DOĞU ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ


GÜNEYDOĞU ANADOLU'NUN KISA TARİHİ

Tevrat'ta "Yahve'nin (ALLAH'ın) itaat etmiyen İbranileri cezalandırmak için İÇ ASYA'dan gelen, ateşten okları olan ve evreni cezalandırmak için yaratılan bir toplumdan ve onların göçleri"nden bahsedilmektedir. Tarih Milâttan önce 100 yıllarına kadar uzanır. Söz konusu olan topluluk İSKİT TÜRKLERİ'dir. İSKİTLER M.Ö. 7. yüzyılda Hazar üzerinden inerek Doğu Anadolu'yu ele geçirmişler, MEDLER'i 28 yıl egemenliklerine almışlardır. Daha sonra da küçük gruplar halinde Anadolu'da varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Suriye-Irak sınırına yakın bir yerde DURA-EUROPOS diye bilinen bir yazıt bulunmuştur. Bu yazıtta HUN TÜRKLERİ'nin M.S. 3. yüzyılın ortalarında KAPGAN, TOPÇAK, TARKAN BEY, KUBRAT ve KURTAK gibi komutanların önderliğinde DOĞU ANADOLU'ya indikleri belirtilmektedir. HUNLAR'ın bölgeye ikinci seferi M.S. 395 yılında olmuştur. 451 yılında AZERBEYCAN'ın güneyine yerleşmişler, DOĞU ANADOLU'ya sürekli girip çıkmışlardır. Bu gerçeği bölgedeki köy adlarından anlıyoruz. Erzincan-Lardusu'daki HUNLAR, Elazığ-Palu'daki HUİN, Bingöl-Solhan'daki HUN, Muş merkezdeki HUNAN KÖYLERİ GİBİ...

M.S.. 466'da Avrupa Hunları'nın bir kolu olan AĞAÇERİ TÜRKLERİ Azerbeycan yoluyla DOĞU ANADOLU'ya girmişlerdir. Bunu da köy isimlerinden tesbit ediyoruz. Tunceli-Malazgirt'in HAÇERİ (AĞAÇERİ), HAÇERİ SUFLA, HAÇERİ ÜLYA köyleri gibi...

Yakubi'ye göre HAZARLAR 488-531 arasında Van bölgesini işgal etmişlerdir... Tarihçi Theophone ve Cedredus HAZARLAR'ın TÜRK olduğunu belirtir ki, gerçek te budur. Bizans İmparatorunun muhafız alayı HAZARLAR'dan oluşuyordu.

İmparator Heraklius kızını HAZAR Hakanına vermişti. 2. Jüstinyen de tahtan indirildiğinde HAZARLAR'a iltica etmiş, ve Kağan'ın kız kardeşi ile evlenmişti. Kostantin Kopromin de bir HAZAR prensesi ile evlenmiş ve oğlu 4. Leon, HAZARLI LEON olarak tahta çıkmıştı. HAZARLAR bu olaylar sırasında Bizans ve Arap etkisine direnebilmek için bunlarınkinden ayrı bir dine, Karaizm denilen bir Musevi mezhebine bağlanmışlardı.

Bu devirde Büyük KIPÇAK (KUMAN) Devleti de Kafkasya, Güney Rusya ve Balkanlar'a yayıldı...

558 yılında bu sefer HAZAR TÜRKLERİ'nin SABİR (SİBİR, SUVAR, SAVAR) kolu, yine Azerbeycan üzerinden DOĞU ANADOLU'ya gelmişlerdir. Bunlara ilâveten KUMAN, KIPÇAK, İLAN (YILAN), BAŞKURT TÜRKLERİ de gelmiştir. Varlıklarını gene köy adlarında görüyoruz. Bitlis merkez SUVAR, Van-Erciş'te ZUVAR, Erzurum-Oltu'da ZUVAR, Adıyaman-Besni'de ZUVAR, Muş-Geç'de ZAVERA, Elâzığ-Palu'da ZIVIR, Diyarbakır-Osmaniye'de SEVİR, Doğubeyazı'ta KAZAR, Tunceli-Çemişkezek'te HAZARI, Elâzığ-Maden'de HAZARI, HAZAR köyleri gibi.... Ayrıca Diyarbakır-Silvan'da GOMAN, Elazığ-Malazgirt'te KOMAN, Siirt-Garzan'da COMANI, Erzincan-Kığı'da KUMAN köyleri vardır. Erzurum merkezde BAŞKURT DERE, pek çok ilde olduğu gibi Tunceli-Pertek'te İLANLI, Gaziantep-Kilis'te YILANLI köylerine rastlanır.

