DOĞU ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ


OKURLARLA SOHBET - MEKTUPLAR/10

25.8.2000 , Procolor

Sayın ilgili;

Sayfanızdaki bilgileri okudum. Değerli araştırmalarınızdan dolayı sizi tebrik ederim. Türk dünyası hakkında internet üzerinde doğru bilgiye ulaşmak beni mutlu etti. Sizden ricam, EBER gölü, Sultandağı (ishaklı), Çay, Bolvadin civarında yerleşen ve hüküm süren Beylik, Devlet, Türkmen boylari hakkında bilgilerinizden yararlanmak. Saygılarımla...

CEVAP:

Pek çok okurumuz bu mektupta olduğu gibi bizden özel konularda bilgi istiyor. Bunların her biri bir tez konusu. Çok geniş araştırma gerektiriyor. Çok samimi olarak söyliyelim ki, bizim öyle derin bir bilgimiz, ve her konuyu araştıracak kadar vaktimiz yok. Şu anda sadece KÂZIM MİRŞAN'ın tesbitleri ve KUZEY ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ üzerine yoğunlaşmak istiyoruz ama, o da olmuyor. O yüzden soru sahiplerine ancak kitap tavsiye edebiliyoruz. Kendi araştırdığımız konuları da zaten internete çıkarmış bulunuyoruz.

Size söyliyebileceğim, Milli Kütüphane'de TÜRKMEN AŞİRETLERİ ile ilgili kitapları ve SELÇUKLULAR ile ANADOLU BEYLİKLERİ ile ilgili kitapları taramanızdır. Maalesef elimizde KAYNAKLAR sayfasında verdiklerimiz dışında böyle bir liste yok.

Selam ve sevgiler.

***

Yine ziyaretçi defterine bırakılmış bir kaç yazıyı buraya taşımak istiyoruz:

4.7.2000 , K.Y.

Görüşleri ve verdiği bilgiler çok iddialı bir site, bilimsel olarak yüzdeyüz doğru olmadığını da biliyorum, ama Türkkan hocamıza ve bu siteye katkıda bulunanlara şükran duygularımı da sunmak istiyorum... Çünkü bizim, yani Türklerin, batı şovenizmine karşı güçlü bir retoriğe ihtiyacımız var (bu retoriği oluşturmak için de elimizde ziyadesiyle tarihi malzeme var)... Bu hipotezlerin ve teorilerin ciddi bilimsel çalışmalara ihtiyacı var, özellikle de arkeoloji ve antropolojiye, bunların da devlet desteğiyle olacağı açıktır; bu çalışmalar Türk karşısöylevini güçlendirecek olan bildiğimiz, bilmediğimiz ve yanlış bildiğimiz data ve bunlara dayanan görüşlere büyük katkılarda bulunacaktır. Burayı ziyaret eden insanlardan üstdüzey Türkçülerle samimiyyet kurmuş olanların bu insanları bu tip araştırmalara ilgi ve destek göstermeleri konusunda aydınlatmalarını rica ediyorum, çünki biliyorum ki bu sitedeki aşırı görünen tezler yine de bir şekilde olgulara dayanmaktadır. Saygılarımla.

CEVAP:

Son derece haklısınız. Bizim de istediğimiz çeşitli kaynaklardan derlediğimiz ve kendi yorumumuzu kattığımız bu çalışmanın bilim adamlarımızı harekete geçirmesi… Dünyaya Türklüğün, Türk Tarihi'nin ve Türkçe'nin önemini anlatması… Çok değerli çalışmalar yapmış olan Edip Yavuz, Prof. Hamit Zübeyr Koşay, Adile Ayda, İsmail Doğan, Selâhi Diker, Haluk Tarcan ve Kâzım Mirşan gibi öncülerin eserlerine eğilmesi...

Bunu sağlıyabilirsek, mesele kalmaz.

***

25. 8.2000 , İ.D

Allah TÜRK'ü korusun.

Yalnız var olmak isteyen, canilerin doğrular her yüzlerine vurulduğunda kin kusmaları temelsiz bir geçmişe sahip olmalarındandır ki tarih onları hep yalanlamıştır. Küfüre sığınan sözde millet olma iddiasındaki kürtlere verilen bu ders sanırım ki yeterli olmayacaktir.

TÜRK Millet'indeki en büyük zaaf gevşekliğidir. Bu gevşeklikten yararlanmak steyen kişiliksiz, zayıf bir takım ne idüğü belirsizlerin bu prokovasyon eylemleri Büyük TÜRK Milletine zarar veremez.

Değerli Hocam, yazınızdan dolayı teşekkür eder devamını dilerim...

