1-Nigde
tarihi 2-Arkeoloji
3-Eski Eserler
4-Müzeler
5-Tarihsel gelişim
6-Ulukışla
NİĞDE Eski adı Nahita veya
Nikita’dan Niğde adına dönüştüğü sanılıyor. Niğde yüksek dağlar
arasında bir vadi. Etrafındaki dağlar kış sporları için elverişli ama hiçbir
tesis yok.
Çamardı ilçesinde Demirkazık dağcılar için en popüler tırmanma
parkuru ve zirvelerden. Demirkazık Köyü’nde konaklanabilecek dağ evleri
bulunuyor. Müthiş bir doğal zenginliği yansıtan Aladağlar da trekking için
en güzel rotalardan biri.
Aksaray’ın il olmasıyla Kapadokya’nın bir bölümü
de Niğde’den kopup gitmiş.13. yy’da Anadolu’nun büyük ve önemli
kentlerinden olan Niğde’de Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden bir çok
tarihi eser bulunmaktadır.Niğde Kalesi Alaaddin Tepesi’nin kuzeyindeki kale
13. yy başında Selçuklular tarafından yapılmıştır. 1470 yılında onarım,
1955 yılında restorasyon görmüştür.
Büyük bölümü çökmüş olan
kalenin ayakta olan kuzeyde kulesi Cumhuriyet’e kadar hapisane olarak kullanılıyordu.
Alaaddin Tepesi’nin doğusunda burçlar, güneyinde sur kapısı ayakta kalmıştır.
Kalenin güneyinde Rahmaniye Camisi ile Alaaddin Camisi (1223) görülmektedir.Alaaddin
Tepesi’nin güneybatı eteğinde Sungur Bey Camisi (Ulu Cami) 1335’de yapıldı,
1470’de onarım, 1970’de restorasyon gördü.Hüdavent Hatun Türbesi
1312’de yapıldı, 1962’de esaslı bir onarım gördü.
Dış Cami Alaaddin
Tepesinin batı eteğindedir. 14. yy başında yapıldı.Arkeoloji Müzesi 1409
yılında yapılan Ali Bey Medresesi’ndedir. (Ak Medrese) Müze, Öğretmen
Okulu karşısında yapılan yeni binaya taşınacaktır. Hitit, Roma, Bizans
eserleri yanında Ihlara’da bulunmuş rahibe mumyası ilgi
çekicidir.
Gümüşler
kasabasında Bizans dönemi eseri Kaya Manastırı iyi korunmuş güzel örneklerinden
biri. Değirmenli Kasabası’ndaki doğal mağara belediyenin ışıklandırması
ile gezilebiliyor. Fakat kazı ve temizlenme işlemleri tamamlanmamış.
Değirmenli
yolundan gidilen Kavlaktepe’de bir yeraltı şehri ortaya çıkarıldı 1990 yılında.
İki katı ortaya çıkarılan yeraltı şehrinin yeni bölümlerinin ortaya çıkarılması
için çalışmalar sürdürülüyor.
Hasandağı’nın eteklerinde Altınhisar
ilçesine bağlı Keçikalesi Köyü adını tepenin zirvesindeki kaleden alıyor.Göllüdağ
Niğde’nin 20 km. kuzeyinde, Bozköy ile Kömürcü Köyü arasında kalan Göllüdağ’da
Hititlerden kalma bir kentin kalıntıları bulunmaktadır. Surların çevirdiği
alanda bir de krater gölü oluşmuştur.
Kalıntılar arasında caddeler, yapılar,
arslan kabartmaları bulunan 110 x 260 m boyutunda saray ya da tapınak olduğu
sanılan bir yapı vardır. Roma eseri su kemerleri de ortaya çıkarılmıştır.
Kemerhisar bucağında bulunan 1,5 km. uzunluğundaki kemerler kesme taştan yapılmıştır
ve kente su taşımak için yapıldığı anlaşılmaktadır.Tyana
(Tuvanvua)
Bor ilçesinin 10 km. güneyinde, Kemerhisar bucağında Hitit kenti olan
Tuvanvua’nın kalıntıları görülmektedir. Kentin
Hellenistik, Pers, Roma
ve Bizans dönemlerini yaşadığı anlaşılmaktadır.
