktan sonra mezkûr toprakta icra-yı hakimiyet
eden Devlet-i âkidenin elyevm yedinde bulunan kabili teşhis kâffe-i emval ve hukuk ve menafi sahibi
meşrularına, bulundukları hal üzre, iade edilecektir. Mezkûr arazi üzerinde icra-yı hâkimiyet
eden Devlet-i âkide canibinden tasfiye edilmiş olan emval-i gayrimenkule dahi ayni iade muamelesine
tâbi tutulacaktır. Efrat arasında bunlardan maada olan bilcümle istihkak müddeiyatı, salâhiyettar
mahallî mahkemelerine raci olacaktır. İstihkak iddia olunan emvalin teşhisine veya iadesine müteallik
kâffe-i ihtilâfat bu Kısmın beşinci Faslında muharrer Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne arzedilecektir.
MADDE 66 — Altmış beşinci Maddenin birinci ve ikinci fıkraları ahkâmının tenfiz ve icrası
için Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn menlehülhakları en seri bir usul ile ve kendilerinin rızası
olmaksızın tahmil edilmiş olabilecek her gûna tekâlif ve kuyuttan azade bir halde emval,
hukuk ve menafilerine mutasarrıf kalacaklardır. Emval ve hukuk ve menafi-i mezkûreyi bu iadeyi
icra edecek olan Hükümetten bilvasıta veya bilâ vasıta iktisap etmiş olup ta iadeden dolayı mutazarrır
olmuş bulunacak olan eşhas-ı salisenin tazmin-i zararı dahi o Hükümete ait olacaktır. İşbu tazmin-i
zarar keyfiyetinden tahaddüs edebilecek ihtilâfatm halli mehakim-i umumiyenin daire-i salâhiyetinde
bulunacaktır.
Sair kâffe-i ahvalde, tazmin-i zarar için eşhas-ı müteallıka aleyhine ikamei dava etmek
mutazarrır olan eşhas-ı saliseye ait olacaktır. Bu maksatla düşman emval ve hukuk ve menafii hakkında
Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn tarafından tevessül ve ittihaz olunan bilcümle muamelât-ı tasarrufiye
veya diğer tedabir-i istisnaiye-i harbiye, tasfiye muamelesi henüz hitam bulmamış
ise, derhal ref ve tevkif edilecektir.
Sahiplerinin metalib-i emval ve hukuk ve menafi-i mezkûre tayin olunur olunmaz
hemen iade kılınmak suretiyle is'af olunacaktır. Altmış beşinci Madde ile iadesi
mukarrer olan emval, hukuk ve menafi işbu Muahedenamenin imzası tarihinde Tarafeyn-i Aliyeyn-i
âkideyn Hükümetlerinden birinin memurini canibiden tasfiye edilmiş bulunursa, mezkûr
hükümet, bedel-i tasfiyeyi sahiplerine tesviye etmek suretiyle emval ve hukuk ve menafi-i mezkûreyi
aynen iade etmek mecburiyetinden vareste kalacaktır. Eğer sahibinin müracaatı üzerine
beşinci Fasılda zikrolunan Muhtelit Hakem Mahkemesi, tasfiyenin, değer fiatını bulduracak
şerait altında icra edilmemiş olduğu reyinde bulunursa mezkûr Mahkeme, tarafeyn arasında
itilâf hasıl olmadığı takdirde, muhik göreceği miktarda bedel-i tasfiyeyi tezyit edebilecektir. Mal
sahibi ile hasıl olan itilâftan veyahut anif-üz zikir Muhtelit Hakem Mahkemesi kararından itibaren
iki ay müddet zarfında tediye vuku bulamadığı takdirde, emval ve hukuk ve menafi-i
mezkûre iade edilecektir.
MADDE 67—Bir taraftanYunanistan, Romanya , Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve diğer taraftan
Türkiye, kendi orduları ve devairi canibinden Türkiye arazisinde veya mütenazıran Yunanistan,
Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti arazisinde ahz ve zaptedilmiş veya sekvestro olunmuş olup
ta elyem kendi arazileri dahilinde bulunan her nevi emval-i menkulenin memleketlerinde taharri ve
iadesi hususunda gerek tedabir-i idariye-i münasibenin ittihazı, gerek evrak ve vesaik-i aidesinin teslimi
suretiyle teshilât iradesini mütekabilen taahhüt ederler. İşbu taharri ve iade keyfiyeti, kezalik Alman,
Avusturya-Macar veya Bulgar orduları ve devairi tarafından Yunan, Romanya veya
Sırp-Hırvat-Sloven Devleti arazisi üzerinde zapt veya sekvestro olunup ta Türkiyeye veya
tebaasına devrolunmuş bulunan anif-üz zikir eşya ile Yunan, Romanya veya Sırp orduları
tarafından Türk toprağında zapt veya sekvestro edilerek Yunanistan'a, Romanya'ya veya
Sırp-Hırvat-Sloven Devletine veya tebaalarına devredilmiş olan eşya hakkında dahi cari olacaktır.
İşbu taharri ve iadeye müteallik istidanameler, Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren
altı ay zarfında ita olunacaktır.
MADDE 68 — Türkiye'nin Yunan ordusu tarafından işgâl edilmiş bulunan menatıkında bir
taraftan Yunanistan memurini ve devairi ve diğer taraftan Türk tebaası arasında aktolunmuş
mıukavelâttan mütevellit düyun, mezkûr mukavelelerde münderiç şerait dairesinde Yunanistan
hükümeti tarafından tesviye olunacaktır.
MADDE 69 — 1 ağustos 1914 te müstefit oldukları usule göre düvel-i müttefika tebaasının ve
mallarının tâbi olduklaıı hiç bir vergi, resim veya resmi munzam 1922 — 1923 sene-i maliyesi
tehakkukatından mukaddemki seneler için tebaa-i mezkûreden veya mallarından cibayet edilmeyecektir.
1932—1923 sene-i maliyesinden mukaddemki seneler hesabatına ait olmak üzre 15 mayıs
1923'ten sonra mebaliğ alız ve tahsil edilmiş bulunur ise işbu muahedenin mevki-i mer'iyete
vaz'ında, mukabil-i menlehülhaklara reddolunacaktır. 1923 mayısının on beşinden mukaddem tahsil
edilen mebaliğ hakkında hiç bir talep ve iddia dermeyan olunamayacaktır.
MADDE 70 — 65,66,68 ve 69'uncu maddelere müstenit metalip, işbu Muahedenin mevki-i
icraya vaz'ından itibaren altı ay müddet zarfında salâhiyettar memurin nezdinde ve itilâf hasıl
olmazsa, gene işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren on iki ay müddet
zarfında Muhtelit Hakem Mahkemesi nezdinde dermeyan ve ikame olunacaktır.
MADDE 71—Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven
Devleti veya bunların tebaaları kendi emval ve hukuk ve menafileri hakkında
29 teşrinievel 1914 tarihinden evvel Hükümet-i Osmaniye nezdinde serd-i metalip veya
ikame-i dava etmiş olduklarından, işbu Kısmın ahkâmı , mezkûr metalip veya deaviyi bir suretle
ihlâl edemeyecektir. Britanya, Fransa, İtalya, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Hükûmeti
nezdinde Hükümet-i Osmaniye veya tebaası tarafından serd veya ikame olunmuş metalip
veya deavi hakkında da ayni muamele câri olacaktır. Bu mealip veya deavi Türkiye Hükûmeti ile
işbu Maddede gösterilen hükümetler nezdinde, Kapitülasyonlarm ilgası nazar-ı itibara
alınmak şartı ile, ayni şerait altında takip olunacaktır.
MADDE 72—Muahede-i hazıra ile Türk kalan arazi dahilinde Almanya, Avusturya , Macaristan
ve Bulgaristan'a veya onların tebaalarına ait olup ta işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından
mukaddem Hiikûmat-ı müttefika canibinden haciz veya işgâl edilmiş bulunan emval ve
hukuk ve menafi, mezkûr hükûmetler ile Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan Hükümetleri
veya onların alâkadar tebaaları arasında takarrür edecek itilâfların in'ikadına kadar
hükûmat-ı müttefika yedlerinde kalacaktır. Eğer emval ve hukuk ve menaf-i mezkûre tasfiye edilmiş
ise bu tasfiye muamelâtı tasdik edilmiştir. İşbu Muahede ile Türkiye'den ayrılmış olan arazi dahilinde
icra-yı hâkimiyet eden Hükümetler, bu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren bir sene
zarfında o arazide bulunan Almanya, Avusturya, Mecaristan ve Bulgaristan'a veya tebaalarına
ait emval ve hukuk ve raenafi-i tasfiye edebileceklerdir. Şimdiye kadar icra edilmiş
olsun veya henüz icra edilmemiş bulunsun tasfiyelerin hasılatı, eğer bu emval Alman, Avusturya,
Macar ve Bulgar Devletlerine ait ise, alâkadar Devlet ile aktolunmuş olan Sulh Muahedenamesile
müesses tamirat komisyonuna ita edilecektir. Eğer tasfiye edilen emval, emval-i hususiyetleri ise
bedeli doğrudan doğruya sahiplerine verilecektir. Bu Maddenin ahkâmı Osmanlı
anonim şirketlerine tatbik olunmaz.
İşbu Madde ile irca edilen tedabirden dolayı Türkiye Hükümeti hiç bir veçhile mes'ul
olmayacaktır.
Mukavelenameler ve Mürur-u Zamanlar
MADDE 73 — Seksen ikinci Maddede tarif edildiği veçhile muahharen düşman olmuş olan
taraflar beyninde ve mezkûr Maddede gösterilen tarihten mukaddem münakit olup atide zikredilen
envaa mensup bulunan mukaveleler, ihtiva ettikleri ahkâma ve işbu Muahedenin
ahkâmına tâbi bulunmak şartile, mer'i kalırlar:
a ) Emval-i gayrimenkule satışına müteallik mukavelenameler seksen ikinci Madde mucibince
tarafeynin düşman olduğu tarihten mukaddem teslim muamelesi fiilen icra olunmuş ve
fakat nefs-i bey-i muamelesi usulen tahakkuk ettirilmemiş bulunmasa bile;
İşbu Madde, mukavelenamelere hin-i akitlerinde bizzat haiz oldukları kıymetten başka bir
kıymet izafesi için ihticaca salih olamaz.
İşbu Madde imtiyazat mukavelenamelerine tatbik olunmayacaktır.
MADDE 74 — Sigorta mukavelenameleri işbu Faslın Lahikasında münderiç ahkâma tâbidir.
MADDE 75 — 73'üncü ve74'üncü Maddelerde tadat olunun mukavelenamelerden ve imtiyaz
mukavelenamelerinden gayri bilâhare yekdiğerine düşman olan efrat beyninde münakit mukavelenameler,
tarafeynin düşman oldukları tarihten itibaren münfesih olmuş addedileceklerdir.
Maamafih mukavele âkitlerinden her biri, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren
üç ay zarfında, icap ederse, taraf-ı diğere, mukavelenin akdi tarihindeki şerait ile ipkası talep
olunduğu tarihdeki şerait arasında mevcut farka tekabül edecek tazminatı tediye etmek şartiyle,
mukavelenamenin icrasını talep edebilecektir. Bu tazminat, tarafeyn arasında itilâf edilemediği
halde, Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından tayin edilecektir.
MADDE 76 — İşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından evvel 73 ilâ 75'inci
maddelerle muharrer mukavelenamelerin Düvel-i âkide tebaasından olan akitleri arasında
ve bilhassa bu mukavelâtın feshine, idamesine, suver-i icraiyesine veyahut tadiline dair ve
tediye edilecek akçenin cinsine, veya kambiyo rayicine müteallik itilâflar da dahil olduğu halde
vukua gelen suver-i tesviyenin muteber olduğu tasdik olunur.
