ŞEHİRCİLİK METEOROLOJİSİ NEDİR ? Şehircilik Meteorolojisinin ne olduğunu açıklayabilmemiz için öncelikle 1800'lü yılların ikinci yarısından günümüze kadar dünyamızın geçirdiği sosyal olayları dikkatle incelememiz gerekecektir.Bilindiği gibi hem ülkemizde hem de dünyada nüfus hızla artmakta ve bu artışa paralel olarak şehirlere doğru hızlı bir göç yaşanmaktadır. |
|||
Plansız ve sağlıksız şehirleşmenin sıkıntılarını en çok gelişmekte olan ülkeler çekmektedir. Ülkemizde de hızlı şehirleşme ve şehirlere olan göçler göz önüne alındığında özellikle başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimiz olmak üzere hemen hemen tüm büyük yerleşim merkezlerinde sağlıksız bir şehirleşmenin olduğunu görmekteyiz. Hatta ve hatta özellikle sanayi tesislerinin yerlerinin ve tiplerinin yanlış seçilmesi nedeniyle zaman zaman kasaba ve köyler gibi daha küçük sayılabilecek yerleşim alanlarında da sağlıksız yaşam ortamlarının sıkıntılarını yazılı ve görsel medyadan takip etmekteyiz. Bu konudaki ülkemizdeki en tipik örnek ise Yatağan Termik santralinin ilçe üzerinde sık sık yarattığı olumsuzluklar olarak gösterilebilir. Özellikle 2000 Sonbahar-2001 Başları arasında kalan dönemlerde santralın üretimine zaman zaman ara verilmesine karşılık, söz konusu bu santralın Yatağan yerleşim birimi üzerindeki olumsuz etkilerini ve üretim yapamama nedeniyle ülkemizin ekonomisine yansıyan mali kayıplarını gidermek mümkün olamamıştır. | |||
Tüm bu olumsuzluklar, bilimsel verilere uygun olmayan düzensiz yapılaşma, altyapı eksikliği gibi bir dizi arzu edilmeyen sorunlar, telafisi mümkün olmayan can kayıplarına ve maddi hasarlara neden olmaktadır. | |||
Tüm dünyada artan nüfus ve hızlı şehirleşme nedeni ile yaşanan bir dizi sorunun büyük ölçüde meteoroloji bilimi ile çok yakından ilgili olması nedeniyle "Şehircilik Meteorolojisi " adı altında özel bir ihtisas dalının ortaya çıkması zorunlu olmuştur. | |||
Avrupa ülkelerinde genel olarak 1950' li yıllardan beri ( bazı ülkelerde ise bu başlangıç 1930'lu yıllar olabilmektedir ) şehircilik klimatolojisi-meteorolojisi alanlarında ciddi araştırmalar yapılarak sağlıklı ve sorunsuz yerleşim alanlarının oluşturulması hedeflenmiştir. Bugün geldiğimiz noktada ise gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere oranla çok daha fazla sıkıntı çekmelerinin temel nedenlerinden en önemlisinin global ölçekte bilimsel verilerin ve araştırmaların gözardı edilerek, politik kaygıların ve çıkarların öncelikle göz önüne alınmasının olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. | |||
Neden şehir planlaması çalışmalarında meteorolojik faktörler neden büyük önem arz etmektedir ? Bu sorunun cevabını bulabilmek için öncelikle yerleşim alanları ile atmosfer arasındaki direkt yada dolaylı etkileşimin titizlikle analiz edilmesi gerekmektedir. Daha sonra ki aşama ise bilimsel veriler göz önüne özelliklerin belirlenmesidir.Bu analiz sonuçlarını genel olarak maddeler halinde sıralarsak; |
|||
1-Bir şehir (
yerleşim merkezi ) oluştuğunda kendi “şehir iklimini”
yaratmakta ve bu şehrin iklimi çevre iklimi çeşitli yollarla etkilemektedir.
2-Oluşan şehir iklimi, içinde yaşayan insanların
sağlıklarına doğrudan etki etmektedir.
3-Şehirdeki enerji kullanımı büyük ölçüde
iklim faktörlerine bağlıdır.
4-Kurulacak binaların mimarisini, yerleşim
düzenini ve kullanılacak yapı malzemelerini, yine büyük ölçüde iklim faktörleri
tayin edeceği için farklı iklim kuşaklarında farklı tiplerde yapı malzemeleri ve bina tipleri
tercih edilecektir.
5-İnsanlar sadece yaz
veya kış için değil, her mevsim için, yaşadıkları şehir ve binalarda, çalıştıkları yerlerde
klimatolojik açıdan rahat edebilecekleri bir ortam istemektedirler.
6-Günümüzde yeni ve
yenilebilir olarak adlandırılan güneş ve rüzgar enerjisi gibi enerji çeşitlerinden maksimum yararlanan
yapılar tasarlanmalıdır.
7-Sanayi ve yerleşim
alanlarında üretime ve yaşama bağlı olarak oluşacak kirliliği, yerleşim alanlarında yaşayanlara zarar
vermeden drenajını sağlayacak hava akımlarına uygun yapılaşma sağlanmalıdır.
8-Doğal afetlerden
maksimum korunan alanlar, yerleşim merkezleri olarak seçilmelidir.
Yukarıda ana hatları ile ifade edilen ve klimatolojik açıdan optimum olarak tasarlanan yerleşim alanlarında yaşayanlar hem konforlu hem de sağlıklı bir ortam içinde yaşayabilmektedir. Bu tip yerleşim alanlarında bina içi ortamlarda ki sıcaklığı kontrol etmek için daha az enerjiye ihtiyaç duyulduğu gibi, hiçbir zaman pik enerji talepleri yaşanmaz. Son yıllarda ortaya çıkan enerji bunalımından sonra doğal yapı ile iklimsel özelliklerin ilişkisi üzerindeki değerlendirmelerin hız kazanması ve özellikle aşırı (ekstrem) iklim özellikleri gösteren yörelerde meydana gelen atmosferik olaylar üzerinde durulması, konunun ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Günümüzde özellikle gelişmiş ülkelerde yukarıda kısaca bahsedilen ve burada yer verilemeyen bir çok nedenden dolayı meteorolojistler ile şehirleşme alanında sorumlu mühendislik disiplinleri arasında işbirliği her geçen gün daha büyük bir önem taşımaktadır. |