Çevre halkının Kızhisar
veya Kilisehisar diye adlandırdığı ören yerinde 1.5 km’lik Roma su
kemerleri görülebiliyor.
Niğde'nin
Tarihi ..................Başa dön
Tarihin İlk İzleri: Niğde'nin
tarihi ile ilk buluntular, neolitik döneme(M.Ö. 7250-5500) rastlar.
Bunlar Bor Bahçeli Kasabası Roma Havuzu yakınındaki Köşk
Höyük'ten ve Bor Pınarbaşı Höyüğünden çıkartılan
eserlerdir. Anadolu'da Hitit dönemi olarak isimlendirilen M.Ö.
2000-7000 yıllarına ait eserler ise Kömürcü Köyü Göllüdağ
Örenyeri'nden çıkartılmıştır. Helenistik dönemde
ise (M.Ö.330-30) Niğde bölgesi Büyük İskender'in
komutanlarından Eumenes'in kurduğu Bergama Krallığı'na
dahil olmuştur. Tepe Bağları ve Ulukışla
Porsuk Höyük kazılarından bu döneme ait eserler çıkartılmıştır.
Roma İmparatorluğu Zamanı:
M.Ö. 30 - MS. 395 yıllarını kapsayan Roma devrinde Niğde
bölgesi tarihinin en önemli konumlarından birini yaşamıştır.
Bu dönemde Tyana(Kemerhisar Kasabası) çevresinde yoğun bir
yapılaşma görülür. Saraylar,mabedler,su kemerleri ve
yerleşim birimleriyle oldukça büyük bir kent konumuna
getirilmiştir. M.S. 395 yılında ise Anadolu Bizans hükümdarlığı
altına girmiştir. Özellikle Kapadokya ve Ihlara Bölgesi bu
dönemi yansıtır. Niğde bölgesi Bizans hükümdarlığında
iken Sasani,Pers ve Arabların istilalarına uğramıştır.
Tyana kenti 931 yılındaki Arap İstilası sonucu büyük
ölçüde yıkılmıştır. Bu dönemin en güzel
ve görkemli eserlerinden birisi Gümüşler Kasabası yakınındaki
Gümüşler Örenyeri ve Manastırıdır.
Türklerin Egemenliği Başlıyor:
1166 ve onu takip eden yıllarda Niğde Yöresi Türklerin
eline geçmiştir. Özellikle Anadolu Selçuklular'dan I.Alaeddin
Keykubat zamanında parlak bir dönem daha yaşanmıştır.
Dönemin valisi Zeyneddin Beşare'nin yaptırdığı
Alaedin Camii(1223) ve daha sonra yaptırılan Hüdavent Hatun
Turbesi(1312) dönemin günümüze bıraktığı
miraslardandır. Anadolu Selçukluları Kösedağ Savaşında(1243)
Moğollara yenilence bölge Moğolların uç beyliği
olan İlhanlıların idaresine geçmiştir. 1357 yılında
ise Karamanoğulları bölgenin yeni sahibi olmuşlar ve
Akmedrese'yi yapmışlardır(1409). 1471 yılında
ise Fatih Sultan Mehmet Karamanoğullarını yenilgiye uğratarak
Niğde'yi ve diğer bölgeleri almıştır. Osmanlı
döneminde Niğde eski önemini büyük ölçüde yitirmiştir.
Cumhuriyetin kurulmasıyla 1923 yılında il statüsüne
kavuşmuştur.
Niğde eski çağlarda olduğu
gibi daha sonraları da Selçuklu, Karamanlı ve Osmanlı
devirlerini yaşamış, o devirlerde bölgesinin kültür
merkezi olarak tanınan bir ilimizdir. Kaybolmaya yüz tutmuş
tarihi ve kültürel mirasını, zor şartlara rağmen
günümüze kadar taşıyan nadir illerimizden biridir.
