|
Galois, Polyteohnique'teki ikinci sınavındaki
başarısızlığından sonra, öğretmen olmak için
Ecole Normale döndü. Yıl sonu sınavlarına
kendi kendine çalışarak hazırlandı. Sınav
jürilerinin kayıtları dikkate değerdir.
Matematik ve fizik sınavlarından pekiyi
notunu aldı. Son sözlü sınavında hakkında
yazılmış şöyle bir not vardır; "Bu öğrenci
fikir ve söylemek istediklerini her zaman
açık olarak ifade edememektedir. Fakat
zekidir. Dikkate değer araştırıcı bir
zekası vardır." Edebiyat dersinde en
kötü yanıt veren öğrenci diye bir kayıt vardır.
Galois, 1830 yılı şubatında on dokuz yaşında
kesin olarak üniversiteye kabul edildi.
Çalışmak için bir köşeye çekildi ve
çalışmalarıyla kendisini öğretmenlerine
gösterdi. O yıl yeni konular üzerinde üç
tane çalışma yaptı. Bu çalışmaları,
cebirsel denklemler kuramı üzerinde
büyük bir ilerlemeydi. Bu çalışmalarında,
onun büyük kuramının bazı izleri görülür.
Bu buluşlarını ve başka sonuçlarını da
birleştirerek, İlimler Akademisine sundu.
Bu eser, ancak çağın ileri gelen
matematikçilerinin izleyip anlayabileceği
düzeydeydi. En yetkili kimselerin
fikirlerine göre, bu çalışma ödülü kazanacak
tek eserdi.
Galois'nın bu yazısı Akademinin katipliğine
geldi. Katip yazıyı incelemek üzere
evine götürdü. Fakat, yazıyı okumadan
öldü. Katibin kağıtları düzenlenirken
Galois'nın bu çalışmasına rastlanılamadı.
Galois da bir daha bu yazıdan söz
edildiğini duymadı. Galois'yı avutacak
başka bir söz daha yoktu. Koca deha,
kötü bir düzen, anlayışsız insanlar,
Cauchy'nin önem vermemesi ve tekrar
eden kötü sonuçlar içinde yok olup
gitmeyle karşı karşıyaydı. Bu olaylar,
Galois'nın çökmüş ve kokmuş düzene
karşı nefretini arttırıyordu.
İlk ihtilal gösterileri Galois'yı
sevinç içinde bıraktı. Arkadaşlarını
bu olaylara sokmak istediyse de,
onlar çekimser kaldılar. Deneyimli
müdür, öğrencilerden dışarı
çıkmayacaklarına şerefleri üzerine
söz aldı. Galois söz vermeyi kabul
etmedi. Müdür, Galois'ya ertesi güne
kadar beklemesini rica etti. Müdürün
davranışı incelik ve sağduyudan uzak
olduğunu kısa bir konuşmasıyla
kanıtladı. Galois, öfkelenerek gece
kaçmaya çalıştı. Duvar oldukça yüksekti.
1830 yılının son ayları oldukça karışık
geçti. Galois, harekete geçmek için
arkadaşlarına mektup yazdı. Arkadaşları
Galois'yı desteklemediler. Bunun üzerine
Galois da okuldan kovuldu.
Galois, parasız kaldığı için haftalık
özel yüksek cebir dersleri vermek için
ilan verdiyse de öğrenci bulamadı. Bu
nedenle bir süre matematiği bıraktı.
Halkın Dostları adı altında kurulan
koruma kıtasının topçu kısmına gönüllü
olarak girdi. Son bir ümitle ve Poisson'un
önerisi üzerine, bugün Galois kuramı adı
ile bilinen ve anılan ünlü çalışmasını
İlimler Akademisine yolladı. Poisson
raportördü. Ona göre çalışması anlaşılacak
gibi değildi. Bu çalışmayı anlayabilmek için
ne kadar zaman harcadığını da söylemiyordu.
Gerçekten, Galois'nın kuramının anlaşılabilmesi
için çok ileri düzeyde cebir bilgisi gerekmektedir.
Bugün bu gerçek yine aynı düzeyini korumaktadır.
O zaman, Galois' nın yaptığı bu çalışmayı
anlayan çıkmamıştı. Galois artık kendini
ihtilalci politikaya verdi.
9 Mayıs 1831 gecesi, iki yüz kadar cumhuriyetçi,
Kralın, Galois' nın gönüllü olarak girdiği topçu
kıtasının dağıtılması için imzaladığı bildiriye
karşı koymak için bir ziyafette toplandılar.
İhtilalci ve tahrik edici bir hava esiyordu.
Galois, bir elinde kadeh ve bir elinde çakı
ile ayağa kalktı ve kadehini Kral Louis
Philippe'e diye kaldırdı. Bu hareketi yanlış
anlamlara çeken arkadaşları onu ıslığa tuttular.
Çakıyı da görünce, çakıyı Kralın hayatına karşı
bir tehdit anlamına çektiler ve bağırarak
alkışladılar. Galois, o anın kahramanıydı.
Alkışlar kesilmiyordu. Topçular yürüyüş
yapmak için dışarı çıktılar. Ertesi gün,
Galois evinden alınarak tutuklandı. Sainte
Pelagie'deki hapishaneye kapatıldı.
Galois'nın yakın taraftarları usta ve kurnaz
bir avukat buldular. Bu avukat, sanığın
aslında Louis Philippe'e, eğer "ihanet ederse"
dediğini ispat etmeye çalıştı. Çakıya gelince,
onu da açıklamada güçlük yoktu. Çünkü, Galois
o sırada yediği pilicini kesmekle meşguldü.
Yanında bulunanlar da, ıslıklara boğulan
cümlenin sonunu işittikleri üzerine yemin
ettiler. Galois bunu kabul etmediyse de,
aile sahibi ve namuslu bir adam olan yargıç,
sanığa, bu davranışı ile durumu düzeltemeyeceğini
söyledi ve onu susturdu. Savunma çok ince
hazırlanmıştı. Mahkeme heyeti de sanığın
gençliğine acıdı ve on dakika aradan sonra
Galois'nın suç işlemediğine karar verdi.
|
|
|
|