CEVAP:

TÜRK milletindeki halihazır gevşeklik konusunda son derece haklısınız. Dünyanın dört bir tarafından, Amerika'dan Avrupa'dan, Rumlar'dan, Ermeniler'den, Kürt bölücülerden, Araplar'dan gelen gelen her türlü hakaret ve saldırıya rağmen, inanılmaz bir vurdumduymazlık içinde hareket ediyoruz. Sadece düşmanlığa değil; dostluk göstermek isteyenlere, Türk Cumhuriyetleri'ne, Pakistan'a, İran'a, Afrika'ya karşı da ilgisiziz.

Sebep başımızdaki politikacılar ve aydın geçinen cahil bürokratlar, yazarlar, bilim adamı bozuntularıdır.

İlginize ve güzel sözlerinize ben teşekkür ederim.

***

24.10.2000 , Cem

Eğer tarihi konuda bir şeyler anlatıyorsanız, yorumlarınızla beraber tarihi belgeleri de ortaya koymalısınız. Sitenizde gördüğüm tek şey laf kalabalığı. Ayrıca site düzenlemesi de oldukça iğrenç durumda. kafası biraz olsun çalışan biri arka planı kırmızı renkte seçmez, çünkü bu insan gözünü en çabuk yoran renktir. Nasıl site tasarımında sırf siyasi görüşlerinizden dolayı arka planı kırmızı seçtiyseniz, yazdıklarınız da siyasi görüşlerinizden dolayı sadece baş ağrıtıcı ve ANLAMSIZ.

CEVAP:

El insaf!..

İncelediğimiz kitapları, onlarda yer alan belgeleri, internette bulabildiğimiz konu ile ilgili bütün siteleri yayınladık. Bunları "belge" saymıyorsanız, neyin "belge" olduğunu sizin bize söylemeniz gerek.

Site düzenlemesi konusunda haklısınız. Bilgisayar uzmanı olmadığımız, hatta bu konuda hiç te bilgili sayılmadığımız için "tasarım"da pek çok hata yaptığımız, bunları düzeltemediğimiz doğrudur. Meselâ bizim bilgisayarımızda site, NETSCAPE ile girildiğinde düzgün paragraflar halinde ve küçük görünüyor. Ama EXPLORER ile girdiğinizde paragraf yapısı bozuluyor ve harfler daha büyük çıkıyor. Ne var ki, bunlar ile uğraşacak vaktimiz yok. Elimizde incelenmesi, nete yüklenmesi gereken pek çok resim ve belge var. Ayrıca yazıya dökmemiz gereken pek çok konu var. Onlara bile yetişemiyoruz... Ayrıca bazı linklerin kırık olduğu konusunda pek çok şikâyet var.

Siz siz olun, büyüklük gösterin, kusurlarımızı bağışlayın. Bir de bize somut olarak hangi linklerin kırık olduğunu, hangi sayfadan şikâyetçi olduğunu açık bir şekilde bildirin ki, düzeltelim.

***

24.10.2000 , Cem

Guestbook'da okuduğum bir kaç şey dikkatimi çekti:

1. İbrani olan Hz. İbrahim'in Türk olduğu iddiası: Kuran'da sırf İbrahim peygamberin babasının adının Azer (Eski Ahitte Tareh, pek Türk ismine benzemiyor değil mi?) olarak geçmesine dayanarak böyle bir iddiada bulunmanız ne kadar zekice tartışılır. En başta ibrahimin öğretisinde bir tane bile Türkçe kökenli kelime yok.

Ama Azer'in Türk kökenli olmadığını da ispatlamak mümkün değil. Varsayalım Azer gerçekten de Türk kökenli.. öyle olsa bile bu sadece kafatasçılığa girer. çünkü onlar tümüyle farklı bir kültürden, Türk kültürü hakkında bir iz yok.

2. Türk kültürü diye bir şey yok... Türkler tarih boyunca barbarlıktan başka pek fazla şey yapmamışlar. Türk efsaneleri olarak bilinen bir çok şey eski sümerlere ve sami milletlerinin efsanelerine dayanıyor. sadece bir kopya.

3. Bu halinize övüneceğinize sizden daha iyi durumdaki ülkelerin yerine geçmeye çalışın. Türkiye fakir bir ülke ve ekonomisi, dış politikası vs. tümüyle yabancı (sizin cahil olarak nitelendirdiğiniz) milletlerin elinde.

4. Güneydoğu'da yapılan nüfus sayımının hiç bir geçerliliği yok. Güneydoğu'yu bırak İstanbul'da bile bu işin ne kadar sağlıklı olduğu tartışılır.