Mahalli idarenin, Niğdenin yetiştirdiği aydınların
ve halkının gayretleri neticesinde pek çok tarihi miras yok
olmaktan kurtarılarak, insanlığın kültürel ortak
ilgi alanına sunulmuştur. Bu çalışmalar sonucunda
Niğde'de gerek tarihi, gerekse kültürel miraslar koruma altına
alınarak, açıkhava müze görünümünde alanlar oluşturulmuştur.
Müzeler..............Başa
dön
Niğde müzesi özelliğinden dollayı çeşitli
bölümlere ayrılmıştır. Etnoğrafik Eserler
Salonunda, Niğde'nin geleneksel etnoğrafyası hakkında
bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bir
"Türk Evi"; sediri, gümüş sim işli sedir
örtüsü, sim işli yastıklarıyla, köşe
minderleriyle ve orta sinisiyle canlandırılmaya çalışılmıştır.
Önasya Medeniyetleri Salonunda, yapılan kazılar sonucu çıkan
Neoltik Çağı, Tunç Çağı gibi çağlara ait
eserler sergilenmektedir.
Arkolojik Kazı ve Sit Alanları.............Başa
dön
Niğde ili sınırları içinde gerek yerli, gerek
yabancı bilim heyetlerince arkolojik kazılar uzun zamandır
devam etmektedir. Arkolojik kazılardan elde edilen bilimsel
sonuçlarla Anadolu arkolojisine ışık tutulmaktadır.
Bu kazı yerleri, Köşk Höyük Kazısı,Göltepe-Kestel
Kazısı, Porsuk Höyük Kazısı, Göllüdağ Kazısı
önemli kazı yerleridir. Niğde sınırları
içinde, Tyana Örenyeri, Gümüşler Örenyeri, Kavlaktepe Yeraltışehri
gibi çok önemli sitalanları vardır.
Eski Eserler .............Başa
dön
Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan 1. Alaeddin Keykubat zamanında
yaptırılan günümüze kadar gelen "Niğde Alaeddin
Camii" ölmez eserlerden biridir. Özel bir mimari yapıya
sahip caminin kapısının oymacılığı
o kadar enterasandır ki, sabahın erken saatlerinde bakıldığında
oymaların meydana getirdiği gölgeler taç giymiş bir
Türkmen Kızının başını andırmaktadır.
Niğde merkezinde İlhanlılar devrinde yaptırılan
"Sungurbey Camii" günümüze kadar tarihi güzeliğini
korumaktadır. Niğde merkezinde tarihi özeliği bakımından,
Murat Paşa Camii, Çelebi Hüsamettin Camii de eski eserler
olarak sayılan camilerdendir. Niğdenin diğer yerleşim
yerlerinde Bor'da, Paşa Camii, çayın kenarında Ulu
Camii, Sarı Ali Camii, Şeyh İlyas Camii ve Sarı
Ali Camii diğer eserler olarak sayılabilir. Bugün ayakta
kalan, Karamanoğulları devrinden günümüze kadar ayakta
kalabilen, halen kullanılan "Akmedrese" önemli tarihi
eserlerdendir.
TARİHSEL
GELİŞİM.............Başa dön
-
- Ulukışla
yöresi, Coğrafi konumu ve stratejik önemi nedeniyle,
hemen her dönemde canlı ve hareketli bir yöre olmuştur.
yöre Tarih boyunca değişik Kültürden insan
topluluklarını bünyesinde barındırmıştır.
Bölgenin kayda değer ilk tarihi olayı Hitit
İmparatorluğu'na dahil oluşudur. Hİtitlerden
sonra Bölge, sırasıyla Asurlar, Frigler, Persler
ve İ.Ö. 334 yılında Makedonya kıralı
Büyük İskender'in eline geçmiştir. Daha sonra
Selevkos ( Asya) İmparatorları ile Kapadokya
Kralları arasında çekişmelere sahne olmuştur.