MADDE 77 — 30 teşrinievel 1918'den sonra müttefikin tebaasile Türkiye tebaası beyninde
münakit mukavelenameler muteber ve huku-u umumiye ahkâmına tâbidir . 30 teşrinievel
1918 tarihinden sonra 16 mart 1920 tarihine kadar İstanbul Hükümeti ile usulü dairesinde aktolunmuş
mukavelenameler dahi kezalik muteber ve hukuk-u umumiye ahkâmına tâbidir.
16 mart 1920'den sonra İstanbul Hükûmetiyle usulü dairesinde aktolunmuş ve mezkûr Hükümetin
hâkimiyet-i filiyesi altındaki araziye müteallik bulunmuş olan bütün mukavelenameler ile itilâfnameler,
işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay müddet zerfında,alâkadarların
vuku bulacak müracaatieri üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tasvibine arzolunacaktır.
Bu mukavelenameler mucibince vukubulmuş olan tediyat, tediyat-ı mezkûreyi icra etmiş olan taraf
hesabına usulen matlup kaydedilecektir. Tasvip vaki olmadığı halde, alâkadar tarafın -eğer icap eder
ise- doğrudan doğruya ve fiilen dûçar olduğu zarara tekabül edecek mikterda bir tazmine
istihkakı olacak ve bu tazmin, muslihane bir itilâf hâsıl olmadığı takdirde, Muhtelit Hakem
Mahkemesi canibinden tayin edilecektir.
Bu Maddenin ahkâmı ne imtiyaz mukavelenamelerine ne de imtiyazatın devir ve ferağına
tatbik olunamaz.
MADDE 78 — Bilâhare düşman olmuş tarafeyn arasında, imtiyaz muktavelerıamelerinden
başka münakit mukavelelere ait olarak zuhur etmiş veya zirde gösterilen altı ay müddetin inkızasından
evvel zuhur edebilecek olan bilcümle ihtilâfat, Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafindan
halledilecektir. Maahaza bîtaraf Devletlerin kanunlarının tatbikından dolayı Düvel-i mezkûre
mehakim-i milliyesinin daire-i salâhiyetine dahil olan ihtilâfat müstesnadır.
İşbu şıkk-ı ahirde ihtilâfat-ı mezkûre, Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından değil mer'i
mehakim-i milliye-i mebhu-ün anha tarafından hal ve fasledilecektir.
Bu Madde mucibince Muhtelit Hakem Mahkemesi'nin daire-i salâhiyetinde olan ihtilâfata müteallik
şikâyatın, mezkûr Mahkemeye teşekkülü tarihinden itibaren altı ay müddet zarfında
arzedilmiş olması lâzımdır.
Bu müddetin inkızasında Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne arzedilmemiş olacak ihtilâfat, lıukuk-u
umumiye ahkâmına tevfikan salâhiyettar mehakim tarafından hal ve fasledilecektir.
Bu Maddenin ahkâmı, ne harp esnasında ayni memlekette oturmuş ve şahıslar ile mallarına
serbestçe mutasarrıf bulunmuş olan bütün taraflar arasında münakit mukavelenamelere, ne de
tarafeynin düşman oldukları tarihten mukaddem salâhiyettar bir mahkeme tarafından bir hükme
iktiran etmiş ilıtilâfata tatbik olunamaz.
MADDE 79 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisi üzerinde düşmanlar arasındaki ınünasebatta
mürur-u zamana, ehl-i kanunînin mürurundan mütevellit adem-i istima-i davaya veya
sukut-u hakka dair her türlü müddetler, ister harbin bidayetinden evvel, ister ondan sonra
cereyana başlamış olsun, 29 teşrinievel 1914'ten Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ından
üç ayın inkızasına kadar tatil edilmiş addolunacaktır. İşbu hüküm, bilhassa faiz
ve temettü kuponlarının ibrazı müddetlerine ve vacib-üt tediye kurası isabet etmiş bulunan veyahut
sair bir suretle vacib-üt tediye olan eshamın ibraz müddetlerine tatbik edilir.
Romanya'ya taalluk eden hususatta balâda mezkûr müddetler 27 ağustos 1916 tarihinden
itibaren tatil edilmiş addolunacaklardır
.MADDE 80 — Düşmanlar beynindeki münasebatta kabl-el harp tanzim edilmiş olan hiç bir
sened-i ticarî, mahza kabul veya tediye için müddet-i matlube zarfında ibraz edilmediğinden
veya harp esnasında ne keşidecilere ne cirantalara adem-i kabul veya adem-i tediyeden dolayı
ihbar vuku bulmadığından ne protesto ve ne de herhangi bir muamelenin adem-i ifasından
dolayı gayrimuteber addedilmeyecektir.
Eğer bir sened-i ticarînin kabul veya tediyesi zımnında mecburiyet-i ibrazı yahut adem-i kabul
veya adem-i tediyenin keşideci veya cirantalarla mecburiyet-i ihbarı veya o senedin protesto
mecburiyeti için muktazi müddet, harp esnasında munkazı olmuş ve senedi ibraz veya protesto
etmek veya adem-i kabul veya adem-i tediyesini ihbar eylemek ile mükellef olan taraf bunu
harp zamanında ifa etmemiş ise, senedi ibraz, adem-i kabul veya ademi tediye-yi ihbar veyahut
protesto tanzimi için kendisine jşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itidaren, üç
ay müddet verilecektir.
MADDE 81 — Vacib-üt tediye olmuş düyunu teminen harpten evvel tesis kılınmış menkul veya
gayrimenkul merhunat veya teminatı akçeye tahvil için harp esnasında yapılmış olan satışlar
medyunu heberdar etmek üzre muktazi merasim kamilen ifa olunamamış olsa bile -- medyun-u
mezkûrun her türlü zarar ve ziyanlar hakkında rüy'eti muhasebe için, dayini Muhtelit Hakem
Mahkemesi'ne davet edebilmesi hakkı mahfuz kalmak kayd-i sarih-i ihtirazîsi tahdında —
muteber tanınacaktır. Mahkeme tarafeyn arasındaki hesabatı tasfiye etmek ve rehin veya teminat
olarak verilen malın şerait-i füruhunu tetkik eylemek ve eğer dayin su-i niyetle
hareket etmiş veyahut rehini satmaktan içtinap için veya bu satışın fiil-i hakikî ile vukuunu
temin zımnında yed-i iktidarında olan her vasıtaya müracaat etmemiş ise medyunun satış hasebile
uğradığı zararı tamir mecburiyetini dayine tahmil eylemek vazifesini haiz olacaktır.
Bu ahkâm ancak düşmanlar arasında kabili tatbik olacak ve balâda muharrer muamelâttan
1 mayıs 1923 tarihinden sonra icra edilmiş olanlarına teşmil edilmeyecektir.
MADDE 82 — Bu Faslın mefadınca, bir mukavelenamenin tarafeynini teşkil eden
eşhas, aralarında ticaretin fiilen gayrimümkün olduğu veya mezkûr eşhastan birisinin
tâbi olduğu kavanin, evamir veya nizamat ile ticaret menedildiği veya gayrikanunî bir
mahiyet iktisap ettiği tarihten itibaren düşman ad ve telâkki olunacaklardır.
Akti mukavele edenlerden birisi için düşman memleketi olduğu halde harp esnasında orada
ikamet ederek şahıs ve emvali hakkında serbestçe tasarrufatta bulunabilmiş olduğu Tarafeyn-i
Aliyeyn-i âkideynden birinin arazisi dahilinde (şirketler de dahil olmak üzre) düşman eşhas veya
onların memurları arasında aktolunmuş mukavelenameler, 73, 75, 79, 80'inci Maddeler ahkâmından
müstesna olarak ahkâm-ı umumiyeye tâbi tutulacaktır.
MADDE 83 — İşbu Faslın ahkâmı Japonya ile Türkiye arasında tatbik olunmayacak
ve ahkâm-ı mezkûrede mevzu-u bahsolan mevat , salif-ül beyan iki memleketin her birinde
kavanin-i mahalliyeye tevfikan hal ve fasledilecektir.
LÂHİKA
1. Hayat Sigortaları
I. Bir sigortacı ile bilâhare düşman olmuş bir şahıs arasında aktedilmiş olan hayat sigorta
mukavelenameleri muhasamatın inişadı veya şahs-ı mezkûrun düşman olması dolayısile mefsuh
addedilmeyecektir. Fıkra-i salifeye göre mefsuh addedilmeyen bir mukavelename
ahkâmınca harp esnasında vacib-üt tediye olmuş olan her sigorta edilmiş meblâğ badel harp kaabil-i
tesviye olacaktır. İşbu meblâğa vacib-üt tediye olduğu zamandan tevsiye edildiği tarihe kadar
senevî yüzde beş faiz zammedilecektir. Harp esnasında sigorta ücuratının adem-i tediyesinden
veyahut mukavelename ahkâmının adem-i icrasından nâşi şayet bir mukavelename hükümsüz veya
tesirsiz kalmış ise sigorta olan şahıs veya vekilleri veyahut menleh-ül hukuku işbu muahedenamenin
mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren on iki ay zarfında, her zaman poliçanın
hükümsüz kaldığı veyahut mefsuh addedildiği günkü kıymet-i iştiraiyesini sigortacıdan senevî
yüzde beş zammı faizle talep edecektir.
Hayat sigorta mukavelenameleri 29 teşrinievel 1914 tarihinden mukaddem imza edilip işbu
mukavelenamelerin ahkâmına nazaran ücuratın adem-i tediyesinden nâşi işbu muahedenameden
evvel fesih veya tenzil edilmiş olan Türk tebaası işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete
vaz'ı tarihinden itibaren üç ay zarfında ve şayet o esnada berhayat iseler, sigorta edilen
sermayenin tamamı için poliçalannı yeniden tanzim etmeğe salâhiyattar olacaktır.
Bunun için kumpanya doktorunun yapacağı ve kumpanyanın matluba muvafık göreceği
bir muayene-i tıbbiyeden geçtikten sonra mütedahil ücuratı yüzde beş faiz-i mürekkep zammiyle
tediyeye mecbur olacaklardır.
2. Elyevm bir müttefik devlet tebaası olan şirketler ile Türkiye tebaası arasında 1914 senesi 29
teşrinievelinden mukaddem akdedilmiş olup Türk altınından gayri bir nakit ile tediyesi kabul
ve ücuratı 18 teşrinisani 1915 tarihinden evvel ve sonra veyahut yalnızca bu tarihten mukaddem
tediye edilen hayat sigortası mukavelenameleri berveçh-i âti tesviye edilecektir:
Evvelâ — 18 teşrinisani 1915 tarihinden evelki zamanlar için mukavelenamede zikredilen cins
para ile ve bu cins naktı ihraç eyleyen memleketin rayicine göre sigorta edilen şahsın hukuku
poliçanın şerait-i umumiyesine tevfikan tesbit edilecektir. (Meselâ frank, altın frank, yahut
evrak-ı naktiye frank olarak tasrih edilen her meblâğ Fransız frankiyle tesviye edilecektir);
Sâniyen — 18 teşrinisani 1915 tarihinden sonraki müddet için —Türk lirasının kıymeti harpten
evvelki kıymetine müsavi farzolunduğundan — Türk evrak-ı naktiyesi ile tesviye edilecektir.
Şayet mukavelenameleri Türk parasından gayri bir nakit ile aktedilmiş olan Türkiye tebaası,
18 teşrinisani 1915'den beri ücretlerini mukavelenamelerde zikredilen nakit ile tediye ettiklerini ispat
ederlerse mezkûr mukavelenameler, 18 teşrinsani 1915'ten sonraki zamanlar için bile işbu
nakti ihraç etmiş olan memleketin rayicine göre tesviye edilecektir.