CEVAP:

Tevrat'taki TAREH adının AZER'e benzemediği doğru… Ancak TUR-HAN'a benzediği bir gerçek. TUR-HAN, "TÜRK Hakanı" demektir. PELASKLAR'a ve TİRHENLER 'e (THYRRHEN) kadar uzanan bir kullanımı vardır. İtalya yanındaki denize adını vermiştir.

Öte yandan bırakın HZ. İBRAHİM'i, HZ. NUH 'un "TÜRK olduğunu" belirten yazılar yayınlanmakta. Bütün dünya TÜRKLER'in HZ. NUH'un YAFES adlı oğlundan geldiğini kabul ediyor.

TÜRK KÜLTÜRÜ'nün M.Ö.8000'lerde ANAU KÜLTÜRÜ olarak ortaya çıktığını Batılılar söylerken, dünyanın en büyük imparatorluklarını TÜRKLER'in kurduğu ortada iken, reddetmek akla ve mantığa sığmaz. Bu yüzden Macar Türkolog Prof. Dr. Laszlo Rasonyi TARİHTE TÜRKLÜK adlı kitabına şöyle başlıyor:

-- "Batılı milletlerin ortaya çıkışlarından daha önce TÜRKLÜK, dünyamızın en büyük sahnesini teşkil eden AVRASYA'nın HER ÇAĞINDA ve HER KÖŞESİNDE büyük bir rol oynamıştır!" (Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara, 1988)

Siz iyisi mi, bizim DÜNYA MEDENİYETİ'NDE TÜRKLER'İN PAYI ve KÂZIM MİRŞAN'IN TESBİTLERİ yazılarımızı okuyun… Herhalde gözünüzden kaçtı!

TÜRKİYE'nin pek çok emperyalist Batı devletinden geri kaldığı bir gerçek. Ama bunun başlıca sebebi, politikacı ve aydınlarımızın sizin gibi düşünmesi. Yani TÜRK insanının yüce medenî vasfına, eşsiz kültürüne inanmamaları!

Sayıma gelince, bazı hataların olduğu doğrudur. Ama insaf!.. Güney Doğu'nun nüfusunu 25 milyon (!) iken, 10 milyon gösterecek kadar değil herhalde!.. Kaldı ki, Zazalar'dan söz eden dostumuz Tunceli'nin nüfusunun 75.000'e indiğini kendi söylüyor!

***

8.10.2000 , Teber

Böyle bir çalışmayı derleme konusundaki çabanız takdire değer. Ancak iki konuda eleştiri yöneltmek arzusundayım:

1. Öncelikle web siteniz aşırı derecede gözü yoracak şekilde dizayn edilmiş durumda. Uzun süreli incelemelere elverişsiz. Başta zemin rengi ve font büyüklüğü olmak üzere ivedi düzenleme gerektirdiği düşüncesindeyim.

2. Bilim felsefesinin iki komponenti bulunmaktadır. Bunlar veri ve yorum komponentleridir. Verileriniz derleme tarzında. Ancak buna değer katacak olan yorumunuz olacaktır.

Yorum konusunda Türk tanımının yeniden düzenlenmesi gerekliliğine inanıyorum. Ayrıca bakış açısı olarak modern bilimsel kategorilerin dışında bir yaklaşım tarzı seçilmesi gerekliliği de ortadadır. Süreç ilk insandan (hatta öncesinden!) evrenin sonuna kadar olmalıdır.

Türk tanımı ile asıl kastedilen göksel yeteneklere sahip seçkin kişilerdir. Türk tanımı içerisindeki ikincil grup ise bunların kültürel birikimini kabul edenlerdir. Hz. İbrahim sonrası tüm peygamberler ve azizler bu anlamda Türk kapsamı içerisinde tanımlanabilir (tabi ki öncesi prototürk). Burada tanımlanması gereken ve içeriklenmesi gereken Agarta, Metatron, Hermes Trimegistos, Rical-i Gayb gibi kavramlar da bulunmaktadır.

Açıkçası çok teferruatlı ifade etmemekle beraber şu kadarla geçiştireyim ki modern bilimsel yaklaşımların ortaya koyduğu fiziksel açılımların da bu konu ile ilintilendirilmesi gerekir. (Mağara=gor kültü ile yıldız kapısı yaklaşımı gibi!).

Bu arada Ari kavramının yaygın bir topluluktan ziyade uygarlıkların kökenini oluşturan soy olarak nitelenmesi daha uygun olur diye değerlendiriyorum. Bu konuda Cennetin Dilleri adlı kitabın etüd edilmesi (Dost Yayınları) uygun olacaktır... Daha söylenecek pek çok şey var... Ortak çabalarla ortaya konulması gereken şeyler de. Başarılar...

CEVAP:

Site dizaynı konusuna yukardaki bir nota cevap verirken değindik. Şimdilik özür dilemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.