Anadolu'nun son olarak Ortaçağ'da Türkleşmesi, Batılıların iddia ettiği gibi 1071'de değil, 7. asırdan itibarendir!. İslam ordularının ilerleyişi üzerine Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans), Rumlar'ı batıya çekmiş, bölgeye Balkanlar'dan gelen hıristiyan KUMAN, UZ ve PEÇENEK TÜRKLERİ'ni yerleştirmiştir. Bu TÜRKLER, Malazgirt savaşında Bizans ordusunda yer almış, ancak ALPARSLAN'ın ordusunda kendi bayraklarını, tuğlarını görünce, onun safına geçmişlerdir. İşte Kürt bölücülerin "biz yardım etmeseydik, Anadolu'ya giremezdiniz," iddialarının ardındaki gerçek te budur!.. Daha sonra SELÇUKLU Sultanı Sencer, müslüman olmayan bu TÜRK topluluğunun Anadolu'ya yerleşmesine izin vermemiştir.

Vatikan (Batı Roma) 4. Asırdan itibaren bölgeye misyoner göndermiş, bu uygulamayı daha sonra İstanbul (Doğu Roma) da sürdürmüştü. 4. Asırda Sub-Hare-Maren adlı misyoner Güneydoğu halkını hıristiyanlaştırmaya çalışıyordu. Ayrıca daha sonraları bölge 700-900 arasında Araplar ve Bizans arasında el değiştirdikçe, müslümanlığı kabul etmiş olanlar zorla hıristiyanlaştırılıyordu.

Paris'teki Coğrafya Enstitüsü, Millî Arşivlerinden (Archives Nationales - Institut de Geographie)alınan ve Justinyen dönemi(M.S.527-565) Doğu Roma İmparatorluğu (bizans) topraklarını gösteren harita ile bunun büyütülmüş hali ile Doğu Anadolu'yu gösteren haritada "Kürdistan" diye bir bölgeye veya "Kürtler" diye bir topluluğa rastlanmamaktadır.

Bu haritada "kürdistan" yoktur ama, bizim Lazlar'ın anavatanı LAZiKE ile, İspanya ile Portekiz'in bulunduğu yarımadaya adlarını veren İBER TÜRKLERİ'nin anavatanı İBERYA vardır. Lazike'nin biraz yukarında ise şimdiki Arnavutluk'a (Albanya) adını veren ALBAN TÜRKLERİ'nin anavatanı ALBANYA vardır. Tıpkı Horasan'dan göçedenlerin Erzurum yakınlarında bir Horasan şehri kurmaları, Kırgızistan'daki Talas'tan gelenlerin Kayseri'deki Talas kazasına adını vermeleri gibi, onlar da gittikleri diyarlara eski yurtlarının adını vermişlerdir.

Aynı Enstitü'nün 640 YILINDA ASYA başlıklı haritasında ise Orta Asya'da koca bir Türk İmparatorluğu, Hazar Türkleri görülmekte, fakat ne Anadolu'da, ne de Horasan'da Kürtler'e rastlanmamaktadır. Bu da "Horasan Kimin Yurdu" diye uyduruk bir kitap yazıp GUR TÜRKLERİ'ni "kürt" yapmaya çalışan Fuat Bulut'a ithaf olunur.

Bu haritalarda Ermeni bölgeleri vardır ama, asla bağımsız bir Ermeni devleti yoktur... 1., 2.,, 3., 4. Ermenistan diye gösterilen bölgeler, aslında Türk akınlarına ve daha sonra müslümanlara karşı dursun diye Bizanslılar tarafından oradan oraya sürülen Ermenilerin yaşadığı geçici iskân yerleridir.

Bölge 640'larda bu sefer Araplar ile Bizanslılar arasında paylaşıldı. Topraklar sürekli el değiştirdi..