Mukavelenameleri elyevm müttefik bir devletin taht-ı tabiiyetinde bulunan şirketlerle 29 teşrinievel
1914 tarihinden evvel Türk parasından gayri bir nakit ile aktedilmiş ve ücuratın tediyesi
dolayısiyle el'an mevki-i meriyette kalmış olan Türkiye tebaası, İşbu muahedenamenin mevki-i
mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren üç ay zarfında işbu mukavelenamelerde mezkûr para ile ve
o nakti ihraç eyleyen memleketin rayicine göre, sermayelerini itmam için poliçalarını yeniden
tanzim ve tesis etmek hakkına malik olacaklardır. Bunun için, 18 teşrinsani l915'ten beri vadeleri
hitam bulmuş olan ücuratı mezkûr para ile tesviye edeceklerdir. Buna mukabil mumaileyhimin
mezkûr tarihten itibaren Türk evrak-ı naktiyesi ile tediye ettikleri ücurat kendilerine ayni cins nakit ile
iade edilecektir.
3. Türk lirası olarak akdedilmiş olan sigorta mukavelenameleri bedelâtının tesviyesi Türk evrakı
naktiyesile vuku bulacaktır.
4. Sigorta şirketi ile bir mukavele-i mahsusa ile poliçalarının kıymetini ve ücuratın sureti
tediyesini evvelce tanzim etmiş olan sigortalı şahıslarla işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete
vaz'ı tarihinde poliçaları suret-i kafiyede tediye edilmiş olan şahıslara 2 ve 3 üncü fıkraların
ahkâmı tatbik edilmeyecektir.
5. Fıkarat-ı salifenin tatbiki zımnında tarafeynin tahhüdatı mütekab delerini hesap için hayat-ı
beşerin ihtimalâtına faizin miktarını mezcederek istinat eden sigorta mukavelenameleri hayat
üzerine yapılmış sigorta mukavelenamesi hükmünde addolunacaktır.
II. Bahrî Sigortalar
6. Tarafeynin düşman olmalarından mukaddem muhatara başlamış olduğu takdirde ve sigortacının
tâbi olduğu devlet veya işbu devletin müttefikleri tarafından vuku bulan harekât-ı harbiye
neticesindeki hasaratı temin ve tazmine dair olmamak şartiyle deniz sigorta mukavelenameleri,
muhtevi bulundukları ahkâm câri bulunmak üzre, mefsuh addedilmeyeceklerdir.
III. Karık Sigortaları ve Diğer Sigortalar
7. Fıkra-ı salifede zikredilen kayd-ı ihtirazı tahtında harik veya diğer sigorta mukavelenameleri
mefsuh addedilmeyeceklerdir.
Düyun
MADDE 84 — Harpten evvel akdedilmiş mukavelenameler mucibince harpten evvel veya harp
esnasında vacib-üt tebiye olmuş bulunan ve harp sebebiyle tesviyesiz
kalmış düyunun, mukavelenamelerde münderiç şerait dairesinde ve mukavele edilen para
i!e o paranın ihraç edildiği memlekette câri rayici üzerinden tesviye ve tediyesi lâzım geleceğini
tanımak hususunda Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn müttefiktirlar. İşbu Kısmın ikinci Faslı Lâhikasının
ahkâmına halel gelmemek şartiyle şu cihet mukarrerdir ki harpten evvelki bir mukavele
mucibince icrası lâzımgelen tediyat, harp esnasında mezkûr mukavelede gösterilen paradan
gayri bir para ile kısmen veya tamamen tahsil edilmiş bulunan mebaliğın mukabili olduğu takdirde,
bu tediyat, hakikatte tahsil olunmuş olan mebaliğı, tahsilatın vuku bulduğu para ile
eda etmek suretile icra olunabilecektir. Bu hüküm işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete
vaz'ından evvel alâkadarlar arasında suret-i muslıhanede vaki olmuş olan ve taahhüdat-ı muhalifeyi
haleldar edemeyecektir.
MADDE 85 — Düyun-u Umumiye-i Osmaniye işbu Fasıldan ve işbu Kısmın ( İktisadî Ahkâm )
diğer fusulünden bilittifak, hariç bırakılmıştır.
> Mülkiyet-i Sınaiye, Edebiye veya Sanayi-i Nefise Mülkiyeti
MADDE 86— İşbu muahede ahkâmı mahfuz kalmak kaydile, mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya
sanayi-i nefise mülkiyeti hukuku, âkit devletlerden her birinin kavaninine nazaran 1 ağustos
1914'te mevcut bulunmuş oldukları hal üzre, Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisinde, işbu muahedenin
mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren, bu hukuktan hali harbin başladığı anda miiteneffi olan eşhasın
veya menlebülhaklarının lehine tekrar tesis veya iade olunacaktır. Kezalik eğer haıp vukua gelmemiş
olsaydı, bir mülkiyet-i sınaiyenin ve yahut edebiyata veya sanayi-i nefiseye müteallik bir eser
neşrinin himayesi için kanun dairesinde vâki olmuş bir müracaat üzerine harbin
devam ettiği müddet esnasında iktisap edilebilecek hukuk dahi işbu muahedenamenin mevkii
mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren işbu hukuka istihkakı bulunan eşhas lehine olarak tasdik
ve tesis edilecektir. Balâda münderiç ahkâm mucibince ipkaen tesis edilecek olan hukuka halel
iras etmemek şartiyle, esna-yı harpte müttefik devletlerden birinin teşriî, icarî veya
idarî bir makamı tarafından ittihaz kılınmış olabilen tedabir-i mahsusaya iptinaen Osmanlı tebaasına
müteallik mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya sanayi-i nefise mülkiyeti hususunda ifa edilen
bilcümle muamelât [ruhsat itası da dahil olmak üzre] mer'i kalacak ve hükümleri tamamiyle câri
olmakta devam edecektir. Bu hüküm her hangi bir müttefik devlet tebaasının hukuku hakkında
Türkiye makamatı tarafından ittihaz edilmiş muamelâtı mümasile için dahi ayni veçhile câridir.
MADDE 87 — 1 ağustos 1914 tarihinde zaten iktisap edilmiş olan veyahut eğer harp vaki
olmamış bulunsaydı harpten evvel veya harbin devam ettiği müddet esnasında vuku bulmuş bir
talep ile o tarihten beri ihrazı mümkün bulunan mülkiyet-i sınaiye hukukunu istihsal veya
muhafaza veya bu bapta itiraz dermeyan edebilmeleri için diğer her bir âkit devlet arazisinde
Türk tebaasına ve Türkiye'de mezkûr devletlerin tebaasına, resmi munzam ve hiç bir nevi
ceza olmaksızın her müracaatı icra her muameleyi ikmal her türlü rüsumu tesviye ve suret-i
umumiyede her devlet kavanin ve nizamatının istilzam ettiği kâffe-i muamelâtı ifa eylemek üzre,
işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren akalli bir sene mühlet verilmiştir.
Bazı merasim ve muamelâtın ifa ve itmam etmemesinden veya bir resmin verilmemesinden
dolayı sâkıt addedilmiş olan mülkiyet-i sınaiye hukuku—ihtira beratlarile resimlere ait hususatta
bunları gayri mer'i addolunduğu zamanlarda işleten veya istimal eden eşhas-ı salisenin
hukukunu sıyanet için her devletin mukteza-yı nısfet addedeceği tedabiri ittihaz eyleyebileceği
kayd-ı ihtirazîsiyle—tekrar iktisabı mer'iyet edecektir. Bir ihtira beratının mevki-i tatbika vaz'ı veyahut
fabrika alâmeti farikasının veya bir ticaretin veya bir resmin istimali için ve;ilen mehilde 1 ağustos
1914 ile işbu Muahedenin mevkii mer'iyete vaz'ı tarihi arasındaki müddet dahili hesap edilmeyecek
ve bundan başka, 1 ağustos 1914 tarihinde balen muteber bulunmuş olan hiç bir ihtiıa
beratının ve fabrika veya ticaret alâmet-i farikasının veya resmin işbu muahedenin mevki-i
icraya vaz'ından itibaren iki sene müddet geçmedikçe, sırf mevki-i tatbika adem-i vaz'ı veya
edemi istimali cihetile, sukut veya fesha tâbi olamayacağı mukarrerdir.
MADDE 88 — Bir taraftan Türkiye tebaasiyle Türkiye'de mukim olan veya Türkiye'de san'atlarını
icra etmekte bulunan eşhas ve diğer taıaftan müttefik devletlerin tebaası ile müttefiklerin arazisinde
ikamet veya san'atlaını icra eden eşhas ve kezâlik bu eşhasın harp esnasında bazı hukuk
devretmiş olduğu eşhas-ı salise taraflarından, hal-i harp tarihile işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete
vaz'ı tarihi arasında geçen müddet zarfında, diğer tarafın arazisinde, hudusa gelmiş olup
esna-yi harpte her hangi bir zımmında mevcut bulunmuş olan veyahut 86'ıncı maddeye istinaden
yeniden tesisi icap eden mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya sanayi-i nefise mülkiyeti hukukunu
haleldar etmiş gibi addolunabildiği ef'alden dolayı bir dava ikame ve hiç bir talep dermeyan
edilemeyecektir.
Balâda zikrolunan ef'al meyanında Tarafeyn-i Aliyeyn-i Âkideyn hükümetleri veya onlar hesabına
veya onların muvafakatile diğer eşhas tarafından mülkiyeti sınaiye, edebiye veya sanayii nefise
mülkiyeti haklarının istimali ve kezalik bu hukukun tatbik olunabileceği mahsulât, alât ve edevat
veya her türlü eşyanın furuhtu, mevkii fnrulıta vaz'ı veya istimali fiilleri de dahildir.
MADDE 89— Mülkiyet-i sınaiye hukukundan istifade, veyahut edebiyata veya sanayi-i nefiseye
müteallik asar-ı teksir hakkında, bir taraftan müttefik Devletler tebaaları veya bunların
topraklarında sakin veya orada san'atlarını icra etmekte olan eşhas ile diğer taraftan Osmanlı
tebaası arasında hal-i harpten mukaddem akdedilmiş olan ruhsat mukavelenameleri Türkiye
ile müttefik Devlet arasında mütehaddis hal-i harp tarihinden itibaren mefsuh addedileceklerdir.
Ancak her halde, bu nevi bir mukavelenameden iptidaen müstefıt olan kimse işbu Muahedenin
mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren altı ay zarfında sahibi hukuktan yeni bir ruhsat
talep etmek hakkını haiz olacak ve bunun şeraiti, tarafeyn arasında bilitilâf kararlaşdırılmazsa,
işbu Kısmın beşinci Faslında münderiç Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından tayin olunacaktır.
O takdirde Mahkeme, icap ederse, harp esnasında hukukunun istimalinden dolayı muhik göreceği
lâzim-üt tesviye mebaliği tayin edebilecektir.
MADDE 90— İşbu Muahede mucibince Türkiye'den ayrılan arazi ahalisi, gerek bu infikâke
ve gerek bunun neticesi olarak hasıl olan tebeddül-ü tabiiyete rağmen,Osmanlı kavaninine göre
bu tebeddül anında sahip oldukları mülkiyet-i sınaiye, edebiye ve sanayii nefise mülkiyeti hukukundan
Türkiye'de tam ve kâmil bir sûrette istifadelerini muhafaza edeceklerdir.
Bu Muahede ile Türkiye'den ayrılan arazide bu infikâk ânında mer'i veya 86'ıncı madde
mucibince yeniden tesis veya ipka edilecek olan mülkiyet-i sınaiye, edebiye ve sanayi-i nefise
mülkiyeti hukuku rnezkur arazinin intikal edeceği Devlet tarafından tanınacak ve Osmanlı
kavanini mucibince devamı kabul edilen müddetçe bu arazi üzerinde mevki-i mer'iyette kalacaktır.
MADDE 91— Osmanlı İmparatorluğu Hükümeti'nin Dersaadet'te veya mahalli sairede 30
teşrinievel 1918 tarihinden beri usûlen vermiş olduğu ihtira beratları veya fabrika alâmat-i farikası
hakkında ifa etmiş olduğu muamelât-ı tesciliye ve kezalik işbu beratlarla alâmat-i farikanın
devir veya ferağına müteallik her türlü kayit veya tescil muameleleri alâkadarların
işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay zarfında verecekleri istidaname üzerine
Türkiye Hükümeti'ne arz ve Hükümet-i müşarüleyha tarafından tescil edilecektir. İşbu tescilin
hükmü, tescil-i iptidaî tarihinden muteberdir.
