GİRİŞ |
|
Meteorolojik gözlemler ve bu gözlemlerin klimatolojik veriler olarak değerlendirilmesi çok uzun zaman alacak olan bir süreçtir. Bu nedenle insanlık tarihinin gelişimini incelediğimiz zaman;tarih boyunca kavimlerin-ulusların, yada genel anlamı ile insanların yerleşim alanları olarak seçtikleri alanların, klimatolojik açıdan hiçbir zaman sağlıklı olarak değerlendirilmediğini görürüz. İnsanlık tarihinin gelişiminde bize göre ilginç olan noktalardan biriside ; yerleşim alanı olarak seçilen bir kara parçasının, dünyanın neresinde olursa olsun meteorolojik ve klimatolojik |
açıdan çok büyük olumsuzluklar taşıyor olsa bile, çok büyük kuraklıklar ve uzun süren savaşlar dışında kesinlikle terk edilmemiş olmasıdır. Diğer bir ifade ile insanlar atalarının vatan olarak seçtikleri kara parçası üzerinde, gelişim tarihleri süresince, her ne olursa olsun yaşamayı, doğaya karşı kendilerini korumayı öğrenmişlerdir. İnsanlığın gerek yakın tarihinde gerekse uzak tarihinde bu konu ile ilgili olarak bir çok çarpıcı örneğe rastlamak mümkündür. |
|
Bu yazıyı hazırlayan kişiler olarak tek
amacımız; şehircilik meteorolojisi ve klimatolojisi açısından meteoroloji biliminin bir bilim dalı olarak sadece
hava tahmini yapmadığını, hava tahminin dışında özellikle şehirler gibi büyük
yerleşim alanlarında yaşayan insanlara hangi özel konularda nasıl özel çözümler
üretebildiğini, meteoroloji biliminin kendilerine sunduğu imkanları kullanabilen,
hatta bu hizmetlerin genişletilmesi konusunda her geçen gün daha fazla talep yaratan
gelişmiş ülkeler ile meteoroloji bilimini bir bilim dalı olarak sadece günlük hava
tahmini olarak gören, bu nedenle şehirleşme çalışmalarıda dahil bir çok farklı
meslek disiplininde meteorolojik ve klimatolojik verilere itibar etmeyen gelişmemiş ve
gelişmekte olan ülkeler arasında yaşanacak doğal afetler ve ekonomik kayıplar
farklılığına dikkat çekmek istedik.
Yazımızda yer vermeye çalıştığımız bilgiler sadece ve sadece WMO'nun yayınladığı ciltlerce dokümandan alınan ana başlıkların kısa kısa açıklamalarıdır. WMO yayınlarında; Şehircilik Meteorolojisi ve Klimatolojisi konusunda her bir meteorolojik parametre ayrı bir araştırma ve inceleme konusu olarak ele alınmakta ve ilgilenenlerin dikkatine sunulmaktadır. Ülkemizde yapılar ile ilgili olarak yürürlükte olan kanun " 3194 sayılı İmar kanunu" dur. Bu kanunda doğal olarak bir çok tanımlama ve uygulamalar genel ifadeler ile geçiştirilmiş olsada söz konusu alanın meteorolojik ve klimatolojik değerlerinin göz önüne alınmasını ve buna uygun yapılaşmanın sağlanmasına dair ifadelere biz bu yazının yazarları olarak rastlamadık. Hatta ve hatta şehircilik meteorolojisinin temel felsefelerinden olan "...daha az enerji tüketen ve daha az çevreyi kirleten binalar.." tanımlamasını, 3194 sayılı imar kanununda şu cümlelerle: " Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır." şeklinde ifade edildiğini gördük.Enerjinin geleceğin en kıymetli kaynaklarından birisi olacağını hesaplayan, çevresel değerleri göz önüne alarak; daha az hava ve çevre kirliliği için binaların tasarlanmasında tavsiye ve çözümler üreten şehircilik meteorolojisinin, daha 1930 yıllardan başlayarak ifade ettiği " daha az enerji tüketen ve çevreyi daha az kirleten binalar.." tanımlamalarının, 1985 yılında yayımlanan ve 1997 yılında bazı maddelerine ilaveler yapılan 3194 sayılı ülkemiz imar kanununda benzer amaçların hedeflenememiş olması ve bu amaca yönelik binaların oluşturulmasının yasal bir zorunluluk olarak getirilememiş olması, doğal afetlere karşı en iyi korunan alanlarda yapılaşmanın sağlanamamış olması en basit tanımlama ile ülkemiz açısından "talihsizliktir. " Bu yazıyı hazırlayan yazarlar olarak hedefimiz yıllardır yaşadığımız bu "talihsizliğin" giderilmesinde bir nebze olsun, olumlu katkımızın olmasını sağlamaktır. Meteoroloji biliminin halkımızın, çok sayıdaki siyasilerimizin ve bürokratımızın sandığı gibi sadece hava tahmininden ibaret olmadığını bir kere daha gözler önüne serebilmektir. Yukarıda da zaman zaman belirtildiği gibi; bu sayfalarda ulaşacağınız bilgiler tamamen genel hatları ile ele alınmış, gerekli yerlerde matematiksel formüllere de yer verilmiş ve açıklanmaya çalışılan konular mümkün olduğunca şekillerle desteklenmiştir. Konu ile yakından ilgilenenler ve Sonuç Bölümünde yer verdiğimiz kaynaklara ulaşanlar, her bir meteorolojik parametrenin şehirleşme çalışmalarındaki etkileri konusunda gerekli tüm detayları içeren ve birbirinden farklı yaklaşımlarla hazırlanmış olan çok sayıda makale olduğunu göreceklerdir. |