Nihayet 661'de Araplar bölgeyi fethettiler. Bu arada HAZAR TÜRKLERİ de bölgeyi istila etti. Halife Muaviye Anadolu'ya sürekli akınlar yaptı. Hatta bir seferinde İstanbul kapılarına dayandı. (661-680)

Bu dönemde Ermeniler Bizanslılar'a karşı Araplar'ın safında yer almışlardır.

683-685 arasında HAZAR TÜRKLERİ Kafkasları aşarak yöreyi girdiler ve Arap emirlerini yok ettiler. 693'de Bizanslılar ile birleşerek Arap ordusunu tamamen ezdiler. Bunun üzerine Halife Abdülmelik bir ordu daha göndererek HAZARLAR'ı dağıttı. Emir Cerrah HAZAR topraklarını istila etti. Ancak HAZARLAR 730'da yine saldırdılar ve Arap emiri Cerrah'ı öldürdüler. 731'de İmparator 2. Mişel HAZARLAR'a ülkeyi terketmeleri için para teklif etti.

Nihayet 737'de HAZAR Kağanı yenildi ve İslamiyet'i kabul etti. 818'de HAZAR Hakanı eski Şaman dinine döndü, Halife Memun onu yine İslamiyet'i kabul etmesi için zorladı.

Vahram Şapuh adlı Ermeni derebeyi, İran şahı Keyhüsrev'e karşı ayaklandığında, ordusu TÜRKLER'den oluşuyordu.

Bizans İmparatoru Teofil (829-842) de, VARDAR TÜRKLERİ'ni Selaniğe yerleştirmiştir... Arap yazar Harun bin Yahya 800'lerde İstanbul'da onbin TÜRK asker ve ailesinden oluşan bir koloni olduğunu yazar... 722'de Suriye'den 30.000 TÜRK getirtilerek Ermeni isyancılara karşı kullanılmıştır.

Halife Memun (813-823) TÜRKLER'i kitle halinde HORASAN'dan getirterek Güneydoğu Anadolu illerine yerleştirmiştir. Bugünün Zazaları diye bilinen kişiler bu dönemde gelen HORASANLILAR ve 1200'lerde aynı bölgeden CELALEDDİN HARZEMŞAH ile birlikte gelen HARZEM TÜRKLERİ'dir.

Eski tarihli yabancı menşeli haritalar incelendiğinde Doğu'da hiç bir dönemde ne bir Kürt devleti, ne de Kürdistan diye bir yer görülmektedir...

960-980 YILLARINDA ASYA adlı haritada gene koca bir İslam (Abbasi) İmparatorluğu vardır, Türkler vardır, ama "kürtler" yoktur!.. Yalnız Doğu Anadolu'da Bagratuni (Pagratide) adlı bir devlet gösterilmiştir... Gerçekten de 885 yılında Ermeni derebeylerinden Aşot Bagratuni kaypak bir politika güderek hüküm sürmekte idi. O tarihte Bizans ile Araplar arasında amansız bir mücadele cereyan ediyordu. Her iki devlet te bu kişiye bir krallık tacı gönderdiler. Ancak Halife El Muhamit, Aşot'a taç gönderirken ne özerklik sağlamış, ne de aldığı vergiyi azaltmıştı. Haritada görülen devlet aslında İslam devletine tabi Armaniak vilayetidir. (Bölgenin büyütülmüş hali için bakınız: DOĞU ANADOLU)

Kürt adı altında toplanmak istenen zümrelerin Kardu, Karduk, Kaldi, Kırti gibi Mezopotamya ve Anadolu kavimlerine dayandırma gayreti, tamamen gayrı ilmidir. Ayrıca bu insanların Ermeni, Arap ve İranlı olduğu iddiaları da ideolojik olmaktan öteye gitmez. (Güneydoğu Anadolu'nun Tarihi Kültürel, Ekonomik, Jeopolitik ve Sosyal Durumu, Türk Ocakları Merkez Heyeti) Kaldı ki, pek çok yabancı kaynak Ermeniler'i YAFETİK sayar. Yani onlar da TÜRKLER gibi Hz. NUH'un YAFES adlı oğlundan gelmedir... Tek fark, Ermeniler'in de Bulgarlar gibi hıristiyan olmasıdır.