Muhtelit Hakem Mahkemesi
MADDE 92 — Bir taraftan müttefik Devletlerden her biri ve diğer taraftan Türkiye arasında
Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren üç ay müddet zarfında birer
Muhtelit Hakem Mahkemesi teşkil olunacaktır. Bu Mahkemelerden her biri, ikisi alâkadar Hükümetlerin
her biri tarafından tayin olunmak üzre, üç âzâdan mürekkep olacaktır. Bu Hükümetler müteaddit
zatı tayin etmek salâhiyetini haiz olacaklar ve mahkemede âzâ sıfatiyle balunacak zatı icab-ı
hale göre bunlar meyanından intihap edeceklerdir. Reis alâkadar iki Hükümet arasında
bilitilâf tayin olunacaktır. Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren
iki ay müddet zarfında bu itilâf husul pezir olmadığı takdirde reis-i mumaileyh, alâkadar
Hükümetlerden birisinin talebi üzerine, Lâhey Beynelmilel Adalet Mahkeme-i Daimesi reisi
tarafından harp esnasında bitaraf kalmış olan Devletler tebaasına mensup zevat meyanından
tayin edilecektir. Eğer bu iki ay zarfında alâkadar Hükümetlerden birisi kendisini mahkemede temsil
edecek âzâyı intihap etmeyecek olur ise diğer alâkadar Hükümetin talebi üzerine mezkûr âzânın
emr-i tayini Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne âit olacaktır. Mahkeme âzâsından birisinin
vefatı veya istifası takdirinde veyahut Mahkeme âzâsından biri vezaifini ifa etmesi her hangi
bir sebepden dolayı vezaifini ifa edemeyecek bir halde bulunursa, nasp için mukarrer usule
tevfikan, yerine diğerinin tayinine tevessül edilecektir. Mezkûr iki ay müddet vefat-ı istifanın ve
ifa-yı vazifede adem-i imkânın usulü dairesinde subut bulduğu günden itibar edilecektir.
MADDE 93 — Muhtelit Hakem Mahkemelerinin merkezi İstanbul'da olacaktır. Eğer mesalihin
kemiyet ve keyfiyeti muhik gösterirse alâkadar Hükümetler her Mahkemede bir veya bir kaç
şube-i munzamma ihdas etmek salâhiyetini haiz olacaklardır. İşbu şubelerden her birinin in'ikadı
için lüzumuna göre her hangi bir mahal tayin edilebilecektir. Bu şubelerin her biri bir
reis-i sani ile 92'inci maddenin 2 ilâ 5'inci fıkralarında mezkûr olduğu veçhile mansup iki âzâdan
müteşekkil olacaktır. Her Hükümet huzur-u Mahkemede kendisini temsil etmek için bir veya bir kaç
memur [Ajan] tayin edecektir. Şayet Muhtelit bir Hakem Mahkemesinin veyahut Şubelerinden
birisinin teşekkülünden itibaren üç sene sonra işbu Mahkeme veya Şube mesaisini itmam etmemiş
bulunursa ve mezkûr Mahkeme veya Şubenin mahalli in'ikadının bulunduğu araziye
sahip olan Devlet talep ederse salif-üz zikir Hakem Mahkemesi veya şubesi işbu arazi haricine
naklolunacaktır.
MADDE 94 — 92 ve 93'üncü maddeler mucibince ihdas edilen Muhtelit Hakem Mahkemeleri
işbu Muahede mucibince kendi salâhiyetleri dahilinde bulunan ihtilâfat hakkında hüküm vereceklerdir.
Ekseriyet-i âzânın verdiği karar Mahkemenin kararı olacaktır. Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn,
Muhtelit Hakem Mahkemelerinin mukarreratını kat'î addettiklerini ve kendi tebaaları hakkında bunları
mecburiy-ül ittiba kılacaklarını ve ilâmat kendilerine tebliğ edilir edilmez hiç bir tenfiz kararı
ittihazına hacet olmaksızın bütün arazileri dahilinde icrasını temin edeceklerini kabulde müttefiktirler.
Bundan başka, Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn bilhassa tebligatın isaline ve delâilin cem'ine âit
hususatta kendi Mahkeme ve memurlarının Muhtelit Hakem Mahkemelerine, yedd-i iktidarlarında
bulunacak olan her türlü muaveneti doğrudan doğruya ifa etmelerini teahhüt eylerler.
MADDE 95—Muhtelit Hakem Mahkemelerinin rehberi adâlet, hakkaniyet ve hüsnüniyet olacaktır.
Her Mahkeme, huzurunda istimal olunacak lisanı tayin edecek ve mesaliha tamamiyle vukufu
temin için icap eden tercümeleri yaptıracak ve kendi huzurunda takip edilecek usul-ü muhakeme
kavaidini ve müddetlerini tanzim eyleyecektir. Bu kavaidin tanziminde, esasat-i âtiyeye riayet
olunacaktır:
1. Usul-ü muhakeme bir lâyiha ve mütekabilen bir lâyiha-i cevabiye ibrazını ihtiva edecek,
bir lâyiha-i reddiye-i cevabiye ile mütekabil bir lâyiha-i reddiye-i cevabiye ita olunabilccektir.
Şayet tarafeynden biri mülâhazat-ı şifahiye dermeyan etmek veya ettirmek talebinde bulunursa,
taraf-ı diğere de böyle bir halde ayniyle hareket etmek salâhiyeti verilmek şartiyle, buna
mezun olacaktır.
2. Mahkeme tahkikat icrasını, evrak ibrazını, ehl-i hibreye müracaatı emretmek, mahallerinde
keşif ve muayene icra, her gûna malûmatı talep eylemek, şahitleri istima etmek, ve
tarafeynden veyahut mümessillerinden her türlü izahat-ı şifahiye veya tahririyeyi talep
etmek hususlarında kâffe-i salâhiyeti haiz olacaktır.
3. Muahede-i hazırada hilâfına münderiç ahkâm müstesna olmak üzre, Mahkemenin teşkilinden
itibaren altı ay müddetin hitamından sonra hiç bir talep ve iddia kabul olunmayacaktır.
Meğer ki Mahkeme-i mezkûrenin bir karan ile ita edilmiş ve bud-i mesafe veya kuvve-i mücbire
esbabına müpteni olarak suret-i istisnaiyede muhik görülmüş bir müsaade-i mahsusa mevcut ola.
4. Bir sene zarfında, mecmuu sekiz haftayı tecavüz etmeyecek olan tatil devreleri müstesna
olmak üzre her hafta mesalihin 5. Hükümler, işin Mahkemece müzakereye konulduğunu ifade eden hitam-ı muhakemeden
itibaren nihayet iki ay sonra her halde isdar edilmiş olmalıdır.
6. İşin icap edeceği murafaat-ı şifahiye ile her halde hükümlerin tefhimi celse-i aleniyede
vukubulacaktır.
7. Her Muhtelit Hakem Mahkemesi, mesalihin hüsn-ü temşiyetine nafi addettiği takdirde,
mahalli in'ikadı haricinde bir veya bir kaç celse akdi salâhiyetini haiz olacaktır.
MADDE 96 — Alâkadar Hükümetler her bir Mahkeme için bilittifak bir Kâtib-i Umumî
tayin edecekler ve her biri ona bir veya bir kaç Kâtip terfik eyleyeceklerdir . Kâtib-i
Umumî ile Kâtipler, alâkadar Hükümetlerin muvafakatiyle muavenetlerine lüzum görecekleri
eşhası hizmetine alabilecek olan mahkemenin taht-ı emrinde bulunacaklardır. Her Mahkeme
kaleminin daireleri İstanbul'da olacaktır.Diğer her hangi bir mahalde mülhak
kalem daireleri ihdas etmek alâkadar Hükümetlere ait olacaktır. Her Mahkeme kendisine tevdi
edilecek olan mesaliha ait evrakı, muharrerat ve vesaiki kaleminde muhafaza edecek ve vazifesinin
hitamında bunları mahalli in'ikadımn bulunmuş olduğu Hükümetin hazine-i evrakına tevdi edecektir.
Bu evrak, alâkadar Hükümetlere daima küşade bulunacaktır.
MADDE 97 — Her Hükümet, tayin ettiği Muhtelit Hakem Mahkemesi âzâsı ile tayin edeceği
memur [Ajan] veya kâtiplerin ücurat ve muhassasatını tediye eyleyecektir.
Beis ile Kâtib-i Umumînin ücurat ve muhassasatı alâkadar Hükümetler tarafından müttefikan
tayin olunacak ve ücurat ve muhassasat-ı mezkûre ile Mahkemenin masarif-i müşterekesi her iki
Hükümet tarafından munasafatan tediye edilecektir.
MADDE 98 — İşbu Fasıl Japonya ile Türkiye beyninde tekevvün edip Muahede-i hazıra
mucibince Muhtelit Hakem Mahkemesinin daire-i salâhiyetinde bulunması lâzim gelecek olan
mesalih hakkında kabil-i tatbik olmayacaktır; mesalih-i mezkûre iki Hükümet arasında bilitilâf
hal ve faslolunacaktır.
Muahedenameler
MADDE 99 —İşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı akibinde ve diğer cihetten havi
olduğu ahkâm haleldar olmaksızın zirde tadat olunan iktisadî veya fennî mahiyetteki zeviletraf
Muahedat, Mukavelât ve İtilâfat Türkiye ile diğer Düvel-i âkideden bunlara taraf olanlar arasında
yeniden mevki-i mer'iyete gireceklerdir.
1 — Tahtelbahir kabloların muhafazasına dair 14 mart 1884, 1 kânunuevel 1886 ve 23 mart 1887
tarihli Mukavelenamelerle MADDE 100 — Türkiye âtide tadat olunan Mukavelename veya İtilâfnamelere iltihak veya onları
tasdik eylemeği taahüt eyler :
1 — Otomobillerin milel-i muhtelife memalikinde seyrine müteallik 11 teşrinievel 1909 tarihli
Mukavelaname;
Türkiye, bundan başka, telli ve telsiz telgraf hakkında beynelmilel yeni mukavelenamelerin
tanzimine iştirak etmeği taahhüt eyler.
Turuk-u Münakale ve Mesail-i Sıhhiye
Turuk-u Münakale
MADDE 101 — Türkiye'nin transitinin serbestisi hakkında jBarselonKonferansı tarafından
14 nisan 1921 tarihinde kabul edilmiş olan Mukavelename ve Nizamname ile menafi-i beynelmilel
olan kabil-i seyr-ü sefer turuk-u miyahiyeye tatbik olunacak usul hakkında mezkûr Konferans
tarafından 19 nisan 1921 tarihinde kabul edilmiş bulunan Mukavele ve Nizamnameyi ve munzam
Protokolu kabul ettiğini beyan eder.
Binaenaleyh Türkiye işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren bu Mukavelename,
Nizamname ve Protokollar ahkâmının mevki-i tatbika vaz'ını taahhüt eder.
MADDE 102 — Türkiye bahrî sahilden mahrum Devletlerin bahrî bayrağa malikiyet haklarının
tanınmasını muta zammın 20 nisan 1921 tarihli Barselon Beyannamesini kabul ettiğini
beyan eder.
MADDE 103 —Türkiye 20 nisan 1921 tarihli Barselon Konferansı'nın beynelmilel usule tâbi
limanlara âit olan Vesayasını kabul ettiğini beyan eder. Türkiye bu usul altına vaz'edilecek
limanları bilâhare bildirecektir.
MADDE 104 — Türkiye 20 nisan 1921 tarihli Barselon Konferansı'nın beynelmilel demiryollarına
müteallik Vesayasını kabul ettiğini beyan eyler. Bu Vasaya, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete
vaz'ından itibaren Türk Hükümeti tarafından mütekabil olmak kaydile tatbik edilecektir.