Ârî-Aryan tabirlerinin bir ırktan ziyade bir "kültür" sınıflandırması olduğuna ben de katılıyorum. Yoksa İRAN, HİNT ve AVRUPA halkları arasında dilden başka ortak bir şey görünmüyor.

TÜRK tanımının yeniden yapılması, daha doğrusu genişletilmesi, derinleştirilmesi gerçekten çok önemli bir husus. Her ne kadar PROTO-TÜRKLER kendilerini "göksel ve kutsal bir varlık" olarak tanımlamışlarsa da, her ne kadar ATTİLA, "Ben TANRI'nın kırbacıyım," diyerek buna işaret etmişse de, nasıl GÖK-TÜRK kelimesi aslında bir devleti değil yüce ve kudretini gökten, TANRI'dan alan bir milleti kastediyorsa, ve her ne kadar KAŞGARLI MAHMUD, "TANRI, TÜRKLER'i insanlığı şerirlerden, kötülerden korusun diye yarattı" tesbitini yapmışsa da; bu gerçek henüz ne TÜRKLER, ne de diğer milletler tarafından farkedilmiş değil.

Önce farketmek, sonra da o özelliklere sahip olmak gerek!

Sözünü ettiğiniz diğer mistik ve ezoterik hususları, ben de sükutla geçiştireceğim. Selam ve sevgiler.

***

11.11.2000 , Yeliz

BIRA, Sizin ne hakkınız var ki Kürt milletin olmadığını söylüyorsunuz? Kürtler ve eskiden Kürdistan olduğu kanıtlanmıştır. Siz doğmadan, binyıllar önceden Kürtlük vardı. Malesef Kürtlerin hiçbir zaman şansları olmadı, hep baskı altında yaşadılar ve hâlâ yaşıyorlar. Lütfen rica ediyorum, sadece bir tarafdan bakmayınız. Iki tarafı da, herşeyi öğreniniz. Herşeye olanak sağlayınız, sadece bir düşünceyle yaşamayınız.

CEVAP:

Sevgili Kardeşim,

Pek çok kereler tekrarladık ki, biz "Kürt diye bir topluluk yok" demiyoruz!.. Arap ve Osmanlılar'ın 'Kürdistan' dediği bir bölge yok," demiyoruz!.. Bu, tarihî ve sosyal gerçeklere aykırı olur.

Biz " Kürt diye bilinen aşiretler bir millet oluşturmaz, geçmişte de böyle bir millet, ve de Kürdistan diye bir devlet yoktu, " diyoruz…

Sonra biz diyoruz ki, "Araplar o bölgeye DAĞLIK-KARLI olmasından dolayı 'Kürdistan' adını verdiler, bunu da TÜRKLER'den aldılar…. Osmanlılar da yine o bölgeye DAĞ GÖÇEBELERİ yaşadığı için 'Kürdistan' dediler. Bütün dağda yaşıyan aşiretleri 'Kürt', ovada yaşıyanları 'Türkmen, Yürük' saydılar… Onların kullandığı Kürdistan adı bir ülkeyi, bir devleti göstermez," diyoruz!..

Ama Batılılar'ın geçmişte çizdikleri hiç bir haritada yer almamasına rağmen, 1830'lardan sonra bir "Kürt milleti"nden ve "Kürdistan"dan bahsetmeleri, hep emperyalist zihniyetten dolayıdır. Yoksa Kürtler'e bağımsızlık falan vermek için değil!.. Onu söylüyoruz.

Varsa bunun aksini gösteren bir deliliniz, siz ortaya koyun, biz yanlışımızı düzeltelim.

***

senin gibi faşistleri koruyan tanrının ...na koyam
süpersolcu :mhpyekoyan@fucktürkes.comokt

CEVAP:

Ben buna ne cevap vereyim ki????

***

07.11.2000 , B.E. (Alevi'ye)

Sayfanıza kısadan bir göz attım, iyiye benziyor. Vaktim olduğunda biraz daha fazla okuyacağım. Tebrik ederim. Benim de Türkülerle ilgili bir sayfam var.

http://www.uni-ulm.de/=~s_beren

CEVAP:

Peki kardeşim, vaktin olursa gel, biraz daha oku. Türkü sayfana gelince, seni kırmayıp ilgilenen olur belki diye duyurduk.

***

  • DİĞER BÖLÜMLER : OKURLARLA SOHBET - MEKTUPLAR / 11 , OKURLARLA SOHBET - MEKTUPLAR , BATI ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ , DÜNYA MEDENİYETİNDE TÜRKLERİN PAYI , TÜRKLERLE İLGİLİ LİNKLER , GİRİŞ