İ.Ö. 17 İ.S. 395 yılları arasında
Roma İmparatorluğu 'nun egemenliğine girmişsede
İmparatorluğun ikiye ayrılmasıyla, 1075
yılına kadar Bizans İmparatorluğu'nun
hakimiyetinde kalmıştır. Ulukışla'ya
bağlı Porsuk köyü sınırları
içinde Zeyve Höyüğün'nde yapılan arkeolojik
çalışmalar sonucu ele geçen buluntularHiti, Frig
ve Roma dönemlerine aittir. Kent Roma döneminde faustinaya
atfen faustinepolis adıyla anılmıştır.
Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un karısı
Faustina nın mezarı Ulukışla yakınındaki
Başmakçı köyündedir. Kent yakınındaki
Kale, Lülve adıyla anılmaktadır.
- Bölge
Melikşah'ın komutanlarından Emir Ahmed Danışmend
Taylı ve oğlu Emir Gazi tarafından fethedilmiştir.
1156-92 tarihleri arasında hüküm süren II. İzzeddin
Kılıçarslan Niğde ili topraklarını
Konya Sultanlığına bağlamıştır.
I.Gıyaseddin Keyhüsrev'in ( 1192-1211) oğlu I.İzzeddin
Keykavus döneminde ( 1211-19) Ulukışla'nın
yönetim bakımından Niğde'ye bağlandığı
bilinmektedir.
- Niğde,
1327'de İlhanlıların; 1357 tarihinden
itibarende Karamanoğullarının yönetimine
girmiştir. Niğdenin Osmanlı Topraklarına
katılması Fatih'in 1466 yılında Konya'yı
ele geçirmesi ve 1470 yılında İshak Paşa'nın
Niğde'yi zaptadmesiyle gerçekleşmiştir.Doğu'ya
yapılan seferlerde Niğde il bir konaklama yeri
olmuştur.İran Seferinden Dönen Kanuni Sultan
Süleymanda 1549 yılında Ulukışla'dan
geçmiştir.
- Ulukışla
XVI yüzyılda Niğde'nin Bor kazasında
Secaeddin Nahiyesi XVIII. Yüzyılda Şücaeddin XIX
Yüzyılda ise Bozok Eyaletinde Şücaeddin ve Ulukışlma
adlarında kazaydı. Halk arasında Kışla
adıyla anılan Öküz Mehmet Paşa Külliyesi
nedeniyle enson Ulukışla olarak adlandırılmıştır.
İlçe daha sonraları Niğde'ye bağlanmış
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa zamanında
Nevşehirin yıldızının parlamasıyla
önem kazanmıştır. Kurtuluş savaşı
yıllarında Fransız İşgalcilere karşı
mücadele veren Kuvayi Milliyenin başlıca
Üstlerinden birisi olmuştur.Bugün Ulukışla
Niğde'ye bağlı bir İlçedir.
-
Ulukışla.............Başa
dön
-
16. Yüzyılın
ilk yarısında Osmanlı sadrazamlarından
Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılan
Kervansarayın hizmete girişiyle "ULUKIŞLAK
" olarak adlandırılmış ve daha sonra
"ULUKIŞLA" adını almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla ilçe statüsü
kazanmış ve Türkiye'nin en eski ilçeleri arasında
yerini almıştır. Babadan oğula geçen bir
yönetim şekli ile Kışla ve çevresine belirli
aralıklarda, Dudular, Berberoğulları, Çavuşukelköseler,
Hatipoğulları, Kadılar, Ağalar, Hamamcılar,
İlyasoğulları, Kalaklar, Körhamzalar, Hacıhocalar
sülaleleri yerleşmişlerdir. Yerleşim
merkezleri olarak; Küçükilbey, Büyükilbey, Alpagut ve
Ballık adını alan semtler seçilmişlerdir
NİĞDE
Eski adı Nahita veya Nikita’dan Niğde adına dönüştüğü
sanılıyor. Niğde yüksek dağlar arasında bir vadi. Etrafındaki
dağlar kış sporları için elverişli ama hiçbir tesis
yok. Çamardı ilçesinde Demirkazık dağcılar için en popüler
tırmanma parkuru ve zirvelerden. Demirkazık Köyü’nde
konaklanabilecek dağ evleri bulunuyor. Müthiş bir doğal
zenginliği yansıtan Aladağlar da trekking için en güzel
rotalardan biri. Aksaray’ın il olmasıyla Kapadokya’nın
bir bölümü de Niğde’den kopup gitmiş.