MADDE 105 — Türkiye işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ını müteaip 14 teşrinievel
1890, 20 eylül 1893, 16 temmuz 1895, MADDE 106 — Yeni hudutların güzergâhı dolayısiyle, ayni memleketin iki kısmını yekdiğerine
rapteden bir hat diğer memleketi kat'ettıği veyahut bir memleketten başlayan bir şube hattı
diğer bir memlekette nihayet bulduğu takdirde iki memleket arasındaki münakalâta müteallik
hususatta işletme şeraiti, mukarrerat-ı mahsusa mahfuz olmak kaydiyle, alâkadar şimendifer idareleri
beyninde akdedilecek bir itilâfname ile tanzim olunacaktır. Bu idareler işbu itilâfname şeraitinde
uyuşmağa muvaffak olamadıkları takdirde şerait-i mezkûre talikim tariki ile tayin edilecektir.
Türkiye ile hem hudut Devletler beynindeki bilûmum yeni hudut istasyonlarının tesisi ve bu istasyonlar
arasındaki hututun işletmesi ayni şerait dairesinde aktolunacak itilâfnamelerle tanzim edilecektir.
MADDE 107 — Mevrit veya mahreci Türkiye veya Yunanistan olup Yunan—Bulgar hududiyle
Kuleliburgaz kurbundaki Yunan—Türkiye hududu arasında kâin şark şimendiferlerinin
aksam-ı selâsesinden transit suretiyle müstefit olan yolcular ve emtia-i ticariye, işbu transitten
dolayı hiç bir resim veya harca ve ne de bir gûna pasaport veya gümrük muayenesi muamelesine
tâbi olmayacaklardır.
İşbu Maddenin icrayı ahkâmı Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından intihap edilecek olan bir
Komiser tarafından temin edilecektir. Yunanistan ve Türkiye Hükümetleri bu Komiser nezdine,
salif-üz zikir ahkâmın icrasına müteallik her meseleyi Komiserin nazar-ı dikkatine vaz'etmekle mükellef
ve vazifesinin ifası emrinde bilcümle teshilât-ı lâzimeye mazhar olacak olan bir mümessil
tayin etmek hakkını haiz olacaklardır. Bu mümessiller ihtiyaçları olacak madun heyet-i memurinin
miktar ve evsafı hakkında Komiserle itilâf edeceklerdir. Ahkâm-ı mezkûrenin icrasına
müteallik olup halline muvaffak olamadığı her meseleyi Cemiyet-i Akvam Meclisi'nin Kararına arzetmek
mezkûr Komiserin uhdesine terettüp edecektir. Yunanistan ve Türkiye Hükümetleri ekseriyet-i âzâ ile
ittihaz-ı mukarrerat eyleyen mezkûr meclis tarafından sâdır olan her karara riayet eylemeği taahhüt ederler.
Anif-üz zikir Komiserin maaşı ve ifa edeceği hizmete ait masarif Yunanistan ve Türkiye Hükümetleri
tarafından münasaiaten deruhde edilecektir. Türkiye, bilâhare Edirne'yi Kulelibıırgaz'la istanbul arasındaki
hatta rapteden bir şimendifer hattı inşa eylediği takdirde işbu Maddenin, Kuleliburgaz ve
Bosnaköy kurbünda kâin Yunanistan—Türkiye hudut noktası arasındaki transite müteallik
ahkâm-ı mütekabilen hükümsüz kalacaktır. Alâkadar Hükûmeteynden her biri Muahede-i haziranın
mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren beş senelik bir müddet hitamında işbu Maddenin ikinciden beşinciye
kadar olan fıkralarında musarrah murakabeyi idame etmeğe mahal olup olmadığına dair bir
karar verdirmek için Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne müracaat etmek hakkını haiz olacaktır. Maahaza
şurası mukarrerdir ki Yunan—Bulgar hududiyle Bosnaköy beyninde kâin şark şimendiferlerinin
iki kısmı üzerindeki transite dair olan birinci fıkranın ahkâmı mer'i kalacaktır.
MADDE 108— Gerek Osmanlı Hükümetine ve gerek hususî şirketlere ait olup işbu Muahede
mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan arazide kâin Umanlar ile demiryollarının devrine
müteallik ahkâm-ı mahsusa bâki kalmak ve kezalik Düvel-i âkidin arasında imtiyazat eshabına ve
memurinin umur-u tekaüdiyelerine müteallik olarak evvelden ittihaz olunmuş veya olunacak
ahkâm mahfuz bulunmak üzre demiryolların devri berveçh-i âti şerait dahilinde vuku bulacaktır:
1 — Bilûmum demiryollarının imalât ve tesisatı tamamiyle ve mümkün olduğu kadar iyi bir
halde terkedilecektir;
MADDE 109 — Hilâfına ahkâm mevcut olmadıkça, yeni bir hududun çizilmesi yüzünden
bir Devletin usulü miyahi (cetvel küşadı, feyezan , irva ve İska, teybis yahut buna mümasil
hususat) diğer bir Devletin arazisinde icra edilecek mesaiye merbut bulunduğu veyahut
bir Devletin arazisi üzerinde, harpten mukaddemki teamülât mucibince diğer bir Devletin arazisinde
mütevellit miyah veya kuva-yi miyahiye istimal edildiği takdirde, alâkadar Devletler arasında
her birinin menafi ve hukuk-u müktesebelerini muhafaza edecek mahiyette bir itilâf tesis edilmek lâzımdır.
Adem-i itilâf halinde mesele tahkim tarikiyle hallolunacaktır.
MADDE 110 — Romanya ve Türkiye Köstence—İstanbul kablosunun işletme şeraitini
muhik bir surette tesbit için aralarında uyuşacaklardır. İtilâf husul bulmadığı takdirde mesele
tahkim tarikiyle hallolunacaktır.
MADDE 111 — Türkiye bizzat kendi namına ve tebaası namına, artık kendi erazisinde kara ile
ittisal peyda etmeyen kabloların cümlesi veya aksamı üzerindeki, her hangi bir mahiyette olursa
olsun, bilcümle hukuk, müstenidat ve imtiyazatından sarfınazar eder. Eğer balâdaki fıkra mucibince
devredilmiş olan kablolar veya kabloların bir kısmı emval-i hususiyeden ise eshabının zarar ve
ziyanlarının tazmini, mülkiyetin müntakil olduğu Hükûmata âit olacaktır. Tazminatın miktarında
adem-i itilâf halinde bu miktar tahkim tarikiyle tayin edilecektir.
MADDE 112 — Türkiye kendi arazisinde kara ile lâakal bir ittisal peyda eden kablolar üzerinde
mukaddema haiz olduğu hukuk-u mülkiyeti muhafaza edecektir. Marüzzikir kablolardan Türk
arazide kara ile ittisal etmeleri hukukunun istimali ve işletmelerinin şeraiti alâkadar Devletler
tarafından sureti muslihanede tanzim olunacaktır. Adem-i itilâf halinde ihtilâf, tahkim tarikiyle
halledilecektir.
MADDE 113 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i Âkideyn, her biri kendisine teallûku cihetinden Türkiye'de
ecnebi postanelerinin ilgasını kabul ettiklerini beyan ederler.
Mesail-i Sıhhiye
MADDE 114 — İstanbul Meclis-i Kebiri Umur-u Sıhhiyesi lâğvolunmuştur. Türkiye sevahil
ve hududunun teşkilâtı sıhhiyesiyle Türk İdaresi vazifedardır.
MADDE 115 — Mekadir ve şeraiti muhik olacak olan yegâne ve ayni tarife-i sıhhiye,Türk bayrağı
ile ecnebi bayraklarını tefrik etmeksizin, bütün gemilere ve Türkiye tebaasına tatbik edilen
ayni şerait dairesinde, Düvel-i ecnebiye tebaasına tatbik olunacaktır.
MADDE 116 — Tüıkiye, açıkta kalmış olan memurin-i sıhhiyenin sabık İstanbul Meclis-i
Kebiri Umur-u Sıhhiyesi'nin nukudundan bittefrik verilmek üzre tazminata istihkaklarına
ve işbu Meclisin memurin-i hâzıra ve sabıkasının ve onların menlehül haklarının diğer
bilcümle hukuk-u müktesebelerine tamamen riayet etmeği taahhüt eyler, işbu hukuka, sabık İstanbul
Meclis-i Kebiri Umur-u Sıhhiyesi'nin ihtiyat akçesinin cihet-i tahsisine, eski idare-i sıhhiyenin
tasfiye-i kafiyesine müteallik bilcümle mesail ile kezalik buna müşabih veya merbut olan diğer
her mesele, suret-i hususiyede müteşekkil bir komisyon tarafından hal ve tesviye edilecek ve
bu komisyon Almanya, Avusturya ve Macaristan müstesna olmak üzre istanbul Meclis-i Kebiri
Umur-u Sıhhiyesi'ne iştirak etmiş olan Devletlerden her birinin bir mümessilinden müteşekkil
olacaktır. Gerek yukarıda beyan olunan tasfiyeye ve gerek bu tasfiyeden sonra kalan nukudun
ciheti tahsisine müteallik bir meseleden dolayı işbu komisyonun azalan arasında ihtilâf
zuhur-u halinde mezkûr komisyonda temsil edilen Devletlerden her biri, karar-ı ahiri ittihaz edecek
olan Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne hakk-ı müracaate malik olacaktır.
MADDE 117 — Türkiye ile Mekke-i Mükerreme haccına ve Kudüs-ü Şerif ziyaretine ve Hicaz
Şimendiferine nezaret etmekle alâkadar Devletler, beynelmil Mukavelât-ı sıhhiye ahkâmı mucibince
tedabir-i mahsusa ittihaz edeceklerdir. İcraatta bir vahdet-i tamme temini zımnında bu
Devletlerle Türkiye, hac ve ziyaret umur-u sıhhîsinin telif ve tanzimi için, bir komisyon teşkil
edecekler ve bu komisyonda Türkiye devair-i sıhhiyesiyle Mısır bahriye ve karantina sıhhiye
Meclisi temsil edilmiş olacaklardır. Mezkûr komisyon, arazisinde içtima edeceği Devletin evvelce
muvafakatini istihsal edecektir.
MADDE 118 — Hac ve ziyaret umur-u sıhhiyesinin telif ve tanzimi komisyonunun mesaisi
hakkında gerek Cemiyet-i Akvam hıfzıssıhha Komitesine ve beynelmilel umumî hıfzısıhha İdaresine
ve gerek hac ve ziyaret ile alâkadar her memleketin talep edecek olan Hükümetine raporlar verilecektir.
Komisyon kendisine Cemiyet-i Akvam'dan, beynelmilel Umumî Hıfzussılıha idaresinden veyahut alâkadar
Hükümetler tarafından vuku bulan bütün sualler hakkında reyini bayan edecektir.
AHKÂM-I MUHTELİFE
1. Üsera-yı Harp
MADDE 119 — Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn, ellerinde kalmış olan harp esirlerile sivil
mevkufları derhal memleketlerine iadeyi taahhüt ederler. Yunani stan ve Türkiye'nin mütekabilen
ellerinde bulunan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin mübadeleleri işbu Hükümetler arasında
30 kânunusani 1923 tarihinde Lozan'da imza edilmiş olan Itilâfnam-i mahsusun mevzuunu
teşkil eder.
MADDE 120 — İnzibata mugayir harekâttan dolayı cezaya müstahak veya mahkûm olan
üsera-yı harp ve sivil mevkufin, cezalarının ikmaline veyahut haklarındaki takibat-ı kanuniyenin
hitam bulmasına bakılmaksızın, iade edileceklerdir. İnzibata ait ceraimden maad ef'alden dolayı
cezaya müstahak veya mahkûm olmuş olanlar taht-ı mevkufiyette idame edilebileceklerdir.
MADDE 121 —Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn gaiplerin taharrisi veya adem-i iade arzusunu
izhar etmiş olan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin tayin-i hüviyetleri için mütekabilen kendi
arazileri üzerinde her türlü teshilâtı irae etmeği taahhüt ederler.
