PLANLAMA ÖNCESİ İKLİM ARAŞTIRMALARI |
Her ne kadar halen ülkemizde geçerli olan 3194 sayılı imar kanunu ve benzer kanunlarda hiç bahsedilmemiş bile olsa bu tür araştırmalar için özellikle yerel yönetimlerin ve ilgili bakanlıkların planlama birimlerinde şehir ve bina klimatolojisi konularında ihtisaslaşmış meteorolojistlerin bulunmasını sağlamak gerekmektedir. Bunların gerçekleşmemesi durumunda çok fazla adım atabilmemiz mümkün olmayacaktır. Söz konusu birimler aşağıdaki temel konuları ayrıntılı olarak araştırılmalıdır. Şöyle ki; 1-Yerleşim ünitesi kurulacak olan yörenin klimatolojik özellikleri nelerdir? (Sıcaklık rejimi, güneşlenme yoğunluğu,rüzgar hız ve yön dağılımı, rüzgarın yükseklikle değişimi, sıcaklığın yükseklikle değişim ve dağılımı, toprak sıcaklıkları dağılımı, yağış ve nem dağılımı, alçak bulut ve sisi oluşumu, kar yükü ve kar yağışının yüzeyde kalış süresi, atmosferik kirlilik vs. ) | |||
2- Yerleşim ünitesi kurulduğunda nasıl bir “Şehir iklimi” oluşacaktır? Yeni oluşan bu şehir ikliminin çevre iklimi üzerindeki muhtemel olumlu-olumsuz etkileri ne olacaktır? Seçilen alan ve bina tipleri şehrin kirliliğini drene edecek ve yerleşim alanları dışına çıkaracak şekilde planlanmış mıdır ? | |||
3-Oluşacak şehir ikliminin o yerleşim alanı
içinde yaşayacak olan insanlar ve diğer canlıların sağlığı üzerindeki etkileri
ne olacaktır? (Hava kirliliğinin yayılımı, biyolojik çevreye etkiler.) 4-Bu oluşacak klimatolojik ortamın “Bina Klimatolojisi” ni etkilemesi nasıl olacaktır? ( Binalardaki ısı transferi, havalandırma vs..) 5-Yerleşim alanına uygun ve ülke kaynaklarını doğru kullanım açısından ne tip malzeme seçilmelidir? Yerleşim alanı için iklim koşullarına uygun optimum bina tasarımı ve tipi ne olmalıdır? |
|||
6-İnsanlar sadece yaz veya kış için değil, her mevsim için, yaşadıkları şehir ve binalarda, çalıştıkları yerlerde klimatolojik açıdan rahat edebilecekleri bir ortam arzu ettiklerine göre bu şartları gerçekleştirebilmek için neler yapılmalıdır? Enerji kullanımının büyük ölçüde iklim ve bina tip ve malzemesi gibi faktörlere bağlı olması nedeniyle, temiz ve sürekli enerji kaynakları nasıl oluşturulmalıdır? | |||
7- Seçilen alanlar doğal afetlerden maksimum korunan alanlar mıdır? Burada doğal afetler olarak adlandırdığımız olaylar sadece deprem gibi yer hareketlerine dayalı olaylar değildir. | |||
Tüm dünyada yapılan araştırmalar yaklaşık olarak 31 (otuzbir) afetden toplam 23 (yirmi üç) adet meteorolojik karakterli doğal afet olayının insanları etkilediğini belirtmektedir. Ülkemizde ise özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşanan deprem olaylarınında etkisi nedeniyle olsa gerekki, doğal afet tanımlamasından çoğunlukla sadece deprem olayı anlaşılmaktadır. | |||
Şehirleşme
çalışmalarında ise doğal afetleri sadece bu tip sınırlamalar ile tanımlamak,
istenmeyen meteorolojik karakterli doğal afetler için zemin oluşturacaktır. Doğal afetlerin bölgesel olarak önemi ve etkileride farklılıklar göstermektedir. Dünya geneline baktığımız zaman, Kuraklık olayının insanlığı en fazla etkilemesine karşılık depremler ancak dördüncü sıradadır. Akdeniz Bölgesinde ise Depremler ilk sırayı alırken, Seller, taşkınlar ve orman yangınları gibi olaylar depremi izlemektedir. Bu nedenle "Yerleşim alanlarının doğal afetlere karşı
maksimum korunaklı olması" iyi analiz edilmeli ve bu çalışma ile lokal jeolojik
- klimatolojik-meteorolojik şartlar titizlikle göz önüne alınmalıdır. |