13. yy’da Anadolu’nun büyük ve önemli kentlerinden
olan Niğde’de Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden bir çok
tarihi eser bulunmaktadır.
Niğde Kalesi
Alaaddin Tepesi’nin kuzeyindeki kale 13. yy başında Selçuklular
tarafından yapılmıştır. 1470 yılında onarım, 1955 yılında
restorasyon görmüştür. Büyük bölümü çökmüş olan
kalenin ayakta olan kuzeyde kulesi Cumhuriyet’e kadar
hapisane olarak kullanılıyordu. Alaaddin Tepesi’nin doğusunda
burçlar, güneyinde sur kapısı ayakta kalmıştır. Kalenin
güneyinde Rahmaniye Camisi ile Alaaddin Camisi (1223) görülmektedir.
Alaaddin Tepesi’nin güneybatı eteğinde Sungur Bey
Camisi (Ulu Cami) 1335’de yapıldı, 1470’de onarım,
1970’de restorasyon gördü.
Hüdavent Hatun Türbesi 1312’de yapıldı, 1962’de
esaslı bir onarım gördü. Dış Cami Alaaddin Tepesinin batı
eteğindedir. 14. yy başında yapıldı.
Arkeoloji Müzesi 1409 yılında yapılan Ali Bey
Medresesi’ndedir. (Ak Medrese) Müze, Öğretmen Okulu karşısında
yapılan yeni binaya taşınacaktır. Hitit, Roma, Bizans
eserleri yanında Ihlara’da bulunmuş rahibe mumyası ilgi
çekicidir.
Gümüşler kasabasında Bizans dönemi eseri Kaya Manastırı
iyi korunmuş güzel örneklerinden biri. Değirmenli Kasabası’ndaki
doğal mağara belediyenin ışıklandırması ile
gezilebiliyor. Fakat kazı ve temizlenme işlemleri
tamamlanmamış. Değirmenli yolundan gidilen Kavlaktepe’de
bir yeraltı şehri ortaya çıkarıldı 1990 yılında. İki
katı ortaya çıkarılan yeraltı şehrinin yeni bölümlerinin
ortaya çıkarılması için çalışmalar sürdürülüyor.
Hasandağı’nın eteklerinde Altınhisar ilçesine bağlı
Keçikalesi Köyü adını tepenin zirvesindeki kaleden alıyor.
Göllüdağ
Niğde’nin 20 km. kuzeyinde, Bozköy ile Kömürcü Köyü
arasında kalan Göllüdağ’da Hititlerden kalma bir kentin
kalıntıları bulunmaktadır. Surların çevirdiği alanda
bir de krater gölü oluşmuştur. Kalıntılar arasında
caddeler, yapılar, arslan kabartmaları bulunan 110 x 260 m
boyutunda saray ya da tapınak olduğu sanılan bir yapı vardır.
Roma eseri su kemerleri de ortaya çıkarılmıştır.
Kemerhisar bucağında bulunan 1,5 km. uzunluğundaki kemerler
kesme taştan yapılmıştır ve kente su taşımak için yapıldığı
anlaşılmaktadır.
Tyana (Tuvanvua)
Bor ilçesinin 10 km. güneyinde, Kemerhisar bucağında
Hitit kenti olan Tuvanvua’nın kalıntıları görülmektedir.
Kentin Hellenistik, Pers, Roma ve Bizans dönemlerini yaşadığı
anlaşılmaktadır. Çevre halkının "Kızhisar"
veya "Kilisehisar" diye adlandırdığı ören
yerinde 1.5 km’lik Roma su kemerleri görülebiliyor.
Kaplıcalar
Niğde ilinde Çiftehan, Kemerhisar, Kocapınar, Kokaksu
gibi kaplıcalardan da yararlanılabilir. (Çiftehan’da 2 yıldızlı
bir kaplıca oteli var.)
-
|