MADDE 122 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn jşbu Muahedename mevki-i mer'iyete vaz'edilir
edilmez, üsera-yı harbe ve sivil mevkufine âit olduğu veya âit olmuş bulunduğu halde alıkonulmuş
bulunan bilcümle eşya, akçe, esham ve tahvilât ve senedat ve evrak ve vesaik veya
her nevi eşya-yı zatiyenin iadesini taahhüt ederler.
MADDE 123 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn, orduları tarafından esir edilmiş olan üsera-yı
harbin idare ve iaşesi için masruf mebaliğın mütekabilen tediyesinden sarfı nazar eylediklerini
beyan ederler.
2. Mezarlıklar
MADDE 124 — Âtide gelecek 126'ıncı Maddede mevcut ahkâm-ı mahsusaya halel gelmeksizin,
Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn, içlerinden her birinin 29 teşrinievel 1914'ten beri meydan-ı harpte
veyahut mecruhiyetle veya kaza veya hastalık neticesinde vefat etmiş berrî ve bahrî askerleriyle
ayni tarihten beri esarette vefat etmiş olan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin kendi hâkimiyetleri
altında bulunan arazi üzerindeki mezarlıklarına, metfenlerine, izam mahzenlerine ve tezkiri namları için
tesis edilen âbidelerine hürmet ve onları hüsn-ü muhafaza ettireceklerdir.
Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn içlerinden her birinin mar-üz zikirın mezarlıklannı, metfenlerini ve
izam mahzenlerini tayin, kayıt ve idareye ve bunların bulundukları mahallerde münasip âbideler
rekzine her birinin memur edebileceği komisyonlara kendi arazileri üzerinde vazifelerini ifa
için bilcümle teshilât-ı irae hususunda itilâf edeceklerdir. Bu komisyonlar hiç bir askerî mahiyeti
haiz olmayacaklardır. Âkideyn-i mezkûre ber veçh-i balâ zikrolunan berrî ve bahrî askerlerinin bakaya-yı
eçsadının vatanlarına iadesi hususundaki taleplerini kabul zımnında, kavanin-i milliyeleri ahkâmı ve
sıhhat-i umumiye zaruretleri nazar-ı dikkate alınmak kaydı ile her türlü teshilât-ı mütekabilen irae
etmeğe muvafakat ederler.
MADDE 125 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn:
Evvelâ — Esarette vefat eden üsera-yı harbin ve sivil mevkufinin, tayin-i hüviyetleri için
faydalı tafsilâtın ilâ vesile beraber, tamam bir cetvelini;
MADDE 126 — Romanya arazisinde 27 ağustos 1916'dan beri vefat eden Türk asakir-i berriye ve
bahriyesinin ve üsera-yı harbinin metfen ve mezarlıklarının ve izam mahzenlerinin ve tezkir-i namları
için dikilen âbidelerin hüsnühalde muhafazasiyle, sivil mevkufine dair 124 ve 125'inci maddelerden
mütevellit sair her türlü mecburiyetler için Romanya Hükümeti ile Türkiye Hükümeti arasında mahsus
bir itilâfname akdedilecektir.
MADDE 127 — 124 ve 125'inci Maddelerin umumî mahiyette olan ahkâmını ikmal için bir
taraftan Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükümetleri diğer taraftan Türkiye ve Yunanistan
Hükümetleri 128'inciden 136'ıncıya kadar olan Maddelerdeki ahkâm-ı mahsusayı kararlaştırmışlardır.
MADDE 128 — Türkiye Hükümeti, Britanya İmparatoluğu'na, Fransa ve İtalya Hükümetlerine
karşı, kendi arazisi üzerinde bunların meydan-ı harpte veya mecruhiyetle veya kaza veya hastalık
neticesinde vefat etmiş olan benî ve bahrî askerleri ile esarette vefat eden üsera-yı harplerine ve
sivil mevkuflarına ait metfen ve mezarlıkları ve izam mahzenlerini ve tezkiri namlari için dikilmiş abideleri
muhtevi arsaları kendilerine ayrı ayrı ve müebbeden tahsis etmeği taahhüt eder. Kezalik 130'uncu
Maddede mezkûr komisyonlar tarafından birleştirme mezarlıkları, izam mahzenleri veyahut abideler
tesisi için âtide lüzumu görülecek olan araziyi de kendilerine tahsis edecektir.
Bundan maada işbu metfenlere, mezarlıklara, izam mahzenlerine ve abidata serbesti-i duhule müsaade
etmeği ve ledeliktıza lâzım olan cadde ve yolun inşasına ruhsat vermeği taahhüt eder.
Yunan Hükümeti kendi arazisine müteallik olarak ayni hususatı taahhüt eder. Yukarıdaki ahkâm,
tahsis olunan arazide Türkiye hâkimiyetine veyahut, hale göre, Yunan hâkimiyetine İrası halel etmez.
MADDE 129 — Türkiye Hükümeti tarafından tahsis edilecek arazi meyanında bilhassa Britanya
İmparatorluğu için 3 numaralı haritada gösterilmiş olan Anzak denilen havali (Arıburnu) arazisi dahil
olacaktır. Britanya İmparatorluğu'nun balâda beyan olunan araziden istifadesi ber veçhiat-i şeraite
tâbi tutulacaktır:
1 — Mezkûr arazi işbu Sulh Muahedenamesile tayin olunan cihet-i tahsisinden gayrı bir suretle
istimal edilemeyecek; binaenaleyh hiçbir askerî veya ticarî maksatla veya anifülbeyan cihet-i
tahsisi haricinde sair hiç bir maksatla kullanılmayacaktır;
MADDE 130 — Metfenlere ve mezarlıklara ve izam mahzenlerine ve âbidata müteallik mesaili
mahallinde halletmeğe memur olarak Britanya , Fransa ve İtalya Hükümetlerinden her biri
Türkiye ve Yunan Hükümetlerinizde birer mümessil memur edecekleri birer komisyon tayin
eyleyecekler. İşbu komisyonlar bilhassa:
1—Emvatın defnedildiği veya defnedilmiş olabileceği menatıkı keşif ve tayin ve mevcut metfenleri,
mezarlıkları, izam mahzenlerini ve âbidatı tesbit etmek;
MADDE 131 — Kendilerine arazi tahsis olunan Hükümetler işbu araziyi yukarıda zikrolunandan
gayri surette istimal etmemeği ve istimale müsaade eylememeği taahhüt eylerler. Mezkûr arazi
deniz kenarında vaki ise sahili arazinin tahsis olunduğu Hükümet tarafından her hangi askerî
bahrî veya ticarî hiç bir maksat için istimal edilemeyecektir.Üzerinde metfenler ve mezarlıklar
teessüsünden vazgeçilecek ve abide rekzi için istimal edilmeyecek olan arazi yine Türkiye
veyahut hale göre Yunan Hükümetine kalacaktır.
MADDE 132 — 128'inciden 130'uncuya kadar olan Maddelerde zikrolunan arazinin Britanya,
Fransa ve İtalya Hükümetlerine müebbeden ve tamamen ve kâmilen müstefit olmaları
için tahsis edilmelerine ait teşriî veya idarî tedabir-i lâzime 130'uncu Maddenin 3'üncü fıkrasında
beyan edilen tebliği takip edecek olan altı ay zarfında, Türkiye Hükûmeti ve Yunan Hükümeti
tarafından ittihaz edilecektir. Eğer istimlâkât lâzım gelirse işbu istimlâkler Türkiye
ve Yunan Hükmederine ait arazi üzerinde mütekabilen mezkûr Hükümetler marifetiyle ve
masarifi kendilerine âit olmak üzre icra edilecektir.
MADDE 133 — Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri tebaalarının metfen ve mezarlıklarının
ve izam mahzenlerinin ve âbidelerinin tesis, tanzim ve idaresini münasip gördükleri her
hangi vasıta-i icraiyeye tevdide serbest olacaklardır, işbu vesait mahiyeti askeriyeyi haiz olmayacaktır.
Metfenlerin yeniden birleştirilmesini ve mezarlık ve izam mahzeni tesisini temin için lâzım
addedilecek olan ihracı emvat ve nakli eçsat ile kendilerine arazi tahsis edilen Hükümetlerce vatanlarına
iadesi icap edeceğine hükm olunacak emvatın ihraç ve eçsadm nakli keyfiyetlerine
tevessül ettirmek hakkını yalnız bunlar haiz olacaklardır.
MADDE 134 — Britanya, Fransa ve italya Hükümetleri Türkiye'de kâin metfenlerinin,
mezarliklarının, izam mahzenlerinin ve abidelerinin tebaaları meyanından tayin edilmiş bekçiler
tarafından muhafazasını temin ettirmek hakkını haiz olacaklardır. Bu bekçiler Türkiye memurini
tarafından tanınacaklar ve metfenlerin, mezarlıkların ve âbidatın muhafazasını temin için
mezkûr memurların muavenetine mazhar olacaklardır, bu bekçiler hiç bir sıfat-ı askeriyeyi haiz
olmayacaklar ve fakat şahıslarının müdafaası için bir rövolver veyahut otomatik tabanca ile
müsellâh olabileceklerdir.
MADDE 135 — 128'inciden 131'inci Maddeye kadar olan Maddelerde zikolunan arazi
Türkiye ve Türkiye memurini veya hale göre Yunanistan ve Yunan memurini tarafından
hiçbir nevi bedel-i icara, resme veya vergiye tâbi tutulmayacaktır. Britanya, Fransa
ve İtalya Hükümetleri mümessillerde metfenleri, mezarlıkları, izam mahzenlerini ve abidatı
ziyaret arzusunda bulunan eşhas için oralara duhul her zaman serbest olacaktır. Türkiye Hükümeti
ve Yunan Hükümeti mezkûr araziye musil olan yolların idare ve muhafazasını müebbeden
deruhde edeceklerdir. Türkiye Hükümeti ve Yunan Hükümeti mar-üz zikir metfenlerin,
mezarlıkların, izam mahzenlerinin ve abidatın idare veya muhafazasına memur eşhasın ihtiyacatı
ve arazisinin İskası için lâzım olan miktarda suyu tedarik edebilmeleri zımnında Britanya,
Fransa ve İtalya Hükümetlerine her türlü teshilâtı bahşetmeği taahhüt ederler.
MADDE 136 — Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri, Türkiye'den ayrılan arazide bulunanlar
dahi dahil olmak üzre, kendi hükümlerine tâbi arazide metfun bulunan Türk asakir-i
berriye ve bahriyesi için metfenler, mezarlıklar, izam mahzenleri ve tezkiri namlarına mahsus
abidat tesisi zımnında 128'inci ve 130'uncudan 135'inciye kadar olan Maddeler ahkâmından
istifade eylemek hakkını Türkiye Hükümetine bahş etmeği taahhüt ederler.
3. Ahkâm-ı Umumiye
MADDE 137— Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn arasında hilâfına takarrür eden ahkâm müstesna
olmak üzre 30 teşrinievel 1918 tarihinden itibaren işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ına
kadar İstanbul'u işgâl eden Devletler tebaalarının, ecnebilerin veya Türk tebaasının hukuk,
emval ve menafime ve bunlardan her birinin Türkiye memurini ile olan münasebetlerine
dair mezkûr Devletlerin memurları tarafından veya onlarla bilittifak ittihaz olunan kararlar
veya ita edilen evamir muteber addolunacak ve bunlardan dolayı mezkûr Devletler veya memurları
aleyhine hiç bir talep dermeyan edilemeyecektir. Balâda mezkûr mukarrerat veya
evamirden dolayı dûçar olan bir zarardan münbais diğer kâffe-i metalip Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne
tevdi olunacaktır.