Müslüman Arap orduları, bu bölgede Kürt denilebilecek kayda değer bir grupla karşılaşmamışlardır. Bölge tarihiyle ilgili İslam, Nasturi, Yakubi, Süryani, Rum ve Ermeni kaynaklarında bölgede yaşıyan topluluklar sayılırken, Kürt denen bir topluluk hiç geçmez. Anadolu'da Arapların kurduğu Sugur (Uç Beyliği) ve şehirlerinde görev alan komutanlar arasında TÜRKLER sayılırken, bir tane bile Kürt komutan veya Kürt düşmanın adı yoktur.

Batılı yazarlar Yezidiler'i Asurlar'a, Araplar'a ve Ermeniler'e dayandırırlar... Her Yezidi'nin, hıristiyanlıkta olduğu gibi 2 ahiret kardeşi (Parain-Maraine) vardır. Doğan çocuklarını vaftiz ederler. Asıl tanrıları güneştir. Güneş doğarken yere yatıp güneşe karşı ellerini uzatarak dua ederler... Bizce hepsi, bu eski GÖK dinine bağlı TÜRKLER'in önce hıristiyan olmalarından dolayıdır. Daha sonra Haşhaşilerin etkisinde kalmış ve Şeyh Adiy'nin Yezidi mezhebini dejenere etmişlerdir.

Rus ekolü Kürtçüler, "bu dinin Kürt dini olduğunu, Mezopotamya'dan geldiğini" iddia ederler. Kürtleri Fars kavmi dedikleri Medlere bağlarlar, Marr, Yezidi sözünün eski Farsça İzed (Tanrı) kelimesinden geldiğini öne sürer. Çamcıyan, Aboviyan gibi Ermeni yazarlara göre, Yezidiler Ermeni kilisesinden ayrılan Eretiklerdir. (Kaşgarlı sf.42)

Tarihte Ekrad (Kürtler) ifadesi, ilk defa Mesudi'nin 912'de tamamladığı "Mürüc-üz Zeheb" adlı eserinde geçmektedir. Arkasından Taberi'nin 915'de tamamladığı Tarih'inde bir tarife rastlanır.

Gerek bu kişiler, gerekse çağdaşları Hamza Isfahani, İbn Rüşd, İbn Havkal Kürt kelimesini "bir ırkı veya etnik grubu belirlemek" için kullanmamışlardır... Mesela Taberi Hz. Ömer'in oğlu Abdullah'ın "Kürtler, Farsların göçebe Araplarıdır" dediği rivayetini nakleder!... Yani İbn Ömer "Kürtler bizim bedevilere benzerler," demek istemiş, yani bu zümrenin dağınık, etkisiz göçebe bir topluluk olduğunu belirtmiştir.

Aynı anlayış, daha sonraki TÜRK imparatorluklarında da sürmüştür. Nasıl ki Orta Asya'da merkezi otorite altına alınamıyan göçebe ve dağlı kabilelere KAZAK denmişse; Ön Asya'da bunlara KARA ULUS, BOZ ULUS, KÜRT, TÜRKMEN, YÜRÜK denmiştir.

Kürt adı DAĞLI göçebe TÜRKLER'e, TÜRKMEN ve YÜRÜK ise OVA göçebelerine verilmiştir. Bu yüzden Kürt ayırımcıların "resmi görüş bize DAĞLI TÜRK diyor," iddiası ile, bu terimin Cumhuriyet döneminde çıktığını ima etmesi, yanlıştır... Bu kavram ve deyim 1000 yıllıktır!..

Bölgeye İslamın gelmesinden kurulan TÜRK Atabeylikler yüzlerce eser vermişlerdir... Bunlardan hiç birinin herhangi bir Kürt ile ilişkisi olmadığı gibi, Kürt sanatına mal edilen bir tek eser bile yoktur... Mardin, Diyarbakır, Van, Erzincan, Elazığ civarındaki bütün eserler TÜRK kültürünün izlerini taşırlar.

Kürt Tarihi olarak lanse edilen Tarih-i Şeref Han (Şerefname), genel bir tarih kitabıdır. Daha çok TÜRKLER'den bahseder. Kürtlerden söz eden kısımları, Firdevsi'nin Şehnâmesi'nden alınan efsanelerden ibarettir.

1200 YILINDA ASYA adlı haritada Selçuklular, Kırgızlar, Kerait, Nayman, Kuman Türkleri vardır, ama gene "kürtler" yoktur. Aynı şekilde 1280 YILINDA ASYA adlı haritada Cengiz'in İmparatorluğu, Çin'de Moğollar, Orta-Asya'da Moğol-Türk Hanlığı, Afganistan ve Hindistan'da Türk-Afgan Sultanlığı vardır, ama "kürtler" ve "kürdistan" yer almaz!

Geldik Timur dönemine...1400 YILLARINDA ASYA adlı haritada Osmanlılar, Timur'un Türk İmparatorluğu vardır, Fransızlar'ın Moğol dediği Çağatay Türk Hanlığı vardır, güneyde Türk Memluk (Kölemenler) Devleti, kuzeyde Moğol-Kıpçak Hanlığı vardır ama gene "kürtler" ve "kürdistan" yoktur!..

Kürdistan kelimesi ise ilk olarak SELÇUKLU Sultanı Sancar zamanında yani 1150'lerde, ülkesinin "Zağros Dağları'nın Basra körfezine uzanan kısmı" için kullanılmıştır. "Yoğun karlarla kaplı dağlık bölge" anlamındadır. Çünkü Kürt kelimesi pek çok TÜRK lehçesinde "kalın kar yığını" anlamına gelir. Hiç bir zaman o meşhur "kürdistan" haritalarında Hazar Denizi'nden İskenderun'a uzanan mıntıkayı kastetmez. Daha sonra 1400'lerde İran'ın ortalarına doğru olan bölgede bir grup göçebenin yerleştiği yere bu ad verilmiştir. Fars asıllı olan Şah Rıza, buradaki tamamen Türkçe olan yer adlarını 1920'lerde Farsça'ya çevirmiştir.

Kelimeyi Yavuz Sultan Selim de aynı anlamda kullanmıştır... Yani kendilerine bir takım imtiyazlar tanıdığı göçebe dağlı aşiretlerin bulunduğu mıntıkaya özelliklerinden dolayı Kürdistan denilmiş, ve burada dolaşanlara da kürt-ekrat tabir edilmiştir. Kürdistan adının ve Kürt tabirinin resmiyet kazanıp Osmanlı arşivlerine girmesi böyle olmuştur. Yoksa orada "3000 yıldır yaşıyan, Türkler gelmeden önce oraların sahibi olan bir Kürt topluluğu" asla mevcut değildir.

Bunun dışında bütün Batılı kaynaklarda, 19. asra kadar (yani Kürtleri bize karşı kışkırtmaya karar verdikleri tarihe kadar) yer alan bütün haritalar, Kızılırmak'ın batısında kalan bölgelere TÜRKİYE, doğusunda kalan bölgelere de TÜRKMENYA adını kullanırlar.

Kürt adı verilen topluluklar, daima TÜRKLER birlikte görülmüş, TÜRKMENLER ile içiçe yaşamışlardır. Bunlar hiç bir zaman Arap veya Farslar ile kaynaşmamışlardır.

Bölgenin tarihine devam edelim... 1121 yılında Bizans İmparatoru Yuannes, PEÇENEK ve KIPÇAKLAR ile savaşarak onları yenmiş, böylece bu TÜRK topluluğunun müslüman olma ihtimali ortadan kalkmıştır.

Yuannes KIPÇAKLAR'ın bir kısmını SELÇUKLU ilerlemesine karşı İzmit bölgesine yerleştirmiş, bir kısmını da Bizans ordusuna almıştır... 1122'de KIPÇAKLAR Kafkaslar'ı aşarak Gürcistan, Azerbeycan ve Doğu Anadolu'yu istila etmişlerdir. Zamanla daha doğudaki KIPÇAKLAR müslüman olmuş; ancak Gürcistan, Güney Rusya ve Balkanlar'da yaşıyan KIPÇAKLAR hıristiyanlaşmıştır. Bu gelişme sonucunda Code Commanicus adlı TÜRKÇE-Latince adlı kaynak eser meydana gelmiştir.