MADDE 138 — Aff-ı umumiye dair bu günkü tarihli beyannamenin dördüncü ve altıncı bentleri
ahkâmına halel gelmemek şartiyle, mevadd-ı adliyede 30 teşrinievel 1918 tarihinden itibaren işbu
Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ına kadar, Türkiye'de, İstanbul'u işgâl eden Devletlerin hâkimleri,
mahkemeleri veya memurini tarafından ve kezalik 8 kânunuevel 1921 tarihinde
teşkil olunan Muhtelit Encümeni adlî canibinden Türkiye'de sadır olan mukarrerat ve evamir,
tedabir-i icraiye dahil olmak üzre muteber olacaktir. Şu kadar ki bir askerî mahkeme
veya bir polis mahkemesi tarafından mevadd-ı hukukiyeye dair sadır olan bir karar-ı adlîden
dolayı efrattan biri lehine dûçar olduğu bir zararın tamiri zımnında diğer bir fert canibinden
bir talep dermeyan olunduğu takdirde işbu talep Muhtelit Hakem Mahkemesi'nin tetkikına
arzolunacak ve o da icap ederse bir bedel-i tazmin tediyesine hükme ve hatta bir iade muamelesini
emir edebilecektir.
MADDE 139 — Mülkî , adlî veya malî idarelere ait ve idare-i evkafa müteallik olup Osmanlı
İmparatorluğu'ndan ayrılan bir toprağın Hükümetini münhasıran alâkadar eden ve Türkiye'de
bulunan evrak, defatir, plânlar, senedat ve diğer her nevi vesaik ve bilmukabele bunlardan Osmanlı
İmparatorluğu'ndan ayrılan arazide bulunup Türkiye Hükümetini münhasıran alâkadar
edenler her iki taraftan mütekabilen iade olunacaklardır. Balâda beyan olunan evrak,
defatir, plânlar, senedat ve diğer vesaika vaziülyet olan Hükümet, kendisini dahi bunlarla
alâkadar addediyorsa, onları kendisi muhafaza edebilecek, ve ancak alâkadar Hükümete ,
talep üzerine bunların fotoğraflarını veya musaddak suretlerini ita ile mükellef olacaktır.
Gerek Türkiye'den ve gerek arazi-i müüffekkeden götürülmüş olan evrakın, defatırin, plânların,
senedatın ve diğer vesaikin asılları münhasıran alındıkları araziye müteallik bulundukları
takdirde mütekabilen iade olunacaktır. İşbu muamelâttan mütevellit masarif talip olan Hükümete
ait olacaktır. Ahkâm-ı anife, eski Osmanlı İmparatorluğu'na ait olup 1912 senesinden sonra Yunanistan'a
intikal eden kazalarda kâin emlâk ve araziye veya evkafa müteallik defatire dahi ayni
şerait tahtında mabih-üt tatbiktir.
MADDE 140 — Türkiye ile diğer Düvel-i âkide arasında esna-yı harpte ve 30 teşrinievel
1918 tarihinden mukaddem mütekabilen icra olunan iğtinamat-ı bahriye yekdiğerlerine karşı
hiç bir talep ve iddiaya mahal vermeyecektir, İstanbul'u işgâl eden
Devletler tarafından fanl-i mezkûrdan sonra mütarekenin ihlâli sebebiyle zabıtlar hakkında dahi
aynı hüküm caridir. Şurası mukarrerdir ki Îstanbul'u işgâl eden Devletlerin Hükümetleri
ya Türkiye Hükümeti tarafından 29 teşrinievel 1914 tarihinden 1 kânunusani 1923
tarihine kadar kendi limanlarında veya işgâl ettikleri limanlarda
kullanılmış oİan her nevi merakib-i bahriye, hacm-i istiabisi az sefain, yatlar ve mavunalar
hakkında gerek mezkûr Devletlerin Hükümetleri ve tebaaları canibinden
ve gerek Türkiye Hükümeti ve tebaası tarafından hiç bir talep dermeyan olunmayacaktır.
Maahaza işbu hüküm, aff-ı umumiye dair bugünkü tarihli beyannamenin
altıncı bendi ahkâmını ihlâl etmediği gibi 29 teşrinievel 1914 tarihinden mukaddemki
hukuka müstenit olarak efrat tarafından efrad-ı saire aleyhine vaki olabilecek metalip ve
müddeiyata da halel getiremiyecektir. Kuva-yı Yunaniye tarafından
30 teşrinievel 1918 tarihinden sonra zaptolunan Türk bayrağını hâmil sefain Türkiye'ye
iade olunacaktır.
MADDE 141 — işbu Muahedenin yirmi beşinci Maddesinin ve 28 haziran 1919 tarihli
Versay Sulh Muahedesi'nin 155'inci ve 250'inci ve 440'ıncı Maddelerinin
ve kezalik sekizinci kısmının [Tamirat] üçüncü lahikasının cümle-i tatbikatından olmak
üzre elhalet-ü hazih-i vaziülyet bulunan müttefik Hükümetlerin rızası lâhik olmaksızın,
esna-yı harpte Alman Hükümeti veya tebaası tarafından Osmanlı Hükümeti veya tebaasına devir
ve ferağ edilmiş olan Alman sefaininin kâffesine müteallik olarak Alman Hükümetine veya
tebaasına karşı terettüp edebilmiş olan her gûna taahhütten Türkiye Hükümetinin ve
tebaasının ibra edilmiş oldukları beyan olunur. Türkiye ile kendi yanında harbetmiş olan
diğer Devletlerin münasebatında dahi, icap ederse ayni hüküm câri olacaktır.
MADDE 142 — Yunanistan ile Türkiye beyninde Rum ve Türk ahalinin mübadelesine
dair 30 kânunusani 1923 tarihinde aktolunan hususî Mukavelename, mezkûr iki Taraf-ı Âli-i
âkit arasında, işbu Muahedenamede -muharrer olduğu takdirde haiz olacağı kuvvet ve
kıymetinin «ynına haiz olacaktır.
MADDE 143 — İşbu Muahedename mümkün olduğu kadar kısa bir müddet zarfında
tasdik edilecektir. Tasdiknameler Paris'te mevdu ve mahfuz olacaktır. Japon Hükümeti
tasdikin icra edilmiş olduğunu Paris'teki mümessil-i siyasîsi vasıtasiyle Fransa
Hükümet-i Cümhuriyesi'ne bildirmekle iktifa edebilecek ve bu takdirde Muahedenameyi
mümkün olduğu kadar süratle tevdi edecektir. Düvel-i mümziyeden her biri
işbu Muahedeyi, kendi tarafından imza edilmiş ve Lozan Konferansı'nın
sened-i nihaîsinde zikir ve tasrih olunmuş olan Senedat-ı saire ile birlikte - eğer bunlar bir
tasdiki istilzam ediyorsa - tek ve aynı vesika ile tasdik edecektir.
Bir taraftan Türkiye diğer taraftan Britanya İmparatorluğu, Fransa, italya, Japonya, veyahut
aralarından üçü tasdiknamelerini tevdi eder etmez ilk tevdi zabıtnamesi tanzim edilecektir.
Bu ilk zabıtnamenin tarihinden itibaren Muahedename bu suretle onu tasdik eden Tarafeyn-i
Aliyeyn-i âkideyn arasında mevki-i mer'iyete girecektir. Diğer Devletler için,
tasdiknamelerinin tevdii tarihinde, müteakiben mevki-i mer'iyete girecektir.
Şukadar ki Yunanistan'a ve Türkiye'ye müteallik olmak üzre, birinci Maddenin ve ikinci
Maddenin 2 numaralı fıkrası ile beşinciden onbirinci dahil olmak üzre işbu Maddeye kadar
olan Maddeler ahkâmı, Yunan ve Türkiye Hükümetleri kendi tasdiknamelerini
tevdi etmeleri akibinde işbu tarihte balâda beyan olunan zabıtname henüz tanzim
edilmemiş olsa bile, mevki-i mer'iyete girecektir. Fransa Hükümeti tasdikname-yi tevdi-i
zabıtnamelerinin musaddak birer suretini bilcümle Düvel-i mümziyeye verecektir.
Tasdikan lilmakal mar-üz zikir Murahhaslar işbu Muahedenameyi imza etmişlerdir.
24 temmuz bin dokuz yüz yirmi üç tarihinde Lozan'da yalnız bir nüsha olarak tanzim edilmiş
olup bu nüsha Fransa Hükûmet-i Cumhuriyesi mahzen-i evrakına vaz'edilecek ve Hükümet-i
mezkûre Düvel-i âkideden her birine musaddak birer nüshasını tevdi edecektir.
> ATATÜRK DÖNEMİ < > LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI - TAM METİN / 2< > İÇİNDEKİLER
<
Istanbulda Fevkalâde Komiser Asaletlû Sir Horace Geoge Montagu
Rumbold,Baronet, G. O. M. G.,
Fransa Cumhuriyeti:
Fransa Sefiri Kebiri, Cumhuriyetin şarkta Fevkalâde Komiseri,
Lejyon Donör nişanı millîsinin Grandofisiye rütbesini haiz
Ferik General Müsyü Maurice Pellé;
Haşmetlû İtalya Kıralı Hazretleri:
Ayandan İtalya Sefiri Kebiri, İstanbulda Fevkalâde Komiser,
Senmoris ve Lazar ve Kuron Ditali nişanlarının Grankruva rütbesini haiz Asaletlû Marki
Camille Garroni :
Atina Fevkalâde Murahhas ve Orta Elçisi, Senmoris ve Lazar
nişanlarının Komandör ve Kuron Ditali nişanının Grandofisiye rütbesini
haiz Müsyü Jules César Montagna ;
Haşmetlû Japonya imparatoru Hazretleri:
Soleylövan nişanının birinci rütbesini haiz Roma Fevkalâde Sefiri Kebir ve Murahhası Müsyü
Kentaro Otchiai Jusammi;
Haşmetlû Yunanlılar Kıralı Hazretleri:
Esbak Heyeti Nüzzar Reisi,
Sovör nişanının Grankruva rütbesini haiz Müsyü Eleftherios K. Venizelos,
Londra Orta Elçisi, Sovör nişanının Komandör rütbesini
haiz Müsyü Démtère Caclamanos,
Haşmetlû Romanya Kiralı Hazretleri:
Orta Elçi Müsyü Costantin I. Diamandy,
Orta Elçi Müsyü Costantin Contzesco;
Haşmetlû Sırplar—Hırvatlar—Slovenler Kiralı Hazretleri:
Bernde Fevkalâde Murahhas ve Orta Elçi Müsyü Doktor Miloutine Yovanovitch;
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti:
:Umur-u Hariciye Vekili, Edirne Meb'usu İsmet Paşa,
Umur-u Sıhhiye ve Muaveneti içtimaiye Vekili, Sinop Meb'usu
Doktor Rıza Nur Bey,
Sabık Vekil, Trabzun Meb'usu Hasan bey;
Saniyen — Yunanistan il: Oradan Arda ve Meriç nehirlerinin birleştiği noktaya kadar: Meriç
mecrası;
Oradan Arda membaına doğru bu nehir üzerinde ve Çörek köyün hemen civarında olmak
üzre arazi üzerinde tayin edilecek bir noktaya kadar: Arda mecrası;
Oradan cenub-u şarkî istikametinde Bosna köyün bir kilometre munsap cihetinde Meriç üzerinde
kâin bir noktaya kadar; Bosna köyünü Türkiye'de bırakan hisselunacak derecede
müstakim bir hat. Çörek köyü, beşinci maddede zikredilen komisyon tarafından ahalisi
eckseriyet itibariyle Türk veya Rum olarak tanılacağına göre Türkiye'ye veya Yunanistan'a
verilecektir.
11 teşrinievel 1922 tarihinden sonra bu köye hicret eden ahali bu hususta
hesaba alınmayacaktır.
Oradan Adalardenizine kadar Meriç mecrası.
Saniyen — Irak ile: Türkiye ile Irak arasındaki hudut dokuz ay zarfında Türkiye ile Büyük Britanya
arasında suret-i muslihanede tayin edilecektir.
Saniyen — Yunan askeri tayyarelerinin ve sair merakibi havaiyesinin Anadolu sahili arazisi
üzerinde tayaran etmesi menedilecektir.
Mukabeleten Türkiye Hükümeti dahi askerî tayyarelerinin ve sair merakibi havaiyesinin
mezkûr adalar üzerinde tayaranını menedecektir.