Bu KIPÇAK veya KUMAN TÜRKLERİ, sonradan KIRMANÇ diye bilinen ve "kürt" sayılan grubu meydana getirmişlerdir.

İşte o yüzden, 1200 YILLARINDA ASYA'yı gösteren haritada yine Kürt ve Ermeniler yer almaz. Ama Doğu Anadolu'ya göçerilenlerin yanısıra, Karadeniz'in kuzeyinde Rusların POLOVİTS dedikleri KIPÇAKLAR (KUMANLAR) büyük gruplar halinde yaşamaktadır.

Bu da şimdiki UKRAYNALILAR'ın tıpkı BULGARLAR gibi hıristiyanlığı kabul etmiş TÜRK boylarından başkası olmadığının delilidir. Müslüman KIPÇAKLAR ise daha sonraları kurulan ALTUNORDU Devleti'nin başlıca insan ögesini oluşturmuşlardır.

TÜRKLER Anadolu'yu Bizans hariç hiç bir devleti yıkarak ele geçirmemişlerdir. Zaten bölgede ta SÜMERLER zamanından beri, yani 5500 yıldır çeşitli adlar altında (SÜMER, ELÂM, TOURKİ, TURUKKU, HURRİ, URARTU, SAKA, İSKİT, KİMMER, v.b.) yaşamaktadırlar.

1280 TARİHLİ HARİTA'da yine Kürtler ve Ermeniler yoktur. MOĞOLLAR Anadolu'ya hakimdirler. Müslümanlara karşı koysun diye 600'lerde güneye kaydırılmış Ermeniler'e, Haçlı seferleri sırasında Kilikya'da (Adana bölgesi) geçici bir Ermeni beyliği kurulmuş ve Kıbrıs beyliği ile akrabalık ilişkileri olmuştur. Krallık olarak adlandırılan bu beyliğe ve bu ilişkilere dayanarak Fransızlar ile akrabalık iddia eder, ve onlardan destek bekler!..

Fransız Devlet Arşivi'nden elde edilen bu haritalar bölgede ne bir Kürt, ne de Ermeni Devleti'ni göstermektedir. Kürtler de, Ermeniler de OSMANLI idaresinde devlete sadakat içinde yaşamışlardır. Ta ki, Batılılar onları Şark Meselesi'nden dolayı 1870'lerden itibaren kışkırtıncaya kadar...

Bu yüzden bölgenin Kürdistan veya Ermenistan diye adlandırılması sun'idir, zorlamadır!..

Lübnan Kürdoloji temsilcisi Papaz Thomas Bois, "Alo Kecherehe du Peuple Kurde" adlı eserinde "kolaylık olsun diye yöreye Kürdistan diyoruz," diye gerçeği itiraf etmektedir. (Kaşgarlı, sf.27)

________________________________________

YABANCI MENŞELİ HARİTALAR LİSTESİ

JÜSTİNYEN DÖNEMİNDE (527-565) DOĞU ANADOLU

JÜSTİNYEN DÖNEMİ - BÜYÜTÜLMÜŞ HARİTA

640 YILINDA ASYA

960-980 YILLARINDA ASYA

960-980 YILLARINDA ANADOLU - BÜYÜTÜLMÜŞ HARİTA

1200 YILLARINDA ASYA

1280 YILLARINDA ASYA

1400 YILLARINDA ASYA

TÜRKİYE'NİN İKİYE BÖLÜNMESİ İÇİN MÜCADELE VEREN ÖRGÜTLER

RUS (VE BATI) PLANI - SOSYALİST ANADOLU CUMHURİYETLERİ

***
  • SONRAKİ SAYFALAR : OLAYLAR NEDEN BU BOYUTLARA ULAŞTI? , KÜRT AYIRIMCININ DİLİNİN ALTINDAKİ BAKLALAR , DİYARBAKIRLI ZİYA GÖKALP'İN TESBİTLERİ , BATI ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ , DÜNYA MEDENİYETİNDE TÜRKLERİN PAYI , GİRİŞ