Salisen — Mezkûr adalarda Yunan kuva-yı askeriyesi, taht-ı silâha alınıp mahallinde talim
ve terbiye edilebilecek olan esnan erbabının miktarı mutadına ve bütün Yunan arazisinde
mevcut bulunan jandarma ve polis miktan ile mütenasip olacak jandarma ve polis miktarına
münhasır kalacaktır.
Elyevm Italya'nın taht-ı işgalinde bulunan Astampalya [Astropalia],
Rodos [Rhodes], Kalki [Carki], Skarpanto, Kazos [Gasso], Piskopis [Tilos], Misiros [Misyros],
Kalimnos [Kalymnos], Leros , Patmos, Lipsos [Lipso], Sombeki [Simi] ve lstanköy [Kos]
adaları ile bunların tevabiinden olan adacıklar ve Meis [üastellorizo] adası [2 numaralı haritaya
müracaat.]
varidat-ı umumiye vasatîsi arasındaki ayni nisbet
dairesinde olacaktır. İşbu fıkrada mevzu-u bahis varidatın hesabında gümrük hasılatı nazar-ı
itibara alınmayacaktır.
l)Düvel-i mezkûre işbu emval ve emlâke müteallik hususatta Osmanlı
İmparatorluğu yerine kaim olacakları ve emvali mezkûre üzerine müesses olan vakıfların
muteber tanınması lâzım geleceği cihetle, fıkra-i anifede gösterilen emval ve emlâk meyanına
dahildir. Gerek Balkan muharebeleri neticesinde ve gerek bilâhare Yunanistan'a intikal etmiş olan
eski Osmanli İmparatorluğu arazisi üzerinde kâin olup Hazine-i Hassa'dan Devlet'e geçmiş bulunan
emval ve emlâk hakkında Türkiye Hükümeti ile Hükümet-i Yunaniye arasında mütekevvin ihtilâf,
aktolunacak bir tahkimnameye tevfikan ve:
b ) Efrat arasında münakit icar ve isticar mukavelenamelerde bedel-i icar ve vaad-i icar
mukavelenameleri;
c ) Efrat arasında münakit maadin, orman veyahut ziraat edilecek arazi işletilmesine müteallik
mukavelenameler;
d ) Gayrimenkulâtın teminat olarak iraesine müteallik mukavelenameler ile menkulâtın
rehine ve teminat gösterilmesine dair mukavenameler;
e ) Şirket tesisine mütedair mukavelenameler, bu hüküm tâbi olduklaıı kanuna göre şürekânınkinden
başka bir şahsiyeti bulunmayan kollektif şirketlere [ partnerşip] tatbik olunamaz.
f ) Mevzuu ne olursa olsun efrada veya şirketlerle Devlet, ve vilâyat ve belediyeler veyahut
buna mümasil diğer eşhası hükmiye-i idariye arasında münakit mukavelenameler;
g ) Aile ahkâmma müteallik mukavelenameler;
h ) Hibelere veya ne mahiyette olursa olsun teberruata ait mukavelenameler.
sü'rat-i ceryanını temin etmek için muktazi miktarda
celse akdetmek Mahkemenin cümle-i vezaifindendir.
7 temmuz 1887 tarihli ihtitamî Protokol;
2— Gümrük tarifelerinin neşrine ve gümrük tarifelerinin neşri için beynelmilel bir ittihat teşkiline
dair 5 temmuz 1890 tarihli Mukavelename;
3 — Paris'te beynelmilel hıfzıssıhha-i umumiye Dairesi teşkiline dair 9 kânunuevel 1920 tarihli
İtilâfname;
4 — Roma'da beynelmilel bir ziraat Enstitüsü teşkiline dair 7 haziran 1905 tarihli Mukavelename.
5 — Esko nehri üzerinde müruriye rüsumunun mubayaasına ait 16 temmuz 1863 tarihli
Mukavelename;
6 — İşbu Muahedenamenin on dokuzuncu Maddesindeki ahkâm-ı mahsusa kayd-ı ihtirazîsi
tahtında, Süveyş kanalının serbesti-i istimalini temin edecek bir usul tesisine ait 29 teşrinievel
1888 tarihli Mukavelename;
7 — 30 teşrinisani 1920 tarihinde Madrit'te imzalanan Mukavelename ve İtilâfnameler
dahil olduğu halde Posta ittihadı hakkındaki Mukavelename ve itilâfnameler;
8 — 10/22 temmuz 1875 tarihinde Sen-Petersburg'da imzalanan beynelmilel telgraf
Mukavelenameleri ve 11 haziran 190'de Lizbon beynelmilel telgraf Konferansında kararlaştırılan
Nizamnameler ve tarifeler
2 — Gümrüğe tâbi vagonların kurşunlanmalarına dair 15 mayıs 1886 tarihli İtilâfname ve
18 mayıs 1907 tarihli Protokol;
3 — Müsademe, muavenet ve umuru tahlisiye-i bahriye hakkındaki bazı kavaidin tevhidine
dair 23 eylül 1910 tarihli Mukavelename;
4 — Hastane gemilerinin limanlarda rüsum ve tekâliften muafiyeti hakkında 21 kânunuevel
1904 tarihü Mukavelename;
5 — Kadınların yüzünden icra-yı ticaretin men'i hakkmda l8 mayıs 1904, 4 mayıs 1910 ve
30 eylül 1921 tarihli Mukavelenameler;
6— Fuhşiyata dair neşriyatın men'i için 4 mayıs 1910 tarihli Mukavelename;
7 --- 54, 88 ve 90'ıncı Maddeler hakkındaki kuyud-u ihtiraziye mahfuz kalmak şartiyle,
17 kânununsani 1912 tarihli sıhhiye Mukavelenamesi;
8 — Filokseraya karşı ittihaz olunacak tedabire ait 3 teşrinievel 1881 ve 15 nisan 1889 tarihli
Mukavelenameler;
9 — Afyon hakkında 23 kânunusani 1912 tarihinde Lâhey'de imzalanan Mukavelename ile
l914 tarihli munzam Protokol;
10 — 5 temmuz 1912 tarihli beynelmilel telsiz telgraf Mukavelenamesi;
11 — Afrikada mevadd-ı külliyenin tâbi olacağı usule dair Sen-Jermen-Anley'de imzalanan
10 eylül 1919 tarihli Mukavelename;
12 — 26 şubat 1885 tarihli Berlin Sened-i Umumî'siyle 2 temmuz 1890 tarihli Brüksel Beyanname
ve Sened-i Umumî'sinin yeniden tetkikini mutazammın olarak Sen-Jermen-Anley'de imzalanan
10 eylül 1919 tarihli Mukavelename;
13 — 1 mayıs 1920 tarihli Protokol ahkâmım tatbikan vaziyeti coğrafiyesinin iktiza ettirdiği
tadilâta, Türkiye nail olduğunu gördüğü takdirde seyahat-i havaiyenin tanzimine dair olan
13 teşrinievel 1919 tarihli Mukavelename;
14 — Kibrit imalinde beyaz fosfor istimalinin men'ine dair 26 eylül 1906 de Bern de imzalanan
Mukavelename;
16 haziran 1898 ve 19 eylül 1906 tarihlerinde Bern'de
imza edilen demiryollar vasıtasiyle emtia nakli hakkındaki Mukavelenameleri ve Suver-i tesviyeyi
kabul ve tasdik etmeği taahhüt eder.
2 — Kendisine mahsus edevat-ı müteharrikesi olan bir şebeke tamamiyle terkedilmiş olan
arazi üzerinde bulunduğu takdirde mezkûr edevat-ı müteharrike 30 teşrinievel 1918 tarihli son
müfredat cetveli mucibince takımiyle terkolunacaktır;
3 — İşbu Muahede mucibince idaresi inkısama uğrayacak hututun edevat-ı müteharrikesinin
taksimi müteaddit şuabat kendilerine taviz olunan idareler arasında sulhan uyuşmak suretile tesbit
edilecektir. Bu uyuşma 30 teşrinievel 1918 tarihli son müfredat defterine göre mezkûr hutut üzerinde
kaydedilmiş olan edevatın, ehemmiyetini, servis hatları da dahil olmak üzre hututun
uzunluğunu, münakalâtın mahiyet ve ehemmiyetini nazar-ı itibara alacaktır. Adem-i itilâf
halinde ihtilâfat tahkim tarikiyle halledilecektir. Ledelicap gene her hakem kararı, her şubede
bırakılması iktiza eden lokomotifler, yolcu ve eşya vagonlarını iade, bunların tesellümü şeraitini
tayin ve mevcut atelyelere nakledilen malzemenin mahdut bir müddet zarfında hüsnühalde
muhafazasını temin için lüzum görülecek suver-i hailiyeyi tanzim edecektir;
4 — Malzeme, eşya ve alât ve edevat, edevat-ı müteharrikenin tâbi olduğu ayni şerait tahtında
terkedilecektir.
Saniyen — Hüviyetleri tayin edilmeksizin defnedilen emvatın metfenlerinin adet ve mevkileri
hakkında her türlü tarifat-ı mütekabilen yekdiğerine ita etmeği taahhüt eylerler.
2 — Türkiye Hükümeti, mezarlıklar da dahil olduğu halde, mezkûr araziyi teftiş ettirmek
hakkını her zaman haiz bulunacaktır;
3 — Mezarlıkların muhafazasına tahsis edilen sivil bekçilerin adedi her mezarlık için bir
bekçiden fazla olmayacaktır. Mezarlıkların haricinde bulunan arazi için mahsus bekçiler
olmayacaktır;
4 — Mezkûr arazide mezarlıkların gerek dahil ve gerek haricinde sırf muhafızlara lâzım
olacak meskenlerden başka ebniye hoşa edilmeyecektir;
5 — Mezkûr arsanın sahili üzerinde eşhas ve emtia ihraç ve irkâbını teshile medar olabilecek
hiç bir rıhtım, mendirek veya iskele inşa edilemeyecektir;
6 — Bilcümle muamelât-ı lâzime yalnız boğazların iç sahilinde icra edilebilecek ve araziye
Adalar denizi sahilinden duhule ancak mezkûr muamelâtın icrasından sonra müsaade olunacaktır.
Türk Hükümeti mümkün olduğu kadar basit olması lâzım gelen işbu muamelâtın, bu Maddenin
diğer ahkâmına halel gelmemek şartiyle, Türkiye'ye giden diğer ecnebiler hakkında mevzu
muamelâttan ziyade zahmeti mucip olmamasını ve her nevi bifaide teahhura mahal vermeyecek
şerait tahtında ifa kılınmağını kabul eder;
7 — Araziyi ziyaret etmek isteyen eşhas müsellâh olmayacaklar ve Türkiye Hükümeti işbu
memnuiyet-i kafiyenin tatbikına nezaret etmek hakkını haiz bulunacaktır;
8 — 150 kişiden fazla olan her züvvar kafilesinin muvasalatından lâakal bir hafta evel
Türkiye Hükümeti'nin haberdar edilmesi muktazidir.
2 — Merkatlerin, eğer icap ederse, bir araya yeniden cem'edilmesine gibi şerait tahtında
tevessül edileceğini tayin etmek; Türk arazisine Türk mümessiliyle ve Yunan arazisinde Yunan
mümessil de, bilitilâf yeniden bir araya cem'olunacak kafile mezarlıklarının ve tesis edilecek
izam mahzenlerde âbidatın mevkilerini tayin eylemek; ve işgâl edilen sath-ı zarurî olan hadd-i
asgariye tenzil suretile işbu mevakiin hududunu tahdit etmek;
3 — Kendi tebaaları için tesis edilmiş veya edilecek metfenlerin, mezarlıkların, izam mahzenlerinin
ve âbidatın kat'î plânlarını mensup oldukları Hükümetleri namına Türkiye ve Yunan Hükümetlerine
tebliğ etmek vazifelerde mükellef olacaklardır.
Pelle ........ Dr. Rıza Nur
Garroni ....... Hasan. ... K. Otchiaï
E. K. Vénisélos ....... D. Caclamanos